Perde arkasında kalmayı tercih eden Pakistan'ın  en güçlü adamı Hindistan'la yüzleşmek için meydana çıktı

Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, Yeni Delhi yönetiminin herhangi bir askeri hareketine, hızlı, kararlı ve şiddetli bir yanıtla karşılık verileceğini söyledi.

Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, geçtiğimiz 1 Mayıs Perşembe günü askerleriyle konuşuyor. (Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Ofisi-AFP)
Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, geçtiğimiz 1 Mayıs Perşembe günü askerleriyle konuşuyor. (Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Ofisi-AFP)
TT

Perde arkasında kalmayı tercih eden Pakistan'ın  en güçlü adamı Hindistan'la yüzleşmek için meydana çıktı

Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, geçtiğimiz 1 Mayıs Perşembe günü askerleriyle konuşuyor. (Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Ofisi-AFP)
Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, geçtiğimiz 1 Mayıs Perşembe günü askerleriyle konuşuyor. (Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Ofisi-AFP)

Yakın zamana kadar Pakistan'ın en güçlü adamı perde arkasında kalmayı tercih ediyordu. Kamuoyu önüne çıkışlarını sıkı bir şekilde kontrol ediyor ve açıklamalarını askeri etkinlikler sırasında yaptığı hazırlıklı konuşmalarla sınırlıyordu.

Ancak yaklaşık iki hafta önce Hindistan kontrolündeki Keşmir'de meydana gelen ölümcül terör saldırısının ardından Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, Pakistan ile Hindistan arasında artan gerilimin merkez üssü haline geldi.

Pahalgam kasabası yakınlarında 20'den fazla turistin ölümüne neden olan saldırıya güçlü bir yanıt verilmesi için Hindistan yönetimine baskı artarken, Münir de ateşli söylemiyle Pakistan'ın tutumunu belirlemeye başladı.

Geçtiğimiz perşembe günü bir askeri tatbikat sırasında Münir, tankın üzerine çıkıp askerlere hitaben “Belirsizliğe yer yok. Hindistan'ın herhangi bir askeri macerasına hızlı, kararlı ve şiddetli bir karşılık verilecektir” diyerek Hindistan'ın herhangi bir saldırısına Pakistan'ın eşit ya da daha büyük bir güçle karşılık verme taahhüdüne atıfta bulundu.

scdfrgty
Pakistanlı bir kız, 2 Mayıs'ta Karaçi'de Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir'in resimlerinin asıldığı Hindistan karşıtı bir protesto sırasında kameralara böyle yansıdı. (EPA)

Münir'in yorumları Hindistan ve Pakistan'da, güç gösterme ve halk desteği kazanma çabası olarak yorumlandı. Öyle ki Pakistan'da süregelen siyasi bölünmeler ve ekonomik krizler, iç politikanın yönlendirilmesinde uzun süredir gizli bir rol oynayan askeri kuruma olan geleneksel bağlılığı erozyona uğratmıştı.

Analistler Münir'i, Pakistan'ın en önemli iki askeri istihbarat kurumuna liderlik etmesi ve Hindistan'la süregelen çatışmanın temelde dini olduğuna dair inancıyla pozisyonları şekillenen, Hindistan'a karşı sertlik yanlısı biri olarak tanımlıyor.

Hindistan'da pek çok kişi Münir'in terör saldırısından altı gün önce İslamabad'daki Pakistanlı bir topluluğa Hindistan ve Pakistan arasında bölünmüş olan ve her ikisinin de üzerinde hak iddia ettiği Keşmir'in, Pakistan'ın can damarı olduğunu söylediği sözlerine atıfta bulundu.

Bu ifade Pakistan milliyetçi söyleminin yerleşik bir parçası olup Keşmir'in ulusal kimlik açısından stratejik ve sembolik önemini yansıtmaktadır. Hindistan Dışişleri Bakanlığı açıklamayı kışkırtıcı olarak nitelendirerek Keşmir'in, Hindistan'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Mevcut krizin tırmanması ya da yatışması büyük ölçüde uluslararası diplomasinin yanı sıra iç siyasi dinamiklere de bağlı görünüyor.

