Ankara'da seçim nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Ankara'da seçim nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Ankara'da Cumhurbaşkanı Seçimi ikinci turu nedeniyle bazı yollar trafiğe kapatılacak.

Ankara Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, 28 Mayıs Pazar günü Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci tur oylamasının huzurlu ve güvenli bir ortamda yapılmasını sağlamak amacıyla Yüksek Seçim Kurulu (YSK) binası, bazı parti binaları ve ilçe seçim kurulları çevresinde tedbirler alınacağı bildirildi.

Bu kapsamda, ihtiyaç duyulması halinde bugünden itibaren 30 Mayıs Salı günü yoğunluk sona erene kadar, YSK binası çevresinde bulunan Ihlamur Caddesi'nin Atatürk Bulvarı ile İzmir 1 Caddesi arasında kalan bölümü, Elgün Sokağın Necatibey Caddesi ile İzmir 1 Caddesi arasında kalan bölümü, Ihlamur Sokağın Necatibey Caddesi ile Atatürk Bulvarı arasında kalan bölümü ve Necatibey Caddesi'nin tamamı trafiğe kapatılacak.

Tedbirler kapsamında, 28 Mayıs Pazar günü saat 08.00'den itibaren yoğunluk sona erene kadar, Çankaya Geçici 1. İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan, 9. Cadde'nin Bişkek Caddesi ile 15. Cadde arasında kalan bölümü, 15. Cadde'nin 9. Cadde ile 12. Sokak arasında kalan bölümü, Çankaya Geçici 2. İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan Bişkek Caddesi'nin Şehit Yavuz Oğuz Sokak ile 24. Sokak arasında kalan bölümü ihtiyaç duyulması halinde trafiğe kapalı olacak.

Yenimahalle Geçici İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan, 1730. Sokağın Batı Bulvarı ile Necdet Evliyagil Sokak arasında kalan bölümü, Necdet Evliyagil Sokağın 1728. Sokak ile 1730. Sokak arasında kalan bölümü, Altındağ Geçici İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan Şehit Onur Doğan Caddesi'nin 309. Sokak ile 310. Sokak arasında kalan bölümü araç trafiğine ihtiyaç duyulması halinde kapatılabilecek.

Pursaklar Geçici İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan, İstikbal Caddesi'nin Karaca Caddesi ile Derviş Sokak arasında kalan bölümü, Etimesgut Geçici İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan 1622. Sokağın tamamı ihtiyaç duyulması halinde trafiğe kapalı olacak.

Keçiören Geçici İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan 6. Sokağın tamamı, Mamak Geçici İlçe Seçim Kurulu çevresinde bulunan Alkış Sokağın tamamı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi çevresinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Bulvarı, Beştepe Caddesi, Söğütözü Caddesi ile Alparslan Türkeş Caddesi'nin tamamı trafiğe kapatılacak.

Cumhurbaşkanlığı Köşkü çevresinde bulunan Çankaya Caddesi, Ziaur Rahman Caddesi ve Simon Bolivar Caddesi'nin tamamı, MGK Genel Sekreterliği çevresinde bulunan, Dumlupınar Bulvarı'nın 2118. Cadde ile 2082. Cadde arasında kalan bölümü ve 2082. Cadde'nin tamamı ihtiyaç olması halinde trafiğe kapalı olacak.

AK Parti Genel Merkezi çevresinde bulunan Söğütözü Caddesi'nin Dumlupınar Bulvarı ile Beştepe Caddesi arasında kalan bölümü ve buraya açılan cadde, sokak ve varyantların tamamı, Yaşam Caddesi ve Adalet Sokağı ile buralara açılan cadde, sokak ile varyantların tamamı ihtiyaç olması halinde trafiğe kapatılacak.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi çevresinde bulunan Anadolu Bulvarı'nın Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın Caddesi ile Dumlupınar Bulvarı arasında kalan bölümü, Dumlupınar Bulvarı'nın Anadolu Bulvarı'na bağlanan yan varyantlarının tamamının 2176. Sokağın Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın Caddesi ile 2177. Cadde arasında kalan bölümü, 2179. Sokağın tamamı ve buralara bağlanan cadde, sokak ve varyantların tamamında ihtiyaç duyulması halinde araç trafiğine izin verilmeyecek.



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe