Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5162548-hafter-yunan-%C5%9Firketlerini-libyan%C4%B1n-%E2%80%98yeniden-in%C5%9Fas%C4%B1na%E2%80%99-katk%C4%B1da-bulunmaya-%C3%A7a%C4%9F%C4%B1rd%C4%B1
Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı
Diğer yandan Libya Temsilciler Meclisi'nin Türkiye ile Libya arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylaması bekleniyor
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Yunanistan, Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Türkiye ile Libya arasında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylamasının beklendiği bu günlerde Libya ile deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda tırmanan anlaşmazlıkları yatıştırmaya çalıştı. Atina, Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis'in Bingazi ve Trablus'ta yaptığı görüşmelerle Libya’daki siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirmeyi amaçlarken Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının onaylanmasına dair yapılacak oylama öncesinde ülkenin önde gelen aktörlerinin tutumlarını etkilemeye çalışıyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis pazar akşamı Hafter ile bir araya geldi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Yunanistan’ın inşaat ve altyapı alanlarında uzman şirketlerini, Libya'nın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde yürütülen kalkınma projelerine katılmaya çağırdı.
Pazar akşamı ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde Yunan Bakan Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bu ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Hafter, ortak çıkarları gözeterek, özellikle ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğini destekleme ve güçlendirme yollarını araştırdıklarını belirtti.
Öte yandan bugün Trablus'a giderek Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hafter ile düzensiz göç ve deniz yetki alanları konularının yanı sıra ikili iş birliğini de görüştüğünü söyledi.
Bakanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Libya ile bizi ortak kökler ve tarih birleştiriyor, ayrıca uluslararası hukuka bağlılığımız ve Akdeniz'in halkları için barış ve refah dolu bir bölge olması konusundaki taahhüdümüz de bizi birbirimize bağlıyor” ifadeleri yer aldı.
TM'nin önceki oturumundan bir kare (TM Başkanlığı)
Bu çerçevede Libya ile olan ‘sakin ilişkilerini’ sürdürme taahhüdünde bulunan Gerapetritis, yakın gelecekte bu ilişkilerin ilerlemesi için somut sonuçlar elde edilmesini umduğunu belirtti.
Deniz yetki alanlarının belirlenmesi
Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Libya’ya yaptığı ziyaret, Yunanistan'ın, Libya'nın münhasır ekonomik bölgesinin bir parçası olan Girit adasının güneyindeki ihtilaflı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama ruhsatları vermesine yanıt olarak Akile Salih başkanlığındaki TM'nin Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını onaylamak üzere planlanan resmi oturumdan önce gerçekleşti.
Hafter ve TM tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki İstikrar Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan makamlarının bu bölgelerde sondaj ihalesi açtığını duyurması üzerine geçtiğimiz pazar günü Bingazi'deki Yunanistan Konsolosu Agapios Kalognomis'i çağırarak sözlü protestosunu iletmişti.
Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanlığı da Yunanistan'ın bu hamlesini ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi. Bakanlık, önceden yasal bir mutabakat sağlanmadan bu bölgelerdeki herhangi bir keşif ya da arama çalışmasına itiraz ettiğini belirterek ‘yapıcı diyalog ve müzakere yolunun adil ve hakkaniyetli çözümlere ulaşmak için tek seçenek’ olduğunu vurguladı.
Yunan yetkililer geçtiğimiz günlerde, ihtilaflı bölgede petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları yapmak üzere uluslararası şirketlerle sözleşme imzalamayı planladıklarını açıklamışlardı.
Libya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki anlaşmazlıklar 2004 yılına kadar uzanıyor. O yıl iki ülke arasında sınırların belirlenmesi için müzakereler başlamış, ancak Girit adasının güneyinde büyük doğalgaz rezervleri keşfedilince müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Anlaşmazlıklar, 2019 yılı sonlarında UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin Türkiye ile Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına izin veren yeni anlaşmalar imzalamasıyla daha da derinleşti. Ankara, bu anlaşmaları önemli deniz bölgelerindeki haklarını genişletme çabaları kapsamında imzaladı.
Askeri düzey
Askeri düzeyde ise LUO Savaş Enformasyon Birimi, askeri birliklerinin güney sınırında, bölgedeki güvenlik operasyonları kapsamında Çadlı muhaliflerin silahlı bir grubunu hedef alan ve ‘başarılı bir askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.
LUO Savaş Enformasyon Birimi, operasyonun söz konusu silahlı gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve grup üyelerinden bazılarının esir aldığını belirtirken kara ve hava keşif birimlerinin ‘grubun geri kalanını takip etmeye devam ettiğini ve bölgedeki şüpheli hareketleri izlediğini’ kaydetti.
LUO Savaş Enformasyon Birimi, LUO’nun güney sınırlarını güvence altına alma görevini sürdürme ve ülkenin güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide ve kaçakçılar, sınır ötesi suç çeteleri ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan herkese kararlılıkla karşı koyacağını vurguladı.
LUO Savaş Enformasyon Birimi ayrıca güney sınırında güvenliği sağlama, sınırları koruma, kaçakçılıkla mücadele ve şüpheli hareketleri izleme gibi saha görevlerini yürüten kara kuvvetleri birimlerinin çöl devriyelerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir video yayınladı.
Bir diğer gelişmede LUO Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Halid Hafter dün Mısır Askeri Akademisi'nin askeri komuta eğitimlerini bitiren subayları kabul ederken, akademik ve askeri eğitimine devam etmenin yanı sıra ‘yeterlilik ve disipline sahip, performans ve hazırlık düzeyini etkin bir şekilde yükseltebilecek lider kadrolar oluşturmanın’ önemini vurguladı.
Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur stratejihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5162631-ortado%C4%9Funun-yeniden-%C5%9Fekillenmesi-ve-yeni-bir-ger%C3%A7ekli%C4%9Fi-dayatan-cesur-strateji
Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi ve yeni bir gerçekliği dayatan cesur strateji
ABD Özel Harekât Kuvvetleri, askeri görev için savaş uçağına binmeye hazırlanırken (US Air Force)
Zaman aleyhimize işliyor. Onlarca yıldır bölgenin istikrarını bozan İran artık eli kolu bağlı durumda. Şu an Ortadoğu'nun yeni haritasını kalıcı bir gerçeklik olarak çizmek için tarihi fırsat var. Ancak İsrail'in İran’a karşı ezici askeri üstünlüğü, Hizbullah’ı zayıflatması, Hamas'ı yok etmesi, Husileri köşeye sıkıştırması ve Suriye'yi stratejik müttefik olarak geri çekmesi, İran liderliğini nükleer silaha sahip olmanın İsrail ile askeri dengeyi yeniden sağlamak için kaçınılmaz bir seçenek olduğunu kabul etmeye itti. Bu yüzden İran rejiminin şu anda Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Kudüs Gücü ve vekillerini yeniden yapılandırmaya çalıştığına ve çökmüş nükleer programını yeniden inşa etmek için gizlice uranyum zenginleştirmeye başlayacağına dair büyük beklentiler olduğu sonucuna varılmalı.
Arap (Basra) Körfezi sularının ötesinde, bugün Arap ülkeleri için 7 Ekim 2023 tarihinden önce söz konusu olmayan olağanüstü bir fırsat söz konusu. İran, son on yılların en zayıf stratejik dönemini yaşıyor. İran rejimi iktidarı elinde tutsa da ‘İsrail'in ajanlarını takip etme’ bahanesiyle içeride takiplerle ve muhalif sesleri bastırmakla meşgul. Körfez Arap ülkeleri, uzun süredir çözülemeyen iki bölgesel sorunu kökten çözerek bu tarihi anı değerlendirmeli. Bunlardan birincisi, Gazze'deki İsrail-Filistin çatışmasını sona erdirmek üzere kapsamlı vizyon oluşturmak için kararlı bir liderlik gerekiyor. ABD, İsrail'i askeri operasyonları durdurmaya ikna etme gücüne sahip olsa da en büyük zorluk, İsrail'in ateşkes sonrası döneme ilişkin net bir vizyonunun olmaması. Filistin meselesine kapsamlı bir siyasi çözümün gecikmesi, İran destekli milislerin yeniden canlanmasına yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda ikinci stratejik hedefin gerçekleştirilmesini de engelleyecek.
İsrail savaş uçaklarının Tahran’a düzenlediği bombardıman sonrası arka planda alevler ve dumanlar yükselirken, bir petrol tesisinde dalgalanan İran bayrakları, 15 Haziran 2025 (Reuters)
İkinci olarak ise Körfez Arap ülkelerinin İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılığı oluşturmak amacıyla, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeleri gerekiyor. Bu strateji, İsrail'in 2023 yılında Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı savaşta hedeflerine ulaşmasından çıkarılan derin derslerin yanında, Ukrayna deneyiminde etkinliği kanıtlanmış yenilikçi taktiklere de dayanmalı.
Sadece bu iki yolu ciddiyetle ve tam bir kararlılıkla uygulayarak, Körfez Arap ülkeleri İran'ın bölgesel hakimiyetini yeniden kazanma girişimlerini engelleyebilirler.
Bu noktaya nasıl geldik?
7 Ekim 2023’ten sonra yaşanan gelişmeler Ortadoğu’nun görünümünü kökünden değiştirdi ve güç dengesinde büyük bir değişime yol açarak, İran ve onun ‘direniş ekseni’ olarak bilinen müttefiklerinden uzaklaşmaya neden oldu. İsrail, Hamas’ın askeri yeteneklerini tamamen etkisiz hale getirerek herhangi bir tehdit teşkil etmesini engelledi. Ayrıca Hizbullah’ın komuta yapısına da ağır bir darbe indirerek, gelişmiş füze cephaneliğini kullanılmadan etkisiz hale getirdi.
İsrail’in askeri operasyonları, Hizbullah saflarında daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir istihbarat sızıntısı ile öne çıktı. İsrail, Hizbullah’ın lojistik ağlarını ve iletişim sistemlerini hedef alan hassas saldırılar düzenledi. Bu saldırılar, Hizbullah'ın üst düzey liderlerinin ortadan kaldırılmasına yol açarken, İsrail istihbaratının komuta ve kontrol ağına ne kadar sızdığını ortaya koydu. Sonuç olarak, Hizbullah, İran ile on iki gün süren savaş boyunca İsrail'e tek bir füze bile fırlatamadı.
Arap Körfezi ülkeleri, mevcut askeri sistemlerin yeniden yapılandırılmasına dayanan kapsamlı ve cesur bir savunma stratejisi benimsemeli ve İran'ın olası tehditlerine karşı koyabilecek entegre bir Arap caydırıcılık gücü oluşturmalı.
Öte yandan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve Suriyeli muhalif gruplar, Beşşar Esed rejimini deviren ani bir saldırı düzenleyerek, 50 yıllık aile yönetimine son verdi. Yemen'de ise ABD, Husilerin Kızıldeniz'deki deniz trafiğine yönelik saldırılarını durdurmak için birkaç ay süren bir askeri harekat düzenledi. Harekat, Husilerin saldırı kapasitesinin zayıflatılması ve bazı komutanlarının öldürülmesinin ardından ateşkes anlaşmasıyla sona erdi.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre İran cephesinde ise 12 gün süren eşit olmayan savaş sonucu, İran'ın topyekûn bir yenilgiye uğramasıyla birlikte belirleyici bir dönüşüm yaşandı. İsrail istihbaratı, gelişmiş askeri teknolojiler ve hassas istihbarat araçları kullanarak, İran ordusunun komuta ve kontrol sistemlerini benzeri görülmemiş bir şekilde ele geçirmeyi başardı. Bu operasyonlar, İran'ın hava savunma sistemlerinin insansız hava araçlarıyla gerçekleştirilen saldırılarla yok edilmesiyle sonuçlandı. Saldırılar, Mossad birimleri tarafından İran topraklarının derinliklerinden yönetildi ve İsrail'e hayati stratejik koridorlar üzerinde, hızlı bir hava üstünlüğü sağladı.
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da İran ile nükleer anlaşmadan çekildiğini açıkladı, 8 Mayıs 2018 (AFP)
İsrail bu üstünlüğünü, DMO ve Kudüs Tugayları liderlerine, nükleer bilim adamlarına ve nükleer programın önde gelen yetkililerine yönelik yoğun saldırılar düzenlemek için kullandı. Aynı zamanda bu saldırılar, İran’ın balistik füzeler ve İHA’larla saldırı düzenleme imkanlarını, komuta merkezlerini, askeri üretim tesislerini ve gerekli ikmal hatlarını hedef alarak felce uğrattı.
İran'ın nükleer programı da bazı bilim insanlarının tasfiyesi, uranyum zenginleştirme tesislerinin ve bileşen üretim fabrikalarının imha edilmesi ve programın dayandığı tedarik ağlarının devre dışı bırakılmasıyla ağır bir darbe aldı. Önemli bir gelişme olarak İsrail, Washington'un sahip olduğu gelişmiş silahları kullanarak, Fordo Nükleer Tesisi’ne yönelik stratejik bir saldırı gerçekleştirmek için ABD'den doğrudan destek aldı.
Bu saldırıların etkilerinin kapsamlı değerlendirmesi halen devam etse de kesin veriler nükleer programın altyapısının neredeyse tamamen tahrip edildiğini ve sadece marjinal unsurların kaldığını gösteriyor.
Arap ülkeleri için riskler daha büyük
7 Ekim 2023’ten çıkarılan dersine iyi çalışan İsrail, ikinci bir ani saldırıya izin vermeyecektir. İsrail, İran'ın nükleer programını yeniden inşa etmeye çalıştığına dair herhangi bir işaret görürse hemen harekete geçmeye hazır olsa da Arap ülkeleri risklerle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
İsrail ile İran arasında 12 gün süren savaş, İran'ın İsrail'e ulaşabilecek füzelerini yok etmede başarılı olsa da İran halen Arap Körfezi ülkelerini hedef alabilecek binlerce füzeye ve İHA’ya sahip. Olaylar, İran'ın son birkaç yıl içinde, doğrudan veya vekilleri aracılığıyla, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak ve Suriye olmak üzere beş Arap ülkesine balistik füzeler fırlattığını gösteriyor.
İran tarafından fırlatılan balistik füzelerin bir kısmı önlenirken, diğerlerinin hedeflerine ulaşmayı başarması ve İran'ın bu saldırılar karşısında herhangi bir askeri sonuç veya caydırıcı tepkiyle karşılaşmaması dikkati çekti.
İran'ın tehditlerine karşı caydırıcılık sağlamak, bölgedeki ekonomik büyüme için temel bir koşul ve bunun için İran'ın Körfez ülkelerindeki hedeflere karşı herhangi bir askeri harekât gerçekleştiremeyeceğinin garanti edilmesi gerekiyor.
Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi.
Gazze'deki Filistinlilerin geleceği için net bir yol haritası çizilmesi, özellikle İsrail'in bu konuda net bir vizyona sahip olmaması nedeniyle acil bir ihtiyaç haline geldi. Önerilen çözümlerin belirsizliğine rağmen, Suudi Arabistan ve BAE’nin liderlik rolü, bu çatışmayı çözmek için herhangi bir yolun çizilmesi ve uygulanmasında belirleyici olmaya devam ediyor.
