Türkiye'de son 53 yılın en sıcak ikinci ağustos ayı yaşandı

Türkiye'de bu yıl 27,1 derece ölçülen ağustos ayı ortalama sıcaklığı, 2010'dan sonra son 53 yılın en sıcak ikinci ağustos ayı olarak kayıtlara geçti

(AA)
(AA)
TT

Türkiye'de son 53 yılın en sıcak ikinci ağustos ayı yaşandı

(AA)
(AA)

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen ay ortalama sıcaklıklar, Bandırma, Akhisar, Güney Ege, Dalaman, Fethiye, Antalya, Anamur, Hatay, Finike, Kaş, Köyceğiz, Korkuteli, Elmalı, Manavgat, Gazipaşa, Zonguldak, İnebolu, Cide, Boyabat, Tunceli, Hakkari, Ahlat, Birecik çevrelerinde mevsim normallerinde, yurdun diğer bölgelerinde mevsim normallerinin üzerinde yaşandı.

Verilere göre, 1991-2020 yılları arasını kapsayan uzun yıllar ortalaması 25,1 derece olarak belirlenen ağustos ayı sıcaklığı, bu ortalamanın 2 derece üzerine çıkarak, bu yıl ağustos ayında 27,1 derece oldu.

Böylece bu yılın ağustos ayı sıcaklığı, 2010 yılındaki ağustos ayı ölçümlerinden sonra, 1971-2023 yılları arasını kapsayan son 53 yılın en sıcak ikinci ağustos ayı olarak kaydedildi.

(AA)

Bu yıl ağustos ayında en düşük sıcaklık 4,9 derece ile Kangal ve Ardahan'da, en yüksek sıcaklık ise 49,5 derece ile Eskişehir Sarıcakaya'da ölçüldü.

Bölgelere göre sıcaklıklar

Marmara Bölgesi'nde ağustos ayı ortalama sıcaklıklarının, İstanbul Sarıyer ile Balıkesir Bandırma çevrelerinde mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde olduğu tespit edildi. Bölgenin ağustos ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 24,6 derece, bu yılın ağustos ayı ise 26,4 dereceyle kaydedildi.

Bölgede en düşük sıcaklık 12,7 derece ile Kocaeli'nde, en yüksek sıcaklık ise 40,5 derece ile Edirne Uzunköprü'de termometrelere yansıdı.

Ege Bölgesinde ise ağustos sıcaklıkları, Manisa Akhisar ile Güney Ege çevrelerinde mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Bölgenin ağustos ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 26,5 derece iken, 2023 Ağustos ayının 28 derece olduğu tespit edildi.

(AA)

Bölgede en düşük sıcaklık 11,6 derece olarak Kütahya Simav'da, en yüksek sıcaklık ise 43,8 derece olarak Kütahya Gediz'de yaşandı.

Akdeniz Bölgesinde Dalaman, Fethiye, Antalya, Anamur, Hatay, Finike, Kaş, Köyceğiz, Korkuteli, Elmalı, Manavgat, Gazipaşa çevrelerinde mevsim normalleri civarında gerçekleşen ağustos sıcaklıkları, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerine çıktı.

Bölgenin ağustos ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 27,4 derece iken, bu yılın ağustos ayı ortalama sıcaklığı 28,9 derece olarak ölçüldü. Akdeniz'de en düşük sıcaklık 8 derece olarak Kahramanmaraş Göksun'da, en yüksek sıcaklık ise 48,4 derece olarak Adana Kozan'da tespit edildi.

İç Anadolu uzun yıllar ortalamasının 3,1 derece üzerine çıktı

İç Anadolu Bölgesinde uzun yıllar ortalama sıcaklığı 22,7 derece iken, bu yıl ağustos ayında ortalama sıcaklık 25,8 derece olarak kaydedildi ve bölge, son 53 yılın en sıcak ağustos ayı olarak kayıtlara geçti.

Bölgede en düşük sıcaklık 4,9 dereceyle Sivas Kangal'da, en yüksek sıcaklık ise 43,6 derece ile Konya Cihanbeyli'de ölçüldü.

Karadeniz Bölgesinde, ağustos ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığının 23 derece, bu yılın ağustos ayında ise 25,2 derece olduğu tespit edildi.

Doğu Anadolu'da da geçen ay sıcaklık, Tunceli, Hakkari, Ahlat çevrelerinde mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde oldu.

Bölgenin ağustos ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 23,4 derece, geçen ay sıcaklığı ise 25,2 derece olarak gerçekleşti. Bu bölgede en düşük sıcaklık 4,9 derece olarak Ardahan'da, en yüksek sıcaklık ise 43,3 derece olarak Palu'da hissedildi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, ağustos ayı sıcaklıkları, Şanlıurfa Birecik çevresinde mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Bölgenin ağustos ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 30,7 derece, 2023 Ağustos ayı da 32,6 derece olarak termometrelere yansıdı. Bölgede en düşük sıcaklık 16,8 derece ile Birecik'te, en yüksek sıcaklık 48,6 derece olarak Cizre'de kayıtlara geçti.



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe