Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas açıklaması, Batı'da nasıl yankılandı?

Erdoğan'ın Hamas militanlarını "terör örgütü değil mücahitler grubu" diye tanımlaması, Batı'da farklı açılardan yorumlandı

İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hamas açıklaması, Batı'da nasıl yankılandı?

İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)
İsrail ordusunun paylaştığı rakamlara göre, Hamas militanları saldırılarda en az 222 kişiyi rehin alırken, 4 esiri de serbest bıraktı (AFP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hamas militanlarını "mücahitler grubu" diye nitelemesi Batı basınında geniş yankı buldu.

Erdoğan, AK Parti grup toplantısında dün yaptığı konuşmada, Hamas militanlarıyla ilgili şunları söyledi: 

Hamas bir terör örgütü değil, topraklarını ve vatanını koruma mücadelesi veren bir kurtuluş ve mücahitler grubudur. Davos'ta söylemiştim, 'Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz' demiştim. O günden bu yana Davos'a bir daha gitmedim. Hayatımda bir kere bu Netanyahu denen adamın elini sıktım. İyi niyetimiz vardı, suistimal edildi. İsrail'e gitme projemiz vardı, gitmeyeceğiz.

Batı medyasında yayımlanan yazılarda, genellikle Erdoğan'ın savaşın başındaki itidalli tutumunu değiştirdiğine dikkat çekilirken, açıklamaların Türkiye'nin İsrail'le ikili ilişkilerine zarar verebileceğine işaret edildi.

Times of Israel: Türkiye-İsrail ilişkilerine ağır darbe 

İsrail'in önde gelen haber sitelerinden Times of Israel'in analizinde, Erdoğan'ın açıklamasının, son dönemde Türkiye ve İsrail arasındaki yakınlaşmayı zora soktuğu savunularak, şu ifadelere yer verildi: 

Erdoğan'ın Hamas'ı savunması ve İsrail'e yönelik suçlamaları, yıllar süren husumetin ardından son bir buçuk yılda ilişkileri düzeltme çabalarına ağır bir darbe vurdu.

Haberde, Türkiye ve Hamas ilişkilerine de dikkat çekildi. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'ndan bazı isimlerin İstanbul'dan faaliyet gösterdiği öne sürüldü. Bununla ilgili hiçbir kanıt sunulmazken, Ankara ise sadece Hamas'ın siyasi kanadının İstanbul'da olduğunu bildirmişti. 

Haaretz: Erdoğan ateşkes istiyor

İsrail'in muhalif gazetelerinden Haaretz'in haberindeyse Erdoğan'ın hem İsrail'e hem de Filistinlilere karşılıklı saldırıları durdurma çağrısı yaptığına işaret edildi.

Ankara'nın muhtemel ateşkes için arabulucu rolünü sürdürmek istediğine dikkat çekilirken, "Türk lider, gözünü uluslararası topluma çevirerek Birleşmiş Milletler'in İsrail'in Gazze'ye bombardımanına ilişkin karar üzerinde uzlaşamamasından ‘üzüntü duyduğunu' söyledi" ifadelerine yer verildi. 

Jerusalem Post: İsrail'i suistimalle suçladılar

İsrail'in sağcı gazetelerinden Jerusalem Post'taki haberde de "Erdoğan, İsrail'i Türkiye'nin iyi niyetini suistimal etmekle suçladı" dendi. 

Gazete, son döndemde ikili ilişkilerin düzeltilmesine yönelik çabalara işaret ederek, "Türkiye daha önce İsrail'le uzun süredir gergin olan ilişkilerini düzeltmeye çalışıyordu. Erdoğan, Gazze'deki olaylar nedeniyle İsrail'e yapmayı planladığı geziyi iptal ettiğini söyledi" ifadeleri kullanıldı.

Politico: Erdoğan artık arabulucu değil

ABD'nin tanınmış gazetecilik kuruluşlarından Politico, "Erdoğan, daha önceki barış elçisi olma heveslerine rağmen, NATO müttefiklerinden koparak bölgeye yapacağı geziyi iptal etti" diye yazdı.

Haberde, İsrail'e gezi planlarını iptal etmesinin ve Hamas'ı "mücahitler grubu" diye nitelemesinin ardından Erdoğan'ın, Gazze'deki savaşta üstlendiği arabuluculuk rolünü artık gerçekleştiremeyeceği savunuldu.

New York Times: Erdoğan, İsrail ve Batı'ya ateş püskürdü

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), Erdoğan'ın açıklamalarının Türkiye'nin NATO'daki müttefikleriyle ve Washington yönetimiyle arasını bozacağını yazdı.

"Türk lider, İsrail'e ateş püskürdü, Hamas'ı savundu" başlıklı haberde, Cumhurbaşkanı'nın Gazze savaşında aldığı tavırla Rusya - Ukrayna savaşına yaklaşımı arasında şöyle bir paralellik kuruldu: 

Erdoğan'ın Gazze'deki çatışmada çoğu Batılı liderin tutumundan ayrılması, NATO müttefikleriyle Rusya meselesine dair yaşadığı görüş ayrılıklarının ardından geldi. Türkiye geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınarken, Rus savaş makinesini zayıflatmayı amaçlayan Batı yaptırımlarına katılmayı reddetmişti.

Bloomberg: Borsa çakıldı

ABD merkezli Bloomberg'ün internet sitesindeki haberde, Erdoğan'ın İsrail ve Hamas'la ilgili açıklamalarının ardından dün BİST 100 Endeksi'nde yüzde 7,1 düşüş yaşandığına dikkat çekildi. Bunun ardından hisselerde ciddi değer kaybı yaşandığı belirtildi. Türk Hava Yolları'nın hisselerinde de yüzde 6,2 düşüş yaşandığına dikkat çekildi.

Söz konusu oranın, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli iki depremden bu yana görülen en büyük düşüş olduğu belirtildi.

Le Monde: Erdoğan ihtiyatlı tavrını bıraktı

Fransız Le Monde, Erdoğan'ın Gazze'deki savaşta başından beri izlediği dengeli politikayı bıraktığını savundu.

Haberde, Erdoğan'ın savaşın ilk haftasında "İsrail'le son dönemdeki normalleşmeyi de gözeterek dengeli bir diplomasi yürüttüğü" belirtilirken, Cumhurbaşkanı'nın Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesi'ne 17 Ekim'de düzenlenen saldırının ardından Tel Aviv yönetimine karşı söylemlerini sertleştirdiğine dikkat çekildi. 

Euronews: İsrail'e karşı artık daha çatışmacı

Belçika merkezli televizyon kuruluşu Euronews'in haber sitesinde, Erdoğan'ın konuşmasında hem Batı'yı hem de İsrail'i hedef alarak, Gazze'deki savaşa yönelik tutumunu değiştirdiği öne sürüldü.

Haberde, "Savaşın başında itidal çağrısında bulunan Erdoğan, İsrail'e karşı daha çatışmacı bir tutum sergilemeye başladı" dendi.

Reuters: Erdoğan, İsrail'le normalleşmeyi askıya aldı 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, "Erdoğan, Gazze çatışmalarına ilişkin şimdiye kadarki en sert çıkışını yaparak, Hamas'ın terör örgütü değil, Filistin topraklarını kurtarmak için savaşan bir kurtuluş grubu olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı.

Haberde, şu yorum yapıldı: 

Gazze'deki çatışmalar, Türkiye ve İsrail arasında yıllardır süren husumetin ardından ilişkilerin düzelmeye başladığı ve enerji alanında işbirliğine odaklanıldığı bir döneme denk geldi. Erdoğan, bu normalleşme çabalarının artık askıya alındığını gösterdi.

Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına İsrail yanlısı siyasetçilerden de tepki geldi. 

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail, Erdoğan'ın sözlerini reddediyor. Hamas, IŞİD'den bile daha aşağılık bir terör örgütüdür" ifadelerini kullandı.

İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar ise Twitter hesabından "Erdoğan terörü destekliyor, bu kadar basit. Artık Türkiye'yle ilişkilerimizdeki rotayı yeniden değerlendirme vakti geldi" diye yazdı. 

İtalya Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini de Erdoğan'ın açıklamasına tepki göstererek, "Bu sözler vahim ve iğrenç. Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'den, protesto için Türk Büyükelçisi'ni bakanlığa çağırmasını isteyeceğim" ifadelerini kullandı. 

ABD devletinin fonladığı Amerika'nın Sesi Türkçe'de yer alan haberde, ABD Kongresi'nden bir grubun, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a mektup gönderdiği yazıldı. Buna göre ABD Kongresi Yunan Dostluk Grubu Eşbaşkanları Chris Pappas ve Gus Bilirakis'in Blinken'a sunduğu mektupta, Hamas'a verdiği destek nedeniyle Ankara'ya karşı harekete geçilmesi çağrısı yapıldı.

Aksa Tufanı operasyonu

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna, İsrail de Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 2 bin 704'ü çocuk, 1584'ü de kadın 6 bin 546 kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 17 bin 439'a yükseldi. 

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 308'i asker 1400 kişinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe



ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında

ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
TT

ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında

ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)

Ömer Önhon

Güney Kafkasya'da devam eden büyük oyunda, siyaset, ekonomi ve güvenliği bir araya getiren yeni bir proje öne çıktı. Beyaz Saray'da 8 Ağustos Cuma günü düzenlenen törende, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasında barış için ortak deklarasyona imza attılar. Törene, anlaşmanın hamisi olarak belgeyi imzalayan ABD Başkanı Donald Trump da katıldı.

Ortak deklarasyon sınırlara saygı, bölgesel çatışmanın sona erdirilmesi ve güç kullanımının reddi gibi yedi temel maddeden oluşuyor. Taraflar ayrıca, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) Minsk Grubu'nun kapatılması için ortak bir talepte bulunmak da dahil olmak üzere çeşitli bazı belgeler üzerinde de anlaşmaya vardı ve bunları imzaladı. Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları, ‘Devletler Arasında Barış ve İlişkilerin Kurulmasına Dair Anlaşma’ taslağını imzalayarak, nihai metni tamamladılar. Bakü, Erivan'ın imzaların atılmasından ve nihai onaylamadan önce bölgesel talepleri sona erdirecek anayasa değişikliklerini yapmasını bekliyor.

Anlaşma ayrıca, Azerbaycan'ın ana kısmını Ermenistan toprakları üzerinden Nahçıvan'a bağlayan ‘Zengizor Koridoru’ olarak bilinen engelsiz bir geçiş bölgesi kurulmasını da kapsıyordu. Ermenistan, ABD ve üzerinde anlaşmaya varılan diğer dış taraflarla birlikte, ‘Trump'ın uluslararası barış ve refah yolu’ olarak adlandırılan bir çerçeve oluşturmak için çalışmayı taahhüt etti. Washington’daki görüşme önemli bir başarı olsa da, birçok ayrıntı hala net bir anlaşma ve daha fazla açıklığa ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycanlılar ve Ermeniler arasındaki çatışma, 20’nci yüzyılın başlarına, her iki ülkenin de işgal altında olduğu ve 1990 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazandıkları döneme kadar uzanıyor. O zamandan beri, tarihsel anlaşmazlıklar ve bölgesel talepler nedeniyle aralarında zaman zaman savaşlar patlak verdi. Ermeniler, özellikle Rusya'nın büyük dış desteğiyle Karabağ ve diğer Azerbaycan bölgelerini işgal etti.

Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.

Azerbaycan, 2020 yılında Karabağ'ın büyük bir bölümünü geri alan bir askeri operasyon düzenledi ve ardından 2023 eylülünde terörle mücadele çerçevesinde hızlı bir harekatla işgal altındaki topraklarının geri kalanını da kurtardı. O tarihten bu yana Türkiye, ABD, İsrail, Fransa ve İran gibi ülkelerin farklı roller oynadığı karmaşık bir siyasi ve güvenlik sürecine girildi. Bu ülkeler, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için çaba sarf ettiler.

