"Köleliğin kaldırılması müzakere edilebilirdi" diyen Trump'a tepki yağdı

Eski ABD Başkanı'nın yorumları, köleliğin müzakere edilebileceğini ima ettiği için tepki çekti

(Reuters)
(Reuters)
TT

"Köleliğin kaldırılması müzakere edilebilirdi" diyen Trump'a tepki yağdı

(Reuters)
(Reuters)

Donald Trump, kölelik nedeniyle yapılan Amerikan İç Savaşı'nın müzakere edilebileceğini ve yaşanmasına gerek olmadığını öne sürdü.

Eski ABD Başkanı bu açıklamaları Iowa eyaletinin Newton kentinde, eyalette 15 Ocak'ta düzenlenecek aday belirleme toplantısı öncesinde düzenlenen bir kampanya mitinginde yaptı.

Trump, 2024 başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Parti adaylığını garantileme yarışını halihazırda önde götürüyor.

Birlik ve Konfederasyon'un 1861-1865 dönemindeki çatışması hakkında konuşan Trump, destekçilerinden oluşan kalabalığa "Bunu görmeyi çok arzu ediyorum. Müzakere edilebilecek bir şey vardı... Abraham Lincoln bunu müzakere etseydi, Lincoln'ün kim olduğunu bilemezdik. O Abraham Lincoln olmazdı. Ama bu sorun olmazdı" dedi.

Bu yorumlar internette öfkeye yol açarken, Cumhuriyetçi Partili eski Temsilciler Meclisi Üyesi Liz Cheney, X'te "İç Savaş'ın hangi kısmı 'müzakere edilebilirdi'? Kölelik kısmı mı? Bölünme kısmı mı? Lincoln'ün Birlik'i koruyup korumaması gerektiği mi?" diye yazdı.

Cheney şöyle devam etti:

Lincoln'ün partisi olan Cumhuriyetçi Parti'nin Donald Trump'ı destekleyen üyelerine bir soru: Nasıl olur da bunu savunabilirsiniz?

Köşe yazarı Ahmed Baba da şu gönderiyi paylaştı:

Siyahların köleleştirilip köleleştirilmemesi konusunda uzlaşmaya varılamaz. Bunu Missouri Uzlaşması'yla denediler; bu sadece köle eyaletlerle özgür eyaletleri ayırdı ve İç Savaş'a yol açtı. Yani hayır, kölelik 'müzakere' edilemezdi. Ya kölelik olacaktı ya da olmayacaktı.

 

Radyo sunucusu Michelangelo Signorile ise "Trump'ın söylediği en delice şeylerden biri bu. Kölelik müzakere edilebilir miydi? Bu pazarlığın şartlarını duymak isterdim" diye yorum yaptı.

Bu önseçim döneminde İç Savaş daha önce de gündeme gelerek bir başka aday için sorun yaratmıştı; eski Güney Karolina Valisi Nikki Haley savaşın nedenleri hakkındaki soruya beceriksizce yanıt vermişti.

"Kölelik" diye cevap vermek yerine Haley belirsiz bir cevap vermişti:

Bence İç Savaş'ın nedeni temelde hükümetin nasıl yönetileceği, özgürlükler ve halkın neleri yapıp neleri yapamayacağıydı.

 

Cevabında kölelikten bahsetmemesi çığ gibi büyüyen eleştirilere yol açmış, Joe Biden'dan Demokratik Ulusal Komite Başkanı Jaime Harrison'a ve medeni haklar lideri ve din adamı Dr. William Barber'a kadar herkes yorumlarına sert tepki göstermişti.

Bunun ardından özür dileyen Haley şu yorumu yapmıştı:

Elbette İç Savaş kölelikle ilgiliydi. Bunu biliyoruz, bu işin kolay kısmı. Benim söylediğim şey, bunun bugün bizim için ne anlama geldiğiydi. Bireysel özgürlükle ilgiliydi, ekonomik özgürlükle ilgiliydi... Amacımız kölelik lekesine asla geri dönmediğimizden emin olmak ama tüm bunlardan çıkarılacak ders nedir?

