Amerikalı ve İngiliz Yahudiler, Gazze savaşının dünya Yahudiliği üzerindeki sonuçları konusunda uyarıyor

Netanyahu hükümetinin politikaları İsrail'e ve barış umutlarına kalıcı zararlar veriyor

Gazeteciler, dün Londra'daki Downing Caddesi dışında Gazze'de gazetecilerin öldürülmesine karşı düzenlenen protestoya katıldı (EPA)
Gazeteciler, dün Londra'daki Downing Caddesi dışında Gazze'de gazetecilerin öldürülmesine karşı düzenlenen protestoya katıldı (EPA)
TT

Amerikalı ve İngiliz Yahudiler, Gazze savaşının dünya Yahudiliği üzerindeki sonuçları konusunda uyarıyor

Gazeteciler, dün Londra'daki Downing Caddesi dışında Gazze'de gazetecilerin öldürülmesine karşı düzenlenen protestoya katıldı (EPA)
Gazeteciler, dün Londra'daki Downing Caddesi dışında Gazze'de gazetecilerin öldürülmesine karşı düzenlenen protestoya katıldı (EPA)

ABD ve İngiltere'deki 2 binden fazla önde gelen Yahudi şahsiyet, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya bir mektup göndererek, Gazze'deki savaşı sona erdirmesi çağrısında bulundu ve savaşın dünya çapındaki Yahudiler üzerindeki endişe verici olumsuz etkileri konusunda uyardı.

Mektup, “Dünya Yahudilerinden Başbakan Netanyahu'ya Protesto Mektubu” başlığını taşıyor ve dört talebi içeriyor: “Gazze halkına sürekli gıda ve insani yardım sağlanması, savaşın sona erdirilmesi, Batı Şeria'da hukukun üstünlüğünün sağlanması ve sizin veya hükümetinizin hiçbir üyesinin açlık ve sürgün politikalarını savaş silahı olarak savunmayacağının taahhüdü”.

Mektup, Netanyahu'nun savaşı sürdürme ısrarının ve Batı Şeria'da Filistinlilere karşı artan yerleşimci şiddetine karşı tutumunun İsrail ve Yahudilere verdiği zarara odaklanıyor.

cdfgthy
Gazze Şeridi'nde gazetecilerin öldürülmesi nedeniyle dün Kahire'deki Gazeteciler Sendikası önünde protesto düzenlendi (AFP)

Mektupta şöyle deniyor: “Sizin liderliğinizdeki hükümetin politikaları ve söylemlerinin İsrail'e ve İsrail'in dünyadaki konumuna, tüm İsrailliler ve Filistinliler için güvenli barışın geleceğine sürekli zarar verdiği gerçeğinden kaçamayız. Bunun, İsrail'in yanı sıra dünya çapındaki Yahudi topluluklarının refahı, güvenliği ve birliği için de ciddi sonuçları var.”

Mektubu imzalayanlar arasında, İsrail'e bağışlarıyla tanınan etkili Yahudi örgütlerin liderleri de vardı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre imzacılar arasında, Kanadalı Yahudi milyarder Charles Bronfman, “Klor” Vakfı Başkanı Vivian Davida ve “Birleşik Yahudi Çağrısı İsrail” örgütünün başkanı Trevor Chen gibi sağcı isimler de bulunuyor.

Girişimin liderliğini, İngiliz Muhafazakar Partisi'nin eski genel müdürü ı Mike Davis ve “Merhaphim: Ortak Vatandaşlığı Geliştirme Enstitüsü'nün kurucusu Mike Brashker üstleniyor. Brashker, İsrail'de yaşadığını ve girişimin "İsrail'in izlediği yolu tersine çevirmeyi" amaçladığını söyledi.

ı89
Tel Aviv'de Gazze Şeridi'nde öldürülen gazetecilerle dayanışma mitingine katılanlar bir pankart taşıyor (AFP)

İsrail'de, Hamas'ın elinde tutuklu bulunanların ailelerinin ve İsrail'deki muhalefet güçlerinin çağrılarına ilave olarak, son dönemde savaşın durdurulmasını talep eden iki girişim öne çıktı. Bunlardan ilki, seçkin muharebe birliklerindeki yüzlerce subayla birlikte yedek hava kuvvetleri pilotlarından oluşan bir grubun, Netanyahu'ya savaşı durdurması, genişletmekten kaçınması ve yedek kuvvetlerin çağrısını iptal etmesini isteyen bir mektup yazmasıydı. Salı akşamı Tel Aviv'deki Genelkurmay Başkanlığı önünde gösteri yapan yüzlerce kişi, siyasi liderleri akıllıca ve sorumlu davranarak, Gazze'yi işgal etmekten kaçınmaya çağıran mektubu okudu.

