Sudan'ın Omdurman kentindeki ordu hava üssünde şiddetli patlamalar meydana geldi

 Sudan'ın kuzeyindeki ed-Damir kentinde bir insansız hava aracı saldırısının ardından çıkan yangını söndüren Sudan askeri, 25 Nisan (Reuters)
Sudan'ın kuzeyindeki ed-Damir kentinde bir insansız hava aracı saldırısının ardından çıkan yangını söndüren Sudan askeri, 25 Nisan (Reuters)
TT

Sudan'ın Omdurman kentindeki ordu hava üssünde şiddetli patlamalar meydana geldi

 Sudan'ın kuzeyindeki ed-Damir kentinde bir insansız hava aracı saldırısının ardından çıkan yangını söndüren Sudan askeri, 25 Nisan (Reuters)
Sudan'ın kuzeyindeki ed-Damir kentinde bir insansız hava aracı saldırısının ardından çıkan yangını söndüren Sudan askeri, 25 Nisan (Reuters)

Bu sabah erken saatlerde Kuzey Omdurman'da Sudan ordusuna ait hava üssü şiddetli patlamalarla sarsıldı. Olay yerinden yoğun duman bulutları yükselirken, patlamanın detayları henüz açıklanmadı.

Vadi Seyyidna Hava Üssü’nü hedef alan patlamalarla ilgili ordudan resmi bir açıklama yapılmazken, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) danışmanı el-Başa Tabik, üssün hedef alındığını ve bir dizi insansız hava aracı (İHA) ile silah ve mühimmat deposunun imha edildiğini bildirdi.

Tabik, X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bu saldırı savaşın artık yeni bir aşamaya girdiği mesajını veriyor. Önümüzdeki günler ordunun ve müttefik güçlerin stratejik mevzilerine yönelik acı verici saldırılara tanıklık edecek. Bir sonraki hedef Port Sudan” ifadelerini kullandı.

Komşu bölgelerde yaşayan bazı sakinler, şiddetli patlamaların yeri sarsmasından ve hedef alınan bölgeden yoğun alevlerin yükselmesinden saniyeler önce Omdurman'ın kuzeyindeki Kerri mevkiinde bulunan askeri üssün çevresinde ışıklar saçan İHA’lar gördüklerini söyledi.

Bölge sakinleri Facebook'ta paylaştıkları mesajlarda patlamaların İHA saldırısından kaynaklandığını öne sürdü. Sudan ordusundan herhangi bir bilgi gelmediği için patlamanın boyutu ve yol açtığı kayıplar henüz tam olarak bilinmiyor.

Sudan ordusu, başkent Hartum'un merkezine yaklaşık 22 kilometre uzaklıktaki Vadi Seyyidna Hava Üssü’nü, HDK’ye karşı savaşta askeri operasyonları yönetmek için ana merkez olarak kullanıyor. Sudan ordusunun en büyük askeri üssü ve ülkedeki en eski askeri havaalanı olan bu üs, 1967 yılında Arap-İsrail savaşı sırasında kurulmuş ve o yıl eski Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır'ın adıyla Nasır Hava Üssü olarak adlandırılmıştır.

Harp Okulu’na saldırı

Eş zamanlı bir başka saldırıda ise İHA’lar, askeri üssün bitişiğindeki Sudan Harp Okulu karargâhını hedef aldı.

Sosyal medya platformlarında paylaşılan videolarda, Sudan ordu üssündeki patlamaların ilk anlarına ait görüntüler yer aldı. Askeri bölgelere yönelik son saldırılar, Sudan ordusunun savaş kapsamı dışında kalan ülkenin kuzeyindeki altyapıyı hedef alan İHA saldırılarına karşılık verme kabiliyetinde önemli bir eksiklik olduğunu ortaya koydu.

Son haftalarda HDK, kuzeydeki Dongola, Merove, Atbara, ed-Damir ve Şendi gibi cephe hatlarından uzak şehirlerdeki elektrik tesislerini, havaalanlarını ve yakıt depolarını hedef aldı.

 Merove Barajı son haftalarda İHA’lar tarafından birkaç kez saldırıya uğradı. (Sudan Haber Ajansı - SUNA)Merove Barajı son haftalarda İHA’lar tarafından birkaç kez saldırıya uğradı. (Sudan Haber Ajansı - SUNA)

Aylardır süren saldırılar, ülkenin geçici idari başkenti olan Port Sudan da dahil olmak üzere ülkenin kuzey, doğu ve merkezindeki eyaletlerde elektrik santrallerinde önemli hasara ve elektrik kesintilerine neden oldu.