Başkan Trump, uzun süredir savaşları sona erdirme ve ekonomik ilişkileri güçlendirerek ve refahı artırarak ülkeleri bir araya getirme sloganını savunuyor ve bu konuda ABD'nin ekonomik çıkarlarına odaklanıyor. Ancak, savaşları birkaç gün içinde sona erdirebileceğine dair tekrar ettiği abartılı açıklamaları, özellikle bir günde sona erdirebileceğini söylediği Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirememesi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından manevra yapıldığını itiraf etmesi, güvenilirliğini zedeledi.

fgthyu7
Nahçıvan Özerk Bölgesi'nin Stepanakert (Hankendi) şehrinde düzenlenen bir askeri geçit töreni, 8 Kasım 2023 (AFP)

Bu sefer işler onun lehine gelişebilir, çünkü yakında Putin ile görüşmeye hazırlanıyor ve bu da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirme umutlarını canlandırıyor. Pakistan ile Hindistan, Tayland ile Kamboçya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasındaki çatışmaları sona erdirmeyi kendine mal eden Trump için, Kafkasya’daki son başarısı, uluslararası arenada başarılarını övünmek için yeni bir fırsat sunuyor.

Washington zirvesinin en önemli sonucu, anlaşmada ‘geçiş bölgesi’ olarak adlandırılan ve Zengizor Koridoru olarak bilinen, Ermenistan’da 43 kilometre uzunluğundaki şerit oldu. Bu şerit, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ana kısmını, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'ndeki topraklarından ayırıyor.

Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.

Başkan Donald Trump, Zengizor Koridoru’nu, Azerbaycan'a Nahçıvan'a tam erişim hakkı tanıyan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğüne tam saygı gösteren özel bir geçiş bölgesi olarak tanımladı. Projeye, Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu (TRIPP) adı verildi.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığını tahmin ediyorlar.

Trump, Ermenistan'ın bu koridoru inşa etmek için ABD ile özel bir ortaklık kuracağını ve Washington'a 99 yıl süreyle uzatılabilir yönetim hakları vereceğini açıkladı. Projenin hayata geçirilmesi için ABD ve diğer ülkelerden müteahhitlerin yer alacağı bir koalisyon kurulacak ve ABD, Azerbaycan ve Ermenistan karı üzerinde anlaşmaya varılan oranlarda paylaşacak.

Teknik şüphelerle çevrili olan proje, çünkü Ermenistan koridorda egemenlik haklarına sahip olacak, ancak yolcuların ve malların denetimi ve kontrolü, trafiği veya ticari faaliyetleri engellemeyecek şekilde gerçekleştirilecek. Fakat bu durum, uygulama açısından hala belirsizliğini koruyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu tarihi adımın Trump'ın kişisel müdahalesi olmasaydı gerçekleşemeyeceğini vurgulayarak, 35 yıl süren savaşı sona erdirdiği için Nobel Barış Ödülü'nü hak ettiğini ve onu bu ödüle aday göstereceklerini açıkladılar.

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında etkili olan başlıca güçlerden biri olan Türkiye, Washington’daki zirvenin sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirirken bunu son derece önemli bir gelişme olarak nitelendirerek ABD'nin rolünü takdir etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan anlaşmaya övgüde bulundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Zengizor Koridoru’nu Türkiye'yi Kafkasya ve Hazar Denizi üzerinden Türk dünyasına, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Asya'nın derinliklerine bağlayan önemli bir bağlantı noktası olacağını belirtti.

juı8
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump'ın da hazır bulunduğu Washington'daki Beyaz Saray'da düzenlenen barış anlaşması imza töreninde tokalaşırken, 8 Ağustos 2025 (AFP)

Türkiye ve Azerbaycan, ‘iki devlet bir millet’ deyişiyle ifade edilen yakın bir ilişkiye sahipler. Dışişleri Bakanı Fidan da bu çerçevede ‘Türk dünyası’ terimini kullandı. Ankara, Ermenistan-Azerbaycan savaşının başından itibaren Bakü'nün yanında yer aldı ve askeri destek sağlayarak Azerbaycan'ın zaferinde önemli bir rol oynadı. Türkiye, 21 Eylül 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve mevcut anlaşmazlıklar nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gerildi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2022 yılında Türkiye'nin diplomatik girişimlerine yanıt verdi ve iki ülke arasında uzlaşı sürecinin ilk adımları atıldı. Bu süreç, geçtiğimiz haziran ayında Paşinyan’ın Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretle taçlandı.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığı tahminlerinde bulunuyorlar. Birçok Ermeni Taşnak, özellikle de Ermeni diasporasından olanlar, Başbakan Nikol Paşinyan'ın Ermenistan'ın ulusal çıkarlarına aykırı davranışlarda bulunduğunu düşünüyor, ancak halkın geniş desteğine sahip olan Paşinyan bu eleştirilerden etkilenmeyecektir.

Ekonomik faaliyetler ve normalleşme ile ulaşım koridorlarının sağlayacağı fırsatlar büyük bir etki yaratacak olsa da bu durum, mevcut tüm gerilimleri ve zorlukları bir anda ortadan kaldırmaz.

Rusya, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgelerde veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun değil. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği biliniyor.

İran ve Rusya ise Aliyev ve Paşinyan’ın görüşmesi ve anlaşmaları imzalamalarının olumlu bir gelişme olduğunu vurguladılar. Ancak aynı zamanda, ABD'nin Moskova'nın arka bahçesi olarak gördüğü bölgede Rusya'ya karşı önemli bir diplomatik zafer elde etmesinden duydukları endişe ve rahatsızlığı da dile getirdiler. Bu gelişme, Rusya ile Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde gerçekleşti.

Ermenistan, Paşinyan liderliğinde Rusya'nın nüfuzundan uzaklaşarak güvenliğini sağlamak için Batı'ya yakınlaşmaya çalışırken, Aliyev liderliğindeki Azerbaycan'ın politikası Rusya ile ilişkilerinde temkinli olmakla birlikte, son zamanlarda daha açık bir tutum sergilemeye başladı.

gthyu
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın 19 Eylül 2023'te yayınladığı bir videodan alınan ve Bakü’nün Azerbaycan güçlerinin Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesinde kullandığı mevzileri imha etmesi sonucu meydana geldiğini söylediği bir patlamayı gösteren bir görüntü (AFP)

Öte yandan İran, Bakü ile Erivan arasındaki ilişkilerin iyileşmesini memnuniyetle karşıladı, ancak projenin olası sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Ulaştırma yollarının açılmasının, karşılıklı çıkarlar ve egemenliğin korunması çerçevesinde gerçekleşmediği sürece bölge halklarına fayda sağlamayacağını vurgulayan Tahran, doğu ile batıyı birbirine bağlayan Zengizor Koridoru’nun, kendisinin teşvik ettiği kuzey-güney koridoruna büyük zarar vereceğinden ve Ermenistan'a doğrudan erişimini engelleyeceğinden endişe ediyor.

İran, bölgenin güvenliğini tehlikeye atabilecek dış müdahalelere karşı uyararak Tahran'ın varlığını ve Azerbaycan'daki İsrail varlığını ciddi bir endişe kaynağı olarak gören ABD'ye açık bir gönderme yaptı.

Burada sorun, İran'ın bu projeyi gerçekten durdurabilecek durumda olup olmadığında. Ancak Rusya'nın, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgede veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun olmadığı biliniyor. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği de biliniyor.

ABD’li yetkililerin, Washington'ın anlaşmalarının ve projelerinin Rusya, Çin ve İran'ı hedef alan jeopolitik manevraların bir parçası olduğunu açıkça ilan etmesiyle, bu ülkelerin tek tek veya toplu olarak bu planları engellemek yahut bozmak için karşı projeler veya planlar ortaya koyması şaşırtıcı olmaz.