HDK Sudan'ın Mısır'a ihracatının yasaklandığını duyurdu

Analistler, Sudan’ın Mısır ihracat pazarına güvenli bir alternatif bulma kabiliyetini sorguluyor

 Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku’l Avsat)
TT

HDK Sudan'ın Mısır'a ihracatının yasaklandığını duyurdu

 Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (Şarku’l Avsat)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) yeni bir hamleyle Mısır hükümetine ‘Sudan'ın içişlerine karışma’ olarak adlandırdığı duruma son vermesi çağrısında bulunarak, Kahire'yi iki ülke arasındaki yakın ilişkileri korumaya davet etti. Bunu, Sudanlı analistlerin Sudan-Mısır ilişkilerinde niteliksel bir gelişme olarak değerlendirdiği, Sudan mallarının HDK’nin kontrol ettiği bölgelerden Mısır'a ihracatına ticaret yasağı getiren idari kararlar izledi.

HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) Mısır'ı, Mısır ordusuna ait savaş uçaklarıyla kendi güçlerini bombalamakla suçladı. Mısır Dışişleri Bakanlığı ise bu suçlamayı şiddetle reddetti. HDK, Mısır ile kapsamlı bir ‘ticaret’ boykotu ilan etti ve Sudan'ın Mısır'a ihracatını durdurma kararı aldı.

Mavi Nil bölgesindeki HDK komutanı el-Mak Ebu Şutal, sosyal medyada dolaşan bir videoda, HDK Danışma Konseyi tarafından yayınlanan bir karara göre HDK kontrolündeki bölgelerdeki tüccarları Mısır'a herhangi bir mal ihraç etmemeleri konusunda uyardı ve onları hesap vermekle tehdit etti.

Tüccarlara uyarılar

Ebu Şutal söz konusu videoda şunları söyledi: “Tüccarlar Mısır'a Arap zamkı, yer fıstığı ya da yük hayvanı ihraç ederlerse en ağır ve en şiddetli cezalara çarptırılacaklar. Tüm kaynaklarımız Mısır hariç komşu ülkelere gitmeli. Sudan Debbe Sınır Kapısı’na ya da Mısır'a giden her kamyona açık bir düşman muamelesi yapılmalıdır.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Sudan Mısır'a, çoğunlukla Darfur ve Kordofan'da HDK tarafından kontrol edilen bölgelerde ve Mısır'a giden kamyon ve deve kervanlarının geçtiği çölde üretilen yer fıstığı, Arap zamkı, deve ve kuzu eti gibi tarım ve hayvancılık ürünleri ihraç ediyor.

HDK Genel Danışmanı en-Nezir Yunus Ahmed, Sudan ordusu tarafından kontrol edilen bölgelere bir dizi malın geçişini yasaklayan bir kararname yayınladı. Söz konusu mallar arasında şunlar yer alıyor: “Her türlü zamk, yer fıstığı, yemeklik yağ, her türlü canlı hayvan (inek, deve, koyun, keçi), susam, darı, mısır, altın, diğer mineraller, ebegümeci, hibiskus, ambaz (hayvan yemi) ve kurutulmuş bamya.”

Görsel kaldırıldı.HDK Genel Danışmanı en-Nezir Yunus Ahmed'in saha komutanlarına gönderdiği mektubun bir kopyası

Sudan ordusu, Mısır'a ihraç mallarının geçtiği kuzeydeki Mısır sınırı bölgelerini ve çöl yollarını kontrol ediyor.

Üretim alanları ile ordu bölgeleri arasındaki çöl yollarını kontrol eden HDK'nin getirdiği yasakla birlikte Mısır'a ihracat yapmak daha zor ve karmaşık bir hal alıyor.

Gazeteci ve sivil aktivist Reşa Avad, bu kararı ‘Sudan savaşında niteliksel bir gelişme’ olarak nitelendirdi. Avad söz konusu kararın ‘tehlikeli yansımaları’ ve HDK ile Mısır arasında açık bir çatışma yaşanması konusunda uyardı. HDK'nin kararını Sudan'daki iç çatışmanın ‘bölgesel’ bir savaşa dönüşmesinin başlangıcı olarak gören Avad, buna paralel olarak Etiyopya müdahalesi olasılığına işaret etti.

Ancak Avad, HDK'nin Sudanlı üreticilere ve ihracatçılara alternatif sunma kabiliyetini sorgulayarak şu soruları sordu: “Yasaklanan malları kim satın alıyor? Mısır ihracat pazarına güvenli bir alternatif var mı?”

Kararın savaşta yeni bir askeri gerilim için bahane olup olmayacağını merak eden Avad sorduğu soruların cevabını yanıtsız bırakarak, “Bu önümüzdeki günlerin cevaplayacağı bir soru” dedi.