HDK'nin, Sudan ordusunun uçaksavar savunma sistemlerinin engellemesi ve düşürmesi zor olan gelişmiş stratejik İHA'lar elde ettiğine dair yaygın bir kanı var. Uzun menzilli İHA saldırıları, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden ve üçüncü yılına giren savaşta yeni bir olgu haline geldi.

Dışişleri Bakanlığı kınadı

Konuyla ilgili olarak Sudan Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, HDK tarafından dün Nil Nehri eyaletindeki Atbara kentinde bir sığınağı hedef alarak, dördü aynı aileden olmak üzere yerinden edilmiş 11 kişiyi öldürmek ve kentin trafo güç istasyonunu bombalamak suretiyle işlenen terör suçunu kınadı.

Açıklamada, “Terörist milisler silahsız sivillere yönelik saldırılarında modern araçlar kullandılar. Son aylarda operasyon bölgelerinde art arda uğradıkları yenilgilerin ardından, su tesislerini, hastaneleri ve tüm temel hizmetleri aksatmak amacıyla ülke genelindeki elektrik santrallerine saldırıyorlar” denildi.

Açıklamanın devamında, söz konusu gerilimin, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin HDK'nin yerlerinden edilmiş kişilere yönelik saldırıları durdurması ve Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki kuşatmayı kaldırması yönündeki taleplerini yinelemesinden günler sonra gerçekleştiği belirtildi. Sudan Dışişleri Bakanlığı uluslararası toplumu, ‘terörist milislerin’ cezasız kalmasına son verecek somut tedbirler almaya çağırdı.

Diğer yandan Atbara kentindeki elektrik santrali devre dışı bırakıldı. HDK kontrolündeki bölgelerden başlatılan ve kenti hedef alan türünün dördüncü örneği olan İHA saldırısı nedeniyle Nil Nehri ve Kızıldeniz eyaletlerine elektrik tedariği kesildi.



Hafter, AB ile yaşanan diplomatik kriz üzerinden nüfuzunu pekiştiriyor

Mareşal Halife Hafter (Libya Ulusal Ordusu internet sitesi)
Mareşal Halife Hafter (Libya Ulusal Ordusu internet sitesi)
TT

Hafter, AB ile yaşanan diplomatik kriz üzerinden nüfuzunu pekiştiriyor

Mareşal Halife Hafter (Libya Ulusal Ordusu internet sitesi)
Mareşal Halife Hafter (Libya Ulusal Ordusu internet sitesi)

Analistler, Mareşal Halife Hafter’in Libya'nın doğusuna gelen Avrupa bakanlar heyetini uzaklaştırarak ‘net bir mesaj’ vermek ve uluslararası toplum tarafından tanınmasa da ‘vazgeçilmez’ taraf olarak konumunu sağlamlaştırmak istedi.

“Diplomatik normların açıkça ihlali”

Avrupa Komisyonu’ndan bir heyet ve Yunanistan, İtalya ve Malta’dan bakanlar, 8 Temmuz'da düzensiz göç meselesini görüşmek üzere Libya'yı ziyaret ettiler ve başkent Trablus'un ardından ülkenin doğusundaki Bingazi'ye geçtiler.

Avrupa Komisyonu heyeti Bingazi Havaalanı’na vardığında, Doğu Libya yetkilileri heyet üyelerinden ülkeyi terk etmelerini istedi. Usame Hammad’ın başbakanı olduğu paralel İstikrar Hükümeti, heyetin ‘diplomatik normları açıkça ihlal ettiğini, ulusal egemenliği hiçe saydığını ve yabancı diplomatların giriş, seyahat ve ikametine ilişkin düzenlemelere uymadığını’ iddia eden sert bir açıklama yayınlayarak, heyet üyelerine ‘Libya topraklarını terk etmeleri ve istenmeyen kişiler olarak kabul edildiklerini’ bildirdi.

“Protokolün üzücü bir ihlali yaşandı”

Brüksel'de bir AB yetkilisi yaptığı açıklamada, Libya’da ‘protokolün talihsiz bir şekilde ihlal edildiğini’ belirterek, buna toplantının yapılacağı Libya tarafıyla ilgili ‘büyük bir yanlış anlaşılmanın’ neden olduğunu söyledi. Avrupa Komisyonu da Libya'nın ikinci büyük kentine yapılacak ziyaretin iptal edilmesine neden olan ‘protokol sorunundan’ bahsetti.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi araştırmacısı Tarık el-Mecrisi, heyetin geri çevrilmesinin ‘iyi düşünülmüş bir adım’ olduğunu söyledi. Libya'dan Yunanistan'ın Girit adasına göçmen akını sürerken, el-Mecrisii, Hafter'in göç krizini, hükümetinin fiili durumunu (Avrupa'nın) tanıması için kullanmaya çalıştığını, böylece Avrupa ile ilişkilerini, yerel bir askeri lider olarak etkileşimden öteye genişletmek istediğini belirtti.

