İran: Füze pazarlığı yapmadık, ne bunu yapacağız ne de uranyum zenginleştirmeyi durduracağız

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ravançi, geçtiğimiz aralık ayı başlarında Avrupalılarla yapılan ikinci tur görüşmelerin sonuçları hakkında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’na bilgi verirken (İran Şura Meclisi internet sayfası)
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ravançi, geçtiğimiz aralık ayı başlarında Avrupalılarla yapılan ikinci tur görüşmelerin sonuçları hakkında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’na bilgi verirken (İran Şura Meclisi internet sayfası)
TT

İran: Füze pazarlığı yapmadık, ne bunu yapacağız ne de uranyum zenginleştirmeyi durduracağız

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ravançi, geçtiğimiz aralık ayı başlarında Avrupalılarla yapılan ikinci tur görüşmelerin sonuçları hakkında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’na bilgi verirken (İran Şura Meclisi internet sayfası)
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ravançi, geçtiğimiz aralık ayı başlarında Avrupalılarla yapılan ikinci tur görüşmelerin sonuçları hakkında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’na bilgi verirken (İran Şura Meclisi internet sayfası)

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Macid Takht Ravançi, İran Şura Meclisi’nin Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’na verdiği brifingte İran'ın kırmızı çizgilerini müzakere etmediğini ve etmeyeceğini, buna uranyum zenginleştirilmesinin ve balistik füze programının durdurulmasının da dahil olduğunu söyledi.

Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü İbrahim Rızai yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Macid Takht Ravançi’nin cumartesi günü İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff arasında Umman'ın arabuluculuğunda Maskat'ta gerçekleşen üçüncü tur müzakereler hakkında komite üyelerine bilgi verdi.

İran ve ABD, cumartesi günü yaptıkları açıklamada önümüzdeki hafta nükleer programını kısıtlamak üzere gerçekleşen müzakerelere devam etme konusunda anlaştıklarını belirtirken, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi onlarca yıldır süren krizi çözmeye yönelik müzakerelerin başarısı konusunda ‘son derece temkinli’ konuştu.

Rızai, müzakerelerin Maskat ve Roma'daki ilk iki turunda genel tartışmaların ele alınmasının ardından üçüncü turda ‘müzakerelerin ayrıntılarına girildiğini’ söyledi.

Rızai, sözlerini şöyle sürdürdü:

Takht Ravançi, ABD tarafının çelişkili tutumları olduğunu açıkladı. Uranyum zenginleştirmenin İran'ın kırmızı çizgileri arasında olduğunu ve geri çekilmeyeceğini vurguladı.  Bu turda müzakerelerin ayrıntılarına girilmesi için bir çerçeve belirlenmeye çalışıldığını ve esaslı konuların görüşülmesine geçilmeye çalışıldığını söyledi.

Rızai, İran Dışişleri Bakan Yardımcısının Umman'ın ‘müzakereler için bir arabulucu ve merkez’ olmaya devam edeceğini vurguladığını belirtti.

Bu arada İranlı bazı gayrı resmi kaynaklar, Tahran'ın ABD'nin gelecek hafta yapılması planlanan müzakerelerin dördüncü turunun Maskat'tan Londra'ya taşınması önerisini reddettiğini açıkladılar.

ABD'li üst düzey bir yetkili cumartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada dördüncü turun bir Avrupa başkentinde yapılacağını söylemişti.

Rızai, üçüncü turun ‘iki ana eksene odaklandığını, tüm yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer programının barışçıl niteliği konusunda güven inşa etmek’ olduğunu söyledi.

Ravançi’nin uranyum zenginleştirmenin ‘taviz verilemeyecek sabitelerden biri’ olduğunu açıkladığını belirten Rızai, “ABD ile yapılan müzakerelerde sadece nükleer meselenin ele alındığını, zenginleştirmenin durdurulması ya da savunma kabiliyetlerinin tartışılmadığını söyledi. Ek konular dayatmaya yönelik her türlü girişimin reddedileceğini vurguladı” diye ekledi.

Rızai toplantıda ‘gerçek ekonomik faydalar elde etme ihtiyacının vurgulandığını’, petrol, gaz, gemicilik ve finans sektörleri üzerindeki yaptırımların kaldırıldığını, dondurulmuş fonların serbest bırakıldığını ve İran'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) dosyası ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) soruşturma dosyasının kapatıldığını söyledi.

Şura Meclisi’nin ‘ulusal çıkarları koruyan’ müzakereleri desteklediğini vurgulayan Rızai, snapback mekanizmasının devreye sokulmasının İran'ı Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasından (NPT) çekilmeye itebileceği uyarısında bulundu.

Ayrıca Çin ve Rusya ile ilişkilerin güçlendirilmesinin ve ekonominin müzakerelere bağlanmamasının önemine dikkati çeken Rızai, Rusya ile stratejik anlaşmanın hızla sonuçlandırılması ve onaylanmak üzere parlamentoya sunulması gerektiğini vurguladı.