Mektupta, "Savaş, 676 gün önce başladığından bu yana ağır bir bedel ödetti. Esaret altında her gün ölen kaçırılan askerlerin hayatlarını hiçe sayıyor, askerlerimizin hayatlarını tehdit ediyor, Gazze'de birçok masum insana zarar veriyor ve İsrail'in dünyadaki itibarını zayıflatarak eşi benzeri görülmemiş bir düşüşe sürüklüyor." ifadeleri yer aldı.

Mektupta ayrıca, “Savaşı uzatmak ve Gazze'yi işgal etmek için planlar yapmak, devletin güvenliğini çılgınca tehlikeye atmak, ordunun moralini ve dokunulmazlığını daha da zayıflatmak, İsrail'in adını lekelemek, onu dünyadan izole etmek ve bölgede istikrarlı bir yaşam umudunu yok etmek anlamına gelir” denildi.

dfgthy
Filipinliler, dün Quezon City'de düzenlenen protestoda Gazze'deki katliamı kınayan sloganlar attılar (AP)

İkinci girişim ise önde gelen akademik kurumların, önümüzdeki pazar günü tüm sektörlerde kapsamlı bir greve tam destek vermesini içeriyor. Bu hareket, rehinelerin kurtarılması ve savaşın sona erdirilmesi için dayanışma ve baskıyı ifade ediyor.

Techion, Tel Aviv Üniversitesi, Kudüs'teki İbrani Üniversitesi, Beerşeba'daki Ben-Gurion Üniversitesi ve Açık Üniversite gibi üniversiteler ve akademik kurumlar tarafından yayınlanan ortak bir bildiride, öğretim üyeleri, çalışanlar ve öğrencilerin planlanan greve katılmalarına izin verileceği belirtildi.



Rusya'nın Afrika'daki modeli: Hedefler ve zorluklar arasında nükleer enerji

Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)
Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)
TT

Rusya'nın Afrika'daki modeli: Hedefler ve zorluklar arasında nükleer enerji

Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)
Rusya, Nijer, Burkina Faso ve Mali’nin Batı Afrika Ekonomik Topluluğu'ndan (ECOWAS) resmen ayrılmasını kutlamak için Niamey'de düzenlenen toplantıda dalgalanan bayrakları, 28 Ocak 2025 (AFP)

Sergey Eldinov

Rusya Enerji Bakanı Sergey Tsivilev başkanlığındaki Rus heyeti 28 Temmuz'da Nijer'in başkenti Niamey'e geldi. Heyet, Nijer Cumhurbaşkanı Abdurrahman Tchiani ve Başbakan Ali Lamine Zeine ile görüşmelerde bulundu. Görüşmelerin sonucunda, Rus nükleer şirketi Rosatom ile Nijer Maden ve Enerji Bakanlığı arasında bir mutabakat zaptı imzalandı. Uranyum çıkarılmasıyla ilgili iş birliği yapılması konusunda uzlaşı sağlanırken Moskova, enerji santrallerinin inşası, uzmanların eğitimi ve nükleer tıp altyapısının kurulmasını da içeren barışçıl bir nükleer programa destek sağlayacak.

Bakan Tsivilev, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Amacımız sadece uranyum çıkarılmasına katılmak değil, Nijer'de barışçıl nükleer enerjiyi geliştirmek için entegre bir sistem kurmak, her vatandaşa uygun fiyatlı elektrik sağlamak ve nükleer tıp alanında iş birliği yapmak. Ayrıca uzmanlar için ortak eğitim programları düzenleme konusunda da anlaştık.”

