YSK, propaganda serbestliği ve seçim yasaklarını açıkladı

31 Mart 2024'te yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimi'ne ilişkin propaganda serbestliği ve seçim yasakları belirlendi

(AA)
(AA)
TT

YSK, propaganda serbestliği ve seçim yasaklarını açıkladı

(AA)
(AA)

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), 31 Mart 2024'te yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimi için belirlediği propaganda serbestliği ve seçim yasaklarına ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, propaganda serbestliği ve bazı seçim yasakları, oy verme gününden önceki 10'uncu gün olan 21 Mart 2024 Perşembe sabahı başlayacak ve oy verme gününden önceki gün saat 18.00'de sona erecek.

Seçim süresince genel yollar üzerinde, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesisler ile ilçe seçim kurullarının gösterdiği meydanların dışında toplu olarak sözlü propaganda yapılması yasak olacak.

Açık yerlerde, güneşin batmasını müteakip ikinci saatin sonundan güneşin doğmasına kadar toplu olarak sözlü propaganda yapılamayacak.

Kapalı yerlerde propaganda

Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylar adına kapalı yer toplantısı yapılabilecek.

6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle "genel hayata etkili afet bölgesi" olarak kabul edilen yerlerde, kapalı yer toplantısı yapılabilecek uygun bir yer olmaması halinde ilçe seçim kurulunca uygun bulunacak yerler "kapalı yer" olarak belirlenecek.

Mabetlerde, okullarda, kışla, karargah, ordugah gibi askeri bina ve tesislerle askeri mahfillerde ve kamu hizmeti görülen diğer yerlerde kapalı yer toplantısı yapılamayacak.

Görüntülü, sesli ve yazılı mesaj yasak

Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylar, 1 Ocak 2024'ten 30 Mart 2024 saat 18.00'e kadar, yazılı basında ilan ve reklam yoluyla veya internet sitesi açarak, sözlü, yazılı ve görüntülü propaganda yapabilecekler.

Vatandaşların elektronik posta adreslerine, taşınabilir veya sabit telefonlarına görüntülü, sesli veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılamayacak. Ancak siyasi partiler, kendi üyelerine her zaman sesli, görüntülü veya yazılı mesaj gönderebilecek.

Oy verme gününden önceki 10 gün içinde yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde ya da vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve bunların herhangi bir surette dağıtılması yasak olacak.

Bu sürenin dışında yapılacak yayınların tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olması gerekecek.

Kamuoyu araştırmaları ve anketlerin yayınlanması sırasında, araştırmanın hangi kuruluş tarafından yapıldığının, denek sayısının ve araştırmanın kim tarafından finanse edildiğinin açıklanması zorunlu olacak.

Hoparlörle propaganda

Propaganda döneminin başlangıç tarihinden bitişine kadar halkın huzur ve rahatını bozmamak kaydıyla açık yerlerde, güneşin batmasını müteakip ikinci saatin sonuna kadar hoparlörle propaganda yapılabilecek. Ancak başka bir parti veya bağımsız aday adına açık ya da kapalı yer toplantısı yapılan saatlerde, bu toplantıların yapıldığı yer ve binalardan işitilecek ve bu toplantıları rahatsız edecek biçimde hoparlörle propaganda yapılamayacak.

Seçime katılan siyasi partiler ve adaylar, kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür, el ilanları, parti bayrağı, poster, afiş veya ses ve görüntü içeren CD, DVD gibi her türlü yayını dağıtmakta serbest olacak, belirtilen yayın veya malzemeleri dağıtacak kişiler ise 18 yaşını doldurmuş olacak.

Siyasi partiler ve adaylar, belirtilen malzemeler dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtamayacak, bunları üçüncü kişiler ya da kurum ve kuruluşlar aracılığıyla dağıttıramayacak.

