Kurban hissesi yerine bozuk et ve salam dağıtıldığı iddiasına 3 bin 660'ar yıla kadar hapis istemi

Bursa'da, geçen Kurban Bayramı'nda işlettikleri et restoranından büyükbaş kurban hissesi alanlara bozuk kıyma ve et ile salam dağıtıldığı iddiasıyla 3 sanık hakkında 3 bin 660'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

AA
AA
TT

Kurban hissesi yerine bozuk et ve salam dağıtıldığı iddiasına 3 bin 660'ar yıla kadar hapis istemi

AA
AA

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca, Osmangazi ilçesi Demirtaş Mahallesi'nde faaliyet gösteren et restoranının organizesiyle kurban hissesi satın alanlara bozuk et ve et ürünleri verildiği iddiasına ilişkin soruşturma tamamlandı.

1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ve 366 kişinin müşteki olarak yer aldığı iddianamede, tutuklu sanıklar E.A. ve babası A.A'nın restoranı birlikte işlettikleri, E.A'nın kız kardeşi olan tutuksuz sanık M.A'nın ise işlerin yoğun olduğu bayram öncesi dönemlerde İstanbul'dan gelerek ailesine yardım için burada çalıştığı belirtildi.

İddianamedeki ifadesinde sanık E.A, dağıtılanların bayram öncesi kesilmiş hayvan etleri olmadığını belirtti. Soğutulmuş şekildeki kıymaların ambalaj renginin sosis salam ürünlerine benzemesi nedeniyle müşteriler tarafından istenmediğini öne süren E.A, hakkındaki suçlamayı reddetti.

İddianamede, baba A.A'nın da "kesim için Ankara'nın Polatlı ilçesinde ismini hatırlamadığı bir işletme ile anlaştıkları, hayvanların bayramın birinci günü olan 28 Haziran'da kesildiği, farklı bir günde kesilmesinin ve başka hayvanlara ait olmasının mümkün olmadığı" yönündeki ifadesine yer verildi.

Ailesine yardım için geldiğini bildiren M.A'nın ise şu ifadeleri iddianamede yer aldı:

"Geçen sene de yaklaşık 130 hayvan kesimi gerçekleşti. Bu hayvanlar iş yeri arkasındaki kesimhanede kesildi. Bu sene aşırı talep oldu, bu nedenle bir kısmını kesimhanede diğer kısmını ise Polatlı'da yaptırdık. Teslim edilen şoklanmış ürünlerin dış jelatinin salam batonuna benzemesi sebebiyle söz konusu olay meydana geldi. Kargaşa nedeniyle soğuk zincir bozuldu."

2,6 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri iddiası

İddianamede, inceleme neticesinde sanıkların işletmeleri bünyesinde yapabileceklerinin çok üzerinde talep toplayarak Kurban Bayramı nedeniyle kesilecek kurbanlık hayvanlar için hisse satışı gerçekleştirdikleri, bunun karşılığında herhangi bir canlı hayvan almadıkları ve kendi bünyelerinde veya başka bir yerde 28 ya da 29 Haziran'da bu hayvanları kestiklerine dair bir delil bulunmadığı tespitine yer verildi.

Soruşturma kapsamında Ankara'daki bir çiftliği işleten bazı kişilerin, A.A'nın kendilerinden 22 ton kemiksiz et alacağını söylemesi üzerine bu etleri hazırlayıp soğuk zincirle 24 Haziran'da gönderme hususunda anlaştıklarını, bunun karşılığında 5 milyon 700 bin lira talep ettiklerini, 1 milyon lirasını elden aldıklarını, 1 milyon lirasının da karkas et bedeli olarak banka hesaplarına yatırıldığını, 2 milyon 200 bin lirasını bayramın ikinci günü, kalanını ise bir ay sonrasında çek olarak verme vaadinde bulunduklarını ifade ettiği bildirildi.

Müşteki beyanları ile bu açıklamalar değerlendirildiğinde, şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek kurban hisse satışı adı altında her bir davacıdan 7 bin 100 lirayı bir bölümünü elden, kalanının bir kısmını kredi kartı kullanılmak suretiyle, bir kısmını da sanık E.A'nın hesabına göndermek suretiyle toplamda 2 milyon 598 bin 600 lira menfaat temin ettikleri de iddianamede yer aldı.

İddianamede, sanıkların Kurban Bayramı nedeniyle birden çok kişiye hisse satışı yaptıkları ve söz konusu bedeller karşısında içeriği ve ne zaman kesildiği belli olmayan, bu nedenle göndericisinden ne zaman temin edildiği anlaşılamayan et ve et ürünlerini vererek müştekilerin dini duygularını istismar etmek suretiyle üzerlerine atılı suçu işledikleri sonuç ve kanaatine varıldığı kaydedildi.

Sanıklar E.A, A.A. ve M.A'nın "dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık" suçundan her bir müştekiye yönelik eylemlerinden dolayı 10 yıla kadar olmak üzere 3 bin 660'ar yıla kadar hapis ve adli para cezasına çarptırılması istemiyle açılan davanın görülmesine Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ilerleyen günlerde başlanacak.

Olay

Osmangazi ilçesinde, 29 Haziran'da, bir et restoranının yetkileri ile kurban eti yerine kendilerine bozuk et, kıyma ve salam dağıtıldığını iddia eden hisse sahipleri arasında tartışma çıkmıştı.

