Müslüman karşıtlığı, köklendiği 11 Eylül saldırılarının 22. yılında ABD'de yayılmaya devam ediyor

ABD'de 11 Eylül 2001 saldırılarının üzerinden 22 yıl geçse de ülkede Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefret hala sürüyor, ayrıca bu Müslüman karşıtı (İslamofobik) yaklaşım küresel bir hal aldı

"Müslüman karşıtlığındaki artışın bir nedeni de ABD'deki seçimler" (AA)
"Müslüman karşıtlığındaki artışın bir nedeni de ABD'deki seçimler" (AA)
TT

Müslüman karşıtlığı, köklendiği 11 Eylül saldırılarının 22. yılında ABD'de yayılmaya devam ediyor

"Müslüman karşıtlığındaki artışın bir nedeni de ABD'deki seçimler" (AA)
"Müslüman karşıtlığındaki artışın bir nedeni de ABD'deki seçimler" (AA)

ABD'li uzmanlar, 11 Eylül saldırılarının ardından geçen 22 yılda ABD'deki Müslümanlara yönelik tutumu değerlendirdi.

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyinin California Direktörü Hussam Ayloush, Müslüman karşıtlığının bu süreçte köklendiğini ve ülkedeki ırkçılığın yapısına yerleştiğini belirtti.

Ayloush, "California'daki Müslüman öğrencilerin yüzde 50'sinden fazlası, sırf Müslüman oldukları için okullarında sözlü ve fiziksel zorbalıkla karşı karşıya kalıyor" ifadesini kullandı.

Hükümetin izleme listesindeki 1,6 milyon kişinin neredeyse tamamının Müslüman olduğuna ya da Müslüman adlarına benzer isimlerinin bulunduğuna dikkati çeken Ayloush, "11 Eylül'den sonraki istismarların geldiği noktada hükümetin de payı var" dedi.

Müslümanların havalimanlarında taciz edildiğini ve FBI aramalarına maruz kaldıklarını belirten Ayloush, 11 Eylül'ün hemen ardından Müslümanlara yönelik saldırıların yüzde 1617 arttığını ifade etti.

Ayloush, "George W. Bush hükümeti, muhafazakar kampanyasını başlatmak için bir düşmana ihtiyaç duyuyordu ve 11 Eylül saldırıları, Müslüman düşmanlar için çok iyi bir bahane oldu. Ne yediğimiz, ne giydiğimiz, ne söylediğimiz bir anda şüpheli bir hal aldı" dedi.

(AA)

"Müslüman karşıtlığındaki artışın bir nedeni de ABD'deki seçimler"

Milwaukee'deki Marquette Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden Louise Cainkar da Müslüman karşıtlığının 11 Eylül'den önce de ABD'de var olduğunu belirterek, "Müslümanlara karşı anında oluşan nefret bunu kanıtladı" değerlendirmesinde bulundu.

11 Eylül saldırılarının ardından Müslümanların "terörist" diye yaftalandıklarına işaret eden Cainkar, bu süreçte Müslümanların toplumdan çekilerek sessiz sedasız yaşamaya başladıklarını anlattı.

Cainkar, Müslümanların son 22 yılda hakları için mücadele ettiklerini vurgulayarak, hala Müslümanlara yönelik belirli ön yargıların olduğunu ve karşıtlığın sürdüğünü dile getirdi.

ABD'li siyasetçilerin de Müslüman karşıtlığını kampanya aracı haline getirdiklerine dikkati çeken Cainkar, "Çalışmalar gösteriyor ki Müslüman karşıtlığındaki artışın bir nedeni de ABD'deki seçimler" dedi.

"ABD, Müslüman karşıtlığını ihraç etti"

Michigan'daki Wayne Hukuk Fakültesinde görevli Doçent Dr. Khaled Ali Beydoun, "Müslüman karşıtlığı, öngörülebilir gelecekte Amerikan siyasetinin merkezinde yer almaya devam edecek çünkü Müslümanlar, bugün bile ABD'lilerin gözünde kolay bir günah keçisi." ifadesini kullandı.

Öte yandan Müslüman karşıtlığının ABD'nin sınırlarını çoktan aştığına dikkati çeken Beydoun, "11 Eylül'ün hemen ardından ABD'deki Müslüman karşıtlığının küreselleştiğini ve yakın uzak her yere ihraç edildiğini gördük" dedi.

