Teksas ve ötesi: ABD gerçekten "iç savaşın eşiğinde" mi?

Başkanlık seçimine 8 ay kala Amerikan siyasetinde sular ısınmış durumda

ABD'de kriz yaratan Rio Grande Nehri kenarındaki dikenli teller (Reuters)
ABD'de kriz yaratan Rio Grande Nehri kenarındaki dikenli teller (Reuters)
TT

Teksas ve ötesi: ABD gerçekten "iç savaşın eşiğinde" mi?

ABD'de kriz yaratan Rio Grande Nehri kenarındaki dikenli teller (Reuters)
ABD'de kriz yaratan Rio Grande Nehri kenarındaki dikenli teller (Reuters)

Barış Kaygusuz 

ABD'nin Teksas eyaletinin Joe Biden yönetimiyle son haftalarda yaşadığı sınır anlaşmazlığı bir süredir Türkiye'nin gündeminde.

Öyle ki, "Teksas iç savaş" anahtar kelimelerini sık kullanılan arama motorlarına yazdığınız zaman binlerce Türkçe içeriğe ulaşmanız ve hatta Amerika Birleşik Devletleri'nin bir iç savaşın eşiğinde olduğu fikrine kapılmanız mümkün.

Ancak yaşananlar, iyiden iyiye seçim atmosferine giren Amerikan siyasetinin iç çekişmelerinin sadece bir yansıması.

Üstelik bu çekişmenin konusu da Bangladeş'ten Polonya'ya, Türkiye'den Kanada'ya kadar tüm dünyanın tartıştığı bir zamane fenomeni: Göç.

Teksas'ta yaşanan krizin sebebi ne?

ABD'nin güneydoğusunda yer alan Teksas eyaleti komşu Meksika'yla 2 bin kilometreden uzun bir sınır hattına sahip.

Bu hattı bazı bölümleri yıllardır ABD'ye yasadışı göçün geçiş noktalarını içeriyor.

(AA)

Birçoğu Nikaragua, Guatemala, Honduras ve El Salvador gibi Orta Amerika ülkelerinden olan yüzbinlerce göçmen her gün sınır hattını geçerek ABD'ye girmeye çalışıyor. 

Aralık 2023 ise ABD'ye yasadışı göç akınının patlama yaptığı süreçlerden biri oldu. Bir ay içinde Meksika sınırından ülkeye gelen göçmenlerin sayısı 225 bine ulaşarak 2000'den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı.

Uzun yıllardır Cumhuriyetçiler'le Demokratlar'ın keskin şekilde ayrıştığı konulardan biri olan sınır güvenliği ve göç meselesi gündemdeyken 22 Ocak'ta ABD Yüksek Mahkemesi'nin kararı gerilimi daha da tırmandırdı.

Yüksek Mahkeme, Teksas'taki göçmenlerin geçiş noktalarından biri olan Eagle Pass kentine dikilen yaklaşık 4 kilometrelik jiletli tellerin sökülmesine hükmetti.

Ancak Cumhuriyetçi Teksas Valisi Greg Abbot, mahkemenin kararına uymayacaklarını ve eyaletin güvenlik gücü olan Ulusal Muhafızlar'ın bölgeyi koruyacağını da açıkladı.

Trump, seçilmesi durumunda Teksas'a yasaklama emri değil takviye kuvvet göndereceğini söyledi (Reuters)
Trump, seçilmesi durumunda Teksas'a yasaklama emri değil takviye kuvvet göndereceğini söyledi (Reuters)

Gerçekten de bir gün sonra bölgeye gelen ordu birliklerinin telleri kaldırmasına izin verilmedi.

Ve kriz Biden yönetiminin silahlı güçleriyle, Teksas eyaletinin silahlı güçlerinin 4 kilometrelik bir tel örgünün başında beklediği bir boyuta evrildi.

Donald Trump bu krizin neresinde?

Konu sınır güvenliği ve sınır hattına çekilen dikenli tel olunca ABD'nin bir önceki başkanı ve bir sonraki başkan adayı Donald Trump'ın meselenin merkezinde olmaması sürpriz olurdu.

Daha önce Teksas'a gelen göçmenleri otobüslere bindirerek Demokratların kontrolündeki eyaletlere yollayan Vali Abbot'a en güçlü desteklerden biri de Trump'tan geldi.

