Trump'ın Özel Kalem Müdürünün Beyaz Saray'daki ofisinde bazı belgeleri yaktığı iddia edildi

Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Mark Meadows'un, 2020 Başkanlık seçimleri sonrası ofisinde bazı belgeleri yakarak imha ettiği iddia edildi

Mark Meadows (AA)
Mark Meadows (AA)
TT

Trump'ın Özel Kalem Müdürünün Beyaz Saray'daki ofisinde bazı belgeleri yaktığı iddia edildi

Mark Meadows (AA)
Mark Meadows (AA)

Kongre baskını soruşturmasında işbirliğini kabul eden Trump'ın Özel Kalem Müdürü Mark Meadows'un yardımcısı Cassidy Hutchinson'ın soruşturmaya ilişkin bugün yayımlanması beklenen "Enough" (Yeter) isimli kitabındaki yeni iddialar ortaya çıktı.

Kitapta, Özel Kalem Müdürü Meadows'un Aralık 2020'nin ortalarından itibaren neredeyse her sabah ofisinde ateş yaktığını ifade eden Hutchinson, Meadowns'un elindeki belgeleri bu ateşe attığına ve yandıklarından emin olmak istediğine defalarca şahit olduğunu aktardı.

Hutchinson, yakılan belgelerin içeriğinin ne olduğunu bilmediğini ancak bu durumun, ofis çalışanlarının orijinal belgelerin saklanmasını ve ulusal arşive göndermesini gerektiren başkanlık kayıtlarına ilişkin federal yasa gereği bazı sorunlara yol açtığını belirtti.

Trump'ın eski avukatı ve eski New Yok Belediye Başkanı Rudy Giuliani'nin seçimi iptal etmek için bir yığın belgeyi kendisine gösterdiğini ifade eden Hutchinson, ardından Giuliani tarafından cinsel tacize uğradığını da iddialarına ekledi.

Hakkındaki taciz iddialarını yalanlayan Giuliani, iddiaların tamamen asılsız ve saçma olduğunu ifade etti.

Hutchinson işbirliğini kabul etmişti

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve ekibinin, 2020 Başkanlık seçimleri sonuçlarını bozma girişimlerini soruşturan Georgia eyaleti savcıları, Trump'ın Beyaz Saray'daki özel kalemi Mark Meadows'un yardımcısı Cassidy Hutchinson’ı işbirliğine ikna etmişti.

Soruşturma çerçevesinde savcılarca, eski Beyaz Saray çalışanı Hutchinson’un işbirliği güvence altına alınmıştı.

Meadows’un yardımcısı olan Hutchinson'un, Georgia savcılarına 2020 Başkanlık seçimleri ile ilgili Beyaz Saray’da tanık olduklarına ve özellikle konu Georgia’ya geldiğinde atılan adımlara ilişkin bilgiler sunabileceği aktarılmıştı.

Cassidy Hutchinson, 6 Ocak 2021 Kongre baskınını soruşturan Temsilciler Meclisi'nin 6 Ocak Komitesine de 29 Haziran'da ifade veren önemli isimlerden biri olmuştu.



ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Florida ve Texas eyaletlerinin sosyal medya yasaları Yüksek Mahkemede tartışılıyor

(AA)
(AA)

Florida eyaleti, 6 Ocak Kongre baskını sonrası Facebook, Twitter ve YouTube'un, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın hesaplarını kapatmasının ardından 2021'de, teknoloji şirketlerinin devlet görevlisini yasaklayamayacaklarına ilişkin kanun çıkardı.

Texas eyaleti de Florida'dan kısa süre sonra sosyal medya platformlarını sitelerindeki "siyasi içeriği" kaldırmaktan men eden kanunları kabul etti.

Bu şirketleri temsilen "NetChoice" ve "The Computer&Communications Industry Association" dernekleri, ABD Anayasası Birinci Değişikliği bağlamında gazeteler nasıl kendi içeriğine karar veriyorsa şirketlerin de platformlarına dair kararları verme hakları bulunduğunu savunarak, yasaları temyize taşıdı.

Dernekler, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin şirketlere istedikleri içeriği platformlarından kaldırma hakkı verdiğini çünkü ürünlerini ve içeriklerini korumaları için editoryal seçimler yapabilme haklarını koruduğunu belirtti.

Davanın dün 4 saatten uzun sözlü duruşmalarında tarafları dinleyen Yüksek Mahkeme yargıçları, Florida ve Texas eyaletlerinin 2021'de geçirdikleri yasaların sakıncalı görülebileceğine, diğer yandan tamamının da bloke edilemeyeceğine dair düşüncelerini ifade etti.

Yargıçlar, söz konusu yasaların, şirketlerin ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerdeki editoryal takdir yetkisini sarsabileceği endişesini dile getirdi.

Eyaletlerin yasalarını eleştirenler, yasalarla sosyal medya platformlarında Neonazi gibi aşırıcı içeriklerin daha fazla yayılabileceğini, yasaları savunanlar ise tartışmalı tüm meselelerin sosyal medya platformlarında kaldırılabileceğini belirtiyor.

Bazı uzmanlar, Anayasa'nın Birinci Değişikliği'nin basın özgürlüğünün yanı sıra ifade özgürlüğünü korumayı amaçladığını vurgulayarak, sosyal medya şirketlerine bu madde kapsamında sınırsız güç verilmesinin sonuçlarından da endişeli olduklarını kaydediyor.