Diğer yandan siyasi analist Muhammed Latif, günlük analizinde Hamideti'nin konuşmasından sonraki Sudan-Mısır ilişkilerini öncesiyle karşılaştırdı. Latif, Sudan-Mısır ilişkilerinin, ‘Mısır'ın Sudan'ın içişlerine müdahalesi konusunu yeniden gündeme getiren’ konuşmadan önceki gibi olmayacağını vurguladı.

HDK'ye bağlı aktivist sayfalar, HDK Komutanı Hamideti’nin güçlerinin ve destekçilerinin fotoğraf ve video yayınlamasını yasaklamış olmasına rağmen, Mısır'a giderken geri döndüklerini iddia ettikleri mal ve hayvan yüklü kamyonların videolarını yayınladı.



HDK Güney Kordofan'da şiddeti artırdı ve Dilling'deki askeri hastaneyi bombaladı

Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
TT

HDK Güney Kordofan'da şiddeti artırdı ve Dilling'deki askeri hastaneyi bombaladı

Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Güney Kordofan eyaletindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Cumartesi günü eyalet başkenti Kadugli'deki bir BM yerleşkesini hedef alarak altı Bangladeşli barış gücü askerini öldürdüklerine dair çelişkili raporların ardından, dün geri dönerek kuşatma altındaki eyaletin ikinci büyük şehri Dilling'deki bir askeri hastaneyi bombaladı; 7 kişi öldü, 12 kişi de yaralandı.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir hastane sağlık çalışanı, kurbanların hastalar ve refakatçileri olduğunu belirterek, askeri hastanenin "askeri personelin yanı sıra şehrin sakinlerine ve çevredeki bölgelere de hizmet verdiğini" belirtti.

Aynı bağlamda, BM ekipleri, Sudan hükümetiyle koordinasyon içinde, cumartesi günü Kadugli'deki bir BM yerleşkesini hedef alan insansız hava aracı (İHA) saldırısında öldürülen ve yaralanan UNISFA barış güçlerinin tahliyesini dün gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre şehirde Sudan ordusu ile HDK arasında tırmanan çatışmalar nedeniyle UNISFA'nın tüm birliklerini ve personelini Kadugli'den tahliye etmeyi düşündüğüne dair sürekli haberler geliyor.


Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki olaylar nedeniyle Ruanda'yı ‘bölgeyi savaşa sürüklemekle’ suçluyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
TT

Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki olaylar nedeniyle Ruanda'yı ‘bölgeyi savaşa sürüklemekle’ suçluyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)

ABD dün, Ruanda’nın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusundaki çatışmaya müdahil olmasını kınadı. Ruanda’ya yönelik eleştiriler, silahlı 23 Mart Hareketi’nin (M23) bölgede yeni bir saldırı başlatmasının ardından geldi. Söz konusu saldırı, Kinşasa ve Kigali’nin Washington’da birkaç gün önce imzaladığı anlaşmanın akabinde gerçekleşyor.

ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı açıklamada, “Son haftalarda Başkan Trump’ın himayesinde ilerleme kaydedilmesi gerekirken, Ruanda bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa ve savaşa sürüklüyor” dedi.

4 Aralık’ta Washington’da Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasında Başkan Trump’ın himayesinde imzalanan barış anlaşmasının ardından Waltz, şiddetin yeniden başlamasından dolayı ülkesinin son derece endişeli olduğunu vurguladı. Waltz, Ruanda’nın Kongo’nun doğusunda meydana gelen gelişmelerdeki rolünün boyutunu da sert bir şekilde eleştirdi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında (Reuters) ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında (Reuters)

Waltz, Ruanda’nın M23 hareketine maddi, lojistik ve eğitim desteği sağladığını ve 1 Aralık’tan itibaren yaklaşık 5 ila 7 bin Ruandalı askerle Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde M23’ün yanında savaştığını açıkladı. Waltz, söz konusu sayının saldırının ilerleyişine bağlı olarak artabileceğine de işaret etti.

Waltz ayrıca, “Son aylarda Ruanda, M23’ü desteklemek için Kuzey ve Güney Kivu bölgelerine çok sayıda kara-hava füzesi ve diğer gelişmiş ağır silahlar yerleştirdi” dedi. Waltz, M23 ve Ruanda’nın intihar dronları ve topçu kullanımını artırdığına dair güvenilir bilgiler bulunduğunu ve bu kapsamda Burundi’ye de saldırılar düzenlendiğini vurguladı.

M23 hareketi, ocak ayında Goma ve şubat ayında Bukavu kentlerini ele geçirmişti. Waltz, Ruanda’nın desteğiyle M23’ün, aralık başında ülkenin doğusundaki Güney Kivu eyaletinde, Burundi sınırı boyunca yeni bir saldırı başlattığını belirtti.

