Biden'ın oğlu, Cumhuriyetçilerin ifade vermesi çağrısını 'halka açık olması' şartıyla kabul etti

ABD Başkanı Joe Biden’in oğlu Hunter Biden, "deniz aşırı ülkelerdeki iş ilişkilerinde siyasi nüfuz kullandıkları" iddialarına ilişkin çağrıldığı Kongre’de halka açık olarak yapılacak oturumda ifade verebileceğini belirtti

Hunter Biden (AA)
Hunter Biden (AA)
TT

Biden'ın oğlu, Cumhuriyetçilerin ifade vermesi çağrısını 'halka açık olması' şartıyla kabul etti

Hunter Biden (AA)
Hunter Biden (AA)

Hunter Biden’in avukatı Abbe Lowell, ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi tarafından gönderilen celbe verdikleri yanıtı açıkladı.

Komite başkanı Kentucky’nin Cumhuriyetçi milletvekili James Comer’a hitaben yazdığı 3 sayfalık mektupta Lowell, Hunter Biden’in komitenin çağrısını kabul ettiğini kaydetti.

Lowell, "Buna göre, müvekkilim sizin veya meslektaşlarınızın sorabileceği her türlü ilgili soruyu yanıtlamayı kabul ediyor ancak bu kapalı bir oturum yerine halka açık olarak yapılmalıdır." şartını dile getirdi.

Kamuya açık bir davanın daha şeffaf olacağını ifade eden Lowell, "İfade veya röportaj talep ettiğiniz tüm kişilerden öğreneceğiniz tek şey, suçlamalarınızın temelsiz olduğudur. Ancak Amerikan halkının bunu kendi gözleriyle görmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

“Bu Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin hoşuna gitmez"

Komite Başkanı Comer, Hunter Biden’ın avukatının mektubuna binaen yaptığı yazılı açıklamada ise Biden'ın halka açık oturumda ifade vermesine sıcak bakmadığını belirtti.

Comer, “Hunter Biden herkesin uyması gereken kurallar yerine kendi kurallarına göre oynamaya çalışıyor. Bu Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin hoşuna gitmez." ifadesini paylaştı.

Komitenin, Hunter Biden’n 13 Aralık’ta kapalı oturumda ifade vermesini beklediğini hatırlatan Comer, "Hunter Biden halka açık bir ortamda ifade verme fırsatına ileri bir tarihte sahip olmalı." diye yazdı.

Komitenin Demokrat üyelerinden Maryland milletvekili Jamie Raskın de Comer’in açıklamasına tepki göstererek, “Şunu netleştirelim; on ay boyunca Hunter Biden hakkında sızlandıktan ve kanıtlanmamış büyük bir aile komplosuna değindikten ve de ona ifade vermesi için mahkeme celbi gönderdikten sonra, Başkan Comer ve Cumhuriyetçiler şimdi onun halka açık oturumda ifade vermesini reddediyor.” şeklinde eleştiride bulundu.

Hunter Biden’a gönderilen mahkeme celbi

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi, 8 Kasım’da ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden ve kardeşi James Biden’ı, özellikle "deniz aşırı ülkelerdeki iş ilişkilerinde siyasi nüfuz kullandıkları" iddialarına ilişkin kapalı oturumda ifade vermeye çağırmıştı.

ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi Başkanı James Comer, yaptığı açıklamada, Biden ailesinin, ortaklarının ve şirketlerinin, siyasi nüfuz kullanılan ticaretten 24 milyon dolardan fazla para aldıklarını öne sürmüştü.

Comer, James Biden'in 6 Aralık'ta, Hunter Biden'ın da 13 Aralık'ta Komite önünde yeminli ifade vermesine karar verildiğini açıklamıştı.

Biden ailesine yönelik soruşturma

Dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, 12 Eylül'de Biden'ın Başkan Yardımcılığı döneminde görevini suiistimal ettiğini ve bu vesileyle oğlu Hunter Biden'in babasının görevini iş ilişkilerinde imtiyaz elde etmek için kullandığını iddia etmişti.

Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçiler, Başkan Biden'ın aile üyelerinin yurt içi ve dışı iş anlaşmalarından haberdar olduğuna ve bu anlaşmalarda rol oynadığına dair kanıtlar bulduklarını öne sürerek Biden'ın görevden azledilmesi için soruşturma başlatmıştı.

Gözetim Komitesinin ilk azil oturumunda tanıklar ve bazı Cumhuriyetçiler, Başkan'ın herhangi bir suç işleyip işlemediğini belirlemek için daha fazla kanıta ihtiyaç olduğunu kaydetmişti.



Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
TT

Blinken, Netanyahu ile ‘gergin’ olması beklenen bir görüşme yapmak üzere İsrail’e gitti

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (DPA)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Gazze Şeridi’nde devam eden savaşa ilişkin ‘gergin’ olması beklenen bir toplantı yapmak üzere bugün İsrail’e gitti.

Ortadoğu’ya yönelik altıncı turunun son ayağı için Mısır’dan İsrail’e gelen Blinken’in, Gazze Şeridi’ne giren insani yardımın acilen artırılması gerektiğini vurgulaması ve İsrail’i Refah’ı işgal etmekten kaçınmaya çağırması bekleniyor.

Bu arada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK), ABD’nin sunduğu, savaşın harap ettiği bölgede ‘derhal ateşkes’ çağrısında bulunan karar tasarısını oylaması planlanıyor.

Gazze Şeridi’ndeki en büyük hastane olan Şifa Tıp Kompleksi ve çevresi de dahil olmak üzere İsrail’in saldırıları devam ediyor.

İsrail ordusu, Pazartesi gününden bu yana kompleks ve çevresinde yaşanan çatışmalarda 140’tan fazla Filistinli ‘militanın’ öldürüldüğünü duyurdu.

Ordu sözcüsü Daniel Hagari dün akşam yaptığı açıklamada, “Şifa Tıp Kompleksi’ndeki operasyon devam ediyor. Bu, savaşın başlangıcından bu yana en fazla sayıda teröristi yakaladığımız bir operasyondur” dedi.

Blinken, savaşın başlamasından beş buçuk ay sonra, Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik müzakerelerde ‘yakınlaşma’ olduğunu söyledi.

ABD’nin BM Misyonu Sözcüsü Nate Evans dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrısında bulunan karar tasarısının Cuma günü (bugün) BMGK’da oylamaya sunulacağını bildirdi.

Evans, “ABD son birkaç haftadır konsey üyeleriyle birlikte, rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacak ve insani yardımların artmasına yardımcı olacak bir rehine anlaşmasının bir parçası olarak Gazze’de acil bir ateşkes sağlamayı hedefleyen devam eden diplomatik çabaları destekleyecek bir karar üzerinde ciddi bir şekilde çalışmaktadır” ifadelerini de kullandı.

AFP tarafından görülen karar tasarısında, her iki taraftaki sivilleri korumak ve Gazze’ye temel insani yardımların ulaştırılmasına olanak sağlamak için acil ve kalıcı bir ateşkese ihtiyaç olduğu vurgulanıyor.