Eric Adams soruşturması: FBI, eski THY müdürü Cenk Öcal'ın evine baskın düzenledi

New York Belediye Başkanı Eric Adams'ın Azeri kökenli yardımcısı Rana Abbasova'nın evinde de arama yapıldı

Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)
Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)
TT

Eric Adams soruşturması: FBI, eski THY müdürü Cenk Öcal'ın evine baskın düzenledi

Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)
Adams, 1984'ten 2006'ya kadar New York Polis Teşkilatı'nda çalışmıştı (Reuters)

ABD'de New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkındaki soruşturma kapsamında FBI'ın, Türk Hava Yolları'nın (THY) eski yöneticilerinden Cenk Öcal'ın evinde arama yaptığı ortaya çıktı.

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), FBI'ın Adams'ın seçim kampanyasında bağışlardan sorumlu Brianna Suggs'un evine 2 Kasım'da baskın düzenlediği sırada, ayrı bir ekibin de Öcal'ın evinde arama yaptığını yazdı.

Haberde, Öcal'ın Eylül 2015- Şubat 2022'de THY'nin New York'taki ofisinin genel müdürlüğünü yaptığı ifade edildi. 

THY'nin Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı olarak Ahmet Bolat'ın atanmasının ardından, şirkette gidilen kadro değişikliğinde Öcal'ın görevine de son verilmişti. 

NYT, Adams'ın seçim kampanyası dönemindeki geçiş ekibinde Öcal'ın da yer aldığını yazdı. Eski THY yetkilisinin, hangi yıllarda nasıl bir görev yaptığına dair bilgi paylaşılmadı.

Haberde, Adams'ın Sabah gazetesinin İngilizce yayın yapan internet sitesi Daily Sabah'a 2017'de verdiği söyleşide, "vegan menüsü sebebiyle genellikle THY'yle uçmayı tercih ettiğini" söylediğine de dikkat çekildi. 

2 Kasım'da federal ajanların, Adams'ın uluslararası ilişkilerden sorumlu yardımcısı Rana Abbasova'nın evine de baskın düzenlediği aktarıldı. 

NYT, Azerbaycan doğumlu Abbasova'nın, Adams'ın Brooklyn bölgesinin yöneticiliğini yaptığı 2014-2021 döneminde kendisinin New York'taki Türk ve Azeri topluluğuyla ilişkilerini koordine ettiğini belirtti. Abbasova'ya Brooklyn'deki ofiste özel oda verildiği ve kendisinin söz konusu görevi 2018-2021 döneminde yürüttüğü bilgisi paylaşıldı.

Öcal, Empire State Binası'na çıkma koşusunun ana sponsoru THY adına, Wall Street'teki New York borsasının açılış zilini 2018'de çalmıştı (AA)
Öcal, Empire State Binası'na çıkma koşusunun ana sponsoru THY adına, Wall Street'teki New York borsasının açılış zilini 2018'de çalmıştı (AA)

Suggs'ın evine düzenlenen baskında üç İphone, iki dizüstü bilgisayar ve bazı dosyalara el konmuştu. FBI'ın, Abbasova ve Öcal'ın evindeki aramalarda nelere el konduğuna dair bilgi paylaşmadığı bildirildi. NYT, Öcal ve Abbasova'nın yorum taleplerini reddettiğini de aktardı.

Haberde, 29 Ekim'de Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları kapsamında Adams'ın düzenlediği bayrak törenine Abbasova'nın katıldığına da dikkat çekildi.

NYT, FBI operasyonlarında adı geçen Adams, Suggs, Abbasova ve Öcal hakkında henüz bir hukuki süreç başlatılmadığı bilgisini paylaştı.

Adams'la ilgili soruşturma

FBI, Türkiye yurttaşlarından usulsüz bağış topladığı iddiasıyla 6 Kasım'da Adams'ın üç cep telefonuna ve iki tabletine el koymuştu.

Soruşturmada, Adams'ın seçim kampanyası sürecinde Türk hükümetinden ve ABD'de Türklerin işlettiği firmalardan sahte bağışçılar aracılığıyla para alıp almadığı inceleniyor. 

Adams, 8 Kasım'da yaptığı açıklamada, 2014-2021 döneminde birden fazla kez Türkiye'ye gittiğini ve yatırım çekmek için iş insanlarıyla görüştüğünü söylemişti. Demokrat siyasetçi, ayrıca katıldığı hayır yemeklerinden birinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la da konuştuğunu belirtmişti.

Abbasova, Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında 29 Ekim'de New York'ta düzenlenen etkinlikte Adams'ın yanında görülmüştü (NYC Mayor's Office / YouTube)
Abbasova, Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında 29 Ekim'de New York'ta düzenlenen etkinlikte Adams'ın yanında görülmüştü (NYC Mayor's Office / YouTube)

ABD'nin önde gelen tabloid gazetelerinden New York Post ise 11 Kasım'daki haberinde, FBI'ın Adams'ın Türkiye tarafından Manhattan'da inşa ettirilen Türkevi'nin açılışını hızlandırmaya çalıştığına yönelik yazışmalar tespit ettiğini aktarmıştı.

İddiaya göre, Türkiye'nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür, 5 Eylül 2021'de Adams'a mesaj atarak, Türkevi'nin inşaatının tamamlandığını ancak açılışın yapılabilmesi için itfaiyeden kullanım ruhsatı alınması gerektiğini söylemişti. 

Adams ise bunun üzerine o dönem New York İtfaiyesi'nin başındaki Daniel Nigro'yla iletişime geçmiş, Nigro ise ruhsatın 13 Eylül'de hazır olacağını belirtmişti. 

36 katlı Türkevi, 21 Eylül 2021'de hizmete açılmış, Adams da Aralık 2021'deki seçimleri kazanıp 1 Ocak 2022'de New York Belediye Başkanı olarak göreve başlamıştı.

Independent Türkçe



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.