Colorado Yüksek Mahkemesi'nin "Trump seçime giremez" kararı ne anlama geliyor?

İsyan ve başkaldırı maddesi tarihte ilk kez başkan adayı için uygulandı

Donald Trump, 4 yıllık başkanlığının ardından 2020'deki seçimleri Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)
Donald Trump, 4 yıllık başkanlığının ardından 2020'deki seçimleri Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)
TT

Colorado Yüksek Mahkemesi'nin "Trump seçime giremez" kararı ne anlama geliyor?

Donald Trump, 4 yıllık başkanlığının ardından 2020'deki seçimleri Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)
Donald Trump, 4 yıllık başkanlığının ardından 2020'deki seçimleri Joe Biden'a kaybetmişti (Reuters)

ABD'de Colorado Yüksek Mahkemesi, Cumhuriyetçilerin başkan adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Donald Trump'ın oy pusulalarında yer alamayacağına hükmetti.

Üçe karşı 4 oyla Trump'ın Colorado'da seçime giremeyeceğine karar veren mahkeme, buna gerekçe olarak eski ABD liderinin "isyan ve başkaldırı" suçu işlemiş olmasını gösterdi.

Daha önce eyaletteki bir alt mahkeme, 6 Ocak 2021'deki Kongre baskınında Trump'ın eylemlerinin "başkaldırı" anlamına geldiğine hükmetmiş ancak ilgili maddenin başkanlara uygulanamayacağını gerekçe göstererek Trump'ın seçime katılmasını engelleyecek bir karar almamıştı.

Colorado Yüksek Mahkemesi'nin aldığı kararda Trump lehine oy kullanan üç yargıç, kararın sanık hakkında yeterli hukuki süreç yürütülmeden en temel haklardan birinden mahrum bırakılması anlamına geldiğini savundu.

ABD'de şok etkisi yaratan kararın dayanak gösterildiği "isyan ve başkaldırı" maddesi, Amerikan İç Savaşı'nın ardından anayasaya eklenen ve daha önce nadiren uygulanmış bir yasa.

ABD tarihinde ilk kez anayasanın söz konusu "başkaldırı ve isyan" maddesi, bir başkan aday adayının yarışa giremeyeceğine ilişkin bir gerekçe olarak kullanıldı.

Söz konusu fıkra, "bir federal veya eyalet yetkilisinin devlete karşı kalkışma veya ayaklanmaya katılamayacağını ve devletin düşmanlarına yardım ve rahatlık sağlayamayacağını” belirtiyor.

Colorado Yüksek Mahkemesi'nin aldığı kararın, ABD Yüksek Mahkemesi'nde incelenmesi ve burada son hükmün verilmesi bekleniyor.

Trump kararla ilgili ne dedi?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, konuyla ilgili henüz bir yorum yapmazken, Trump'ın seçim kampanyası ekibi mahkeme kararının demokratik olmadığını savundu.

Kampanya sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, "Colorado Yüksek Mahkemesi tamamen kusurlu bir karar verdi. Dosyayı hızlı bir şekilde ABD Yüksek Mahkemesi'ne taşıyacağız" dendi.

Sosyal medyaya yansıyan ilk değerlendirmelerde Cumhuriyetçiler, bu kararın Trump'a siyasi olarak yarayacağına dikkat çekerken, Demokrat eğilimlilerse 6 Ocak Kongre baskını dolayısıyla Trump'ın bu tür bir cezayı hak ettiği yorumunu yaptı.

Karar başkanlık seçimlerini nasıl etkileyecek?

Colorado'daki mahkemenin verdiği karar, ABD Yüksek Mahkemesi tarafından onaylanmadan geçerli olmayacak. 

Yüksek Mahkeme'de de üçü Trump başkanlığı döneminde atanmış, muhafazakar yargıçların çoğunlukta olduğu bir dağılım olduğu biliniyor.

Buna rağmen Colorado Yüksek Mahkemesi'nin kararı onaylansa bile, hükmün Kasım 2024'te yapılacak başkanlık seçimlerinin sonuçlarına doğrudan etki etme ihtimali düşük.

Zira ABD'de seçimi kazanacak ismin 270 seçmen delegesinin oyunu alması gerekiyor. Colorado eyaletininse 9 delegesi bulunuyor. 

Zaten Demokrat eğilimli bir eyalet olan Colorado'da, Trump'ın seçimi kazanması beklenmiyordu. Bir önceki seçimlerde Biden, eyaleti 13 puan farkla kazanmayı başarmıştı.

Ancak rekabetin daha yoğun olduğu eyaletlerde de benzer kararların çıkması, Trump'ın kazanma şansını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu durumda da Colorado'da alınan kararın diğer eyaletler için herhangi bir bağlayıcılığı bulunmuyor.

Daha önce seçmenler ve hak grupları, 12 eyalette Trump'ın oy pusulalarından çıkarılması için dava açmıştı. Ancak bu davalardan en az 7'si reddedildi.

Michigan, New Hampshire ve Florida'da açılan davalar usül ve yetkisizlik gibi gerekçelerle düşürülürken, bazı kararlarda mahkemelerin bir adayı tek taraflı olarak oy pusulasından çıkarma yetkisi bulunmadığı kaydedilmişti.

Independent Türkçe



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.