ABD ve Birleşmiş Milletler (BM), her ikisi de nükleer silaha sahip olan Hindistan ve Pakistan'a gerilimi azaltma yönünde çalışmaları çağrısında bulundu. Pakistan'ın BM Daimî Temsilcisi Asım Ahmed cuma günü yaptığı açıklamada, Pakistanlı yetkililerin Çinli mevkidaşlarıyla gerilimi görüştüklerini söyledi. Çin, Pakistan'ın müttefiki ve Pakistan'da ekonomik çıkarları var.

Ancak diplomasi yeterli olmayabilir. Hindistan'ın güçlü Başbakanı Narendra Modi, Hindistan'ın her bir teröristi ve destekçilerini dünyanın sonuna kadar takip edeceği sözünü verdi.

frgtyh6u
Pakistan ordusunun 1 Mayıs Perşembe günü gerçekleştirdiği askeri tatbikattan (Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Ofisi - AP)

Keşmir'de 2016 ve 2019 yıllarında Hint güvenlik güçlerine yönelik saldırıların ardından Hindistan yönetimi, Pakistan içindeki terörist kamplarını vurarak karşılık verdi. Bu kez, bir turistik bölgede 26 kişinin öldüğü (bölgede son yıllarda gerçekleşen en ölümcül saldırı) saldırının ardından Hintli yazar ve gazeteci Aditya Sinha, iddia edilen kamplara yönelik sınır ötesi bir hava saldırısının Hindistan'daki aşırı sağcıların kana susamışlığını bastırmayacağını savundu.

Münir ise Pahalgam saldırısından sonra açıkça ideolojik terimler kullanarak Hindistan ile kalıcı bir barış ihtimaline inanmadığını ima etti.

26 Nisan'da Pakistan Askeri Akademisi'nin mezuniyet töreninde öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada Münir, Pakistan'ın 1947'de kurulmasına temel teşkil eden ve Hindular ile Müslümanların ayrı vatanlara ihtiyaç duyan iki ayrı millet olduğunu savunan İki Ulus Teorisi’ne atıfta bulundu.

Bu teori Pakistan ulusal kimliğinin ve dış politikasının temel taşlarından biri olmaya devam etmiştir. Geçmişte Pakistanlı generaller bu ideolojik retoriği Hindistan'la gerginlik zamanlarında kullanmış ve diplomatik bir ton hâkim olduğunda dozunu düşürmüşlerdir. Ancak Münir'in bu teoriyi yeniden canlandırması ve tekrarlaması Hindistan'daki pek çok kişi tarafından Pakistan'ın Hindistan'a karşı tutumunda önemli bir değişim olarak yorumlandı.

Münir’in Keşmir'i, Pakistan'ın can damarı olarak tanımlaması Hindistan'da özel bir etki yarattı. Münir aynı konuşmasında “Keşmirli kardeşlerimizi Hint işgaline karşı verdikleri kahramanca mücadelede yalnız bırakmayacağız” dedi.

dfgyhtju
Pakistan Genelkurmay Başkanı Asım Münir, 1 Mayıs Perşembe günü yapılan askeri tatbikat sırasında askerleriyle konuşuyor. (Pakistan Silahlı Kuvvetleri Halkla İlişkiler Ofisi - AP)

Hint internet gazetesi ThePrint'in editörü Shekhar Gupta, söz konusu açıklamaların zamanlamasının Hindistan yönetimi açısından görmezden gelinmesini zorlaştırdığını söyledi.

Keşmir... Savaşlar ve isyanlar

Keşmir bölgesi, 1947 yılında Britanya Hindistanı'nın bölünerek iki ülkenin kurulmasından bu yana Hindistan-Pakistan rekabetinin merkezi olmuştur. Keşmir, savaşlara, isyanlara ve uzun süreli askeri konuşlanmalara tanıklık ederek dünyanın en istikrarsız bölgelerinden biri haline gelmiştir.

Bu mevcut çatışma Münir'in uğraştığı ilk bölgesel kriz değil. Münir, 2019 yılında Keşmir'deki bir intihar saldırısı, Hindistan'ın hava saldırılarını ve geçici bir askeri gerilimi tetiklediğinde Pakistan istihbaratının başındaydı. Münir’in buradaki görev süresi birkaç ay sonra dönemin başbakanı İmran Han'ın kendisini görevden almasıyla sona erdi.

