Adalet Bakanı Tunç'tan AP'nin "2022 Türkiye Raporu"na tepki: Temelsiz ve hezeyanlarla dolu

"Bu raporun Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki olumlu gündeme herhangi bir katkı sağlamadığı açıktır"

Yılmaz Tunç (AA)
Yılmaz Tunç (AA)
TT

Adalet Bakanı Tunç'tan AP'nin "2022 Türkiye Raporu"na tepki: Temelsiz ve hezeyanlarla dolu

Yılmaz Tunç (AA)
Yılmaz Tunç (AA)

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 13 Eylül'de AP Genel Kurulu'nda, 2022 Türkiye Raporu'nun oy çokluğu ile kabul edildiğini belirtti.

Raporun, Türkiye gerçeklerinden uzak, bazı marjinal çevrelerin tesiri altında ve tek yanlı hazırlandığının açık olduğunu ifade eden Bakan Tunç, şunları kaydetti:

Söz konusu rapor, Türkiye'deki güncel reform çalışmalarını ve insan hakları ile hukukun üstünlüğü alanlarındaki gelişmeleri görmezden gelen, objektif olmaktan uzak, verilere dayanmayan haksız, temelsiz ve hezeyanlarla dolu bir rapordur. Bu raporun Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki olumlu gündeme herhangi bir katkı sağlamadığı açıktır.

Avrupa Parlamentosunda 2022 Türkiye Raporu kabul edildi

AP'nin Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor'un hazırladığı 2022 Türkiye Raporu, AP Genel Kurulunda yapılan oylamada 18'e karşı 434 oyla kabul edildi. 152 milletvekili çekimser oy kullandı.

Temel haklar, hukukun üstünlüğü gibi konularda eleştirilere yer verilen raporda, Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin perspektif ise işbirliği odaklı aktarıldı. Türkiye ile üyelik müzakerelerini sonlandırmayı içeren değişiklik önergesi ise 460 oyla reddedildi, raporda yer almadı.

6 Şubat depremlerinden duyulan üzüntünün yinelendiği raporda, Avrupa Birliği'nin (AB) insani ihtiyaçların karşılanması ve yeniden yapılanma çabalarına destek vermeye devam etmesi gerektiğini belirtildi.

Raporda Türkiye'nin Ukrayna'daki savaşı kınaması ve Ukrayna'nın egemenliği ile toprak bütünlüğüne bağlılığından memnuniyetle söz edilirken, AB'nin Rusya'ya yönelik politikasıyla yüzde yüz uyum gösterme çağrısı yapıldı.

Raporda şu ifadeler kullanıldı:

(AP), Türkiye'nin Ukrayna ile Rusya arasındaki müzakereleri kolaylaştırma çabalarını memnuniyetle karşılar ve Türkiye'nin BM ile birlikte, küresel tahıl sıkıntısının giderilmesine yardımcı olmada hayati önem taşıyan Karadeniz Tahıl Girişimi'ne aracılık etme ve onu canlı tutma konusunda oynadığı önemli rol için takdirini yineler.

Raporda ayrıca, Türkiye'den, İsveç'in NATO üyeliğini en kısa sürede onaylaması istendi.

Türkiye'deki demokrasi, yargı ve medyanın bağımsızlığı ile farklı etnik ve dini gruplarla kadın ve LGBTİ haklarına yönelik iddiaların yer aldığı raporda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının tümüne uyma çağrısı yapıldı.

Raporda Türkiye, çevre ve iklim eylemiyle ilgili AB direktifleri ve kanunlara uyum konusunda ilerleme kaydetmeye davet edildi.

Türkiye'nin, Ermenistan, Mısır, İsrail ve Körfez ülkeleri gibi birçok ülkeyle ilişkilerini normalleştirme yönünde attığı son adımların memnuniyetle karşılandığı belirtilen raporda, "(AP), Türkiye'nin Avrupa Siyasi Topluluğu zirvelerine katılımını memnuniyetle karşılar" denildi.

Raporda Türkiye'nin, AB'nin dış politikasıyla birçok açıdan farklılık göstermeye devam ettiği kaydedilirken, Türkiye'nin Suriye, Irak ve Libya'da oynadığı role yönelik eleştirilere yer verildi.

Türkiye'nin AB için kilit önemdeki bölgelerden Batı Balkanlar ile özel bağlarının altının çizildiği raporda, Doğu Akdeniz'de son dönemde gerilimin azalmasına ilişkin olumlu ifadeler yer aldı.

Raporda ayrıca, Kıbrıs'ta tek çözümün, tek uluslararası yapıya sahip iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon temelinde olduğu öne sürüldü.

Türkiye'nin, dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etme çabaları takdir edildi, AB Komisyonu'na Türkiye'ye daha fazla destekte bulunma çağrısı yapıldı.

AB ile Türkiye ilişkilerinin geleceğine ilişkin mesajlar

AP'nin raporunda Türkiye'nin siyasi, ekonomik, enerji ve dış politika açısından stratejik öneme sahip bir ülke, kilit bir ortak olduğu vurgulanarak, AB-Türkiye ilişkilerinin uzun vadeli bir vizyona dayanması ve işbirliği üzerine inşa edilmesi çağrısında bulunuldu.

Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin "mevcut koşullar içinde" yeniden başlatılamayacağı belirtilen raporda, ilişkilerin geleceği için karşılıklı çıkarları kapsayan "paralel ve gerçekçi" bir çerçeve bulmaya yönelik sürecin başlatılması tavsiye edildi.

Raporda ayrıca üye ülkelere Türk Erasmus öğrencilerine yönelik vize işlemlerinin hızlandırılmasına yönelik tedbirleri uygulama davetinde bulunuldu.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.