Öte yandan Abbas Arakçi, müzakerelerin üçüncü turunun sona ermesinin ardından İran devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Müzakereler çok ciddi ve teknik bir şekilde devam ediyor ve hem ana konularda hem de ayrıntılarda hala farklılıklar var” ifadelerini kullandı.

Arakçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her iki tarafta da ciddiyet ve kararlılık var... Ancak görüşmelerin başarılı olacağına dair iyimserliğimiz son derece temkinli.”

ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili görüşmeleri ‘olumlu ve verimli’ olarak nitelendirirken iki tarafın ‘yakında’ Avrupa'da tekrar bir araya gelme konusunda mutabık kaldığını sözlerine ekledi. Daha yapılacak çok iş olduğunu belirten ABD’li yetkili, ancak ‘bir anlaşmaya varma yolunda daha fazla ilerleme kaydedildiğini’ de sözlerine ekledi.

Rusya’nın müdahalesi

Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün yayınlanan bir röportajında hem ABD hem de Tahran'ın faydalı olacağını düşünmesi halinde Rusya'nın İran'ın zenginleştirilmiş nükleer materyalini depolamaya istekli olacağını söyledi.

Kremlin, nisan ayı ortalarında Rusya'nın ABD ile olası bir nükleer anlaşma çerçevesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını almaya istekli olup olmayacağına ilişkin bir soruya yanıt vermekten kaçındı.

frgtyhuı
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un Moskova'daki görüşmelerinden bir kare, 18 Nisan 2025 (AP)

İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre İran'ın, nükleer programını kısıtlamak üzere ABD ile gelecekte varılacak bir anlaşmanın bir parçası olarak zenginleştirilmiş uranyum stokunu Rusya gibi üçüncü bir ülkeye devretmesi yönündeki ABD önerisini reddetmesi bekleniyor.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın İran'ın uranyum rezervlerini almayı kabul edip etmeyeceği ve Tahran'ın bu konuyu Moskova ile görüşüp görüşmediği sorusuna “Bu soruyu yorumsuz bırakacağım” yanıtını verdi.

Lavrov, daha sonra Rusya'nın ‘yardım etmeye, arabuluculuk yapmaya ve hem İran hem de ABD'nin yararına olacak her türlü rolü oynamaya hazır olduğunu’ söyledi.

Moskova, BMGK’nın veto yetkisine sahip bir daimi üyesi ve ABD Başkanı Donald Trump'ın ilk döneminde 2018 yılında tek taraflı olarak çekildiği bir önceki nükleer anlaşmanın imzacısı olarak İran ile dünya güçleri arasında yapılan nükleer anlaşma müzakerelerinde rol oynamıştı.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen müzakerelerin ikinci turu öncesinde müzakerelerin gidişatı hakkında Kremlin'i bilgilendirmesi için Bakan Arakçi'yi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e iletilecek bir mesajla birlikte Moskova'ya gönderdi.

Arakçi, Lavrov'la görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada İran'ın nükleer programı konusunda bir anlaşmaya varılabileceğine inandığını ve Rusya'nın bu anlaşmada bir rol oynamasını umduğunu söyledi.

ABD'nin baskısı

UAEA’ya göre İran, 2019 yılından bu yana, nükleer silah yapmak için gereken yaklaşık yüzde 90 seviyesine yakın olan yüzde 60 saflıktaki uranyum zenginleştirmesini ‘önemli ölçüde’ hızlandırmak da dâhil olmak üzere, nükleer anlaşmada yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek kısıtlamaları ihlal ediyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada İran'ın varılacak herhangi bir anlaşma çerçevesinde uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdurması ve Buşehr'deki tek faal atom enerjisi santraline yakıt sağlamak için ihtiyaç duyduğu zenginleştirilmiş uranyumu ithal etmesi gerekeceğini söyledi.

İranlı yetkililere göre Tahran, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında nükleer programına bazı kısıtlamalar getirilmesini müzakere etmeye açık, ancak uranyum zenginleştirme programını sona erdirmek ya da zenginleştirilmiş uranyum stokunu teslim etmek İran'ın müzakerelerdeki ‘taviz verilemez kırmızı çizgileri’ arasında yer alıyor. Avrupalı bazı diplomatlar, Avrupa ülkelerinin ABD'li müzakerecilere kapsamlı bir anlaşmanın İran'ın balistik bir füzeye nükleer başlık takma kabiliyetini edinmesini engelleyecek kısıtlamalar içermesini önerdiklerini söyledi. Tahran, balistik füze programı gibi savunma yeteneklerinin müzakere edilemez olduğunda ısrar ediyor. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan İranlı bir yetkili cuma günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın balistik füze programını görüşmelerin önündeki en büyük engel olarak gördüğünü söyledi.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.