M23 çarşamba günü, yüz binlerce nüfusa sahip Uvira kentini ele geçirdi. Bu kontrol, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile Burundi arasındaki kara sınırını da M23’ün denetimine soktu; bu durum, Kinşasa’nın Bujumbura üzerinden sağladığı askeri desteği de kesmiş oldu.

Bu gelişmeler ışığında, BM Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean Pierre Lacroix, yeni saldırının “bölgesel bir patlamanın hayaletini uyandırdığını ve sonuçlarının tahmin edilemez olduğunu” belirterek, çatışmanın daha da genişleme riski konusunda ciddi endişe duyduğunu ifade etti.

Meşru müdafaa hakkı

Lacroix, komşu ülkelerden gelen silahlı güçlerin ve grupların doğrudan veya dolaylı müdahalesi ile sınırları aşan göçmen ve savaşçı hareketlerinin, bölgesel bir patlama riskini büyük ölçüde artırdığını belirtti. Lacroix ayrıca, M23’ün daha fazla alanı kontrol etmesi ve paralel yönetimler kurmasının, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kademeli olarak çözülmesine yol açabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

BM Güvenlik Konseyi’nde birçok üye ülke bölgesel gerilimi artırma endişesi dile getirirken, Burundi’nin BM Daimî Temsilcisi Zephyrin Maniratanga, ülkesinin ‘meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu’ belirtti ve Ruanda’yı topraklarını bombalamakla suçladı.

Maniratanga, “Bu sorumsuz saldırılar devam ederse, iki ülke arasında doğrudan bir çatışmayı önlemek zor hale gelecek” dedi.

Buna karşın Ruanda’nın BM Daimî Temsilcisi Martin Ngoga, ülkesinin Burundi ile savaş niyetinde olmadığını vurguladı ve hem Bujumbura’yı hem Kinşasa’yı ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba ise BM Güvenlik Konseyi’nin ‘somut önlemler almamasını’ eleştirdi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki Kuzey Kivu eyaletinin Goma kentinde 23 Mart Hareketi (M23) üyeleri (Reuters)Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki Kuzey Kivu eyaletinin Goma kentinde 23 Mart Hareketi (M23) üyeleri (Reuters)

Kayikwamba şubat ayında BM Güvenlik Konseyi’nin Ruanda güçlerinin geri çekilmesini ve ateşkese uymasını talep eden kararına rağmen ‘yeni bir kentin düştüğünü, paralel bir yönetimin güçlendiğini, binlerce ailenin yerinden edildiğini ve bazı ailelerin ise öldürülme, tecavüz ve yıldırmaya maruz kaldığını’ belirtti. Kayikwamba, Ruanda’ya yaptırımlar uygulanması çağrısını da yineledi.

Fransa'nın BM Daimî Temsilcisi Jerome Bonnafont ise BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelere, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki BM barışı koruma gücünün ‘özellikle ateşkesin denetlenmesi dahil olmak üzere tüm barış çabalarını desteklemesini sağlayacak’ bir karar tasarısı önerdiğini açıkladı.


İngiliz yaptırımları Hemedti'nin kardeşini ve Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerini hedef aldı

Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)
TT

İngiliz yaptırımları Hemedti'nin kardeşini ve Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerini hedef aldı

Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)

Birleşik Krallık dün, Sudan'daki savaş sırasında "zulüm" işledikleri gerekçesiyle, aralarında birliğin ikinci komutanı Mohamed Hamdan Dagalo'nun ("Hemedti" olarak bilinen) kardeşi Abdul Rahim Dagalo'nun da bulunduğu Sudan'daki Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) dört liderine yaptırım uyguladığını duyurdu.

Yapılan açıklamada, İngiliz Dışişleri Bakanı Yvette Cooper'ın şu sözlerine yer verildi: "Uygulanan yaptırımlar, elleri kana bulaşmış olanları doğrudan hedef alıyor." Cooper ayrıca "Kitlesel infazlardan ve açlıktan, tecavüzün sistematik ve kasıtlı olarak bir savaş silahı olarak kullanılmasına kadar uzanan bu iğrenç suçların ezici kanıtları cezasız kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Cooper, “İşlenen vahşetler o kadar korkunç ki, dünyanın vicdanında bir yara izi bırakıyor… ve halkı terörize etme, korku ve şiddet yoluyla kontrol kurma yönünde kasıtlı bir stratejinin parçası” dedi.

Avrupa Birliği de kasım ayında Abdul Rahim Dagalo'ya yaptırımlar uyguladı.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Yaptırım uygulanan liderler, mal varlıkları dondurulması ve seyahat yasağıyla karşı karşıya kalıyor.