Ziyaret, askeri teknik iş birliğinin genişletilmesi konusunda üst düzey toplantıları da içeriyordu. Bu toplantılarda, Rusya'nın danışmanlık varlığının güçlendirilmesi, subayların eğitimi ve ekipman sağlanması gibi konular ele alındı. Rus tarafını Savunma Bakan Yardımcısı General Y Yunus-Bek Yevkurov ve General Andrey Averyanov temsil ederken, Nijer tarafını Savunma Bakanı Korgeneral Salifou Mody ve Tümgeneral Musa Salaou Barmou temsil etti.

Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov geçtiğimiz mayıs ayında Moskova'nın Nijer ile askeri ilişkilerini dinamik bir şekilde genişletmeyi hedeflediğini açıkladı.

Gözlemcilere göre bu girişim, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından bizzat takip ediliyor.

Cumhurbaşkanı Tchiani, Vatanı Koruma Ulusal Konseyi (CNSP) isimli geçiş hükümetinin 25 Temmuz’daki kuruluşunun ikinci yıldönümü vesilesiyle ülkenin tam bağımsızlığa bağlılığını vurguladı ve Nijer'in ya Fransa’nın vesayeti altında kalacağı ya da ‘onurlu olan yolu’ seçeceği bir dönüm noktasında olduğunu ifade etti. Tchiani, Imouraren Madeni’nin de aralarında bulunduğu başlıca uranyum madenlerinin kontrolünün Fransa merkezli Orano şirketi lehine geri alınmasının müzakerelerin kapsamına girmediğini belirtti.

“Mali'deki maden kaynaklarının kapsamlı jeolojik haritalarının hazırlanması ve etkileşimli bir haritanın oluşturulması için Rus uzmanlar tarafından bir mutabakat zaptı imzalandı.

Rusya’dan gelen nükleer heyet, 29 Temmuz'da Mali'yi ziyaret etti ve Bamako'da iki taraf arasındaki ortak hükümet komitesinin açılış toplantısı yapıldı. Bu ziyaret, Mali Cumhurbaşkanı Assimi Goita'nın haziran ayında Moskova'ya yaptığı ziyaret sırasında imzalanan anlaşmanın uygulanması kapsamında gerçekleşti. Bakan Tsivilev, bu gelişmeyi ‘Rusya ile Sahel bölgesindeki bir ülke arasında kurulan ilk ortak hükümet komitesi’ olarak nitelendirerek, bunun diğer ülkeler için de örnek teşkil etmesini umduğunu belirtti.

Toplantıya Rosatom, Sberbank ve Yadran Group temsilcileri ile Mali Ekonomi ve Maliye Bakanı Alousséni Sanou başkanlığındaki on bakandan oluşan bir grup arasında geniş kapsamlı görüşmeler gerçekleşti. Taraflar, altyapı, ulaştırma, sanayi, tarım, ticaret, finans, güvenlik, yatırımların korunması, madencilik ve enerji alanlarında iş birliği olanaklarını görüştü.

Bakan Sanou, toplantıların ekonomik kalkınma için stratejik bir dönüm noktası olduğunu belirterek “Bu ilk çalışma oturumu, mevcut ve gelecekteki projeler için net bir eylem planı oluşturmamızı sağladı ve bu iş birliğinin yoğunluğunu korumamız çok önemli” ifadelerini kullandı.

dcfgrthy
Rusya Enerji Bakanı Sergey Tsivilev, Nijer Cumhurbaşkanı Abdurrahman Tchiani, Başbakan Ali Lamine Zeine ve Maden Bakanı Ousmane Abarchi ile görüşmelerde bulundu(Rusya Enerji Bakanlığı)  

Yevkurov ve Averyanov, Mali Savunma Bakanı Sadio Camara ile ayrı bir toplantı da yaptılar. Toplantıda, Mali Silahlı Kuvvetleri ile Rus paramiliter grup Wagner arasında terör ve radikal İslamcılarla mücadeleye yönelik ortak operasyonlar ele alındı ve askeri eğitim programlarının kapsamının genişletilmesini müzakere ettiler.

Bakan Tsivilev, 30 Temmuz'da başkent Vagadugu'da Burkina Faso Cumhurbaşkanı Ibrahim Traore ile bir araya geldi. Görüşmeler, enerji, sanayi, altyapı ve güvenlik alanlarını kapsayan bir Rusya-Burkina Faso ortak hükümet komitesi kurulması konusunda anlaşma ile sonuçlandı.

“Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom'un Genel Müdürü Aleksey Evgenieviç Likhaçev, 30 Temmuz'da Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan'ın katıldığı bir törenle Mkuju Nehri Projesi kapsamında Mantra Tanzania şirketine ait bir uranyum deneme tesisinin faaliyete geçtiğini duyurdu.

Rusya, 30 Temmuz'da Burkina Faso'ya salgınla mücadele için mobil bir laboratuvar konusunda destek sağladı. Laboratuvar, önümüzdeki aralık ayında teslim edilecek. Rusya şirketi Inter RAO, Burkina Faso Enerji Bakanlığı ile termik santrallerin geliştirilmesi için bir mutabakat zaptı imzaladı. Bunun yanı sıra Burkina Faso Savunma Bakanı Albay Aime Barthelemy Simpore ve Genelkurmay Başkanı Albay Moussa Diallo ile üst düzey askeri görüşmeler yapıldı.

Rusya'nın Benin ve Togo Büyükelçisi Igor Yevdokimov 30 Temmuz'da, İzvestiya gazetesine verdiği demeçte, Rusya ve Benin'in ortak askeri iş birliği anlaşması imzalamaya hazırlandığını söyledi. Benzer bir anlaşma 27 Mart'ta Togo ile imzalanmıştı. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre bu adım büyük bir siyasi öneme sahip ve Rusya'nın daha geniş bölgesel stratejisini desteklemek için her iki ülkenin liman altyapısına erişimini sağlıyor.

Mali, Burkina Faso ve Nijer, 1 Ağustos'ta ortak yatırım bankası kurmak için anlaşma yaptıklarını duyurdu. Burkina Faso Cumhurbaşkanı’nın danışmanı Serge Théophile Balima’ya göre banka enerji, altyapı ve madencilik sektörlerini finanse edecek ve her ülke yıllık olarak ulusal vergi gelirlerinin yüzde 5'ini bu bankaya aktaracak.

Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom'un Genel Müdürü Aleksey Evgenieviç Likhaçev, 30 Temmuz'da Tanzanya Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan'ın katıldığı bir törenle Mkuju Nehri Projesi kapsamında Mantra Tanzania şirketine ait bir uranyum deneme tesisinin faaliyete geçtiğini duyurdu. Fabrikanın 2026'da inşaatına başlanmasının ardından 2029 yılında tam kapasiteyle çalışmaya başlaması ve madenin 20 yıldan fazla bir süre boyunca faaliyet göstermesi planlanıyor.

Nijer Dışişleri Bakanı Bakary Yaou Sangare, Mali Dışişleri Bakanı Abdoulaye Diop, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Burkina Faso Dışişleri Bakanı Karamoko Jean-Marie Traoré Moskova'da düzenlenen ortak basın toplantısında, 3 Nisan 2025 (AFP)

Likhaçev, ‘tasarımdan sahada uygulamaya geçmenin’ önemini vurguladı. Projenin 4 bin kadar iş yaratması ve altyapı gelişimini desteklemesi bekleniyor.

Tanzanya Maden Bakanı Anthony Mavunde, hükümetin hammaddelerin yerel olarak işlenmesini teşvik etmeyi hedeflediğini belirterek “Proje, bu vizyonu somutlaştırıyor” dedi.

Çin geçtiğimiz haziran ayına kadar Rusya'dan 311 milyon dolar değerinde zenginleştirilmiş uranyum ithal etti.

Aynı gün Moskova'da düzenlenen Enerji Konseyi toplantısında Rosatom, artan kredi maliyetleriyle başa çıkmak için federal bütçeden mali destek talebinde bulunarak, faiz oranları ve ihracat garantileri için sübvansiyonlar talep etti. Rusya Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı ve Rosatom'un eski başkanı Kiriyenko'nun 2011 yılında şirketin Mantra Resources'ı 1 milyar dolar karşılığında satın almasını denetlemiş olması nedeniyle olumlu bir sonuç alınması bekleniyor.