Independent Türkçe



Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
TT

Amerikalı bir radyocu, Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından gönderilen soruları sorduğu röportajın ardından istifa etti

ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden (Reuters)

ABD Ulusal Radyosu "NPR" dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Philadelphia’lı yayıncı Andrea Lawful-Sanders'ın, ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı ve ekibi tarafından hazırlanan soruları sorduğu röportajın ardından istifasını sunduğunu bildirdi.

Philadelphia kanalı röportajı, Biden'ın eski Başkan Donald Trump ile tartışmasından sonra medyaya ilk çıkışı olarak tanımladı.

Biden, 14 dakikalık röportajda siyah seçmenlerin gücünü vurguladı ve yönetiminin, siyah üniversiteleri desteklemek ve ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını aday göstermek gibi bazı başarılarını övdü.

NPR, Sanders ve bir başka sunucunun hafta sonu Biden kampanya ekibinin hafta başında kendilerine röportaj için sorular verdiğini itiraf ettiklerini belirtti.

Biden, Earl Ingram'ın programında Afrikalı Amerikalılarla ilgili aynı konular hakkında konuşmuş ve onlar için neler başardığını vurgulamıştı.

CNN'den Victor Blackwell ile yapılan ortak röportaj sırasında Blackwell hem Sanders'a hem de Ingram'a şu soruyu yöneltti: "Soruları Beyaz Saray'dan ya da kampanya ekibinden mi aldınız, yoksa soruları önceden göndermeniz mi istendi?" Bu soruyu sormamın nedeni ikinizi de eleştirmek değil, daha ziyade şunu öğrenmek istiyorum: Beyaz Saray şu anda Başkan'ın canlılığını ve etkinliğini kanıtlamaya çalışıp çalışmadığını bilmek istiyorum, bunu, Başkan'ın kendisine hangi soruların sorulacağını bilmesi için röportajdan önce soruları göndererek mi yapıyor?

Sorular onay için bana gönderildi" diyen Lawful-Sanders, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bana sekiz soru geldi ve onayladığım dört tanesi seçildi.

Ingram cevap vermedi, ancak cumartesi günü Associated Press'e ayrı olarak yaptığı açıklamada, Biden'ın yardımcılarının kendisine önceden dört sorudan oluşan bir liste gönderdiklerini söyledi.

Önceden belirlenmiş soru listenin kendisini tereddütte bırakmasına rağmen, "bu ABD Başkanı ile konuşma fırsatı olduğu için" görüşmeye devam ettiğini belirtti.

İtiraflar, Biden'ın yoğun baskı altında olduğu ve Donald Trump'a karşı geçen ayki tartışmada gösterdiği sallantılı performansın ardından hasar kontrolü yapmaya çalıştığı bir dönemde geldi.

Sanders daha sonra Facebook'ta yayınladığı kısa bir video ile cumartesi günü istifasını sunduğunu ve artık kanalda çalışmadığını vurgulayarak, "bu yolculukta rol oynayan" herkese teşekkür etti.

Philadelphia kanalı, iş ilişkilerinin sona erdiğini ayrıca duyurdu ve kanalın yöneticisi Sarah Lomax yaptığı açıklamada, 3 Temmuz röportajının "yönetimin bilgisi, istişaresi veya iş birliği olmaksızın yayıncı tarafından bağımsız olarak ayarlandığını" söyledi."

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan bilgili bir kaynağa göre bu itirafların yol açtığı tartışmaların ardından Biden'ın kampanya ekibi soru önermekten vazgeçme kararı aldı.

Biden'ın görev süresi boyunca, son yedi başkana göre daha az basın toplantısı ve medya röportajına katılması dikkat çekidir.