11 Eylül 2001'de ne oldu?

ABD finans sisteminin kalbi New York, 11 Eylül 2001 sabahı İkiz Kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik terör saldırılarına uyandı.

Newark, Boston ve Washington'dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles'a giden 4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından Los Angeles'a giden Amerikan Airlines'a ait yolcu uçağı, yerel saatle 08.46'da İkiz Kuleler'in kuzey yönündeki binasına çarptı. Kuzey kulesi alevler içinde yanarken United Airlines'a ait kaçırılan diğer bir uçak da ilk saldırıdan tam 17 dakika sonra canlı yayında güney kulesine çarptı.

İkiz Kulelere saldırıların ardından kaçırılan bir diğer uçak da ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı.

Kaçırılan son uçak ise Pennsylvania eyaleti kırsalında F-16'lar tarafından düşürüldü.

11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç New York, Washington ve Pennsylvania'da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti.



Trump'ın ticaret savaşı Çin ekonomisini zayıflatıyor mu?

Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)
Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)
TT

Trump'ın ticaret savaşı Çin ekonomisini zayıflatıyor mu?

Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)
Çin'in üretim sektörü özellikle otomasyon teknolojisiyle öne çıkıyor (Reuters)

ABD’nin başlattığı ticaret savaşında Çin, yurtiçi piyasayı hareketlendirmeye çalışıyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde, Pekin’in iç tüketimi desteklemeyi ilk kez en önemli politika önceliği haline getirdiği yazılıyor. 

Haberde, eski beyaz eşya, araç ve elektroniklerin yeni ürünlerle takasına yönelik hükümet sübvansiyonlarının 300 milyar yuanı (yaklaşık 1,6 trilyon TL) bulduğu belirtiliyor. Bunun kısa vadede satışları artırdığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan bu teşviklerin, uzun süredir ekonomik büyümeyi sağlayan imalat politikasını bir anda değiştirmesinin mümkün olmadığına dikkat çekiliyor. 

ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileriyle başlattığı ticaret savaşının ardından Pekin’in ihracat kapasitesinin baskı altında kaldığı, Çin yönetiminin ekonomiyi tüketime ağırlık vererek yeniden dengelemeyi hedeflediği belirtiliyor. 

Pekin yönetimine bağlı düşünce kuruluşu Çin Ekonomik Reform Derneği'nin başkanı Peng Sen, yakın zamanda katıldığı bir forumda şu değerlendirmeleri paylaşmıştı:  

Geçmişte mali kaynaklarımız ağırlıklı olarak projelere yatırımı destekliyordu. Şimdiyse insana yatırıma geçmemiz gerekiyor.

New York Times’ın (NYT) analizinde de Washington’ın gümrük tarifelerinin, Çin'in ihracata dayalı ekonomisi için istihdam sorunu yaratabileceği yazılıyor.

Trump'ın 2 Nisan'da açıkladığı gümrük vergileriyle Washington-Pekin hattında yeni bir ticaret savaşı başlamıştı. ABD ve Çin arasındaki misilleme tarifeler sonucunda Washington, Pekin'e uyguladığı vergi oranını yüzde 145'e kadar çıkarmıştı. Çin de tarife oranını son olarak yüzde 125'e yükseltmişti.

Daha sonra taraflar arasında yapılan müzakerelerle ABD, Çin mallarına uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 30'a, Çin de yüzde 10'a düşürme taahhüdü vermişti. 12 Mayıs'ta alınan kararın 90 gün içinde uygulanacağı bildirilmişti.

Fransa merkezli yatırım bankası Natixis’in Asya-Pasifik bölgesi başekonomisti Alicia Garcia-Herrero, Çin'in imalat sektöründe 100 milyon kişiye istihdam sağlayan işleri koruması gerekeceğini belirtiyor. 

NYT’ye konuşan ekonomist, Trump’ın gümrük tarifeleri mevcut yüzde 30 oranında kalırsa, Çin’den ABD’ye yapılan ihracatın yarı yarıya düşeceğini söylüyor. Bu da imalat sektöründe 6 milyona yakın istihdam kaybı yaşanacağı anlamına geliyor. Eğer ticaret savaşı ilk belirlenen tarifeler üzerinden devam ederse bu kayıp 9 milyona kadar çıkabilir. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal