Trump: Hamas ile görüşmeler çok başarılı geçti ve hızla ilerliyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5194126-trump-hamas-ile-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmeler-%C3%A7ok-ba%C5%9Far%C4%B1l%C4%B1-ge%C3%A7ti-ve-h%C4%B1zla-ilerliyor
Trump: Hamas ile görüşmeler çok başarılı geçti ve hızla ilerliyor
Trump, Norfolk Deniz Üssü'nde ABD uçak gemisi Harry S. Truman'ın yanında konuşma yaparken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın sona erdirilmesi ve Gazze’de tutulan İsrailli rehinelerin salıverilmesi için Hamas ile devam eden görüşmelerin hızlı ilerleme kaydettiğini söyledi.
Trump sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda şunları söyledi:
“Bu görüşmeler çok başarılı geçti ve hızlı bir şekilde ilerliyor. Teknik ekipler yarın, (pazartesi) Mısır'da tekrar bir araya gelerek son ayrıntıları görüşecek ve netleştirecek. İlk aşamanın bu hafta tamamlanmasının planlandığını öğrendim. Herkesi hızlı hareket etmeye çağırıyorum.”
İsrail ve Hamas arasındaki Gazze’de devam eden savaşı sona erdirme konusunda vardığı anlaşmanın İsrail için büyük bir kazanç olduğunu söyleyen Trump, Hamas'ın savaşın sona erdirilmesi, İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında İsrailli rehinelerin iadesi de dahil olmak üzere 20 maddelik önerisinin bazı önemli kısımlarını kabul ettiğini belirten yanıtından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Reuters’ın aktardığına göre Trump, savaşı sona erdirme planında belirtildiği üzere, Hamas'ın iktidarı bırakmayı ve Gazze Şeridi'nin kontrolünü devretmeyi reddetmesi halinde onu ‘tamamen yok edeceğini’ vurguladı.
Sidney'deki silahlı saldırıda 20 kişi yaralandıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5194144-sidneydeki-silahl%C4%B1-sald%C4%B1r%C4%B1da-20-ki%C5%9Fi-yaraland%C4%B1
Avustralyalı polis memurları Sidney'deki toplu silahlı saldırıyı araştırıyor (EPA)
Avustralya polisi, sün Sidney'in kalabalık bir caddesinde bir kişinin ateş açtığını ve ardından gözaltına alındığını, olayda 20 kişinin yaralandığını bildirdi.
Polis, şüphelinin "polis araçları da dahil olmak üzere geçen araçlara gelişigüzel ateş ettiğini" belirtti.
Sidney'de silahlı saldırı olayını soruşturan bir Avustralyalı polis memuru (EPA)
Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre, Yeni Güney Galler Polis Memuru Stephen Parry, "50 ila 100 el ateş edildiğini" ifade etti.
Polis, iki saat sonra şüpheli tetikçi 60'lı yaşlarındaki bir adamı, apartman dairesinde gözaltına aldı. Saldırgan yakalanma sırasında aldığı yaraların tedavisi için hastaneye kaldırıldı.
Avustralya polisi, Sidney'de 20 kişinin yaralandığı toplu silahlı saldırıyla ilgili ön soruşturmada kanıt topluyor (EPA)
Polis, olayda yaralananlardan birinin durumunun "kritik" olduğunu, cam kırıklarının yol açtığı yaralanmalardan dolayı 19 kişinin tedavi altına alındığını bildirdi.
Avustralya'nın Sidney kentinde bir silahlı saldırganın rastgele ateş açmasının ardından kırılan ve dağılan camlar (EPA)
Avustralya'da bu tür silahlı saldırılar nadirdir. 1996 yılında Tazmanya'da 35 kişinin ölümüne yol açan olaydan sonra Avustralya'da otomatik ve yarı otomatik silahlar yasaklanmıştır.
Trump: ABD bugün Venezuela açıklarında bir gemiyi daha vurduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5194143-trump-abd-bug%C3%BCn-venezuela-a%C3%A7%C4%B1klar%C4%B1nda-bir-gemiyi-daha-vurdu
Trump: ABD bugün Venezuela açıklarında bir gemiyi daha vurdu
Trump, Norfolk Deniz Üssü'nde ABD uçak gemisi Harry S. Truman'ın yanında konuşma yaparken (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, ABD güçlerinin cumartesi akşamı Venezuela açıklarında uyuşturucu taşıdığı şüphesiyle bir gemiyi daha bombaladığını söyledi. Trump, ABD'nin karadan yürütülen uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarına da müdahale etmeye başlayacağını ifade etti.
