Kanada gerçekten AB üyesi olabilir mi?

"Çalışma çağındaki Kanadalıların yüzde 58'i üniversite mezunu"

"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
TT

Kanada gerçekten AB üyesi olabilir mi?

"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)
"Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapma" sözünü defalarca tekrarlayan ve radikal gümrük vergisi oranları açıklayan Donald Trump'ın tehditleri hem kuzey komşusunu hem de Avrupa'yı kızdırdı (Justin Tang/The Canadian Press/AP)

Avrupa Parlamentosu'nun geçen yıl Almanya'dan seçilen üyelerinden Joachim Streit, "Avrupa Birliği'ni güçlendirmeliyiz. Kanada Başbakanı'nın da dediği gibi, Avrupa dışındaki en Avrupalı ülke onlar" diyerek tartışmayı yeniden alevlendirdi. 

Birleşik Krallık'ın Guardian gazetesi, "Kanada, 51. ABD eyaleti olmayacak ama AB'ye katılabilir mi?" başlıklı bir haber yayımladı. 

Özgür Seçmenler Partisi'ne (FW) bağlı siyasetçi, hayatında Kanada'ya ayak basmadığını söylüyor. Ancak yine de ABD'nin kuzey komşusunun birliğe katılması için yürütülen kampanyada başı çekiyor. 

Joachim Streit, ABD'nin yeni başkanının izlediği politikalara işaretle "Donald Trump'ın eylemleri sonucunda Kanadalıların da ABD'ye duydukları güven bizim gibi sarsıldı. Dostlarımızla aramızdaki bağları güçlendirmeliyiz" diyor. 

Geçen ay başlattığı kampanyayla Kanada'nın AB'ye tam üye olması gerektiğini savunan Streit, şu ifadeleri de kullanıyor:

Güçlü bir üye olurlar. Gayri safi milli hasıla açısından 4. sıraya yerleşirler. NATO'ya üyeler. Çalışma çağındaki Kanadalıların yüzde 58'i üniversite mezunu.

60 yaşındaki siyasetçi, Kanada'nın enerji kaynaklarıyla Avrupa'yı Rusya'ya karşı da rahatlatacağını savunuyor. 

Ocak sonunda eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de Kanada'nın AB'ye davet edilmesi gerektiğini öne sürmüştü.  

Okyanusun iki yakasında yapılan anketler tarafların bu konuya sıcak baktığını gösteriyor.

Şubatta 1500 Kanadalıyla yapılan anket, yüzde 44'ünün AB'ye katılmaktan yana olduğunu ortaya koymuştu. 

Ancak AB Komisyonu Başsözcüsü Paula Pinho bu anketler kendilerini onurlandırsa da yalnızca Avrupa ülkelerinin birliğe katılmasını öngören AB Antlaşması maddesini martta hatırlatmıştı. 

Streit, bu engellerin aşılabileceği görüşünde. Fransa'nın denizaşırı topraklarının AB'nin parçası sayıldığını anımsatıyor.

Kanada'nın, Danimarka yönetimindeki Grönland üzerinden AB'ye komşu olduğunu da sözlerine ekliyor. 

Kampanyasını başlattığından beri Kanadalılarla sürekli temas halinde olduğunu belirten Streit, kendisine pek çok destek mesajı geldiğini belirtiyor. 

Streit, aldığı e-postalardan birinde "İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan Kanada, Birleşik Krallık bağı üzerinden Avrupa toprağı sayılmalı" argümanının geldiğini açıklıyor. Kanada'nın sembolik devlet başkanı III. Charles'ın Avrupalı olduğunu hatırlatarak ülkenin istenirse AB'ye dahil edilebileceğini savunuyor.

Independent Türkçe, Guardian, Euronews



BM Soruşturma Komisyonu: İsrail Gazze'de ‘soykırım’ yapıyor

Gazze şehrindeki Şeyh Rıdvan mezarlığında yakınlarının mezarlarını ziyaret eden Filistinliler (AP)
Gazze şehrindeki Şeyh Rıdvan mezarlığında yakınlarının mezarlarını ziyaret eden Filistinliler (AP)
TT

BM Soruşturma Komisyonu: İsrail Gazze'de ‘soykırım’ yapıyor

Gazze şehrindeki Şeyh Rıdvan mezarlığında yakınlarının mezarlarını ziyaret eden Filistinliler (AP)
Gazze şehrindeki Şeyh Rıdvan mezarlığında yakınlarının mezarlarını ziyaret eden Filistinliler (AP)

Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları bugün yayınladıkları bir raporda İsrail'in, Filistinlilerin yaşamını ortadan kaldırmaya yönelik sistematik bir kampanyanın parçası olarak Gazze Şeridi'ndeki okullara ve dini mekanlara sığınan sivilleri öldürerek ‘soykırım’ suçu işlediğini açıkladı.

BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları ve İsrail Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu'nun raporunu 17 Haziran'da Cenevre'de BM İnsan Hakları Konseyi'ne sunması bekleniyor.

Komisyona başkanlık eden eski BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay yaptığı açıklamada, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin yaşamını ortadan kaldırmak için organize bir kampanya yürüttüğüne dair giderek artan kanıtlar görüyoruz. İsrail'in Filistin halkının eğitim, kültür ve dini hayatını hedef alması mevcut ve gelecek nesillere zarar verecek ve kendi kaderini tayin hakkını baltalayacaktır” ifadelerini kullandı.

Komisyon, uluslararası hukukun ihlal edilip edilmediğini değerlendirmek üzere eğitim kurumları ile dini ve kültürel alanlara yönelik saldırıları inceliyor. İsrail şubat ayında BM İnsan Hakları Konseyi'nden çekilmiş ve Konsey'in taraflı olduğunu iddia etmişti.

BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları ve İsrail Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu'nun geçtiğimiz mart ayındaki son raporunda, İsrail'in Gazze savaşı sırasında kadınlara yönelik sağlık tesislerini sistematik olarak tahrip ederek Filistinlilere karşı ‘soykırım eylemleri’ gerçekleştirdiği sonucuna varıldığında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bulguları önyargılı ve antisemitik olarak nitelendirmişti.

Komisyon son raporunda İsrail'in okul ve üniversite binalarının yüzde 90'ından fazlasını ve Gazze Şeridi'ndeki dini ve kültürel alanların yarısından fazlasını tahrip ettiğini belirtti.

Raporda, “İsrail güçleri, eğitim tesislerine yönelik saldırılarında sivillere yönelik saldırıları yönlendirmek ve kasten öldürmek de dahil olmak üzere savaş suçları işledi... İsrail güvenlik güçleri, okullara ve dini mekanlara sığınan sivilleri öldürerek insanlığa karşı imha suçu işledi” ifadeleri yer aldı.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaş, Hamas mensuplarının 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine sürpriz bir saldırı başlatması ve İsrail verilerine göre bin 200 kişinin ölmesi ve 251 kişinin esir alınmasının ardından patlak vermişti.

İsrail, 7 Ekim saldırısına, Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı’nın 54 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine yol açtığını söylediği askerî harekâtla karşılık verdi.

Rapor, Filistin eğitim sistemine verilen zararın Gazze ile sınırlı olmadığı sonucuna vararak, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te İsrail askeri operasyonlarının arttığını, buralarda öğrencilerin taciz edildiğini ve yerleşimcilerin saldırılarına maruz kaldığını belirtti.

Raporun devamında, “İsrailli yetkililer, Gazze Şeridi'ndeki sivillerle ilgili endişelerini ya da dayanışmalarını dile getiren İsrailli ve Filistinli eğitim çalışanlarını ve İsrail içindeki öğrencileri de hedef aldı. İsrail makamları, kadınları ve kız çocuklarını kamusal alanlarda aktivizmden caydırmak amacıyla özellikle kadın öğretmenleri ve öğrencileri hedef alıyor” denildi.