Karmaşık durum

Libya'daki karmaşık durum diplomatları manevra yapmaya zorluyor. Avrupalılar uluslararası olarak tanınan hükümeti destekliyor, ancak doğudaki paralel İstikrar Hükümeti’ni desteklemiyorlar. Buna karşın, Mareşal Halife Hafter ve oğullarının komutasındaki Libya Ulusal Ordusu (LUO) ile iletişim halindeler.

Heyet, Bingazi ziyareti sırasında Doğu Libya'dan askeri yetkililerle görüşecekti, ancak heyet üyeleri havaalanına vardıklarında, ‘istenmeyen kişi ilan edildiklerini’ öğrendiler. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Brüksel'de isminin açıklanmasını istemeyen bir AB yetkilisi, görüşme yapmadan oradan ‘ayrılmak zorunda kaldıklarını’ belirtirken, bunun ‘doğal olarak paralel hükümetin tanınmasıyla ilgili’ olduğunu vurguladı.

Göç ve denizcilik konuları

Uluslararası Kriz Grubu’ndan (ICG) Libya uzmanı olan Claudia Cassini, Bingazi'deki Avrupa heyetinin uzaklaştırılmasının ‘önceden planlanmış' bir adım olmadığına inandığını belirtti. Ancak ‘Hammad hükümetinden bakanların neden havaalanına geldikleri ve Hafter'in neden olayların bu şekilde gelişmesine izin verdiği’ sorularının sorulması gerektiğini söyleyen Cassini, ‘heyette temsil edilen ülkelerden biriyle ikili bir anlaşmazlık’ yaşanmış olabileceği ihtimaline işaret etti.

Libya işleri uzmanı Celal Harşavi, Yunanistan ile bir anlaşmazlık olabileceğini düşündüğünü belirterek, Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın 6 Temmuz'da göç ve denizcilik konularında tavizler talep ettiğini, ancak somut bir teşvik sunmadığına dikkati çekti. Hafter'in Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis’i kabul ettiği ziyaretin ‘hiçbir sonuç vermediğini’ belirten Harşavi, iki gün sonra Yunan temsilcinin bu kez AB heyeti içinde, aynı gün Trablus'taki rakip hükümetle müzakere etmek ve iki hükümeti eşit konuma getirmek istediğini belirterek, ‘Bingazili yetkililerin bunu bir hakaret olarak gördüklerini ve Atina'yı cezalandırmak istedikleri’ yorumunda bulundu. Bu olayın Hafter'in dış politikasının ‘küçümsenmemesi’ gerektiğini gösterdiğini ifade eden Libya işleri uzmanı, “İster göçmen akını ister enerji projeleri olsun Hafter ailesi, Libya'nın doğu kıyılarının güvenliğini elinde tuttuğu için vazgeçilmez bir bölgesel aktördür” dedi. Verilen mesajın ‘açık olduğunu’ vurgulayan Harşavi, “Doğu kampını ciddiye alın” dedi. Hafter ve oğullarının, kontrol ettikleri stratejik varlıklar açısından ‘mali olarak güçlü ve etkili’ olduklarını belirten Harşavi, ‘meşruiyetlerini pekiştirmek’ için temaslarını yoğunlaştırdıklarına dikkati çekti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçtiğimiz şubat ayında Halife Hafter'i kabul etmişti. Hafter daha sonra mayıs ayında Moskova'yı ziyaret ederek destekçisi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. Oğlu Saddam ise ABD, Türkiye, İtalya ve Nijer'i kapsayan yurt dışı gezileri gerçekleştirdi.

Hafter'in saldırısı

Hafter'in 2020 yılı ortalarında başkent Trablus'a saldırısını püskürtmek için Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni (UMH) destekleyen Türkiye bile, özellikle inşaat projeleri aracılığıyla Hafter ailesiyle yakın ilişkiler kurmaya çalışıyor. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi araştırmacısı Mecrisi, Ankara'nın da jeopolitik hedefleri olduğunu ve Hafter'in Trablus ile imzalanan ve Atina'nın ‘yasadışı’ olarak nitelendirdiği Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması’nı onaylamasını istediğini belirtti.