Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Ortak Yuvarlak Masa Toplantısı

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin 2022 yılında yüzde 41 artışla 6,5 milyar dolara ulaştığını belirtti

(AA)
(AA)
TT

Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Ortak Yuvarlak Masa Toplantısı

(AA)
(AA)

Bakan Bolat, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından İstanbul'da bir otelde düzenlenen Türkiye-Suudi Arabistan İş Konseyi Ortak Yuvarlak Masa Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tarihi ve kültürel bağlara sahip olunan Suudi Arabistan ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz devlet başkanlarımızın gösterdiği istikamette her geçen gün güçlenerek geliştiğini söyledi.

İki ülke arasındaki ilişkilerin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ​​​​​​Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'la 17-18 Temmuz tarihlerinde, Cidde'de gerçekleştirdikleri zirve toplantılarından sonra her seviyede olağanüstü hızla geliştiğine dikkati çeken Bolat, ticaretin önündeki sorunların da bir bir ortadan kaldırıldığını dile getirdi.

"Orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolarlık karşılıklı ticaret hedefleniyor"

Suudi Arabistan'ı, EXPO 2030 organizasyonunu 180 ülkeden 119'unun kabul oyuyla kazanarak elde ettikleri başarıdan ötürü tebrik eden Bakan Bolat, Türkiye'nin bu oylamada Suudi Arabistan'a çok güçlü destek verdiğini ve EXPO 2030 organizasyonuna Türkiye'nin şanına yakışır bir pavilyonla katılacağını bildirdi.

Bakan Bolat, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2022 yılında yüzde 41 artışla 6,5 milyar dolara ulaştığını belirterek, "Karşılıklı ticaretimiz bu yılın 11 ayında, 6,2 milyar dolara yaklaşmıştır. İnşallah geçen yılın rakamını rahatlıkla aşacağız. Burada altını çizmek istediğim husus, dünyada büyük bir talep daralması ve durgunluk ve ticaret gerilemesi bulunmakta. Başta enerji olmak üzere emtia fiyatları, gıda fiyatlarında ciddi bir düşüş var. Dolayısıyla bizim Suudi Arabistan'la ticaretimiz esasında miktar bazında çok daha yüksek bir artış kaydetmiştir. İnşallah orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolarlık karşılıklı ticaret, iki ülkenin stratejik hedefleridir." diye konuştu.

"STA sürecini başlatmak adına mayıs ayında verimli istikşafi görüşmeler yapıldı"

Türk ihracatçılarının başta konfeksiyon, tekstil, makine, gıda, savunma sanayi ürünleri olmak üzere Suudi Arabistan'ın güvenilir ortakları konumunda olduğunu vurgulayan Bolat, şöyle devam etti:

Suudi Arabistan da başta petrol ürünleri, kimyasallar ve demir çelikte ülkemiz için önemli bir tedarikçidir. İki ülke de Avrupa, Asya ve Afrika kıtasının kesiştiği kavşakta çok stratejik bir konumda bulunmaktadırlar. Güçlü altyapıları, dünyaya entegre açık ekonomileri ve girişimci ruhuna sahip iş dünyası ile Türkiye ve Suudi Arabistan'ın ticaret ve yatırım iş birliğinde çok güçlü potansiyelleri bulunmaktadır. Bunu hayata geçirme noktasında en önemli araçlardan biri de Türkiye ile Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasında bir serbest ticaret anlaşması yapılmasıdır. Nitekim Körfez İşbirliği Konseyi, Türkiye ile STA sürecini başlatmak adına mayıs ayında Türkiye'yle verimli istikşafi görüşmeler yapmıştır. Ümidimiz en kısa sürede resmi müzakerelere başlayarak iş dünyamızın hizmetine bu serbest ticaret anlaşmasını sunmaktır.

Türkiye'nin Suudi Arabistan ile ilişkilerinin önemli bir boyutunun da müteahhitlik sektörü olduğuna dikkati çeken Bolat, şunları söyledi:

Türk müteahhitlik sektörü 1972 yılında Libya, Irak ve Suudi Arabistan'la başladığı uluslararası projeler ve taahhütler yolculuğunda bugüne kadar 133 ülkede 11 bin 950 projeyi, 480 milyar dolarlık bir ihale bedeliyle başarıyla tamamlamışlardır. Dünyadaki en büyük müteahhitler ligi listesinde, 42 firma ile Türk müteahhitleri, Çin'in ardından dünyada ikinci sırada gelmektedirler ve müteahhitlerimiz Suudi Arabistan'ın kalkınmasında, altyapı ve üstyapı projelerinde bugüne kadar 28 milyar dolar değerinde 400 projeyi başarıyla üstlenmişlerdir.