İmran Han daha sonra Münir'in ordu şefliğine terfi etmesine karşı çıktı ve ilişkileri gergin kaldı. İmran Han, askeri liderlikle ilişkilerinin kötüleşmesinin ardından Nisan 2022'de görevden alındı. Bu olaydan yedi ay sonra Münir görevi devraldı.

Münir kamuoyundaki imajını kontrol etmeye özen gösteriyor ve spontane açıklamalardan kaçınıyor. Münir’in konuşmaları, genellikle dini referanslar içeren güç ve netlikle karakterize ediliyor.

Pakistan'ın eski ABD Büyükelçisi Hüseyin Hakkani, Münir'in dindarlığa gömülmüş olduğunu ve bunun Hindistan ile ilişkilere bakışına yansıdığını söyledi. Hakkani, “En iyi ihtimalle gerilimi yönetmeye çalışıyor olabilir. Yani bu süreçte mümkün olduğunca siyasi puan toplamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Bu şekilde Münir, 1980'lerde General Muhammed Ziyaü’l Hakk'ın Afganistan'da Sovyetler Birliği'ne karşı Taliban'ı desteklediği dönemde ABD ile koordineli olarak başlattığı bir eğilim olan Pakistan silahlı kuvvetleri içinde artan dini yönelimin bir uzantısı gibi görünüyor.

Münir, muhalefeti bastırma suçlamalarının hedefinde olsa da onun dönemi ordunun Pakistan'da siyaset ve toplum üzerindeki kontrolünün artmasıyla şekillendi.

Hakkani, Münir için “Kontrolü sevilmeye tercih ediyor gibi görünüyor. İç politikaya yaklaşımı bu. Hindistan'la ilişkilerde de bu şekilde davranıyor” dedi.

Ordunun Hindistan ile ilişkilerde daha güçlü bir rol üstlenmeye başladığı ve geleneksel olarak emekli generaller ya da siviller tarafından üstlenilen Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine istihbarat servisi başkanını atayarak gelecekteki müzakereler üzerindeki kurumsal kontrolünü kurumsallaştırdığı açık.

Bugüne kadar iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler donmuş durumda. Sessiz diplomasi yerine alenen düşmanca mesajlar birincil iletişim aracı haline gelmiştir. Böyle bir ortamda, yanlış hesaplama riski önemli ölçüde artıyor.

İslamabad'da siyaset ve güvenlik analisti olan Zahid Hüseyin, Hindistan'ın askeri saldırı başlatması halinde Pakistan'ın karşılık vermek zorunda kalacağını söyledi.

Hüseyin, “Asıl soru, Sayın Modi'nin bu noktada durmayı tercih edip etmeyeceğidir. Hindistan'ın sınırlı saldırıları bile geniş çaplı bir çatışmaya dönüşebilir” ifadelerini kullandı.



Putin: Rusya Ukrayna'da "haklı mücadeleyi" kazanıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (DPA)
TT

Putin: Rusya Ukrayna'da "haklı mücadeleyi" kazanıyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (DPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (DPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus güçlerinin Ukrayna'da "haklı bir mücadele" olarak nitelendirdiği bir zafer kazandığını söyledi.

Putin, dün Kremlin web sitesinde yayınlanan bir videoda, "Savaşçılarımız ve komutanlarımız saldırıya geçiyor ve tüm ülke, tüm Rusya bu haklı mücadeleyi veriyor ve sıkı çalışıyor... Birlikte Anavatan sevgimizi ve tarihi kaderimizin birliğini savunuyoruz, savaşıyoruz ve kazanıyoruz" dedi.

Rusya, 24 Şubat 2022'de Ukrayna'ya tam kapsamlı bir işgal başlattı ve bunu komşusunu silahsızlandırmak ve Nazizmi ortadan kaldırmak için "özel bir askeri operasyon" olarak nitelendirdi.

Kiev ve müttefikleri, işgalin toprak ele geçirmeye yönelik haksız bir emperyalist girişim olduğunu söylüyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın çatışmayı sona erdirmek için Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve diğer Avrupalı ​​liderlerle ayrı ayrı zirveler de dahil olmak üzere diplomatik çabalarına rağmen, savaşın sonu görünmüyor.

Savaş alanı haritalarına göre Rusya, Kırım ve ülkenin doğu ve güneydoğusundaki önemli bir kısım toprak da dahil olmak üzere Ukrayna topraklarının yaklaşık 114 bin 500 kilometrekaresini, yani %19'unu kontrol ediyor.

