Türkiye'de yaşayan Faslı hattat, sosyal medyadaki nefret söyleminin toplumda karşılığının olmadığını söyledi

"Türklerle eğitim aldım ve onlarla çok iyi anlaştım. Türkiye'de ayrımcılık yaşamadım. Bu ülkeyi geldiğim ilk günden beri seviyorum"

Faslı hat sanatçısı Bedir Essaihi, 6 yıldır Türkiye'de yaşıyor (AA)
Faslı hat sanatçısı Bedir Essaihi, 6 yıldır Türkiye'de yaşıyor (AA)
TT

Türkiye'de yaşayan Faslı hattat, sosyal medyadaki nefret söyleminin toplumda karşılığının olmadığını söyledi

Faslı hat sanatçısı Bedir Essaihi, 6 yıldır Türkiye'de yaşıyor (AA)
Faslı hat sanatçısı Bedir Essaihi, 6 yıldır Türkiye'de yaşıyor (AA)

Türkiye'ye 6 yıl önce hat sanatında uzmanlaşmak için gelen Faslı hattat Bedir Essaihi, yabancı düşmanlığının son dönemde sosyal medyada "köpürtüldüğünü" ancak toplumsal karşılığının olmadığını ifade etti.

Essaihi, babasının da hattat olduğunu, bu sanatın ilk örneklerini aile ortamında gördüğünü belirterek, "Biz sanatçı bir aileyiz. Babam ve iki amcam da hat sanatçısı. Bu nedenle hatta küçüklüğümden beri aşinayım. 2002'de babamın bir arkadaşını Kur'an-ı Kerim'i yazarken gördüğümde hat sanatına hayran oldum ve benim de bunu yapmam gerektiğini düşündüm" dedi.

Çocukluğunda hattı hobi olarak gördüğünü, bu sanatla daha sonra profesyonel olarak ilgilenmeye başladığını dile getiren Essaihi, hat sanatında uzmanlaşmak için Fas'taki İkinci Hasan Camisi'ne bağlı Geleneksel Sanatlar Akademisinde eğitim aldığını aktardı.

Essaihi, hattın farklı ülkelerdeki yazım tarzlarını öğrenmek için 2018'de Türkiye'ye geldiğini anlatarak, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünde yüksek lisans eğitimine devam ettiğini kaydetti.

Mağribi stili hat yazımında ustalaştığını ifade eden Essaihi, şöyle konuştu:

Hafız olduğum için hattın ve bu stilin benim ruhuma daha yatkın olduğunu hissettim. Bu stil, Avrupalıların Kur'an-ı Kerim'i daha iyi anlayabilmesi ve yazabilmesi için ortaya çıktı. Bu tarz, diğer hat yazımlarından daha yuvarlak ve ince olduğu için Kur'an-ı Kerim daha rahat yazılabiliyor.

Essaihi, Türkiye'deki birçok tarihi yapıda hat sanatından örnekler gördüğünde şaşırdığından bahsederek, "Saraylarda, camilerde, eski yapılarda bu kadar güzel hatları görmek beni çok etkiledi. Burada büyük hattatlar var ve ben de elimden geldiğince onlardan istifade etmeye çalışıyorum" ifadesini kullandı.

"Türkiye'de ayrımcılık yaşamadım"

Türkiye'deki ilk hat eğitimini Nevşehir'deki özel bir kursta aldığını ve bu süreçte yurtta kaldığını belirten Essaihi, beraber ders aldığı öğrencilerden ve şehir halkından hiçbir ırkçı söz duymadığını söyledi.

Essaihi, hat kursunda birçok milletten arkadaş edindiğine ve hiç yabancılık hissetmediğine dikkati çekerek, "Türklerle eğitim aldım ve onlarla çok iyi anlaştım. Türkiye'de ayrımcılık yaşamadım. Bu ülkeyi geldiğim ilk günden beri seviyorum" dedi.

Türkiye'de aktif bir sosyal hayatı olduğunu ve hiç ırkçı saldırıya uğramadığını vurgulayan Essaihi, "Son zamanlarda özellikle sosyal medyada artan ırkçı söylemlerden endişe duyuyorum ancak bunun toplumda karşılığının olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Essaihi, Türkiye'de yüzyıllardır farklı millet ve kültürlerin iç içe yaşadığını anımsatarak, şöyle devam etti:

Osmanlı Devleti, yüzlerce yıl geniş bir coğrafyada hüküm sürdü. Bu topraklarda onlarca kültür iç içe yaşadı ve ayrılık yoktu. Osmanlı'da farklı milletler ve dini gruplar barış içinde bir aradaydı. Demek istediğim Türkiye, son zamanlarda ortaya çıkan yabancı düşmanı söylemden daha büyük ve halk bunun üstesinden gelecek.

Sanatı sayesinde Türkiye'de yaşayan farklı kesimlerden birçok insanla temas ettiğine değinen Essaihi sözlerini şöyle tamamladı:

Sanatımı kullanarak, çeşitli etnik gruplarla işbirliği yaparak insanları kaynaştırmaya çalışıyorum. Farklı milletten insanlara ortak projeler yaptırıyorum ve onlara diğer kültürleri tanımaları gerektiğini, bilgi alışverişi yapmalarını tavsiye ediyorum. Benim ve hattatların yazmayı çok sevdiği bir ayet var, Hucurat Suresi'nde geçiyor. Ayette Allah, insanları birbirleriyle tanışması için kavimlere ayırdığını söylüyor. Bizlerin de bu ayete göre davranmamız gerekiyor.



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.