Muhalefetin Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığından uzaklaştırma hayali acı bir gerçeğe dönüşebilir

Erdoğan’ın az bir miktar daha  ihtiyacı var. Kılıçdaroğlu ilk kez oy kullanacak 5 milyon gence güveniyordu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Türk muhalefetinin görevi zorlu görünüyor. (AFP)
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Türk muhalefetinin görevi zorlu görünüyor. (AFP)
TT

Muhalefetin Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığından uzaklaştırma hayali acı bir gerçeğe dönüşebilir

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Türk muhalefetinin görevi zorlu görünüyor. (AFP)
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Türk muhalefetinin görevi zorlu görünüyor. (AFP)

Türkiye’de laik çizgideki ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ilk kez ikinci tura bırakmayı başardı ancak 28 Mayıs'ta kazanma şansı zayıf görünüyor.

Pazar günü gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun iyi bir performans göstermesi bekleniyordu, fakat aldığı oy yüzde 45'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oy oranı ise seçimlerin kazananı olmak için gereken yüzde 50 barajının biraz altında kaldı.

Bugün, altı partiden oluşan muhalefet ittifakının, ilk kez 2003 yılında geldiği iktidarının ömrünü 2028 yılına kadar uzatmak için sadece biraz daha oya ihtiyacı olan Erdoğan'ı yenmek için büyük bir çaba sarfetmesi gerekiyorsa da bunu başarması imkansız gibi görünüyor.

Muhalefetin hesapları, Türk halkının, özellikle de ilk kez oy kullanacak olan 5 milyondan fazla gencin, Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarından bıktığı inancı üzerineydi.

Bu hesaba, zorlu ekonomik koşulları, enflasyonun yaklaşık yüzde 85'e yükselmesini, Türk lirasının büyük değer kaybetmesini de ekliyorlardı. Ancak muhafazakar çizgideki Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm anketlerden çıkan sonuçların aksine pazar günü oyların yüzde 49,5'ini alırken, Kılıçdaroğlu yüzde 44,89'da kaldı.

Oyların yüzde 5’ini ise üçüncü aday olan milliyetçi çizgideki eski milletvekili Sinan Oğan (55) aldı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına gre aslında seçim kampanyası, seçmenlerin yaklaşık yüzde 89'unun sandık başına gittiği ilk tur için resmi sonuçlar açıklanmadan önce üstü kapalı olarak başlamıştı.

Pazarı pazartesiye bağlayan gece oylar sayılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) Ankara'daki genel merkezinin balkonundan coşkulu bir kalabalığın karşısına çıkarak kollarını yukarıya kaldırıp onları selamladı.

Diğer yandan CHP Genel Merkezi binasının etrafında sessiz bir hava hakimdi. Kemal Kılıçdaroğlu, dün yaptığı konuşmada, “Ancak şurası da net, bu kadar ceberut bir iktidardan kurtulmak için çok daha fazla mücadele etmesi gereken taraf da biziz” ifadelerini kullanırken CHP kampı, ‘her türlü muhalif sesi susturma girişimini ve medyaya uygulanan kısıtlamaları’ kınadı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise dün yaptığı açıklamada, “İkinci tur bizim için daha kolay olacak. Çünkü oy farkı çok açık bir şekilde ortada. Arada 5 puan, 2,5 milyona yakın oy farkı var. Bunun kapanma ihtimali yok gibi” diye konuştu.

Anketler, genç seçmenlerin oylarının rakiplerin bire karşı iki oy almasını sağlayacağını gösterdiğinden daha fazla genç seçmenin sandık başına gitmesi Kılıçdaroğlu'nun şansını artırabilir.

Pazar günü 5 milyondan fazla genç 18 yaşını doldurarak ilk kez sandık başına gitti ve büyük olasılıkla değişim istiyorlardı. Çünkü Erdoğan’dan başka lider tanımamışlardı.

Eski bir devlet memuru olan 74 yaşındaki Kılıçdaroğlu dün, Twitter'da gençlere seslendiği paylaşımında destekçilerini cesaretlendirmeye çalıştı. Kılıçdaroğlu tweetinde şunları söyledi:

“En büyük kazığı da gençlere attılar. Sizin hiçbir şeye yetecek paranız yok. Bir kahveyi bile düşünmek zorundasınız. Yaşama sevinciniz çalındı. Oysa gençlik kaygısızlıktır. Bunu bir gün bile yaşatmadılar size. Bizler tartışırken, onlar size karşı birleşmiş durumda.”

Kürt seçmenler

Seçmenlerin yaklaşık yüzde 10'unu temsil eden etnik bir azınlık olan Kürtler de ikinci turda Kılıçdaroğlu'nu güçlü bir şekilde destekleyebilir.

Kürt yanlısı Halkların Demokratik Partisi (HDP), nisan ayı sonlarında, kendisi de bir Alevi Kürt olan ana muhalefet liderini destelediğini açıklamıştı.

Ancak pazar günü Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde seçimlere katılım oranının yüzde 80 olduğu düşünülüyor. Bu oran, seçmenlerin yaklaşık yüzde 89’unun sandık başına gittiği ülke geneline kıyasla oldukça geride kalıyor. Bu yüzden Kürtlerin daha fazla desteğini almak, iktidar mücadelesini kazanması neredeyse imkansızlaşan Kılıçdaroğlu için iki yanı keskin bir kılıca dönüşebilir.

Muhalefeti, onlarca yıldır Türk devletine karşı silahlı bir isyan yürüten Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) ile yan yana koyması Erdoğan'ın en katı söylemlerinden biriydi. Bu söylem, milliyetçilerle ve muhafazakârları aynı çerçevede bir araya getirmiş gibi görünüyor.

Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli Türkiye uzmanı olarak çalışan Soner Çağaptay, Kılıçdaroğlu’nun HDP ile yaptığı seçim ittifakının genel olarak kendisine zarar verdiği değerlendirmesinde bulundu. Çağaptay’a göre Kürt nüfusun yoğun olduğu illerdeki bazı HDP seçmenleri seçim günü sandık başına gitmemeyi tercih ederken Türk milliyetçisi bazı seçmenler ise Kılıçdaroğlu'nu HDP ile ittifak yaptığı için suçlayarak ona oy vermedi.

Diğer yandan oyların yüzde 5'ini alan milliyetçi çizgideki cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'ın desteği ikinci turda belirleyici bir rol oynayabilir. Oğan, Erdoğan'ın çevresindeki dindar muhafazakarlardan uzak, laik bir milliyetçi olarak görülüyor.

Oğan,  teröre karşı da hararetli bir seçim kampanyası yürüttü.

Erdoğan için daha kolay

Ankara'daki Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kürşad Ertuğrul, Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı değerlendirmede, “Oğan'ın temsil ettiği akımın Kürt karşıtı milliyetçiliği, Kılıçdaroğlu'nun onunla (ikinci turda) anlaşma yapmasını oldukça zorlaştırıyor” dedi.

İstanbul'daki Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Berk Esen ise Kılıçdaroğlu'nun bir şekilde Oğan'ın desteğini alsa bile Kürtlerin kendisine oy vermeyebileceğini söyledi.

Altı partiden oluşan ve bir yıl süren hararetli tartışmaların ardından Kılıçdaroğlu'nu ortak aday olarak seçen muhalefetteki Millet İttifakı, pazar günü yaşadığı hayal kırıklığının ardından şimdi de bir arada kalma zorluğuyla karşı karşıya.

Eurasia Group’tan Emre Peker, ikinci turda Erdoğan'ın seçmeni kazanmasının Kılıçdaroğlu'na göre daha kolay olacağı yorumunda bulundu. Peker, muhalefetin popülaritesi azalırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destekçilerinin ikinci turda Kılıçdaroğlu'nun destekçilerinden daha fazla oy kullanması da muhtemel.

Diğer yandan Berk Esen, ilk turda yüzde 49,5 oy alan Erdoğan'ın 28 Mayıs'ta kazanması için Oğan'a büyük tavizler vermesine gerek olmadığı değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Kürşad Ertuğrul ise Erdoğan'ın seçim kampanyasının ekonomik krizin ağır etkisine rağmen güvenlik konularına odaklanmaya devam edeceğini, çünkü bunun Türkiye'deki ‘muhafazakar milliyetçi’ işçi sınıfı arasında işe yarayan bir formül olduğunu öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajlarının temelinde, altyapı projeleri ve ‘muhafazakâr çoğunluğun manevi hassasiyetleri’ çerçevesinde ‘Güçlü Türkiye’yi inşa etme fikrinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ertuğrul, “Öyle görünüyor ki (Erdoğan’ın) seçim kampanyası sosyal tabanında karşılık buluyor” dedi.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.