Şikayet üzerine işletmeye giden İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, restoran ve soğuk hava deposunda yaptıkları incelemede, paketlerdeki ürünlerde içerik bilgisi, üretim ve paketlenme yeri, fatura ve taşıma belgesi gibi bilgilerin bulunmaması üzerine 3 ton 800 kilogram ete el koyarak imha etmişti.

Gözaltına alınan işletme sahipleri E.A. ve babası A.A. tutuklanmıştı.



Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Türkiye Dışişleri Bakanı: Suriye'deki durum “kırılgan ve tehlikeli”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'deki durumu "kırılgan ve tehlikeli" olarak nitelendirerek, ülkesinin güney komşusunun birliğinden yana olduğunu ve Şam'daki yeni yönetimi uluslararası topluma açılmaya teşvik ettiğini söyledi.

Fidan, Türkiye'nin Suriye'ye yaklaşımının, Suriye'ye ilişkin temel kararların Suriyeliler tarafından alınması ilkesine dayandığını belirtti. Hem Suriye hem de Irak'ta "kaygan zemin" ve "kırılgan ve tehlikeli" bir durum olduğunu, Türkiye'nin genel olarak bu durumu ele alma ve iyileştirme kapsayıcılığına dayanan son derece yapıcı bir dış politika izlediğini vurguladı.

Suriye tarafının Türkiye'nin kendileri için neyi temsil ettiğini iyi fark ettiğini vurgulayarak, "Oradaki kardeşlerimizle (yeni Suriye yönetimi) bazı istişarelerde bulunuyoruz ve Suriye bölgesinin birliğine önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
Fidan, dün gece televizyon röportajında ​​konuşuyor (TC Dışişleri Bakanlığı)

Fidan, dün gece 24TV'ye verdiği röportajda, yeni Suriye hükümetinin diğer ülkelerle çıkarlarını ilerletmek için atacağı adımların önemli olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Suriye hükümetinin üçüncü ülkelerle görüşmeler yapmasını, uluslararası topluma yeni Suriye'nin mahiyetini anlatma çabalarının doğal bir adımı olarak gördüğünü ve bunu önemli bulduğu için açıkça teşvik ettiğini ifade etti. Fidan, hedeflediği üçüncü ülkelerin hangileri olduğunu belirtmezken, Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara son günlerde ülkesindeki durumu yatıştırmak için İsrail ile dolaylı temaslarda bulunduğunu söyledi. Şara yönetimi, İbrani devletiyle dolaylı temasların yanı sıra Batı ve Arap ülkeleriyle de temaslarını sürdürüyor.

Eski rejim döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, Avrupa Birliği ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba sarf edilmesi gerektiğini, bölgedeki bazı ülkelerin tutumlarındaki ayrışmanın diyalog ve ikna yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti.

PKK'nin Suriye'deki varlığına, örneğin Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) öncülüğündeki Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) üzerinden ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Türkiye'de devam eden PKK'yi tasfiye sürecine yönelik izleyeceği yola ilişkin soruya Fidan, "Bizim için önemli olan, Türkiye'yi başından beri etkileyen silahlı terörist unsurların artık bölgede olmamasıdır" dedi.

"PKK kendini feshedip silah bırakmaya karar verirse, bunun Suriye ve Irak'taki varlığını nasıl etkileyeceğini zamanla hep birlikte göreceğiz."

Fidan, "Suriye ve Irak'taki durum istikrarsız ve Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) Türkiye içindeki varlığı neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak bu iki ülkenin toprakları hala işgal altında. Onlara adım atmaları gerektiğini söylüyoruz ve topraklarının işgalinden de rahatsız olduklarını kaydediyoruz" diye devam etti.

Görsel kaldırıldı. Amerikan güçleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da (AFP)

Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Suriye'deki durum ve ABD'nin çekilme planlarını ele alan telefon görüşmesiyle ilgili olarak Fidan, "ABD'nin Suriye'deki askeri varlığı mutlak gereklilik değildir" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak Kürt birliklerine verdiği destek, Ankara ile Washington arasındaki tartışmalı konulardan biri. Türkiye, DEAŞ'a karşı mücadelede Suriye hükümetine destek vermeyi ve binlerce DEAŞ üyesi ve ailelerinin tutulduğu cezaevlerinin güvenliğini SDG yerine sağlamayı teklif etti. Türkiye ayrıca Suriye'de örgütle mücadele etmek için Ürdün, Irak, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında yer aldığı beşli bir mekanizma oluşturmak için çalışıyor. 

Fidan, Türk-Amerikan ilişkilerinin mükemmel olması gerektiğini belirterek, Erdoğan ve Trump'ın, eğer sorunlar varsa bunların çözülmesi gerektiği konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Trump yönetiminin, ABD'de yıllardır görülmemiş, klasik Cumhuriyetçi yaklaşımdan daha devrimci, radikal değişimi hedefleyen bir dış politika yaklaşımı benimsediğini kaydetti.

Trump'ın politikalarının Türkiye üzerindeki olası etkilerinin Türkiye tarafından yakından takip edildiğini ve birçok alanda yankılarının neler olabileceğinin görüşüldüğünü belirtti.