Fransa İsrail'e yönelik söylemini neden bu kadar sertleştirdi?

Barrot: Gazze adeta bir mezarlığa dönüştü... Filistin devletini tanıyacağız

 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron pazartesi günü ülkesine yabancı yatırım çekmek için düzenlenen Fransa'yı Seçin Forumu’na katıldı. (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron pazartesi günü ülkesine yabancı yatırım çekmek için düzenlenen Fransa'yı Seçin Forumu’na katıldı. (EPA)
TT

Fransa İsrail'e yönelik söylemini neden bu kadar sertleştirdi?

 Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron pazartesi günü ülkesine yabancı yatırım çekmek için düzenlenen Fransa'yı Seçin Forumu’na katıldı. (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron pazartesi günü ülkesine yabancı yatırım çekmek için düzenlenen Fransa'yı Seçin Forumu’na katıldı. (EPA)

Fransa nihayet, İsrail'in Gazze Şeridi'nde her gün, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere onlarca sivili öldüren sürekli bombardımanları, 2,1 milyon insanı açlığa mahkûm etmesi, büyük ölçekli askeri operasyonları sürdürmesi, Gazze Şeridi'ni parçalaması ve tamamını kontrol ve işgal etme çabaları yoluyla her gün insani yasaları ihlal etmesi karşısında diplomatik dili bir kenara bırakmaya karar verdi.

Paris ve pek çok Avrupa ülkesini dehşete düşüren Binyamin Netanyahu hükümeti, bu yıkıcı savaşın sona erdirilmesi ve Gazze halkına insani yardım ulaştırılmasına izin verilmesi yönündeki tüm çağrılara kulak tıkadı ve 2 Mart'tan bu yana insani yardım tırlarının bölgeye girişini engelledi. Öte yandan uluslararası örgütler, halk arasında yaygın bir açlık olduğu ve İsrail güçlerinin doğrudan hedef almaktan çekinmediği hastanelere ulaşmanın imkânsız olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Haziran ayında Filistin devletinin tanınması

Paris şimdi diplomatik eldivenleri çıkarmaya karar verdiyse, bunun nedeni İsrail'e sadık olanlar da dahil olmak üzere Fransız kamuoyunun artık İsrail'in uygulamalarını kabul etmemesi ve hatta Ekim 2023'ten bu yana İsrail ile dayanışma içinde olan ve işlediği suçlar konusunda sessiz kalan Yahudi cemaatinin bile İsrail'i eleştirmeye başlamasıdır.

9 Ekim 2023 tarihinde Fransa'nın güneyindeki Marsilya kentinde İsrail'e destek yürüyüşü sırasında İsrail bayrağı sallayan göstericiler (AFP)9 Ekim 2023 tarihinde Fransa'nın güneyindeki Marsilya kentinde İsrail'e destek yürüyüşü sırasında İsrail bayrağı sallayan göstericiler (AFP)

Son zamanlarda Fransız basınında her eğilimden entelektüel, yazar ve sanatçılara sessiz kalmamaları yönünde çağrılar yapıldı. Birçok Avrupa ülkesinin İsrail'e silah ve mühimmat ihraç etmeye devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda, Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin kendilerini ‘insanlığa karşı suçların işlenmesinde suç ortaklığı’ nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) önünde bulabileceğine dair korkular da ortaya çıktı.

Paris'teki siyasi kaynaklara göre tüm bu gelişmeler ışığında Fransız hükümeti dilini değiştirerek uyarı, ikaz ve tehdit yoluna gitmeye karar verdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli çözüm temelinde barışçıl bir çözüm bulunması amacıyla 17-20 Haziran tarihleri arasında Birleşmiş Milletler'de (BM) Suudi Arabistan ile birlikte eş başkanlığını yapacağı konferans vesilesiyle ülkesinin Filistin devletini tanıyabileceğini söyledi. Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot da dün sabah France Inter radyosuna verdiği demeçte, ülkesinin Filistin devletini tanımaya kararlı olduğunu belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 24 Ekim 2023 tarihinde Batı Şeria'nın Ramallah kentinde yaptıkları görüşmede (AP)Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, 24 Ekim 2023 tarihinde Batı Şeria'nın Ramallah kentinde yaptıkları görüşmede (AP)

Barrot, “Gazze Şeridi'ndeki çocuklara şiddet ve nefreti miras bırakamayız. Bu nedenle tüm bunlar sona ermeli. Filistin devletini tanımaya kararlıyız. Bu konuda aktif olarak çalışıyorum. Çünkü hem Filistinlilerin çıkarına hem de İsrail'in güvenliğine uygun bir siyasi çözüme katkıda bulunmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Paris her zaman böyle bir tanımanın ‘kendisi için bir mesele olmadığını, ancak doğru zamanı seçmek istediğini’ dile getirdi. Paris'in ve pek çok kişinin korkusu, Gazze Şeridi'nde ya da Batı Şeria'da işler bu şekilde devam ederse, özellikle de İsrail'in Batı Şeria'yı ilhak etmeye ve Gazze Şeridi'ni yeniden ele geçirmeye kararlı olduğuna dair açık kanaat ışığında, tanınacak bir devlet olmayacağı.

Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada: Boş durmayacağız

Paris aynı zamanda bu adımının Avrupa'daki diğer ülkeleri de Filistin’i tanıma konusunda harekete geçirebilecek bir ‘lokomotif’ görevi görmesini istiyor. Fransa, Filistin yanlısı kimlikleri ile tanınmayan Birleşik Krallık ve Kanada'nın ilgisini çekmeyi başarmış görünüyor.

Pazartesi akşamı üç ülkenin (Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada) liderleri tarafından yayınlanan bildirinin son paragrafında şu ifadeler yer aldı: “Filistin Yönetimi, bölgesel ortaklar, İsrail ve ABD ile birlikte Arap planına dayalı olarak Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin düzenlemeler üzerinde uzlaşmaya varmak üzere çalışmaya devam ediyoruz. Haziran ayında BM'de düzenlenecek olan iki devletli çözüme ilişkin üst düzey konferansın bu hedef doğrultusunda uluslararası bir uzlaşmaya varılmasında oynayacağı önemli rolü vurguluyoruz. İki devletli çözüme ulaşılmasına bir katkı olarak Filistin devletini tanımaya kararlıyız ve bu amaçla başkalarıyla birlikte çalışmaya hazırız.”

Doğrudan tehdit

Bununla da yetinmeyen üç ülke, askeri operasyonlarına son vermesi için İsrail hükümetini ilk kez doğrudan tehdit etti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

Bildiride, “Netanyahu hükümeti korkunç eylemlerini sürdürürken biz de boş durmayacağız. İsrail yeni askeri saldırısına son vermez ve bölgeye insani yardım girişi üzerindeki kısıtlamalarını kaldırmazsa, buna karşılık ilave somut adımlar atacağız” denildi.

Bildirinin devamında “İsrail hükümetinin sivil halka temel insani yardım sağlamayı reddetmesi kabul edilemez. İsrail hükümetinin bazı üyeleri tarafından son zamanlarda kullanılan nefret dolu dili ve Gazze Şeridi'nde umutsuz bir yıkımla karşı karşıya olan sivillerin zorla yerlerinden edilmesi tehdidini kınıyoruz. Kalıcı zorla yerinden etme, uluslararası insancıl hukukun ihlalidir” ifadeleri yer aldı. Kısacası, üç ülke İsrail'e karşı bir iddianame kaleme aldı.

Bu bir ilerlemeyi temsil etse de İsrail'e Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını durdurma çağrısında bulunurken, açıklamalarında ‘Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonların durdurulması ve insani yardım girişine derhal izin verilmesi’ çağrısında bulundular. Bu durum, askeri operasyonların durdurulmasıyla ilgili olarak ‘derhal’ kelimesini kullanmaktaki isteksizlikleri konusunda soru işareti yarattı.

İsrail'e ekonomik izolasyon uygulanması

Fransa Dışişleri Bakanı Barrot, ülkesinin ‘İsrail'in insan hakları yükümlülüklerine saygı gösterip göstermediğini görmek için Avrupa Birliği (AB) – İsrail Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesini desteklediğini’ belirtti. Barrot, “Gazze Şeridi'ndeki bu durum devam edemez. Çünkü İsrail hükümetinin kör şiddeti ve insani yardımın engellenmesi, Gazze Şeridi'ni bir mezarlığa değilse bile bir ölüm yerine dönüştürdü” dedi.

Burada yine çok basit bir soru ortaya çıkıyor: Paris ve diğer Batılı başkentler, İsrail'in ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği bombardımanlarda on binlerce insanın ölmesi ve bunun iki katından fazlasının yaralanmasının ardından İsrail'in insan hakları yükümlülüklerini yerine getirmediğine dair kanıt bulamadılar mı? AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’ın basına verdiği demeçte, Gazze Şeridi'nde olup bitenleri unutarak, AB'nin Rusya'ya uyguladığı 17. yaptırım paketine odaklandığı düşünülürse, AB Komisyonu'nun İsrail'in insan hakları ihlallerini soruşturması ne kadar zaman alacak?

 Gazze Şeridi'ndeki evlerin yıkıntıları arasında yürüyen iki Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'ndeki evlerin yıkıntıları arasında yürüyen iki Filistinli kadın (Reuters)

Diğer taraftan çok güçlü bir ses Fransız hükümetini Gazze Şeridi'nde eylemsizlikle suçlamaya devam ediyor. Eski Başbakan ve Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin dün Macron'a hitaben yaptığı açıklamada, “Ukrayna konusunda sadece bildiri imzalamakla yetinirsek ne kadar güvenilir oluruz? Size eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın bugün Kanada ve Birleşik Krallık’la birlikte bir bildiri imzalamakla yetinmeyeceğini söyleyebilirim” dedi.

Geleneksel Gaullist sağın mensubu olan De Villepin, İsrail'in ‘Gazze Şeridi'ndeki etnik temizliğine’ son vermesi için ‘ekonomik ve stratejik izolasyon’ çağrısında bulundu. Ayrıca Avrupalıları, ‘İsrail ile Ortaklık Anlaşması’nı askıya almak, Avrupa ülkelerinden İsrail’e silah sevkiyatını yasaklamak ve İsrail hükümetini ve önemli İsrail askeri yetkililerini UCM’ye sevk etmek’ olan üç adımı atmaya çağırdı.



Ukraynalı askerler, Rus işgali altındaki hastaneden üç yıl sonra kurtarıldı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Ukraynalı askerler, Rus işgali altındaki hastaneden üç yıl sonra kurtarıldı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı, Rusya topraklarının derinliklerindeki bir hastanede üç yıl boyunca saklanan 4 Ukraynalı askerin kurtarıldığını açıkladı.

Komutan Oleksiy Neyijpapa, Facebook'ta yaptığı açıklamada, askerlerin 2022'deki bir çatışmada yaralandığını, Ukrayna'nın Rusya işgali altındaki topraklarında bulunan bir hastanede kaldığını ve burada "vicdanlı doktorların" onları Rus gizli servis ajanlarından korumaya yardımcı olduğunu söyledi.

Bir deniz piyadesi, üç Ulusal Muhafız ve askerlerin saklanmasına yardım eden bir sağlık çalışanı tahliye edildi.

Neyijpapa, kurtarma operasyonunu duyuran ve operasyonun nasıl gerçekleştirildiğine dair ayrıntılar veren bir gönderide "Bizim çocuklar hiç şansları yokmuş gibi görünürken hayatta kaldı" dedi.

dfgthy
Askerlerin saklanmasına yardımcı olan bir sağlık çalışanı da tahliye edildi (Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı)

Tahliye çalışmaları, kısa süre önce Moskova-Kiev esir takasında verilen bir deniz piyadesinin, ikizinin 2022'de Ukrayna'nın doğusundaki çatışmalar sırasında ağır yaralandığını söylemesinin ardından başladı.

Neyijpapa, "Bu bilgiyi edindikten sonra özel tahliye tedbirlerine başlama kararı aldım" dedi.

Daha sonra bu askerin ikiz kardeşiyle birlikte, üç yıldan uzun süredir orada kalmaya zorlanan üç Ukrayna Ulusal Muhafız askerinin de bu hastanede olduğu ortaya çıktı.

Güvenlik gerekçesiyle hastanenin yerini ya da askerlerin kimliğini açıklamadı.

Birkaç aşamaya bölünen operasyon, donanmanın Angels (Melekler) adlı özel kuvvetler birimi tarafından gerçekleştirildi. Neyijpapa bu birimin kuruluşundan bu yana 88 kişiyi Rus topraklarından kurtardığını söylüyor.

rtgyu
Cumhurbaşkanlığı Askeri Personel ve Aile Üyelerinin Haklarının Korunmasından Sorumlu Komiseri Olga Reshetylova, kısa bir süre önce takas edilen bir deniz piyadesinin ikiz kardeşinin 2022'de Ukrayna'nın doğusundaki çatışmalarda yaralandığını öğrendi (Ukrayna Deniz Kuvvetleri Komutanı)

Komutan "Bu bir inanç hikayesi" diye ekledi. 

Bizim çocuklar hiç şansları yokmuş gibi görünürken hayatta kaldı. Bu, düşman topraklarının kalbinden bile asker çıkarabilen Angels'ın gücüyle ilgili. Ve bizden olanı asla terk etmediğimizi bir kez daha kanıtladılar.

Duygusal bir videoda, bir askerin 4 yıldır görmediğini söylediği, kurtarılan kardeşini beklediği an görülüyor.

Videoda "Onu çok özledim. Şimdi onunla buluşacağım. Böyle bir şeyi atlatmak kolay değil" diyor.

"Askerlerimiz şu anda güvende ve nihayet yakınlarının yanındalar" diyen Neyijpapa, birimin "şimdiden 88 kişiyi kurtardığını ve Ukraynalı askerler için hiçbir şeyin imkansız olmadığını bir kez daha kanıtladığını" sözlerine ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski temmuzda yaptığı açıklamada, Kiev'in 2022'den bu yana 6 bin 400'den fazla Ukraynalının Rus esaretinden kurtulmasını sağladığını söylemişti. Bu askerlerin 5 bin 857'si Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleşen bir dizi esir takası sırasında serbest bırakıldı. Bu takasların çoğu, Moskova ve Kiev heyetlerinin bu yıl mayısta yeniden yüz yüze görüşmelere başlamasının ardından gerçekleşti.

Independent Türkçe


Katar, ABD’nin Doha’daki İsrail saldırısından önce Katar’ı bilgilendirdiği yönündeki Beyaz Saray açıklamalarını yalanladı

Salı günü Doha'da Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırısında hasar gören bir bina (Reuters)
Salı günü Doha'da Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırısında hasar gören bir bina (Reuters)
TT

Katar, ABD’nin Doha’daki İsrail saldırısından önce Katar’ı bilgilendirdiği yönündeki Beyaz Saray açıklamalarını yalanladı

Salı günü Doha'da Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırısında hasar gören bir bina (Reuters)
Salı günü Doha'da Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırısında hasar gören bir bina (Reuters)

Beyaz Saray Salı günü, Başkan Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkow'un Katar Dışişleri Bakanlığı'nın yalanladığı Doha'ya yönelik İsrail saldırısı hakkında Katar'ı önceden bilgilendirdiğini açıkladı.

Beyaz Saray sözcüsü Caroline Levitt gazetecilere, “Başkan Trump, Özel Temsilci Steve Whitford'a Katar'a yaklaşan saldırı hakkında bilgi vermesini talimat verdi ve o da bunu yaptı” dedi.

Levitt, ABD ordusunun İsrail saldırısından önce Trump yönetiminin diğer taraflarını da bilgilendirdiğini, ancak İsrail'in önceden orduyu bilgilendirip bilgilendirmediğine dair açıklama yapmayı reddetti.

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid Al-Ensari, Twitter hesabından “Katar'ın saldırıdan önceden haberdar edildiğine dair dolaşan iddialar tamamen asılsızdır” dedi. Ensari, ABD'li yetkilinin telefonunun, saldırıdan kaynaklanan patlamaların hala duyulduğu sırada geldiğini açıkladı.

Beyaz Saray sözcüsü, ABD başkanının saldırıdan sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Katar Emiri ile görüştüğünü ve Katar Emiri'ne “böyle bir olayın kendi topraklarında tekrarlanmayacağına” dair güvence verdiğini söyledi.

Beyaz Saray, Trump'ın İsrail'in Katar'daki Hamas hedeflerine yönelik saldırısının üzücü olduğunu ve bölgedeki barışı teşvik etmediğini düşündüğünü ifade ettiğini söyledi.


Saldırılar Netanyahu'yu hazırlıksız yakalarken Hamas, “Trump'ın mayınlarından” çekiniyor

Dün Kudüs'teki bir otobüs durağında meydana gelen saldırının olay yerinde polis memurları ve kurtarma ekipleri. Netanyahu olay yerini inceledi (AP)
Dün Kudüs'teki bir otobüs durağında meydana gelen saldırının olay yerinde polis memurları ve kurtarma ekipleri. Netanyahu olay yerini inceledi (AP)
TT

Saldırılar Netanyahu'yu hazırlıksız yakalarken Hamas, “Trump'ın mayınlarından” çekiniyor

Dün Kudüs'teki bir otobüs durağında meydana gelen saldırının olay yerinde polis memurları ve kurtarma ekipleri. Netanyahu olay yerini inceledi (AP)
Dün Kudüs'teki bir otobüs durağında meydana gelen saldırının olay yerinde polis memurları ve kurtarma ekipleri. Netanyahu olay yerini inceledi (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün iki büyük saldırıya maruz kaldı. İlki Kudüs'te yedi İsraillinin öldürüldüğü silahlı bir saldırıydı, ikincisi ise İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde Hamas'ın düzenlediği saldırıda dört askerinin öldürüldüğünü açıklamasıydı.

Netanyahu ve hükümet yetkilileri hiç vakit kaybetmeden, büyük bir güvenlik ihlali olarak değerlendirilen saldırının gerçekleştiği, hükümetin merkezinin bulunduğu Kudüs'e gittiler. Silahlı iki kişi, Kudüs yakınlarındaki Ramot Yerleşimi Kavşağı’nda bir yolcu otobüsüne ateş açtı. Polis tarafından yapılan açıklamada saldırganların etkisiz hale getirildikleri bildirildi. Netanyahu, “Şunu açıkça belirtmek isterim ki, bu olaylar terörle mücadele kararlılığımızı daha da güçlendiriyor” diyerek savaşlarına devam edeceğinin sinyalini verdi.

Hamas ve İslami Cihad hareketleri, saldırıyı üstlenmedi, ancak övdü. Dün akşam itibariyle, soruşturmalar faillerin bağlantılarını ortaya çıkarmadı. Filistin Yönetimi’nden yapılan açıklamada “Filistinli ve İsrailli sivillere yönelik her türlü saldırı’ kınandı. Açıklamada, ‘kaynağı ne olursa olsun, her türlü şiddet ve terörizmi reddetme’ çağrısı yapıldı.

Öte yandan Hamas kaynakları, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Gazze'deki savaşı sona erdirmek için kendilerine sunduğu fikirlerin ‘ortadan kaldırılması gereken birçok mayınlı madde’ içerdiğini belirtti. Aynı kaynaklar, kendilerine sunulanları sert bir tutum sergilemeden ele almaya açık olduklarını vurguladı.

Diğer taraftan İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, “Bugün Gazze semalarına güçlü bir kasırga vuracak” diyerek tehdit etti.