Trump’ın Norfolk Donanma Üssü'nde, ABD uçak gemisi Harry S. Truman’ın yanında yaptığı konuşma sırasında yaptığı bu açıklamanın, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth tarafından daha önce duyurulan saldırıya atıf olup olmadığı anlaşılamadı.
Trump, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ABD Donanması, geçtiğimiz haftalarda, uyuşturucu çetelerini tamamen ortadan kaldırma misyonumuzu destekledi. Dün gece bir saldırı daha gerçekleştirdik. Artık hiçbirini bulamıyoruz. Artık deniz yoluyla gelmiyorlar, bu yüzden onları karada aramak zorundayız, çünkü buna mecbur kalacaklar.”
Geçtiğimiz hafta Tahran'ın merkezindeki İnkılab (Devrim) Caddesi'nde bir kafenin önünde oturan bir kadın (AP)
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhammed Bahonar, bir podcast tartışmasında rejimin ‘zorunlu başörtüsü’ politikasını resmi olarak sona erdirdiğini açıklayarak, İran İslam Cumhuriyeti'nin temellerinden biri hakkında son yılların en cesur açıklaması olarak nitelendirilen bir tartışma fırtınası başlattı. Bu açıklama, muhafazakârlar ve reformistler arasında geniş çaplı bir tartışma başlattı ve ‘iffet ve başörtüsü yasası’ konusunu, aylarca uygulamaya konulmaması ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın yasayı uygulamayı reddetmesi sonrasında yeniden kamuoyunun gündemine taşıdı.
Tartışmanın başlangıcı
Bahonar, bir podcast programındaki tartışmada, “Başörtüsü yasası artık ne yasal ne de insan hakları açısından geçerli değil. Artık bununla ilgili herhangi bir yükümlülük, para cezası veya başka bir ceza yok” dedi.
Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Muhammed Bahonar, bir basın toplantısı sırasında (Khabar Online)
Bahonar, “İran İslam Cumhuriyeti, siyasi ve entelektüel yapısında kademeli değişiklikler geçiriyor. İran nüfusunun yüzde 10'u dindar muhafazakârlar, yüzde 90'ı ise sadece yaşamak ve kendileri için bir gelecek inşa etmek istiyor” ifadelerini kullandı.
Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında Bahonar, görüşünü yineleyerek şunları söyledi: “Şu anda, başörtüsü konusunda bağlayıcı ve uygulanabilir bir yasa yok... Rejimin şu anki genel kararı, zorunlu başörtüsü yasasının uygulanamayacağı yönünde. Bu karara aykırı herhangi bir işlem veya para cezası ile karşılaşırsanız, 110 numaralı polis hattını arayarak bildirebilirsiniz.”
Bahonar sözlerini şöyle sürdürdü: “Başörtüsünün zorunlu hale getirilmesini isteyenler olduğunu açıkça belirttim, ancak zorunlu başörtüsüne hiçbir zaman inanmadım ve halen de inanmıyorum. Asıl soru şu: Çıplaklığa ne ölçüde izin verilebilir? Sonuçta, uyulması gereken bir sınır olmalı.”
Tahran'ın kuzeyindeki bir kavşaktan karşıya geçen İranlı bir kadın (AP)
Bahonar, “Halen zorunlu başörtüsü talep edenler var ve bazıları parlamentonun önünde oturma eylemi yapıyor. Tek bir görüşü dayatmaya çalışmıyoruz, herkesin susturulması gerektiğini de söylemiyoruz... Mesele tek bir görüşü dayatmak değil, rejim tarafından alınan ulusal kararlarla ilgili. Rejimin şu anki genel kararı, başörtüsü yasasının uygulanamaz olduğu yönünde” dedi.
Muhafazakâr kesimden sert eleştiriler
Bahonar'ın açıklamaları muhafazakâr çevrelerden sert tepkiler aldı. İran Dini Lideri Ali Hamaney’e yakınlığıyla bilinen Kayhan gazetesinin genel yayın yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari şunları söyledi: “Bahonar'ın çıplaklığın tek başına bir suç olup olmadığını ve başörtüsünü çıkarmanın çıplaklık düzeyine ulaşmadığı sürece caiz olup olmadığını açıklığa kavuşturmasını isterim. Eğer kastettiği buysa, bu görüşün yürürlükteki yasalar ve hukuk ilkeleriyle nasıl uyumlu olduğunu bize açıklamalıdır.”
