Sunday Times'tan çarpıcı koronavirüs iddiası: "2016'dan sonra biyolojik silah olarak geliştirildi"

"Kovid-19 salgınının kökenlerine ilişkin ABD'deki ilk önemli soruşturmayı yürüten ABD Dışişleri Bakanlığı müfettişleriyle görüştük"

ABD istihbaratı, koronavirüs salgınından Vuhan'daki Viroloji Enstitüsü'nü sorumlu tutuyor (Reuters)
ABD istihbaratı, koronavirüs salgınından Vuhan'daki Viroloji Enstitüsü'nü sorumlu tutuyor (Reuters)
TT

Sunday Times'tan çarpıcı koronavirüs iddiası: "2016'dan sonra biyolojik silah olarak geliştirildi"

ABD istihbaratı, koronavirüs salgınından Vuhan'daki Viroloji Enstitüsü'nü sorumlu tutuyor (Reuters)
ABD istihbaratı, koronavirüs salgınından Vuhan'daki Viroloji Enstitüsü'nü sorumlu tutuyor (Reuters)

Kovid-19'un kökenlerine dair tartışma sürerken, Britanyalı The Sunday Times gazetesinde virüsün Çin'deki biyoloji laboratuvarından sızdığı öne sürülen, geniş kapsamlı bir haber yayımlandı.

ABD'li yetkililer, Kovid-19'a neden olan Sars-Cov-2 virüsünün Vuhan Viroloji Enstitüsü'nden yanlışlıkla sızdırıldığı ve bunun gizlendiği iddiasını son dönemde daha yoğun dile getiriyor.

İddianın arkasında siyasetçiler ve hatta FBI ajanları da var.

Sunday Times'ın ABD'li müfettişlerin iddialarına da yer verdiği haberi ise "gizli raporlar, iç yazışmalar, bilimsel makaleler ve e-posta yazışmaları dahil olmak üzere yüzlerce belgeye" dayandırılıyor.

Haberde, "Kovid-19 salgınının kökenlerine ilişkin ABD'deki ilk önemli soruşturmayı yürüten ABD Dışişleri Bakanlığı müfettişleriyle görüştük" ifadeleri yer alıyor. 

Dikkat çekici iddialar arasında ise Çin'in aslında biyolojik silah geliştirmek istediği, 2016'da ortaya çıkan ölümcül bir virüsü halktan gizlediği ve koronavirüslerin etkisini artırmaya yönelik deneyler yaptığına dair ifadeler var.

Tesis araştırmalara 2003'te başladı

Haberi yazan muhabirler Jonathan Calvert ve George Arbuthnott, Vuhan'da koronavirüslerin incelendiği laboratuvarda neler olup bittiğine dair "şimdiye kadarki en net resmi" çizdiklerini iddia ediyor.

Buna göre 2003'te SARS virüsünün kökenlerini araştırmaya başlayan tesis, New York merkezli bir hayır kurumu aracılığıyla ABD hükümetinden finansman aldı.

Haberde bu hayır kurumunun adı açıklanmadı. Ancak 2021'de bu laboratuvarın Dr. Anthony Fauci'yle ilişkisi ABD gündeminde epey tartışma yaratmıştı. 

ABD'nin pandemiyle mücadeledeki bir numaralı halk sağlığı uzmanı Dr. Fauci'nin yönetimindeki ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nün söz konusu viroloji enstitüsündeki bazı araştırmaları finanse ettiği biliniyor.

O dönemde özellikle Donald Trump destekçileri, enstitüye verilen hibeler nedeniyle Fauci'ye yoğun eleştiriler yöneltmişti.

Fauci ise 2000'lerin başındaki SARS salgının ardından enstitüde, yarasa virüslerinin insana bulaşma ihtimalini araştırmaya başladıklarını ifade etmişti.

"Burada Çin Komünist Partisi'nden veya Çin ordusundan bahsetmiyoruz. Yıllardır ilişkimiz olan bilim insanlarından bahsediyoruz" diyen Fauci, laboratuvara sağlanan fonun nispeten az olduğunu savunmuştu:

Vuhan laboratuvarı çok büyük bir laboratuvar. Yüz milyonlarca dolarlık bir yer. Bahsettiğimiz hibe ise 5 yılda 600 bin dolardı.

"Laboratuvar şeffaflığını kaybetti"

Öte yandan Sunday Times'ın aktardığına göre bu viroloji enstitüsü, Çin'in güneyindeki yarasa mağaralarından topladığı koronavirüsler üzerinde giderek daha riskli deneyler yapmaya başladı.

Başlangıçta bulgularını kamuoyuna açıklamayı tercih eden enstitü, çalışmaların koronavirüslere karşı aşı geliştirmesine yardımcı olabileceğini savunuyordu.

