"Yüksek karlı gizli fon" vaadiyle dolandırıcılık davasında Fatih Terim'in ifadesine ulaşıldı

İstanbul'da "yüksek karlı gizli fon" vaadiyle dolandırıcılık iddialarına ilişkin açılan dava kapsamında, soruşturma aşamasında savcılıkça Fatih Terim'in "müşteki" sıfatıyla alınan ifadesine ulaşıldı

(AA)
(AA)
TT

"Yüksek karlı gizli fon" vaadiyle dolandırıcılık davasında Fatih Terim'in ifadesine ulaşıldı

(AA)
(AA)

Fatih Terim, soruşturmayı yürüten savcılığa 2 Haziran'da verdiği ifadesinde, sanık Seçil Erzan'ı Denizbank Şube Müdürü olarak 5-6 yıldır tanıdığını, 11 yıldır da bankanın müşterisi olduğunu belirtti.

İşlerinin yoğunluğu nedeniyle finansal işlerine kendisinin vakit ayıramadığını aktaran Terim, şunları kaydetti:

Yani benim bütün bankacılık işlemlerimi birlikte çalıştığım bankada çalışanlar yönetmekteydi. Hayatımda hiçbir zaman Denizbank'ın hem Florya'daki hem de Levent'teki şubesine gitmedim. Paraya ihtiyacım olduğu zaman ise yakınlarımdan aile dostlarımdan isterim. Onlar gidip gerektiğinde bankadan parayı çekip bana getirirler. Bazen de yanımdaki çalışanlarım ihtiyacım olan parayı bankadan alıp bana getirip verirler. Birtakım belgelere imza atmam gerektiğinde ise zaman zaman Seçil Erzan yanıma gelip Florya'daki tesislerde imzamı alırdı. Hatta evime de geldiğinde belgelere imza atmışlığım olmuştu.

Somut dosya kapsamında bahsedilen fon ile yakından uzaktan ilgisi olmadığını savunan Terim, "Şöyle ki bu fon için kimse benden bu zamana kadar herhangi bir para istemedi. Bu fon ile alakalı Seçil Erzan'a hiç para vermedim." ifadelerini kullandı.

Zaman zaman çalıştığı bankacılara durumunun ne olduğunu sorduğunu belirten Terim, şöyle devam etti:

Onlar da kendi bilgisayarından parasal durumuma ilişkin excel tablosu olacak şekilde bir görsel fotoğraf çekip mesaj yoluyla bana yollarlar. 6 Nisan'da ben yine hesabımda ne olup bittiğini öğrenmek için Denizbank'ta çalışan Rüya hanım ile mesaj üzerinden yazıştım. O da bana bilgileri atacağına ilişkin mesaj gönderdi. Gönderdiği excel tablosunda 3 kalem gözükmekteydi. Birincisinde 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira (mevduat) ve saklama o/n 3 milyon dolar şeklinde bilgiler yer alıyordu. Sonrasında Seçil Erzan'ın olayını duyunca ben bankaya sinirlendim ve bankadaki tüm paramın eşim Fulya Terim'in Garanti Bankası'ndaki hesabına aktarılmasını istedim. Bana mesaj yoluyla gönderilen ve biraz önce yukarıda bahsettiğim 219 bin 300 dolar, 47 bin 400 lira (mevduat) paranın eşimin hesabına geldiğini tespit ettim fakat 3 milyon dolar halen gönderilmedi.

"Ne kadar zarara uğratıldığımdan dahi haberdar değilim"

Bu durumdan şüphelenerek rahatsız olduğunu ve bankadan son 11 yıla ilişkin tüm hesap hareketlerini, çektiği kredileri ve tüm parasal işlerini kapsayan belgelerin kayıtlarını istediğini aktaran Terim, bu zamana kadar bankanın kendisine sadece vadesiz hesaplarıyla ilgili dökümlerini verdiğini, bunun dışında talep ettiği hesap dökümü ile ayrıntıları vermediğini anlattı.

