Türk hacı adaylarının yüzde 54'ünü kadınlar oluşturuyor

AA
AA
TT

Türk hacı adaylarının yüzde 54'ünü kadınlar oluşturuyor

AA
AA

Kutsal topraklarda bulunan 88 bin 430 Türk hacı adayının yüzde 54'ünü kadınlar oluşturuyor.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, bu yıl 47 bin 752 Türk kadın hacı adayı kutsal topraklara ulaştı.

Geçen yıl kısıtlı kontenjanla hacca giden 33 bin 770 kişinin yüzde 52'sini kadın hacılar oluştururken, bu yıl kadın hacıların oranı yüzde 54'e çıktı.

Hacı adayı Ayşe Mermer, hacca eşiyle birlikte yazıldığını, eşinin hastalığı nedeniyle gelemediğini bildirdi.

Ablası ve kardeşleriyle geldiğini söyleyen Mermer, "Beş sene önce de umre için gelmiştim. Ondan dolayı biraz tecrübem var. Hiçbir sıkıntı yaşamadım. Zaten kadınlar her şekilde birbiriyle yardımlaşıp dayanışıyor. Birbirimize yol gösteriyoruz, rehberlik yapıyoruz, fikir veriyoruz. Bir kadın tek başına da olsa burada bir sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Çünkü herkes birbirine yardım ediyor burada." dedi.

Şeyma Yüce de kadınların ibadet noktasında daha özverili ve fedakar olduklarını dile getirerek, "Türkiye'ye döndüğümde kızıma 'hemen hacca yazıl' diyeceğim. Daha 18-19 yaşlarında. Çünkü hac artık hemen çıkmıyor, nasip kısmet işi. Böyle olunca bilhassa hanımlara hemen yazılmalarını tavsiye ediyorum. Kadınların buraları görüp ders çıkaracakları çok şey var." diye konuştu.

"Bu mekana gelenler güven ve huzur içinde"

Rümeysa Kılıç ise dönüşte kızlarının hacca yazılmaları noktasında tavsiyelerde bulunacağını belirterek, "Erkeklerin ihram giyme sürecinde yaşadıkları zorluk hissediliyor. Ancak kadınlarda bu anlamda herhangi bir zorluk yok. Kadınlarımızın da sayısı bundan dolayı çok fazla. Bu mekana gelenler güven ve huzur içinde olduğundan korku ve keder yok. Rabbim gelmek isteyen her bir kardeşime tez zamanda haccı nasip etsin." ifadelerini kullandı.

Selma Baydan, kadınların daha duygusal ve heyecanlı oldukları için her şeyi coşkuyla yaptıklarını söyledi. 13 yıldır haccı beklediğini belirten Baydan, kadınların ihram giyme zorunlulukları olmadıkları için haccın onlar için kolay geçtiğini ifade etti.

Şehit eşi Nezahat Üstündağ ise hacca gelmenin zorlukları olduğunu ancak Allah'ın yardım ettiğini kaydetti.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.