Gazze’nin istikrarlı ve güvenli bir geleceğe kavuşması, Arap ülkelerinin İsrail'in İran üzerindeki üstünlüğünü kendi lehlerine kullanmalarını, Arap caydırıcılık sisteminin inşasını hızlandırmalarını ve bölgedeki stratejik konumlarını güçlendirmelerini sağlayacağı da bir gerçek.
Ukrayna ve İsrail'in son çatışmalarda edindikleri deneyimler, yapay zeka (AI), otonom sistemler, uzay ve istihbarat alanlarının entegrasyonu, caydırıcı ve etkili bir askeri güç oluşturmak için gereken zamanı ve maliyeti önemli ölçüde azaltabileceğini kanıtladı. Zafer artık en büyük veya en kalabalık orduya sahip olanların tekelinde değil, teknolojik ve dijital üstünlük belirleyici rol oynuyor.
Suriye'nin Halep kırsalındaki Şii köyü Nebel'deki bir benzin istasyonunda Suriye’nin eski devlet başkanları Hafız ve Beşşar Esed, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney'in bir arada olduğu yırtık bir fotoğraf (Reuters)
Örneğin Ukrayna, kayda değer bir deniz filosuna sahip olmamasına rağmen, yapay zeka teknolojilerini ve akıllı sistemleri yenilikçi bir şekilde kullanarak Karadeniz'deki Rus filosunun büyük bir bölümünü yok etmeyi başardı. İsrail ise yapay zeka sistemleri ile siber savaşı, gelişmiş istihbarat ağlarını, yüksek eğitimli hava kuvvetlerini ve gelişmiş füze savunma sistemlerini stratejik olarak birleştirerek askeri üstünlüğünü sağladı.
Suudi Arabistan ve BAE, tüm bunlardan ders çıkararak savunma reformlarını yeniden yapılandırmak ve gelecekte olası bir İran saldırısına karşı etkili caydırıcılık sistemi ve entegre hava-füze savunma sistemi oluşturmak için ortak bir Arap çabasına öncülük etmek için kullanabilirler.
Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı.
Tüm bunlar aynı zamanda Suudi Arabistan ve BAE’nin yapay zeka, otonom sistemler ve uzay alanlarında gerçekleştirdiği büyük ticari ve savunma yatırımlarıyla tamamen uyumlu.
Kısacası Körfez Arap ülkeleri için İran'ın artık bölgedeki baskın güç olmaması nedeniyle, yeni Ortadoğu'nun özelliklerini belirme konsunda eşsiz ama geçici bir fırsat var. Ancak zaman çok önemli faktör, çünkü İran kaybettiği şeyleri hızla yeniden inşa etmeye çalışacak ve sırlarını daha iyi korumak için şüpheci bir yaklaşım benimseyecek.
İyi haber ise bu sürecin zaman alacağı ve Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez Arap ülkeleri bu süreyi, Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hızlı bir Arap planı uygulamak için kullanabilirler. Bunun yanında bazı Körfez Arap ülkeleri savunma reformu girişimlerini yeniden şekillendirmekte ve İran'ın Arap ülkeleri aleyhine gelecekte herhangi bir saldırı girişimini engelleyecek etkili bir caydırıcı güç oluşturmakta öncülük edebilirler.
Bu çaba, etkinliği kanıtlanmış yeni savaş modeline dayanmalı ve İsrail'in İran karşısında sahip olduğu açık üstünlüğünden yararlanmalı. Daha da önemlisi, mevcut imkanlar ve teknolojilerle, bunların entegrasyonunu güçlendirerek, eğitimi iyileştirerek ve yapay zekadan yararlanarak, kara, hava ve deniz kuvvetlerinin yeteneklerini artırmak için uzun vadeli operasyonlara gerek kalmadan, güvenilir bir caydırıcı güç oluşturulabilir.