Trump geçen hafta, Ukrayna'nın bu toprakları geri alma şansı olduğunu söyleyerek, önceki tutumunu tersine çevirdi. Washington, Kiev'in Rusya'nın derinliklerine saldırmak üzere Tomahawk füzeleri talebini değerlendirdiğini belirtti.


Hamas, kendisine ulaşan Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planını “iyi niyetle” inceliyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın iki üyesi (Reuters - Arşiv)
Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın iki üyesi (Reuters - Arşiv)
TT

Hamas, kendisine ulaşan Trump’ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planını “iyi niyetle” inceliyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın iki üyesi (Reuters - Arşiv)
Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın iki üyesi (Reuters - Arşiv)

Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir yetkili, Katarlı ve Mısırlı arabulucuların dün Hamas temsilcileriyle bir araya gelerek onlara ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hazırladığı planı teslim ettiklerini söyledi.

Kimliğini açıklamak istemeyen kaynak, Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır Genel İstihbarat Direktörü Mahmud Reşad'ın Hamas’ın müzakerecileriyle görüşerek onlara 20 maddelik planı sunduklarını belirtti. Kaynağa göre Hamaslı müzakereciler, arabuluculara planı iyi niyetle inceleyeceklerini ve yanıt vereceklerini söylediler.

Hamas bağlantılı El Aksa TV, Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi'nin pazartesi günü yaptığı açıklamada, Trump’ın planının şartlarının ‘İsrail'in vizyonuna yakın’ olduğunu söylediğini aktardı.

ı8
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da ortak basın toplantısı düzenledi (EPA)

Kaynağa göre Merdavi, şunları söyledi:

“Trump'ın planı şimdiye kadar bize veya herhangi bir Filistinli tarafa ulaşmadı. Planı inceleyeceğiz ve Filistinli gruplarla tartışacağız.”

Bu sabah saatlerinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında Gazze'deki savaşı sona erdirme planını açıklayan Trump, Netanyahu’nun bu plana onay verdiğini ve Hamas'ın onayını beklediğini söyledi.


Trump'ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planı: Hamas'ın silahlarını teslim etmesi karşılığında İsrail’in kademeli olarak çekilmesi

TT

Trump'ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planı: Hamas'ın silahlarını teslim etmesi karşılığında İsrail’in kademeli olarak çekilmesi

Trump'ın Gazze’deki savaşı sona erdirme planı: Hamas'ın silahlarını teslim etmesi karşılığında İsrail’in kademeli olarak çekilmesi

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için planını resmen açıkladı. Planın en önemli maddeleri arasında İsrail ordusunun Gazze'den kademeli olarak çekilmesi ve Hamas Hareketi’nin silahlarının lağvedilmesi yer alıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu şartları kabul etti.

Trump, açıklamasını ‘Ortadoğu’da barış için tarihi bir gün’ olarak nitelendirerek, savaşı sona erdirme planının uygulanmasını İbrahim (Abraham) Anlaşmaları'nın genişletilmesiyle ilişkilendirdi. ABD Başkanı, planın Ortadoğu ülkelerinin liderlerinden ‘büyük destek’ gördüğünü belirtti.

Ölüm ve yıkımı sona erdirmek ve güvenlik, barış ve refah için yeni bir sayfasını açmak üzere Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinin liderlerinin verdiği desteği öven Trump, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün ve Türkiye'nin yanı sıra Endonezya ve Pakistan’ı selamladı.

d
İsrail savaşı sona erdirme planını onaylarken Başkan Trump siyasi zafer ilan etti (AP)

Trump, Hamas'ı planı kabul etmeye ve geriye kalan tüm rehineleri 72 saat içinde derhal serbest bırakmaya çağırdı. ABD Başkanı, Arap ülkelerinin Gazze'yi hızla silahsızlandırmayı, Hamas ve terör örgütlerinin silahlarına el koymayı ve silah üretim tesislerini imha etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini söyledi.