Ancak haberde, bu durumun 2016'da değiştiği ileri sürülüyor. Buna göre 2016'da Çinli araştırmacılar, insanların SARS benzeri semptomlar göstererek hayatını kaybetmesine neden olan yeni bir koronavirüs türü keşfetti.

Öte yandan yetkililer, Mojiang'daki bir maden kuyusunda keşfedilen bu virüse dair dünyayı uyarmak yerine ölümleri bildirmemeyi tercih etti.

Oradan bulunan virüslerin, Kovid-19'un yakın ailesinin pandemi öncesi var olduğu bilinen tek üyeleri olduğu söyleniyor.

Ordu ve biyolojik silah iddiaları

Vuhan Viroloji Enstitüsü'ndeki deneylerin de bu olaydan sonra gizli yürütülmeye başlandığı öne sürülüyor.

Gazeteye konuşan ABD'li bir müfettiş, "Belgelerin izleri bu dönemde kaybolmaya başlıyor" dedi:

Gizli program tam olarak o zaman başladı. Benim görüşüme göre, Mojiang'ın örtbas edilmesinin nedeni, [ordunun] virüs temelli biyolojik silah arayışıyla ilgili askeri sırlarından kaynaklanıyordu.

ABD'li müfettişler, bu gizli programın maden kuyusunda bulunan virüsleri insanlar için daha bulaşıcı hale getirmeyi amaçladığını ileri sürüyor.

Bunun da Kovid-19 virüsünün ortaya çıkmasına sebep olduğuna ve laboratuvarda yaşanan bir kazadan sonra Vuhan'a yayıldığına inanıyorlar.

"Pandemiden önce ölenler oldu"

İddiaya göre ABD'li müfettişler, bu deneyler üzerinde çalışan araştırmacıların, Kasım 2019'da (Batı'nın pandeminin farkına varmasından bir ay önce) Kovid benzeri semptomlarla hastaneye kaldırıldığına ve bir akrabalarının öldüğüne dair kanıtlar da buldu.

Yine Sunday Times'a konuşan bir müfettiş, "Laboratuvarda ileri düzey koronavirüs araştırmaları üzerinde çalıştıkları için bunun muhtemelen Kovid-19 olduğundan son derece eminiz" ifadelerini kullandı.

Bunlar 30'lu ve 40'lı yaşlarında eğitimli biyologlar. 35 yaşındaki bilim insanları grip yüzünden bu kadar hastalanmaz.

Teorinin aksini söyleyen çalışmalar da var

Kovid-19'un hayvandan insana geçen zoolojik bir hastalık olmadığı, insanlar tarafından üretildiği ve Vuhan'daki laboratuvardan sızdığı iddiaları, ilk olarak Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçi siyasetçiler tarafından dile getirilmişti.

Ancak sonraki genetik çalışmalar, bu iddiaların "komplo teorisi" diye nitelenmesine ve uzun bir süreliğine rafa kalkmasına neden olmuştu.

O çalışmalardan biri 26 Şubat 2020'de New England Tıp Dergisi'nde yayımlanmıştı. Araştırmacılar, konuyla ilgili şu ifadelere yer vermişti:

Elbette bilim insanları bu koronavirüsün bir kavanozdan kaçmadığını söylüyor. RNA dizileri yarasalarda sessizce yayılan virüslere çok benziyor. Epidemiyolojik bilgi de Çin'in canlı hayvan pazarlarında satılan ve tanımlamayan hayvan türlerini enfekte eden yarasa kaynaklı bir virüse işaret ediyor.

Mayıs 2020'de Current Biology'de yayımlanan bir başka araştırmada ise koronavirüsün genetik açıdan bilinen en yakın akrabası yarasalarda bulunmuştu. SARS-CoV-2'nin sivri uçlu proteinlerinin S1 ve S2 alt birimlerini birleştiren eklentilerin, RmYN02 ismi verilen bu yeni virüsle büyük oranda aynı olduğu aktarılmıştı.

DSÖ heyeti bizzat Vuhan'a gitmişti

Laboratuvar teorisini reddeden son görüşler de Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 2021'de virüsün kökenini araştırmak üzere Vuhan'a gönderdiği heyetten gelmişti.

Heyetin Mart 2021'de hazırladığı raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin "aşırı derecede az" olduğunu belirtilmişti.

Ancak laboratuvar teorisinin gözardı edilmemesi gerektiğini savunan uzmanlar, DSÖ'nün söz konusu araştırmasını yetersiz bulmuştu. Hatta bu soruşturmanın yanıttan çok soru işareti doğurduğu söylenmişti.

Buna göre laboratuvar teorisi kesin olarak kanıtlanamıyor ama aynı zamanda kesin olarak reddedilemiyor.

Independent Türkçe, Sunday Times, Science, Phys.org, Forbes



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.