Paris, Tahran'ı Rusya'ya SİHA teslim etmemesi konusunda uyardı

Macron, geçen Eylül ayında New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında Reisi ile bir araya geldi (AFP)
Macron, geçen Eylül ayında New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında Reisi ile bir araya geldi (AFP)
TT

Paris, Tahran'ı Rusya'ya SİHA teslim etmemesi konusunda uyardı

Macron, geçen Eylül ayında New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında Reisi ile bir araya geldi (AFP)
Macron, geçen Eylül ayında New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında Reisi ile bir araya geldi (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran'ın nükleer programının mevcut gidişatı hakkındaki endişelerini dile getirerek Tahran'ı Rusya'ya silahlı insansız hava aracı (SİHA) teslim etmenin sonuçları konusunda uyardı.

Macron, İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi ile yaptığı telefon görüşmesinde Tahran'ın Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği desteği derhal sonlandırmasını talep etti.

Açıklamada, Macron'un bir telefon görüşmesi sırasında İran'ın nükleer programının mevcut gidişatı ile ilgili endişelerini de dile getirdiği belirtildi.

Tahran'da Reisi'ye yakın bir yetkili, Fransa ve İran cumhurbaşkanlarının Moskova ile Tahran arasındaki askeri iş birliğine atıfta bulunmadan nükleer meseleyi ve yaptırımların kaldırılmasını görüştüklerini söyledi.

Resmî İran medyası, İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Muhammed Cemşidi’nin iki lider arasındaki temasın 90 dakika sürdüğünü ve bu süre zarfında iki cumhurbaşkanının özellikle nükleer anlaşma ve bölgesel gelişmeler konusundaki müzakereleri güçlendirme konusunda anlaştığını söylediğini aktardı.

Cemşidi, Twitter'dan yaptığı açıklamada Macron'un İranlı meslektaşına Tahran ile "iletişim kurma arzusu" vurguladığını yazdı ve iki cumhurbaşkanının iki ülke arasındaki iletişim konusunda "bir yol haritası üzerinde anlaştığını" kaydetti.

7 Mayıs 2022'de tutuklanan Prof. Dr. Cécile Collier ve arkadaşı Jacques Paris ile Eylül ayında tutuklanan bankacılık sektörü danışmanı Louis Arnault'un (35 yaşında) aralarında bulunduğu 4 Fransız halen İran'da tutuluyor. Dördüncü Fransız'ın tutuklanmasının kimliği ve koşulları bilinmiyor. 16 Mayıs'ta Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna "tutukluların derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması" çağrısında bulundu. Colonna o sırada Avrupa Birliği'nin "yaklaşık 12 üye ülkesinden 35 sivilin İran'da hala parmaklıklar ardında olduğunu söyledi.

İki cumhurbaşkanı arasındaki konuşma, İran ile büyük güçler arasında İran nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmak için müzakerelerle aynı zamana denk geliyor. Anlaşma, Tahran'a yönelik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlamıştı.

Macron ile Reisi arasındaki temas, Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun üç aylık toplantısında Batılı güçlerin; uranyum zenginleştirmeyi yüzde 60 oranında durdurması, Birleşmiş Milletler teşkilatı ile iş birliği yapması ve insan yapımı uranyum izlerinin bulunduğu gizli yerler hakkında inandırıcı açıklamalar yapması yönündeki baskısıyla karşılaşmasının ardından gerçekleşti.

İran'ın uluslararası kuruluşlar nezdindeki Viyana'da bulunan heyeti bir bildiri yayınlayarak burada, beyan edilmemiş herhangi bir nükleer maddeye veya Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) bilmediği bir bölgeye sahip olmadığını söyledi.

UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, İran'ın uranyum stoğunun 7 ayda yüzde 25 arttığını belirterek, üç gizli bölgeden ikisinde uranyum izine yönelik soruşturmanın sürdürüldüğünü vurguladı.

UAEA, güney Fars eyaletinde bulunan Abade kentindeki Merivan sahası hakkında sorulan sorulara İran'dan yanıtlar aldığını söyledi. Ancak Grossi, söz konusu tesiste patlayıcıların test edilmesiyle ilgili sorular yöneltti.

İran heyeti, Ajans’ın “İran'dan alınan bilgileri yalnızca bazı güvenilmez ve uydurma belgelere atıfta bulunarak çelişkili olarak değerlendirdiğini söyledi. Heyet, kendi vardığı sonuçlara göre yanlış ve güvenilmez bir netice elde etti.

Bunun yanında heyet, Tahran'ın, UAEA ile yapılan koruma önlemleri anlaşmasına uymaya kararlı olduğunu ve İran'ın "Ajans’ın İran'daki doğrulama faaliyetlerine devam edebilmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını" kaydetti. Ayrıca İran'da ilan edilmemiş nükleer tesis bulunmadığını da sözlerine ekledi ve "bir nükleer tesisin çevre modellerinde doğal uranyum parçacıklarının bulunması, nükleer maddelerin miktarının varlığını gösteremez" dedi.

Ajansın bahsettiği üç nükleer tesisle ilgili olarak heyet, bu dosyanın ajansa, İsrail'e atıfta bulunarak, kötü niyetli bir üçüncü şahıs tarafından temin edilen "uydurma" bilgilerden kaynaklandığını söyledi.

2018'de İsrail, Tahran'ı nükleer faaliyetlerini UAEA'dan gizlemekle suçlayarak, İran'ın nükleer arşiv belgeleri olduğunu söylediği belgelere dayandı. 2015 nükleer anlaşmasını sona erdiren müzakereler sırasında üç yer bilinmiyordu.

Şarku’l Avsat’ın Kahire merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, yüksek saflıkta zenginleştirme operasyonları yürütmeyle ilgili yaptırımların kaldırılması için çalışmayı amaçladığını açıkladı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.