Olası Marmara depremine havadan bakış: Yenikapı ve Maltepe'deki miting alanları, İstanbul Havalimanı, Büyükçekmece Barajı, bazı İSKİ ve BOTAŞ altyapıları risk altında

İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Ziyadin Çakır uydu radar görüntüleriyle depremi bekleyen megakent İstanbul'un yüzeyindeki deformasyonlar ve çökmeleri görüntüledi

(Timelab)
(Timelab)
TT

Olası Marmara depremine havadan bakış: Yenikapı ve Maltepe'deki miting alanları, İstanbul Havalimanı, Büyükçekmece Barajı, bazı İSKİ ve BOTAŞ altyapıları risk altında

(Timelab)
(Timelab)

Dora Mengüç

İstanbul'un büyük depremi beklediği, jeolojik afetler bakımından yüksek risk altında olduğu sır değil.  

Yalova'nın Çınarcık ilçesi merkezli 4.1 büyüklüğündeki depremin İstanbul'da da hissedilmesi üzerine yine Marmara depremi konuşuluyor.

Kuşkusuz İstanbul gibi metropollerde nüfusun artması, arazi kullanımlarının hızla değişmesine, doğanın tahrip edilmesine ve şehirleşmenin kontrolsüz bir şekilde büyümesine sebep oluyor. 

Haliyle Türkiye'nin en büyük kenti hem doğal hem insan kaynaklı afetlere karşı ciddi oranda savunmasız. 

Bu afetlerde yüzey çökmeleri gibi yerleşim yerleri ve altyapıları tehdit eden kütle hareketleri ise depreme kıyasla göz ardı ediliyor. 

Independent Türkçe

Yeryüzünde düşey yönde çökme, eğimli yamaçlarda zemin kayması, mühendislik yapılarının ağırlığı, tünel ve madencilik gibi faaliyetlerle yeraltında boşlukların oluşturulması veya yeraltı sularının çekilmesi nedeniyle oluşuyor.

Tam da bu nedenle bu tür tahribatların belirlenip gözlenmesi ve ileriye dönük risk analizinin yapılması gerekiyor. 

Deformasyon ölçmeleri ancak toplum için büyük tehlikeler yaratabilecek ve maddi zararların doğmasına sebep olabilecek baraj, tünel, köprü, büyük binalar gibi mühendislik yapılarında ve toprak kaymasının söz konusu olduğu yerlerde uygulanıyor. 

Bu kategoride olan İstanbul'un deprem kuşağında olması, dış etkenlere de bağlı sebeplerle yer değiştirmelerin sürekli olarak izlenmesi ihtiyacını beraberinde getiriyor.

Zira yaklaşık 20 milyon insanın yaşadığı megakentte, yeryüzü doğal ve insan eliyle oluşturulan nedenlerle sürekli yatay ve düşey yönde değişimlerin etkisinde.

Olası Marmara depremine havadan bakmak

İTÜ öğretim görevlisi Prof. Dr. Ziyadin Çakır'ın Sentekik Açıklıklı Radar İnterferometrisi (InSAR) yöntemiyle ortaya koyduğu çalışma tam da bu duruma ışık tutuyor. 

2014'ten itibaren İstanbul'da meydana gelen yüzey değişimlerini inceleyen Çakır, özellikle dere yatakları ve dolgu zeminlerde büyük riskler olduğunu belirtiyor.

İstanbul'da meydana gelen yüzey deformasyonlarının takibi için kullanılan InSAR yöntemi her türlü hava koşulunda, geniş alanlarda, yüksek çözünürlükte uydu radar görüntüleri ile cm altı yüzey deformasyonlarının belirlenmesinde kullanılan yeni bir teknik. 

Independent Türkçe

Profesör Çakır ile Çınarcık merkezli deprem öncesi, geçen hafta İstanbul'un Jeolojisi Sempozyumu'nda konuştuk. 

Independent Türkçe ile Harami Deresi, Çırçır Deresi, Haliç Bölgesi, Kurbağalıdere, İstanbul Havalimanı'nın olduğu yerlerdeki bilimsel gözlemlerini paylaşan Profesör Çakır, İstanbul'un tüm dere kenarları boyunca alüvyonel zeminlerin olduğu yerlerde düşey deformasyonlar gözlendiğini ifade ediyor.

Yüzey deformasyonu yaşanan bölgelerde depremin daha büyük hasara neden olacağını söyleyen Çakır'a göre Haramidere, Ayamama ve Kurbağalıdere listenin ilk üç sırasında yer alıyor.

"İstanbul Havalimanı ve Dudullu-Göztepe metro hattında deformasyon var"

Dudullu-Göztepe metro hattı boyunca halen devam eden bir deformasyon söz konusu.

Bölgenin çevresindeki yerleşim yerleri dikkat çekiyor. 

Independent Türkçe

İstanbul Havalimanı'nda da çok ciddi miktarda düşey yönde hem kabarma hem çökme gözlemleniyor. 

Kabarma tepelerin tıraşlanıp düz hale getirilmesinden kaynaklanıyor, çökmenin sebebi ise dolgu alanlarından kaynaklanıyor. 

Yapımı yaklaşık 10 milyar euroya mal olan İstanbul Havalimanı'nın bulunduğu yer eskiden tarumar edilmiş bir kömür ocağıydı.

Havalimanı açılışı öncesi 66 yapay göl ve çukurun oluştuğu bölge "Bataklığa havalimanı yapılıyor" diye eleştiri konusu olmuştu. 

Independent Türkçe

İstanbul Havalimanı bugün işliyor ancak projesinde ilan edilen pist, terminal sayısı ve uzunluklarından farklı bir şekilde.

Büyükçekmece-Küçükçekmece yamaç aşağı kayıyor

"İstanbul'da meydana gelen yüzey deformasyonlarının InSAR yöntemiyle takibi" çalışmasının ortaya koyduğu bulgulara göre Büyükçekmece ve Küçükçekmece arasında kalan bölgenin hemen hemen tamamı neredeyse 1990'lı yıllardan itibaren yamaç aşağı kayıyor. 

Yeni bulgulardan biri söz konusu kayma miktarının yılda yer yer 4-5 santimetrelere ulaşması. 

Bu yamaç kaymaları özellikle Avcılar’dan Esenyurt'un kuzeyine kadar Haramidere vadisi boyunca yoğunlaşıyor. 

Profesör Çakır, yine Büyükçekmece'de bulunan Fener Heyelan bölgesinin aktif olduğundan söz ederken "Buranın imara hiç açılmaması gerekiyordu. Maalesef heyelanı göre göre bu bölümde de imarlaşma söz konusu" diyor. 

Prof. Dr. Ziyadin Çakır (Independent Türkçe)
Prof. Dr. Ziyadin Çakır (Independent Türkçe)

Büyükçekmece'de milyon dolarlık villaların bulunduğu Alkent heyelanı da ciddi miktarda kayıyor ancak Profesör Çakır bu durumun da çok gündemde olmadığını belirtiyor.

"Büyükçekmece Barajı risk alanı"

Riskli alanlardan biri de 34 yıl önce hizmete giren ve gövde hacmi yaklaşık 2 milyon metreküp olan, İstanbul'un önemli su kaynaklarından Büyükçekmece Barajı. 

Büyükçekmece Barajı (AA)
Büyükçekmece Barajı (AA)

Profesör Çakır, İstanbul'da aktif yüzey deformasyonlarının dere kenarları, alüvyal düzlükler ve Küçükçekmece-Büyükçekmece gölleri arasında bulunan heyelan alanında yoğunlaştığını ifade ediyor, Avcılar'da sağlam zemin olarak bilinen ve haritalarda Bakırköy kireçtaşları kütle halinde eğim yönünde güney-güneybatıya Marmara Denizi’ne doğru kaydığını söylüyor. 

Deformasyona uğrayan yerler arasında Sarıyer de var:

Bütün dere kenarlarında, dere ağızlarından, bu derelerin Marmara'ya, Boğaz'a ulaştığı yerlerde Sarıyer dahil deformasyon söz konusu. Bu durum Yenikapı ve Maltepe'deki dolgu alanları için de geçerli, bunlar zaten beklenilen belli miktarda çökmesi gerekiyor.  Açığa çıkartılan geniş çaplı kütle hareketleri gelecekte oluşacak bir depremde İSKİ ve BOTAŞ'a ait alt yapılarda en fazla hasarın çok büyük olasılıkla bu bölgede meydana geleceğini işaret ediyor. Özellikle Haramidere boyunca Avcılar'da güncel deformasyonlar çok geniş alanlarda ve yıllık 4-5 cm üstü hızlarda cereyan ediyor. Yeraltı yapılarında en fazla deformasyonun beklenmesi gereken yerler yatay yöndeki hareketlerin geçiş yaptığı noktalar olmalı. Bütün bu çöken zeminler, hareket halindeki zeminler sağlam kaya olsaydı olmazdı. Demek ki; bu zeminler doğal veya suni dolgu zeminler. Şimdiden İstanbul'daki bir depremde nerelerin ağır hasar göreceğine dair bir önbilgiye sahibiz.

Independent Türkçe 



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.