ABD Başkanı Trump, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hamas'ın bunu sona erdirmek istediğini duydum, bu iyi bir şey. Teklifi kabul ederlerse barış için yeni bir sayfa açacağız. İsrail'de büyük kalabalıklar -sanırım beni seviyorlar- rehinelerin serbest bırakılması için benim adımı haykırıyor. Herkes barış istiyor. Birçok ülke, onlarca yıldır süren bu durumdan bıktıkları için Filistin'i tanıdı.”

İsrail'in yıllarca ABD’nin desteğini aldığını ve almaya devam ettiğini hatırlatan Trump, Hamas’ın planı kabul etmemesi halinde Netanyahu'nun elinden geleni yapma hakkı olduğunu söyledi.

Trump, Gazze Şeridi sakinleri için kamu hizmetlerini ve belediyeleri yönetmekten sorumlu, siyasi olmayan Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteden oluşan geçici geçiş dönemi yönetimini denetleyecek olan ‘Barış Konseyi’ adlı yeni bir uluslararası geçici organa başkanlık yapacağını duyurdu.

Trump’a göre yeni organ daha sonra açıklanacak diğer üyeler ve devlet başkanlarından oluşacak ve aralarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair de yer alacak. Bu organ, Filistin Yönetimi reform programını tamamlayana kadar Gazze'nin yeniden inşası için çerçeveyi oluşturacak ve finansmanı yönetecek.

Trump, sözlerine şöyle devam etti:

“Benim başkanlığımda bir Barış Konseyi kuracağız ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair de konseyin üyeleri arasında yer alacak. Başka üyeleri de dahil edeceğiz. Hamas bu konseyde hiçbir rol oynamayacak. Gazze'de de herhangi bir rol üstlenmeyecek. Yeni hükümeti eğitmek için Dünya Bankası ile iş birliği yapacağız.”

Netanyahu planı onayladı

Netanyahu ise Trump’a teşekkür ederek, onu ‘İsrail'in en iyi dostu’ olarak nitelendirdi.

Netanyahu, Gazze'deki savaşı sona erdirmek, tüm rehineleri kurtarmak, Hamas'ı silahsızlandırmak, siyasi rolünü sona erdirmek ve İsrail'e tehdit oluşturmamasını sağlamak için bu planı onayladığını açıkladı.

Trump'a hitaben, “Sizin liderliğiniz altında, barışa doğru bir sonraki adımı atıyoruz” diyen Netanyahu, Gazze'nin barışçıl bir sivil yönetime sahip olacağını ve İsrail'in Gazze'nin güvenlik çevresinin sorumluluğunu üstleneceğini belirtti.

Trump'ın planının, İsrail hükümetinin savaşı sona erdirmek için belirlediği beş ilkeyle uyumlu olduğu belirten Netanyahu, bu ilkelerin; ölü ya da diri tüm rehinelerin eve geri getirilmesi, Hamas'ın silahsızlandırılması, Gazze'nin askerden arındırılmasının sağlanması, güvenlik kontrolünün sürdürülmesi ve Hamas ya da Filistin Yönetimi'nin olmadığı bir sivil otoritenin kurulması şeklinde sıraladı.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump'ın savaşı sona erdirme planını kabul ettiğini açıkladığı basın toplantısında bazı şartları ve çekinceleri dile getirdi (Reuters)

Netanyahu, ‘savaşın ertesi gün’ planının Hamas'ı silahsızlandırmak için uluslararası bir kuruluş kurulmasını içereceğini ve bu uluslararası kuruluşun başarılı olması halinde, silahsızlandırmanın derecesine bağlı olarak İsrail'in geri çekilmesiyle savaşın kesin olarak sona ereceğini söyledi.

Hamas'ın planı engellememesi konusunda uyaran Netanyahu, “Hamas planı engellerse, İsrail görevi tamamlar” ifadelerini kullandı.

Trump’a övgüde bulunan Netanyahu, onun Beyaz Saray'da İsrail'in en büyük dostu olduğunu kanıtladığını ve liderliğinin dünyayı daha iyi bir yer haline getirdiğini söyledi. İsrail Başbakanı, “Bugün, Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve barışa giden yolu açmak için önemli bir adım atıyoruz” dedi.

Netanyahu, ABD Başkanı’na hitaben; “Hamas'ın askeri kapasitesinin ortadan kaldırılmasını ve Gazze'nin İsrail'e bir daha saldırmayacağını garanti eden hedeflerimizle uyumlu olarak barış planınızı destekliyoruz. Planınız, hükümetimizin ilkeleriyle uyumlu” ifadelerini kullandı.