Terim, 3 milyon dolar parasını halen vermeyen banka çalışanı Rüya isimli kişi ile bahsettiği konuya ilişkin mesaj görselinin fotokopisini dosyaya sunacağını belirterek, "Ayrıca ben bunun gibi çok fazla aleyhime bankacılık işlemi yapıldığını fakat iyi niyetimin suistimal edildiğini düşünüyorum. Uzun yıllardır çalıştığım banka ile aramızda bu zamana kadar hep güven ilişkisi vardı. Ne kadar zarara uğratıldığımdan dahi haberdar değilim." bilgisini verdi.

Bankanın, bu zamana kadar gerçekleştirdiği işlemlerin hesap dökümünü kendisine verdiğinde muhasebe ekibiyle birlikte ayrıntılı bir inceleme yapıp buna ilişkin tüm detayları ayrıca dosyaya sunacağını bildiren Terim, "Fakat halihazırda bu zamana kadar özellikle bankacılık işlerimi yürüten Seçil Erzan, Rüya hanım ve başkaca tespit edilecek benim bankacılık işlemlerimde usulsüzlük yapan Denizbank çalışanlarından şikayetçiyim." ifadesini kullandı.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.

Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atarak müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

Sanık Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4'ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım'da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024'e ertelemişti.



Rapor: İsrail, Türkiye tarafından denetlenen Suriye üslerini vurarak bölgesel çatışma riskini artırdı

 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)
 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)
TT

Rapor: İsrail, Türkiye tarafından denetlenen Suriye üslerini vurarak bölgesel çatışma riskini artırdı

 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)
 İsrail'in Suriye'nin orta kesimindeki Hama askeri havaalanına düzenlediği hava saldırısının ardından hangarın dışında yıkımı inceleyen bir adam (AFP)

Reuters'a konuşan dört kaynak, İsrail'in bu hafta hava saldırıları düzenlemesinden önce Türkiye'nin, planlanan ortak savunma anlaşmasının bir parçası olarak asker konuşlandırabileceği Suriye'deki en az üç hava üssünü incelediğini söyledi.

Bombardıman, aralık ayında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden sonra İslamcıların liderliğinde yeni bir hükümetin kurulduğu Suriye konusunda iki güçlü bölgesel ordu arasında potansiyel bir çatışmaya işaret ediyor.

Türkiye tarafından denetlenen üç bölgeye çarşamba akşamı yapılan ve ağır bombardımanı da içeren İsrail saldırıları, Ankara'nın Suriye'de artan askeri varlığının, İsrail'i tehdit etme amacı taşımadığı konusunda Washington'a güvence verme çabalarına rağmen gerçekleşti.

 İsrail'in Suriye'ye düzenlediği son baskınlardan biri (Reuters)İsrail'in Suriye'ye düzenlediği son baskınlardan biri (Reuters)

Esed'in yerine geçen İslamcılar, sınırında bir İslamcı varlığından korkan ve Türkiye'nin ülkede artan etkisini sınırlandırması için ABD'ye baskı yapan İsrail'i endişelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Esed'e karşı muhalif güçlerin uzun süredir destekçisi olan Ankara, Suriye'nin merkezinde yeni Türk üsleri ve ülkenin hava sahasını kullanabilecek potansiyel bir ortak savunma anlaşması da dahil olmak üzere, yeniden yapılandırılmış bir Suriye'de kilit bir rol oynamaya hazırlanıyor.

 İsrail'in 2023 yılında Suriye'ye düzenlediği saldırılardan (Arşiv- Reuters)İsrail'in 2023 yılında Suriye'ye düzenlediği saldırılardan (Arşiv- Reuters)

Bölgedeki bir istihbarat yetkilisi, iki Suriyeli askeri kaynak ve konu hakkında bilgi sahibi bir başka Suriyeli kaynak, hazırlıkların bir parçası olarak Türk askeri heyetlerinin son birkaç hafta içinde Suriye'nin Humus vilayetindeki T4 ve Palmira hava üsleri ile Hama vilayetindeki ana havaalanını ziyaret ettiğini söyledi.

Adlarının açıklanmaması kaydıyla konuşan kaynaklar, daha önce haber verilmeyen bu ziyaretleri değerlendirdi.

Bölgedeki bir istihbarat yetkilisi, Türk ekiplerinin iki üste pistlerin, hangarların ve diğer altyapının durumunu değerlendirdiğini belirtti.