Kasımdaki seçimlerde Cumhuriyetçilerin başkan adayı olmak için yarışan Trump, kendi partisinin kontrolündeki 25 eyaletin valisine Teksas'a destek verme çağrısı yaptı. Eyaletler de bu çağrıya karşılık vererek Teksas'a destek vereceklerini açıkladı.

25 Cumhuriyetçi eyaletin, Demokrat Biden yönetimine sınır güvenliği gerekçesiyle karşı çıkması da "iç savaş beklentisi" olarak karşılık bulan kriz tablosunu yarattı.

Geçmişte örneği var mı?

Cumhuriyetçi eyaletlerle federal hükümet arasında yaşanan kriz Amerikan kamuoyunun en sağında da iç savaş söylemlerini beraberinde getirmiş durumda.

(AA)

Bazı Trump destekçilerinin ve radikal sağcıların uzun namlulu silahlarla verdiği pozları internette bulmak mümkün. Hatta bazı Cumhuriyetçi vekiller de işi Biden yönetiminin bir iç savaş arayışında olduğunu söylemeye kadar getirdi.

Ancak Biden yönetiminin, bir devlet krizi olarak da adlandırabileceğimiz ihtilafı yasal yollarla çözümlemek için kullanabileceği bazı araçlar var.

Bunlardan en önemlisi ABD anayasasının federal hükümete verdiği, gerekli hallerde eyaletlerin silahlı güçlerini federalize edebilme yetkisi. Bir başka deyişle, Biden yönetiminin Teksas'ın elindeki askeri gücü tek bir yasayla Beyaz Saray'a bağlaması mümkün. 

Ancak bazı Demokrat vekiller bu seçeneği gündeme taşısa da, Başkan Joe Biden'ın böyle büyük bir atması beklenmiyor.

Daha önce federal hükümetlerle eyalet yönetimleri arasında yaşanan krizlerden bazılarının bu yolla çözüldüğünü de hatırlatmak gerekiyor.

1957'de Arkansas eyaletinde 9 siyah öğrencinin Little Rock lisesine girişine izin verilmemiş, eyalet yönetimiyle federal hükümet arasında yaşanan krizin ardından dönemin ABD Başkanı Dwight Eisenhower, Ulusal Muhafızları federalize ederek öğrencilerin okula girmesi için güvenli koridor açılmasını sağlaşmıştı.

Benzer şekilde 1963'te siyah öğrencilerin Alabama Üniversitesi'ne kayıt yaptırabilmesi için dönemin ABD Başkanı John F. Kennedy duruma müdahil olmuş ve eyalet muhafızlarını merkezi yönetimin kontrolüne almıştı.

Texit: Ayrılık mümkün mü?

Hayatımıza Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrıldığı süreci adlandırmak üzere giren Brexit kavramının yeniden üretildiği son yerlerden biri de Teksas.

Eyaletin ABD'den ayrılarak bağımsız bir devlet olması fikrini destekleyen bazı hareketler uzun süredir Teksas'ta hayat bulmuş durumda. 

Sınır krizinin ardından da bu çağrıların görünürlüğü bir hayli arttı ve sosyal medyada "Texit" etiketiyle binlerce paylaşım yaptı.

Bazı Demokratlar ise, Cumhuriyetçilerin kalesi konumundaki Teksas'ın yeniden Meksika'ya verilmesi yönünde esprili paylaşımlarla tartışmaya katıldı.

Ancak Teksas'ın ABD'den ayrılarak bağımsız bir devlet haline gelmesi hukuken mümkün değil. Zira ABD Yüksek Mahkemesi'nin 1869 tarihli kararı eyaletlerin tek taraflı olarak birlikten ayrılmaya karar veremeyeceğini belirtiyor.

Trump'ın 4 yıl aradan sonra iktidara yürüdüğü bir Amerika'da Teksas'ın bağımsızlığı siyaseten de manasız görünüyor.

Ancak bunun ekonomik olarak gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz. Zira ABD'nin en büyük petrol üreticisi konumundaki Teksas yılda 1,5 milyar varilin üzerinde ham petrol üretiyor ve 2,4 trilyon dolarlık gayri safi yurtiçi hasılasıyla Kaliforniya'dan sonra ABD'nin en çok gelir elde eden eyaleti.

Independent Türkçe



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.