Bakan Bolat, ekonomik ilişkilerde önemli bir diğer konunun da karşılıklı yatırımlar olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'ın bugüne kadar Türkiye'de 2 milyar dolar değerinde özel sektör yatırımı gerçekleştirdiğini dile getiren Bolat, "Bu noktada her iki ülke arasında çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması ve yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması imzalanmış ve yürürlüktedir. Dolayısıyla yatırımlar için güçlü bir yasal altyapı bulunmaktadır. Türkiye olarak da Suud yatırımlarının teşvik noktasında her türlü uygun ortamı sağlamaktayız. Nitekim bugüne kadar tam 1400 Suud'lu firma, Türkiye'de kurularak yatırım fırsatlarından yararlanmaktadırlar. Ümit ediyoruz ki bu karşılıklı yatırımlar daha da hızlanacaktır." ifadelerini kullandı.

"Ticarette gümrükler ve teknik konular noktasında hemen hemen hiçbir engel kalmamıştır"

Toplantı öncesinde, Suudi Standartları, Metroloji ve Kalite Örgütü Başkanı Sayın Dr. Saad Al-Qasabi ve heyetiyle çok verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Bolat, şunları kaydetti:

Bu görüşmede iki ülke arasındaki sorunları bitirme noktasında önemli bir mesafe sağladık. Gerek Türk Standartları Enstitüsünün Suudi Arabistan'da tanınması gerekse beyaz kanatlı ürünler ve balıkçılık ürünlerinde Türk şirketlerinin standartlarının tanınması noktasında, inşallah heyetlerimiz çok kısa bir sürede kalan engelleri ortadan kaldıracaklar. Böylece geçen temmuz ayında Cumhurbaşkanı'mızın Suudi Arabistan ziyaretinden bu yana iki ülke arasındaki ticarette gümrükler ve teknik konular noktasında hemen hemen hiçbir engel kalmamıştır. Ayrıca Suudi Arabistan, 17 Ekim tarihinden itibaren Türkiye'den Suudi Arabistan'a gidecek vatandaşlarımız için e-vize uygulamasını başlatmıştır, Türkiye'yi bu listeye dahil etmiştir. Böylece iş insanlarımızın seyahati noktasında büyük bir kolaylık sağlanmış oldu. Bu vesileyle değerli başkan nezdinde Suud'lu dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.

Ticaret Bakanı Bolat, bugünkü yuvarlak masa toplantısının iki ülkenin iş insanları arasında önemli fırsatların değerlendirilmesi için büyük bir vesile olacağını ifade ederek,"İş konseylerimiz Türk Suud İş Konseyi'nin iki tarafının değerli katkılarıyla hazırlanan bildiri, ve bildiride sektör bazlı projelere yer verilmesi her iki ülkedeki yatırım imkanlarının yeniden değerlendirilmesi, üçüncü ülkelerde ortak yatırım yapma konuları ve 2024 yılı için hazırlanan eylem planını büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Ve bu eylem planının gerçekleştirilmesi için her türlü desteği vereceğiz." şeklinde sözlerini tamamladı.

Toplantı, konuşmaların ardından basına kapalı devam etti.



MİT Başkanı siyasi krizin ortasında Libya'yı ziyaret etti

Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)
Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)
TT

MİT Başkanı siyasi krizin ortasında Libya'yı ziyaret etti

Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)
Türkiye İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın (Reuters)

Trablus hükümetinin destekçileri petrol ihracatını durduran ve dört yıllık göreceli istikrarı tehlikeye atan siyasi çıkmazdan bir çıkış yolu ararken, Türkiye'nin istihbarat şefi Libya'yı ziyaret etti.

Bir Türk güvenlik kaynağı bugün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ulusal istihbarat servisinin başkanı İbrahim Kalın'ın dün Başbakan Abdulhamid Dibeybe ve diğer yetkililerle görüştüğünü söyledi. Dibeybe Libya'nın BM tarafından tanınan ve Türkiye tarafından desteklenen ulusal birlik hükümetine başkanlık ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre kaynak, Kalın'ın Ankara'nın Libya'daki çatışmaları “ulusal anlaşma ve gerilimi daha da azaltma yoluyla” çözme umudunu dile getirdiğini ve Ankara'nın Libya'nın birliği ve istikrarına olan bağlılığını vurguladığını belirtti.

Kalın'ın ziyareti, Dibeybe’nin mayıs ayı sonunda Ankara'ya yaptığı ziyaretten beri iki taraf arasındaki en üst düzey temas olup, rakip Libyalı yetkililerin geçen ay Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir'in görevden alınmasına odaklanan siyasi açmazı yatıştırmaya çalıştığı bir dönemde gerçekleşti. Libya Merkez Bankası, neredeyse tüm ulusal gelirin ana kaynağı olan Libya'nın petrol ihracatından elde edilen gelirleri alıyor ve dağıtıyor.

Kriz sırasında Libya'nın doğusundaki gruplar, Kebir'in görevden alınmasının geri alınmasını talep ederek, tüm petrol üretimini durdurduklarını açıkladılar. Bu gelişme, 2011'den bu yana çok az barış yaşayan ve 2014'te doğu ve batıdaki gruplar arasında bölünen Libya'da dört yıllık göreceli istikrarı sona erdirme riski taşıyor.