Terör örgütü PKK üyeliğinden tutuklanan İBB çalışanının yargılandığı davada mütalaa açıklandı

İstanbul Büyükşehir Belediyesinde (İBB) sosyal hizmet uzmanı olarak çalışırken tutuklanan Şafak Duran'ın, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılandığı davada 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

AA
AA
TT

Terör örgütü PKK üyeliğinden tutuklanan İBB çalışanının yargılandığı davada mütalaa açıklandı

AA
AA

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Şafak Duran ve avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Duran hakkında 2014'te emniyete, "Bu sene 2014’te PKK'ya katılan Şafak Duran, Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisiydi. Şu an dönmüş kampüste dolaşıyor." şeklinde ihbar geldiğini kaydetti.

Sanık Duran'ın, 3-4 ay boyunca cep telefonu kullanmamasına ilişkin makul bir açıklama yapmadığı belirtilen mütalaada, Duran'a ait fotoğrafların terör örgütü PKK'nın kamplarında çekildiği, bu konuda şüpheye yer olmadığı anlatıldı.

Mütalaada, Duran'ın üniversite eğitimi aldığı 10 Haziran 2014'te final sınavına girmesine rağmen 11 Haziran 2014'te diğer sınava girmediği ve örgüte katılan teröristlerin aldığı eğitime gittiği aktarıldı.

Sanığın, 2014 yılının yaz aylarında yasa dışı yollardan yurt dışına çıkarak PKK'ya katıldığı ifade edilen mütalaada, örgütte "Diren Amara" kod adını kullandığı ve terör örgütüyle organik bağı olmasıyla birlikte örgütten aldığı emir ve talimatlar doğrultusunda hareket ettiği vurgulandı.

Mütalaada sanık Duran’ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.

Mütalaanın ardından söz alan sanık Duran, savunma yapmak için süre isteyerek tahliyesini talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık ve avukatlarına mütalaaya karşı savunma yapabilmek için süre verilmesini kararlaştırarak duruşmayı erteledi.

Davanın geçmişi

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik çalışmalar kapsamında, İBB'de sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan Şafak Duran'ın (30), 2016'da Şırnak'ta terör örgütü üyelerinden elde edilen dokümanlarda kırsal alanda elinde uzun namlulu silahla çekilmiş fotoğraflarının çıkması üzerine harekete geçmişti.

Polis ekipleri, 27 Nisan 2022'de İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün Üsküdar'daki Anadolu Yakası Sosyal Yardım Birimi'nde çalışan zanlıyı gözaltına almıştı.

Savcılık, ifadesinin ardından şüpheliyi tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk etmiş, sevk yazısında şüpheli hakkında 2021'de yapılan operasyonel çalışma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerince ifadesi alınan Roza Amed kod adlı F.Y. ile Hozan Serhat kod adlı C.K'nin teşhissiz beyanda bulunması üzerine soruşturmaya başlandığı aktarılmıştı.

Şafak Duran'ın, hakkındaki beyanlar üzerine yapılan tespitlerin ardından gözaltına alındıktan sonra 19 Ocak 2021'de serbest bırakıldığı bilgisine yer verilen yazıda, soruşturma işlemleri devam ederken 2016'da Şırnak'ın Cizre ilçesinde PKK terör örgütü üyelerine ait dokümanlar üzerinde yapılan deşifre çalışmaları neticesinde, örgüt üyelerinin fotoğraflarının ele geçirildiğine değinilmişti.

Yazıda, "Şüpheliye ait olduğu değerlendirilen fotoğraf üzerinden İstanbul İl Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından yapılan inceleme neticesinde kuvvetle muhtemel aynı kişi olduğuna yönelik tespitlerin yapıldığı, şüphelinin beyanının, tüm bu tespitler karşısında suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilmiştir." denilmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.