Aktivistler Kral Charles'ın kuzularını çaldı

Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)
Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)
TT

Aktivistler Kral Charles'ın kuzularını çaldı

Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)
Grup, kesilmeden önce kuzuları "kurtardığını" iddia ediyor (Animal Rising)

Bir grup hayvan hakları aktivisti, Kral Charles'ın Sandringham Malikanesi'ne zorla girerek kesime hazırlandığını söyledikleri üç kuzuyu "kurtardıklarını" iddia ediyor.

23 yaşındaki Sarah Foy, 23 yaşındaki Rosa Sharkey ve 33 yaşındaki Rose Patterson, "açık kurtarma" görevi dedikleri eylem kapsamında koyunları çaldıkları için dün sabah Windsor'daki bir polis karakoluna teslim olduklarını söylüyor.

Animal Rising adlı kampanya grubuna mensup üçlü, iddialarına göre hayvanları kesilmeden önce götürmek için çarşamba akşamı Norfolk'taki Appleton Çiftliği'ne girdiklerini belirtti.

Üçlü, hayvanların güvenliğinin sağlandığını söyledikten sonra polis memurlarına teslim oldu. Daily Telegraph'a konuşan grup, hayvanların açıklanmayan bir yere götürüldüğünü söyledi.

Teslim olmadan önce kadınlar, Sooty, Sunny ve Sammy adlarını verdikleri hayvanların fotoğraflarını ve "Kral'ın Koyunlarını kurtardım" gibi sloganlar içeren pankartlar taşıdı.

Norfolk Polisi sözcüsü, The Independent'a, "Norfolk'un West Newton köyündeki bir çiftlikten üç kuzunun çalındığı ihbarlarını araştırdıklarını" söyledi:

Slough'daki bir polis karakoluna kendi istekleriyle giden 20'li ve 30'lu yaşlardaki üç kadın, hırsızlık şüphesiyle gözaltına alındı.

Halen gözaltındalar.

Sandringham Malikanesi, bunun bir polis vakası olduğunu ve "devam eden bir soruşturma hakkında yorum yapmayacağını" belirtti.

Telegraph'a konuşan Foy şunları söyledi:

Herkes gibi hayvanlar da hayatlarını güvenli bir şekilde ve kullanılmadan ya da istismar edilmeden sürdürmek ister. Ne yazık ki Sandringham'da ya da gıda sistemimizde kullanıldıkları herhangi bir yerde durum böyle değil.

İşte tam da bu nedenle bugün üç koyunu kurtardık. Bu üç güzel kuzu artık hayatlarını dolu dolu yaşayacak. Diğer hayvanlar ve doğayla olan ilişkimiz hakkında acilen ulusal bir konuşmaya ihtiyacımız var.

Kraliyet Ailesi bu konuda öncü olabilir; Büyük Londra'nın yaklaşık iki katı büyüklüğünde araziye sahipler.

Güvenli, emniyetli, bitki kökenli bir gıda sistemine geçişi ve yeniden yabanlaştırma programını tamamen taahhüt etmeleri inanılmaz bir açıklama olurdu. Hayvanlarla olan bağımızı onarmak iklim ve doğa krizleriyle mücadelede hayati önem taşıyor.

Eylem haberi, Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion) grubunun gelecek ayki Epsom Derby at yarışında, nisandaki Grand National'dan daha büyük bir katılımla protesto düzenleme sözü vermesinden kısa süre sonra geldi.

Birkaç protestocunun kendilerini pistteki çitlere yapıştırmaya çalışmasının ardından yarış 14 dakika geç başlamıştı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.