Bakan Yerlikaya: Sosyal medya hesaplarından bu görüntüleri paylaşanlarla ilgili gerekli soruşturmayı da başlatmış bulunuyoruzhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/t%C3%BCrkiye/4578701-bakan-yerlikaya-sosyal-medya-hesaplar%C4%B1ndan-bu-g%C3%B6r%C3%BCnt%C3%BCleri-payla%C5%9Fanlarla
Bakan Yerlikaya: Sosyal medya hesaplarından bu görüntüleri paylaşanlarla ilgili gerekli soruşturmayı da başlatmış bulunuyoruz
Ali Yerlikaya (AA)
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili, "Cumhurbaşkanı'mız anbean takip ediyor, bilgileri arz ettik, talimatlarını aldık." dedi.
Bakan Yerlikaya, Ankara'daki terör saldırısına ilişkin, İçişleri Bakanlığı önünde gazetecilere açıklama yaptı.
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü girişinde alçak, hain terör saldırısı girişiminde bulunulduğunu belirten Yerlikaya, "Şükürler olsun kahraman polisimizin cevvaliyeti, kararlılığı, sezgisiyle onlar araçtan iner inmez onlara silahla mukavemette bulunmuş, bu esnada teröristlerden biri zaten canlı bomba düzeneği var, kendini patlatmış, diğeri kendini patlatmaya fırsat bulamadan başından vurulmuş, etkisiz hale getirilmiştir." bilgisini paylaştı.
Ankaralılara geçmiş olsun dileklerini ileten Yerlikaya, saldırıya karşılık veren polisleri kutladı.
Bakan Yerlikaya, "Erkan'ımı, Alim Reis'imi ve buradaki arkadaşlarını, alınlarından öpüyorum. İbni Sina Hastanemizde birazdan onları ziyaret edeceğim. Başhekimimizle, rektörümüzle devamlı görüştüm. Gerek Erkan'ım gerek Alim Reis'imiz Allah'a şükürler olsun tedavileri devam ediyor ve hayati tehlikeleri bulunmamaktadır." diye konuştu.
Ali Yerlikaya, diğer emniyet görevlileriyle de görüştüğünü, her birini tebrik ettiğini aktardı.
Detaylara ulaşalım, zaman içerisinde paylaşacağız"
Göreve geldikleri ilk günden bu yana başta hain terör örgütü olmak üzere terör örgütleriyle, zehir tacirleriyle, organize suç çeteleriyle amansız şekilde gece gündüz demeden kararlılıkla mücadele etmeyi sürdürdüklerini belirten Yerlikaya, şunları söyledi:
Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde hükümetimiz, 21 yıldan beri 'son terörist etkisiz hale getirilinceye dek, durmak yok, azimle, kararlılıkla devam edilecektir' duruşu... Çünkü biz artık Türkiye Yüzyılı'nın terörün en ufak bir olumsuz etkisinin olmadığı bir yüzyıl olması için gayret gösteriyoruz. Aziz milletimizin hayır dualarıyla hükümetimizin, devletimizin kararlılığıyla da başaracağımıza hiç kimsenin ama hiç kimsenin şüphesi olmasın. Arkadaşlarımız, Emniyet Genel Müdürümüz, Ankara İl Emniyet Müdürümüz, bütün dairelerimiz bu olayın olay yerinden başlangıç yerine varıncaya kadar tüm detaylarıyla inceleme başlattılar, çalışıyorlar. Adalet Bakanımız biliyorsunuz açıklama yaptı, konuyla ilgili adli soruşturma da başlatıldı. Detaylara ulaşalım, zaman içerisinde bunları aziz milletimizle sizler aracılığıyla paylaşacağız.
Hastanede tedavi sürecinde olan polislere acil şifa, emniyet teşkilatına ve emniyet personelinin ailelerine geçmiş olsun dileklerini ileten Yerlikaya, "Pek çok telefon geldi. Sayın genel başkanlar aradı. Her biri geçmiş olsun dileklerini iletti. Sayın Cumhurbaşkanı'mız anbean takip ediyor, anından itibaren sürekli kendisine bilgi, zatıaline bilgiler arz ettik, talimatlarını aldık." dedi.
Aziz millete, kendilerine dua eden, yanlarında yer alan ve terörü lanetleyenlere minnettar olduklarını ifade eden Yerlikaya, "Göreceksiniz, devletimizin, hükümetimizin ve aziz milletimizin kararlılığıyla hem terör örgütlerinin hem suç çetelerinin, zehir tacirlerinin, hepsinin bizim gücümüz, dirayetimiz, kararlılığımız üstesinden gelecektir." diye konuştu.
Yayın yasağına uyanlara teşekkür
Bakan Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin'e de teşekkürlerini ileterek, şöyle devam etti:
Bu saldırı girişimi olduğu andan itibaren yayın yasağı alındı. Sizler bu kurala uydunuz, teşekkür ediyorum. Ama sosyal medya hesaplarından -onun da kaynağını bulmakta azimliyiz, göreceksiniz bulacağız- acımızın olduğu bu noktada bu görüntüleri paylaşanlarla ilgili gerekli soruşturmayı da başlatmış bulunuyoruz. Sosyal medya hesaplarında bu görüntüyü paylaşanları uyarıyorum, lütfen bu görüntüleri silsinler ve bizim acımızı paylaşsınlar ve bizim birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin yanında olduklarını göstersinler.
Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5059081-m%C4%B1s%C4%B1r-t%C3%BCrkiye-yak%C4%B1nla%C5%9Fmas%C4%B1-s%C4%B1cak-b%C3%B6lgesel-dosyalara-nas%C4%B1l-yans%C4%B1yor
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.
Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.
Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.
Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.
Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.
Yaklaşımlar
4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.
Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.
İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.
Yansımalar
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.
Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.
Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.
Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.
Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.
Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.
Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.
Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.
Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.