İsveçliler 478 saatlik canlı yayınla geyiklerin göçünü izledi

Çekimlerde bir de drone kullanıldı (SVT/AP)
Çekimlerde bir de drone kullanıldı (SVT/AP)
TT

İsveçliler 478 saatlik canlı yayınla geyiklerin göçünü izledi

Çekimlerde bir de drone kullanıldı (SVT/AP)
Çekimlerde bir de drone kullanıldı (SVT/AP)

Binlerce yıldır dereleri geçip buzları çözülen ormanlara doğru yola koyulan geyiklerin yolculuğu canlı yayına taşındı. Kesintisiz yayın, İsveç'teki milyonlarca kişiyi bir kez daha ekranlara kilitledi. 

İskandinav ülkesinin kamu yayıncısının SVT Play adlı platformunda yapılan bu canlı yayın, pazar akşamı sona erdi. Den Stora Älgvandringen (Büyük Sığın Göçü) adlı program, neredeyse üç hafta boyunca kesintisiz devam etti. 

İlk kez 2019'da yapılan yayın, bir deneyken kültür fenomenine dönüştü. 2024'te 9 milyona yakın izleyiciye ulaştı. 

Projeden sorumlu olan Johan Erhag, bu yıl 7'si gece görüşüne sahip 26 kamerayla 478 saatlik görüntü yakaladıklarını belirterek "Çok tatmin olduk" diyor. 

Bu sene 15 Nisan'da başlayan yayında, İsveç'in başkenti Stockholm'ün yaklaşık 290 kilometre kuzeyindeki Ångerman Nehri'nden geçen 70 sığın görüldü.

SVT ilk sığın görüldüğünde takipçilerine bildirim gönderdi. Programa adanmış bir Facebook grubu, 80 bine yakın takipçiye ulaştı.

Geyik meraklıları, hem görüntüleri yorumladı hem de bir sonraki sığının ne zaman belireceğine dair tahminler yaptı.

Bu sene kaç milyon kişinin bu yayınları izlediği henüz açıklanmadı. Ancak ülkenin kuzeyine doğru giden bu hayvanlar "yavaş TV" akımına gösterilen rağbetin de arttığını ortaya koydu. 

2009'da Norveç'in kamu yayıncısı NRK, Bergen'den Oslo'ya giden bir trenin 7 saatlik yolculuğunu canlı yayınla göstererek bu akımı başlatmıştı.

12 saatlik örme maratonları, 134 saatlik deniz yolculukları ve yanan şömine görüntüleri gibi birbirinden değişik denemeler de ilgi görüyor. 

Independent Türkçe, Guardian, Times



Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
TT

Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)

Ciddi bir nüfus krizinin yaşandığı Japonya'da sorunun daha da kötüleştiğini bildiren bir veri daha açıklandı. 

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı, ülkedeki çocuk nüfusunun bu sene de düştüğünü bildirdi. 

14 yaş ve altındaki çocuklar 1 Nisan 2025'te 13,66 milyon olarak ölçüldü. Geçen sene bu rakam, 350 bin daha fazlaydı.

Dün kamuoyuna duyurulan veriler, bu trendin 44 yıldır kesintisiz sürdüğünü ortaya koyuyor.

Japonya'da toplam nüfusun yalnızca yüzde 11,1'ini çocuklar oluşturuyor. ABD'de bu oran yüzde 21,7, Çin'deyse 17,1. 

5 Mayıs'taki Çocuk Bayramı öncesinde yapılan bu açıklama, düşen doğum oranları ve hızla yaşlanan nüfusa dair endişeyi büyüttü. 

Nüfusun istikrarlı bir şekilde devamı için kadınların doğum ortalamasının 2,1 olması gerekiyor. Ancak Japonya'da bu rakam son yıllarda 1,3 civarında dolaşıyor. 

Bu da ölüm sayılarının doğumları geçmesiyle birlikte ülke nüfusunun azalmasına neden oluyor. Örneğin 2014'te 1,62 milyon kişinin öldüğü ülkedeki doğumlar, bu rakamın yarısından da azdı. 

Nüfusun yüzde 20'sinden fazlası da 65 yaşının üstünde. 

fdgh
"Nakizumo" ya da "ağlayan sumo bebek yarışması" diye bilinen geleneksel festivalde ringe çıkan bebekler arasında ilk ağlayan kazanıyor (Reuters)

Düşen nüfus; işgücü, ekonomi, toplumsal yapı ve sosyal yardım sistemindeki sorunların büyümesi anlamına geliyor.

Ülkedeki evlilik teşvik edilse de önceki seneye göre artış 10 binde kaldı. Boşanma rakamlarında da artış var. 

Uzmanlar nüfus düşüşünün en az 20-30 yıl daha sürmesini bekliyor. 2024'te 123,4 milyon olan Japonya nüfusunun 2065'te 88 milyona gerileyeceği tahmin ediliyor. 

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek, evlilik ve çocuk teşviki, çocuk bakımevlerini artırmak gibi tedbirler alınıyor. Ancak hayat pahalılığı, düşük maaşlar, iş koşullarının zorluğu ve ülkenin yaşam alanlarının dar olması gibi sorunlar bu teşvikleri gölgeliyor. 

Bölgedeki Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkeler de benzer bir şekilde nüfus sorunuyla boğuşuyor. 

İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aynı sıkıntı yaşansa da göç yoluyla çözüm bulunabilliyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters