TBMM, yeni dengelerin ardından erken seçim gerektiren zorluklarla karşılaşır mı?

Erdoğan destekçileri AK Parti’nin Ankara’daki genel merkezinin önünde Erdoğan’ın fotoğrafını tutuyor (AFP)
Erdoğan destekçileri AK Parti’nin Ankara’daki genel merkezinin önünde Erdoğan’ın fotoğrafını tutuyor (AFP)
TT

TBMM, yeni dengelerin ardından erken seçim gerektiren zorluklarla karşılaşır mı?

Erdoğan destekçileri AK Parti’nin Ankara’daki genel merkezinin önünde Erdoğan’ın fotoğrafını tutuyor (AFP)
Erdoğan destekçileri AK Parti’nin Ankara’daki genel merkezinin önünde Erdoğan’ın fotoğrafını tutuyor (AFP)

Türkiye’de yapılan milletvekili seçimlerinin sonuçları, AK Parti’nin de içerisinde yer aldığı Cumhur İttifakı’nın küçük değişikliklerle de olsa çoğunluğu elinde tuttuğunu gösterdi.

Ancak sonuçlar aynı zamanda, herhangi bir ittifakın anayasayı değiştirmek veya kanunları geçirmek için tek başına hareket etmesini sağlayacak rahat bir çoğunluğa ulaşamadığını da gösterdi.

2018 yılında referandum ile kabul edilen başkanlık sistemi kapsamında cumhurbaşkanının geniş yetkileri, TBMM’nin rolünü bir şekilde azaltmış olsa da bir önceki dönemde çoğunluğu garanti eden Cumhur İttifakı, cumhurbaşkanı ile meclis arasında uyum sağladı ve muhalefetin yasa tasarılarını ve anayasa değişikliklerini tartışırken etkileme kabiliyetini sınırladı.

Türkiye, 28 Mayıs’ta ikinci turda yarışacak iki aday arasından yeni cumhurbaşkanının kim olacağına karar vermeyi beklerken, ‘Kılıçdaroğlu kazanırsa mecliste durum ne olur?’ gibi sorular ortaya çıkıyor.

Farklı bir meclis

Her iki taraf da, anayasa değişikliklerini veya yasa tasarılarını kolayca geçirmelerini garanti eden orana ulaşamadı.

AK Parti, MHP, BBP ve Yeniden Refah Partisi’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı, yüzde 49,4’lük bir oyla 321 sandalye kazandı. Yani, üçte iki çoğunluktan (400 sandalye) ve beşte üç çoğunluktan (360 sandalye) daha az.

CHP, İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan Millet İttifakı yüzde 35,05 oy ile 213 sandalye elde ederken, HDP’nin de içinde yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı yüzde 10,5 oy alarak 66 sandalyeyi garantiledi.

Parti haritası

AK Parti, 2018 seçimlerinde oyların yüzde 42,56’sını alarak 295 sandalye kazanmıştı. Bu oran son seçimde yaklaşık yüzde 7 azalarak, yüzde 35,6’ya düştü ve parti 266 sandalye elde etti.

CHP ise, 2018 seçimlerinde yüzde 22,56 oy alarak 146 milletvekili çıkardı. Son seçimde ise oy oranı yüzde 25,4’e çıkarak 168 sandalye kazandı.

MHP de, 2018’de yüzde 11,1 oy alarak 49 sandalye elde etti ve Pazar günü yapılan son seçimlerde yüzde 10,06 oy alarak 50 sandalye elde etti.

Millet İttifakı’nın liderleri Ankara’da (EPA)
Millet İttifakı’nın liderleri Ankara’da (EPA)

İYİ Parti 2018’de yüzde 9,96 oy alarak 43 sandalye kazandı ve son seçimlerde yüzde 9,84 oy ile 44 sandalye elde etti.

Millet İttifakı çatısındaki Saadet Parti, yüzde 1,34 oy alarak 10 sandalye kazandı.

Deva Partisi 14 milletvekili, Gelecek Partisi de 10 milletvekilini CHP listelerinden kazandı.

HÜDAPAR ise, Cumhur İttifakı çatısına girerek, 4 vekilini meclise gönderdi.

Cumhur İttifakı’nın parçası olan Yeniden Refah Partisi, yüzde 2,85 oy oranıyla 5 milletvekili çıkarttı.

HDP, Anayasa Mahkemesi’nde görülen kapatma davası nedeniyle Yeşil Sol Parti'nin listelerinden seçime girerek 62 milletvekili ve yüzde 8,8 oy aldı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP), yüzde 1,7 oy alarak 4 sandalye kazandı.

Kazananlar ve kaybedenler

Hukuk uzmanları, meclisin mevcut yapısının, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın belirleyici çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle erken parlamento seçimlerine yol açabilecek bir krize neden olacağını iddia ediyor.

Uzmanlar ayrıca, Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanmasının bunu değiştiremeyeceğini, çünkü anayasa değişiklikleri ve kanunların onaylanmasında zorluklar yaşanacağını vurguladı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.