Dev Starship roketi dokuzuncu test uçuşu sırasında kayboldu

Starship uzay aracı dokuzuncu insansız test uçuşu için salı günü Teksas'tan uzaya fırlatılırken (Reuters)
Starship uzay aracı dokuzuncu insansız test uçuşu için salı günü Teksas'tan uzaya fırlatılırken (Reuters)
TT

Dev Starship roketi dokuzuncu test uçuşu sırasında kayboldu

Starship uzay aracı dokuzuncu insansız test uçuşu için salı günü Teksas'tan uzaya fırlatılırken (Reuters)
Starship uzay aracı dokuzuncu insansız test uçuşu için salı günü Teksas'tan uzaya fırlatılırken (Reuters)

Elon Musk'ın sahibi olduğu uzay şirketi SpaceX yetkilisi Dan Huot, dev Starship roketinin dokuzuncu test uçuşunun dün devasa aracın kaybolmasıyla sona erdiğini söyledi. Starship roketinin iniş sırasında patlamış olabileceğini belirten Hout, canlı yayın sırasında yaptığı açıklamada, “Starship ile irtibatımızı birkaç dakika önce resmen kaybettik. Bu nedenle dokuzuncu test uçuşunun sonuna geldik” dedi. Hout, yolculuğunu Hint Okyanusu'nda sonlandırması beklenen roketin üst katmanının atmosfere ‘kontrolsüz bir şekilde yeniden girişinden’ bahsetti.

Elon Musk'ın farklı gezegenlere seyahat etme tutkusunu taşıyan fütüristik bir projesi olan SpaceX'in Starship uzay aracı, önceki iki denemenin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından dokuzuncu insansız test uçuşu için dün Teksas'tan fırlatıldı.

SpaceX Super Heavy roket güçlendiricisine monte edilmiş bir Starship roketinde bulunan iki aşamalı uzay aracı, şirketin Brownsville yakınlarındaki Teksas Körfez Kıyısı'nda bulunan Starbase fırlatma sahasından yaklaşık 23.30’da (GMT)  fırlatıldı.

Canlı yayınında gerçekleşen fırlatma sırasında, Super Heavy'nin güçlü Raptor motor kümesi bir alev topu, egzoz ve su buharı bulutları arasında kükrerken, roketin fırlatma kulesinden gökyüzüne yükseldiği görüldü. SpaceX, Starship'in yeniden kullanılabilirliğini kanıtlamak amacıyla ilk kez bir Super Heavy roket güçlendiricisi ile fırlattı. İlk aşamada, 71 metre uzunluğundaki güçlendirici fırlatma rampasına geri dönmeyi denemeyecek, ancak Meksika Körfezi'ne kontrollü bir iniş yapacaktı.

Federal yetkililer, SpaceX'e Starship'in son uçuş denemesi için sadece dört gün önce lisans verdi. Çünkü Starship'in yaklaşık iki ay boyunca fırlatılmasını engelleyen kazayla ilgili soruşturma ancak sona erdi. Ocak ve mart aylarındaki son iki test uçuşu, aracın yükselirken patlayarak parçalara ayrılması, enkazın Karayipler'in bazı bölgelerine saçılması ve bölgedeki onlarca ticari uçuşun aksaması nedeniyle kalkıştan hemen sonra durdurulmuştu.

Federal Havacılık İdaresi, Starship projesinin dokuzuncu tam test uçuşu olan dünkü fırlatma için güzergâh etrafındaki enkaz tehlike bölgelerini genişletti. Daha önce arka arkaya yaşanan iki başarısızlık SpaceX'in önceleri kolaylıkla gerçekleştirdiği test uçuşlarının erken aşamalarında meydana gelmiş ve roket şirketini 2002 yılında kuran milyarder girişimci Musk'ın bu yıl hızlandırmaya çalıştığı programda büyük bir gerilemeye neden olmuştu.

Dünyanın en zengin adamı ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli bir destekçisi olan Musk, son günlerde siyasete çalkantılı bir şekilde dahil olmasının ve hükümet bürokrasisini azaltma girişimlerinin ardından dikkatini SpaceX de dahil olmak üzere çeşitli iş girişimlerine yeniden odaklamaya söz vermişti. Musk, dünkü testin başarılı olmasını çok istiyordu.

Musk, Starship'in bu on yıl içinde Ay'a ve nihayetinde Mars'a insan ve kargo gönderebilecek büyük, çok amaçlı, yeni nesil bir uzay aracı üretme hedefini gerçekleştirebileceğine inanıyor.



Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
TT

Almanya’da hazırlanan bir raporda Avrupa için NATO'suz bir geleceğe hazırlanılması çağrısı yapıldı

ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump istikrarsızlık kaynağı olarak görülüyor (AFP)

İnci Mecdi

Almanya ve Avrupa'nın önde gelen akademisyenleri, Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD’de yaşanan siyasi değişimler ve bunun NATO'nun güvenilirliği açısından doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulunarak Avrupalıları NATO'suz bir geleceği düşünmeye çağırdı. Almanya'nın önde gelen dört barış ve çatışma araştırma enstitüsü tarafından hazırlanan ve politika yapıcıları yakından ilgilendiren yıllık rapor, ‘Barışı Kim Kurtaracak?’ başlığı taşıyordu. Araştırmacılar raporda geleceğe dair karamsar bir tablo çizerken 1987 yılından bu yana bir barış raporunun bu kadar karamsar olduğu pek görülmemişti. 2025 Barış Raporu, Avrupa'nın barış hedefini desteklemeye devam ederken kendi güvenliği ve savunması için sorumluluk alması gerektiğinin altını çiziyor.

Almanca olarak yayınlanan ve Alman Yayın Kurumu (Deutsche Welle/DW) tarafından İngilizce olarak alıntılanan raporun giriş bölümünde Ukrayna, Gazze ve Sudan'da savaşların sürdüğü, 122 milyondan fazla insanın evlerinden edildiği ve dünya genelinde başka birçok şiddetli çatışmanın yaşandığı belirtildi. Rapora göre Atlantik'in diğer yakasında Başkan Trump, ülkesini otoriter bir devlete dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda dış politikasında kurallara uymak ve iş birliği yapmak yerine güç politikalarını tercih ediyor.

Avrupa Birliği ile ABD arasındaki ortaklığın sonu

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre araştırmacılar, ABD Başkanı ve “Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" (Make America Great Again - MAGA) hareketinin dünyanın en eski demokrasisini otoriter bir rejime dönüştürmeyi ‘kısa sürede ve çok az dirençle başardığını’ vurgularken uluslararası düzeyde ise ‘liberal kurumları ve kazanımları yok etmeyi’ teşvik ettiği ve ‘otoriter liderler ve diktatörlerle yakın ilişkiler kurarak liberal demokrasilerde aşırı sağcı popülist hareketleri’ desteklediğini belirtti.

Leibniz Barış ve Çatışma Araştırmaları Enstitüsü'nden Christopher Daase, Berlin'de raporun sunumu sırasında yaptığı açıklamada, son yıllarda analizlerinin Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısına ve Avrupa barış ve güvenlik sistemini kasıtlı olarak tahrip etmesine odaklandığını, ancak o zamandan bu yana güvenlik durumunun daha da kötüleştiğini söyledi. ABD'nin ‘başka bir istikrarsızlık kaynağı haline geldiğini’ söyleyen Daase, ‘otoriterliğin bulaşıcı hale gelme’ riski bulunduğunu da sözlerine ekledi. Daase, Avrupa'da uluslararası yargının zayıflatılması, akademik araştırma özgürlüğünün sorgulanması ve dini kurumlar gibi toplumsal aktörlerin bağımsızlığına müdahale girişimleri başta olmak üzere endişe verici işaretlere dikkati çekti.

2025 Barış Raporu, Avrupa ve ABD arasındaki ‘bildiğimiz’ transatlantik ortaklığın ‘bittiği’ tespitinde bulunuyor. Bu durumun askeri iş birliği için de geçerli olduğuna işaret eden araştırmacılar, “NATO'nun ortak savunma taahhüdünün güvenilirliği sarsıldı. ABD ile Rusya arasındaki yakınlaşma sadece Ukrayna'yı değil, Avrupa'nın çıkarlarını da tehdit ediyor” ifadelerini kullandılar. Daase, “Sorun şu anda NATO'nun temel değerleri çoktan çökmüş olmasına rağmen NATO olmadan hiçbir şey yapılamadığı için kimsenin NATO'nun sonuna geldiğini açıkça konuşmak istememesi” yorumunda bulundu. ‘NATO'yu aşmaya çalışıyoruz” diyen Daase, NATO'nun mümkün olan her yerde onunla birlikte çalışmaya devam etmesi ve aynı zamanda Avrupa'nın kabiliyetlerini güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Raporda Alman hükümetine ‘şeffaf ve aşamalı bir planla Avrupa savunma yapılarının geliştirilmesi ve entegrasyonu’ tavsiye edildi.

İsrail'e silah ihracatının durdurulması

Rapora katkı sağlayan araştırmacılar, uluslararası hukukun tüm dünyada erozyona uğraması, özellikle de sivillerin hedef alındığı, hastanelerin ve okulların kasten bombalandığı ve insani yardımların engellendiği ya da siyasi olarak istismar edildiği ‘savaşta insanlıktan çıkma’ sürecinin yaşandığını belirtirken bu duruma dair ciddi endişelerini dile getirdiler. Bu durum özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta ve Gazze'deki savaşta açıkça görülüyor. Ayrıca savaşın 53 binden fazla insanın ölümüne ve bölgenin büyük ölçüde yıkıma uğramasına neden olduğu Gazze Şeridi’ndeki durumdan duydukları dehşeti dile getiren araştırmacılar, İsrail’e Gazze ve Batı Şeria'da kullanabileceği tüm silah sevkiyatlarının ‘acilen durdurulması’ çağrısında bulundular. Raporda İsrail'in uluslararası insancıl hukuku ve insan haklarını ‘açıkça ihlal ettiği’ ve ‘meşru müdafaa sınırlarını aştığı’ vurgulandı. Raporda Alman hükümetine uluslararası hukuka saygı göstermesi ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Almanya'ya davet etmemesi çağrısında bulunuldu.