Şeriatmedari, Bahonar'ın ‘zorunlu başörtüsü’ ile neyi kastettiğini ve başörtüsünün ‘yasal bir zorunluluk ve şeri bir gereklilik olup olmadığını’ açıklamasını talep etti.
İslami Şûra Meclisi Kültür Komisyonu Sözcüsü Ahmed Rastineh de Bahonar'a sert bir biçimde yüklenerek, ‘zorunlu başörtüsü’ teriminin çıplaklığı teşvik etmek için uydurulduğunu söyledi. Rastineh, bunun, ‘devrim karşıtı medya’ olarak adlandırdığı kuruluşlar tarafından yapılan ‘medya tanıtımı’ olduğunu iddia etti.
Rastineh, Bahonar'a hitaben, “Rejimin yavaş yavaş kalıplarını değiştirdiğini ve artık iffet ve başörtüsüyle ilgili bir yasa olmadığını söylediniz. Bu ifade çıplaklığı teşvik etmiyor mu? Kimin çıkarlarını savunuyorsunuz? Çıplak, yozlaşmış Batı'nın çıkarlarını mı, yoksa İran İslam Cumhuriyeti'nin çıkarlarını mı?” diye sordu.
Tahran'ın merkezindeki Devrim Meydanı'nda, nükleer bilim adamları ve santrifüjlerin resimlerinin yer aldığı ve Farsça ‘Bilim güçtür’ yazan bir panonun önünden geçen İranlı bir kadın (AFP)
Muhafazakâr milletvekili Muhammed Taki Nakdali ise daha önce parlamentonun başkan yardımcılığı görevini yürüten Bahonar'ı eleştirerek, “Bu parlamentonun başkan yardımcılığı görevini bu kadar uzun süre yürüten biri, şimdi başörtüsünün artık yasal bir dayanağı olmadığını söylüyor... Şehit olan kardeşinin kanından utanması gerekir” dedi.
Nakdali, başörtüsü konusunda şeriat kanunlarının uygulanmasının göz ardı edilmesinin ‘kaosa yol açacağını’ ifade etti.
İslami Şûra Meclisi Başkan Yardımcısı Ali Nikzad, Nakdali'nin eleştirisine destek vererek, Bahonar'ın toplumun demografik yapısı hakkındaki açıklamalarını eleştirdi. Nikzad, “Toplumu dindar ve dindar olmayan gruplara ayıranlar var... Bu yüzdeleri nereden aldıklarını bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
Başörtüsü yasası
Yeni tartışma, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın geçtiğimiz mart ayında parlamentonun kabul ettiği ‘iffet ve başörtüsü’ yasasını, uygulamasının ‘çatışmaları alevlendirebileceğini ve insanlara zarar verebileceğini’ düşünerek uygulamayı reddetmesinden aylar sonra ortaya çıktı.
Geçen aralık ayında hükümet, İran'ın güvenliği üzerindeki etkileri nedeniyle, politikacılar, din adamları ve sivil toplum arasında yaygın tartışma ve bölünme yaşandıktan sonra, 74 maddelik tasarıyı uygulamayı durdurmak için Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne havale etti.
İran Cumhurbaşkanlığı aralık ayında, Pezeşkiyan'ın ‘iffet ve başörtüsü’ tasarısını uygulanmasını önlemek için Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne sevk ettiğini açıkladı. Bu adım, parlamento başkanlığının hükümetten tasarıyı değiştirmesini ve uzlaşmacı bir çözüme ulaşmasını istemesinin ardından geldi.
Pezeşkiyan geçen ay bir televizyon röportajında, “Toplumda çatışma ve uyumsuzluğa yol açabilecek bir yasayı uygulayamazdım” dedi.
Tahran'da sokakta yürüyen İranlı bir kadın, 28 Eylül 2025 (AFP)
İran'da kadınlar, 1979 devrimi sonrası İranlı din adamları arasında başörtüsü zorunluluğu konusunda çıkan anlaşmazlıkların ardından, 9 Ağustos 1983'ten bu yana kamusal alanda başörtüsü takmak zorunda.
Ancak Mahsa Amini'nin ölümünden bu yana, daha fazla kadın İran İslam Cumhuriyeti'nin ideolojik temellerinden birine karşı gelerek başörtüsü takmadan dışarı çıkmaya başladı.
Kürt asıllı genç kadın Mahsa Amini'nin, ülkenin kıyafet kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alındığı sırada hayatını kaybetmesi, Eylül 2022'de eşi görülmemiş bir protesto dalgasına yol açtı.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة