Guantanamo hapishanesinde ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bir mahkûm, El Kaide'ye üye toplamak için propaganda videoları hazırladığı suçlamasıyla mahkûm edildikten 17 yıl sonra perşembe günü yeniden askeri mahkemeye çıktı. 56 yaşındaki Ali Hamza el-Behlül, 2008’deki savaş suçları davasında sergilediği meydan okuma tutumunu bir kez daha tekrarladı.
Behlül, tanık kürsüsüne oturmayı kibar bir şekilde reddetti, gerçeği söyleyeceğine dair yemin etmeyi kabul etmedi ve kendisi için avukat tutulmasını da reddetti.
Bunun yerine, suçlamaların yöneltildiği yıllar önceki oturumda oturduğu aynı yerden, Arapça uzun açıklamalar yaptı; El Kaide’yi övdü, zaman zaman çevirmenlerle tartıştı ve 2001’de Pakistan’da tutuklanmasının ardından yürütülen soruşturmada Amerikan yetkililerini yanıltmayı amaçladığını vurguladı.
Behlül, “Bir soruşturmacı tabancasını kafama dayadı, ben hiçbir tepki göstermedim” dedi ve başka bir soruşturmacının kendisini uzaklaştırdığını anlattı.

Geçen hafta yapılan duruşmada ele alınan konu, Behlül’ün tutukluluğunun başlarında Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yetkililerine söylediklerinin, başka bir tutuklu olan Abdurrahim en-Neşiri’nin idam cezası davasında delil olarak kullanılıp kullanılamayacağıyla ilgiliydi. Neşiri, 12 Ekim 2000’de Amerikan muhribi USS Cole’a yönelik saldırıyı planlamakla suçlanıyor.
Perşembe günü duruşmada hazır bulunmayan Neşiri’nin avukatları, Behlül’ün ifadelerinin ‘duyuma dayalı tanıklık’ niteliğinde olduğunu ve ifade sırasında kendisine işkence yapıldığı için geçersiz sayılması gerektiğini savundu.
Behlül, Guantanamo’daki 15 tutukludan biri. Neşiri ve 11 Eylül 2001 saldırılarına karışan diğer şüpheliler için idam cezası davalarının açılma girişimleri, hem sanıkların hem de olası tanıkların işkenceye maruz kalması nedeniyle başarısız olmuştu.
Behlül, ABD’yi ‘terörün anası’ olarak nitelendirirken, güncel olaylara dair dikkat çekici bir bilgi birikimi sergiledi. Bir noktada, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in ‘Savaş Bakanı’ unvanını benimsemesini övdü ve bunu “ABD’nin saldırganlığını en doğru ve kesin şekilde tanımlayan ifade” olarak değerlendirdi.
Yemenli Behlül, 3 Kasım 2008’de, askeri mahkemede herhangi bir savunma sunmayı reddettikten ve hava kuvvetleri avukatının kendisi adına konuşmasına izin vermedikten sonra askeri bir jüri tarafından suçlu bulundu. Duruşmalarda bazen üzerinde ‘boykot’ yazan Arapça bir pankart salladığı görüldü.
Behlül, yıllarca tek kişilik hücrede tutuldu ve çoğu zaman avukatlarla görüşmeyi reddetti. Bu sırada yüksek mahkemeler, 2008’deki propaganda videosu hazırlama suçuna ilişkin bazı mahkûmiyetlerini düşürdü. Halen Guantanamo’daki en yaşlı tutuklu olan Behlül, tek suçlamadan (komplo) ötürü ömür boyu hapis cezası çekiyor.
Görünümü ve sesi, duruşmalar sırasında sergilediği hale benzer, tek fark sakalının koyu griye dönmüş olması.

Ayrıca neden mahkemeye çıkarıldığının farkında değilmiş gibi görünüyordu ve başlangıçta sadece hâkimin sorularını yanıtlayacağını söyledi. Bir noktada, Behlül “Ben işkence gördüğümde...” diye rahatça konuştuktan sonra Yargıç Albay Matthew Fitzgerald onun sözünü kesti.
Zaman ilerledikçe Başsavcı Yüzbaşı Timothy Stinson ile daha fazla etkileşime girmeye başladı, ancak cevaplarının çoğu konu dışıydı. Daha sonra, savunma avukatı Jessica Manoli’nin ABD’de tutulduğu süre boyunca maruz kaldığı olası kötü muameleyle ilgili sorular yöneltmesi üzerine daha işbirlikçi bir tutum sergiledi.
Yargıç, Neşiri’nin duruşma tarihini, Yemen açıklarında 17 Amerikan denizcinin ölümüne neden olan El Kaide intihar bombalamasından 25 yıl sonra, 1 Haziran olarak belirledi. Neşiri, 2002'den beri ABD tarafından gözaltında tutuluyor.
2001 yılında yakalanan Behlül, 11 Ocak 2002'de hapishane açıldığı gün Guantanamo'ya nakledildi.
Mahkemede yaklaşık yedi saat süren duruşma boyunca Behlül, USS Cole bombalaması ve 11 Eylül saldırıları da dahil olmak üzere El Kaide saldırıları hakkında önceden hiçbir bilgisi olmadığını, çünkü Usame bin Ladin'in medya sorumlusu olarak hassas operasyonel bilgilere erişimi olmadığını tekrarladı.
Duruşmanın sonuna doğru Behlül aniden “Bu bir yeniden yargılama mı Sayın Hâkim?” diye sordu. Hâkim, “Hayır, değil” diye cevap verdi.
Kısa bir süre sonra Behlül, son kez mahkemeye çıktığından bu yana neredeyse yirmi yıl geçtiğini belirtti ve “eğer hâlâ hayatta olursa” 2048'de tekrar ifade vermeye çağrılıp çağrılmayacağını sordu.
Yargıç, geleceği tahmin edemeyeceğini söyledi.