Ukrayna'daki mayın kirliliği, çiftçiler ve insani yardım kuruluşları için tehdit oluşturuyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Ukrayna'daki mayın kirliliği, çiftçiler ve insani yardım kuruluşları için tehdit oluşturuyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşmiş Milletler (BM), Ukrayna'da devam eden savaş nedeniyle yaşanan mayın kirliliği, çiftliklerine dönmek isteyen çiftçiler ve insani yardım sağlayan kuruluşların çalışanları için tehdit oluşturduğunu bildirdi.

BM Cenevre Ofisi Enformasyon Birimi Basın ve Dış İlişkiler Bölümü Başkanı Rolando Gomez moderatörlüğünde haftalık basın toplantısı düzenlendi.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, Ukrayna'daki savaşın şiddetle devam ettiğini belirterek, ülkenin doğu ve güneyinin savaştan en fazla etkilenen bölgeler olduğunu söyledi.

OCHA ve insani yardım ortaklarının, Ukrayna'daki ihtiyaç sahibi kişilere ulaşmaya devam ettiğini aktaran Laerke, nisan sonuna kadar 5,4 milyon kişiye ulaşıldığını dile getirdi.

Laerke, "Yardımlar, 2,1 milyondan fazla kişiye nakit ve 3,5 milyon kişiye gıdayı içerirken, yaklaşık 3 milyon kişiye de sağlık hizmetleri ve ilaç erişimi sağlandı." dedi.

Şiddetini artıran savaşın, özellikle cephe hatlarına yakın yerlerde yaşayan sivillerin üzerinde ağır bedeli olduğuna işaret eden Laerke, "Mayın kirliliği, çiftliklerine dönmek isteyen çiftçileri ve insani yardım sağlayan kuruluşların çalışanları için tehdit oluşturuyor. Bu durum özellikle her ay onlarca mayın bağlantılı kazanın rapor edildiği Harkov, Mıkolayiv ve Herson bölgelerindeki tarım alanları için endişe verici." ifadesini kullandı.

Laerke, Rusya'nın kontrol ettiği bölgelere yardımların son derece kısıtlı kaldığını vurgulayarak, insani yardım kuruluşlarının Donetsk, Harkov ve Luhansk bölgelerindeki cephe hatlarına yakın 40 kasaba ve köydeki yaklaşık 60 bin kişiye erişimini kaybettiğini söyledi.

- Ukrayna için "kaynakların artırılması" çağrısı

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) Avrupa Direktörü Birgitte Bischoff Ebbesen, Ukrayna'da çatışmaların başlamasının üzerinden 11 bin saat geçtiğini söyledi.

Ebbesen, bir yıldan fazla süredir savaşın devam ettiği Ukrayna'da ihtiyaçların arttığını ve bunların karşılanması için kaynakların artırılması gerektiğini ifade etti.

Ukrayna'daki birçok kişinin su, enerji ve tıbbi bakım gibi temel ihtiyaçlara erişiminin olmadığını belirten Ebbesen, Ukrayna içinde yerinden edilenlerin gelir eksikliği ve artan stresle karşı karşıya olduğunun altını çizdi.



Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.