Rusya'nın Afrika stratejisi, olağanüstü tutarlılık, hızlı uygulama ve sistematik bir hırs ile karakterize ediliyor. Uzun vadeli çerçeveler içinde altyapı, enerji, madencilik, finans, güvenlik, eğitim ve sosyal kalkınmayı birleştiren kapsamlı bir ortaklık modeli sunuyor.

vfghy
Nijer'deki CNSP hükümeti destekçileri, Niamey'deki General Seyni Kountché Stadyumu’nda toplanarak Mali, Burkina Faso, Cezayir, Nijer ve Rusya bayraklarını dalgalandırdılar, 26 Ağustos 2023 (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın ‘güvenlik ve yatırım karşılığında kaynaklar ve sadakat’ odaklı Afrika stratejisini açıklamasının ardından, Rusya zaman baskısıyla karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte, Moskova bir hegemonya elde etme yarışına girmek yerine mevcut nüfuzunu pekiştirmeye odaklanıyor. Rusya'nın Afrika'daki varlığı, ABD veya Çin'in çıkarlarıyla büyük ölçüde doğrudan çatışmıyor.

Rusya, uranyum zenginleştirme alanındaki teknolojik uzmanlığı sayesinde küresel olarak başlıca tedarikçi olmaya devam ediyor. Haziran 2025 itibarıyla Çin, Rusya'dan 311 milyon dolar değerinde zenginleştirilmiş uranyum ithal etti. ABD, geçtiğimiz yıl ağustos ayında Rusya’nın nükleer madde ithalatına yasak getirirken, kendisi 2028'e kadar geçerli olan muafiyetler sayesinde aynı yıl içinde 240 milyon dolar değerinde uranyum satın aldı. Rusya'nın Afrika'daki uranyum madenleri üzerinde nüfuzunu artırması, Avrupa'nın enerji bağımlılığını, özellikle de Fransa'nın nükleer reaktörleri açısından daha da karmaşık hale getiriyor.

Rusya'nın projeleri herhangi bir nedenle başarısız olsa bile, teknik ve eğitim alanındaki çıktıları yatırım için uygun olmaya devam ediyor.

Wagner grubu, bölgede istikrarı sağlayan bir güç olmaya devam ediyor ve resmi askeri iş birliği anlaşmaları çerçevesinde ve ulusal kuvvetlerle koordineli olarak çalışıyor. Wagner ayrıca, Rusya’nın bölgedeki stratejik yatırımlarının güvenliğinin başlıca garantörü olarak görülüyor.

Rosatom'un nükleer hedefleri, sektördeki yatırımları teşvik etmeyi amaçlıyor. Elektrik tedarik sözleşmeleri, kıyı ülkeleri devletlerinin kamu kurumlarıyla münhasıran imzalanıyor. Rusya’nın bölgedeki nükleer genişlemesi, ironik bir şekilde, enerji yoğun endüstrilerin gelişmesini teşvik edebilir. Bu endüstriler, geniş ölçekte istikrarlı elektrik üretimi gerektirir. Bunun için de özellikle nükleer enerji kullanılıyor. Burada tedarik anlaşmalarının doğrudan Moskova ile değil, Sahel bölgesi ülkelerinin hükümetleriyle imzalanacağını belirtmekte fayda var.

Rosatom, uranyum madenciliği ve zenginleştirmeden reaktörlerin inşası ve işletilmesine kadar nükleer zincirin tamamını kontrol eden dünyadaki sayıları birkaçı geçmeyen şirketten biri. Bu şirket, maliyet, kalite ve güvenilirlik açısından rakipsiz olsa da teknik açıdan üstünlüğü, uluslararası bağlamda projelerin sorunsuz bir şekilde yürütülmesini garanti etmez.

Rusya’nın projeleri herhangi bir nedenle başarısız olsa bile, teknik ve eğitim çıktılarının yatırım yapılabilir olmaya devam edeceğine şüphe yok. Moskova'nın önünde, açıklamaları ve anlaşmaları etkili ve sürdürülebilir operasyonel mekanizmalara dönüştürme dışında temel bir zorluk kalmadı. Bu en karmaşık aşama olmanın yanında Rusya'nın Afrika stratejisinin gerçek sınavıdır.

Vaatlerde bulunma aşamasının aşılmasının ardından gelen bu kritik aşamada başarısız olunması, Rusya'nın Afrika kıtasındaki genişleme projesini çöküşle tehdit ediyor.