Hamas'ın plana onay vermesinin ardından, mütevazı bir geri çekilmeyle başlayacaklarını ve bir sonraki geri çekilmenin Hamas'ın silahsızlandırılmasıyla birlikte gerçekleşeceğini açıklayan İsrail Başbakanı, yakında Gazze'de güvenliği sağlayacaklarını ve Gazze'nin Hamas ya da Filistin Yönetimi tarafından yönetilmeyeceğini vurguladı.

Katar’dan özür diledi

Trump ve Netanyahu'nun düzenlediği basın toplantısından önce Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Başkan Trump’ın İsrail Başbakanı ile Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada, Netanyahu'nun İsrail tarafından Katar'da Hamas liderlerine düzenlenen füzeli saldırıda Katarlı bir askerin istemeden hayatını kaybetmesinden dolayı derin üzüntüsünü dile getirdiği aktarıldı.

Gazze’deki ateşkes anlaşması müzakereleri sırasında Hamas liderlerini hedef alarak İsrail'in Katar'ın egemenliğini ihlal etmesinden duyduğu üzüntüyü de dile getiren Netanyahu, İsrail'in gelecekte böyle bir saldırı düzenlemeyeceğini vurguladı.

Açıklamaya göre Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, ülkesine verilen bu güvenceleri memnuniyetle karşılarken, Katar'ın bölgesel güvenlik ve istikrara etkili bir şekilde katkıda bulunmaya devam etmeye hazır olduğunu teyit etti. Netanyahu da aynı konuda kararlılığını dile getirdi.

dfrgty
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Beyaz Saray'dan yaptığı telefon görüşmesi sırasında İsrail tarafından Katar'ın başkenti Doha’ya düzenlenen füzeli saldırı için Katarlı mevkidaşından özür dilediği anı gösteren kare (İsrail televizyonu Kanal 12)

ABD Başkanı ayrıca, iki lidere herkes için barış ve güvenliği güçlendirmek amacıyla iş birliğini artırmaya yönelik adımlar atmaya istekli olmalarından ötürü övgüde bulundu.

Üçlü mekanizma

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada İsrail ve Katar başbakanlarının, aralarındaki koordinasyonu güçlendirmek, iletişimi iyileştirmek, karşılıklı şikayetleri çözmek ve tehditleri caydırmak için ortak çabaları güçlendirmek amacıyla üçlü bir mekanizma kurulması yönünde ABD Başkanı tarafından sunulan öneriyi kabul ettikleri belirtildi. Açıklamaya göre iki taraf, yapıcı bir şekilde birlikte çalışmaya, yanlış algıları düzeltmeye ve her iki tarafın ABD ile olan güçlü ilişkilerini geliştirmeye yönelik ortak taahhütlerini teyit ettiler.

yu
İsrail tarafından Katar'ın başkenti Doha'ya düzenlenen hava saldırısında hedef alınan bina, 9 Eylül 2025 (Reuters)

İsrail televizyonu Kanal 12’ye göre Netanyahu, Katar Başbakanı'na hitaben, “İsrail'in saldırısında bir vatandaşınızın hayatını kaybetmesinden dolayı üzüntü duyduğumu bilmenizi isterim. İsrail'in hedefinin Hamas olduğuna ve Katar vatandaşları olmadığına sizi temin ederim. Ayrıca, İsrail'in gelecekte egemenliğinizi bir daha ihlal etmeyi planlamadığını garanti etmek isterim. Bunu Başkan Trump'ın huzurunda taahhüt ettim” dedi.

İsrail Başbakanı, şunları söyledi:

“Liderlerinizin İsrail'e karşı şikayetleri olduğunu biliyorum. İsrail'in de Katar'a karşı bazı şikayetleri var. Bu şikayetler, Müslüman Kardeşler'e (İhvan-ı Müslimin) verdiği destekten başlayarak, Al Jazeera yayın organı tarafından İsrail'in nasıl gösterildiğine ve üniversitelerde İsrail karşıtı duyguların desteklemesine kadar uzanıyor. İki ülke arasındaki şikayetleri ele almak için üçlü bir grup kurulması konusunda ABD Başkanı’nın önerisini memnuniyetle karşılıyorum.”