Siyasi partiler ve adaylar, halkın huzur ve refahını bozmamak, yaya ve taşıt trafiğini engellememek koşuluyla önceden izin almaksızın stant açabilecek, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümünde ise ilçe seçim kurulları yetkili olacak.

Propaganda için kullanılan el ilanları ve diğer her türlü matbuat üzerinde Türk bayrağı ve dini ibareler bulundurulamayacak.

Siyasi partiler ve adaylar tarafından yapılacak her türlü propaganda, Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçelerde de yapılabilecek.

İlan ve reklam yerleri

Siyasi partiler ve bağımsız adaylar, seçim büroları ile açık ve kapalı yer toplantıları ile taşıtlarına, 1 Ocak 2024'ten 30 Mart 2024 saat 18.00'e kadar parti bayrağı, afiş, poster, pankart gibi malzemeleri asabilecek.

Şehir içi veya şehir dışında toplu taşıma amacıyla kamu hizmetlerinde kullanılan hava, kara, deniz ve raylı sistem taşıtlarında yer alan reklam yerleri ve araçlarında, propaganda içeren her türlü yayın yapılması yasak olacak.

Siyasi reklamlara ilişkin usul ve esaslar belirlendi

YSK, bir başka kararıyla da Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 31. maddesinde yer alan siyasi reklamlara ilişkin usul ve esasları belirledi.

Buna göre, medya hizmet sağlayıcıları, seçimin başlangıç tarihi olan 1 Ocak 2024'ten 29 Mart 2024 Cuma saat 23.59'a kadar siyasi reklam yayınlayabilecekler.

Siyasi parti ve adayların siyasi reklamlarında Türkçenin yanı sıra farklı dil ve lehçeler kullanılabilecek.

Aynı reklam kuşağında, seçime katılan siyasi parti ve adayın siyasi reklam yayınlanmasını istemesi halinde, o reklam kuşağında yayınlanacak siyasi reklamların istekliler arasında kura çekilerek tespit edilecek, yayın dışında kalanlara ise istek halinde bir sonraki reklam kuşağında yayınlanması için öncelik verilecek.

Medya hizmet sağlayıcıları, yayınlayacakları siyasi reklamların 6112 sayılı Kanun'un 10. maddesi hükmünde yer alan esaslara tabi olduğundan, reklamlardan ayrı olarak siyasi reklam kuşağı düzenleyemeyecekler.



Mısır ve Türkiye, ikili ilişkilerde “niteliksel gelişmeyi” temel alacak

Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ve Türkiye, ikili ilişkilerde “niteliksel gelişmeyi” temel alacak

Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Sisi ve Fidan, Gazze Şeridi'nin yeniden işgal edilmesini reddettiklerini vurguladılar (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, Türkiye ile ikili ilişkilerde ‘niteliksel gelişmeyi’ sürdürmek amacıyla dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı ağırladı. Fidan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati ile görüşmelerde bulundu. Görüşmelerde, iki ülke arasında çeşitli bölgesel konularda tutumların yakınlaştırılması ele alındı. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, bu adımın krizlerin çözülmesine katkıda bulunabilecek önemli bir adım olduğunu belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi tarafından yapılan açıklamaya göre Akdeniz kıyısındaki el-Alameyn şehrinde bir araya gelen Sisi ve Fidan, Gazze'nin yeniden işgal edilmesini reddederek, ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların ulaştırılması, rehinelerin ve esirlerin serbest bırakılması gerektiğini vurgularken Filistinlilerin yerinden edilmesini reddettiklerine işaret ettiler.

Taraflar Libya, Suriye ve Sudan'daki gelişmeleri de ele aldı. Sisi, bu kardeş ülkelerde barış ve istikrarın sağlanması için Mısır'ın vizyonunu ve bu bağlamdaki çabalarını değerlendirdi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Şenavi’ye göre taraflar, söz konusu ülkelerin egemenliğine saygı duyulmasının, toprak bütünlüğünün ve halklarının kaynaklarının korunmasının önemini vurguladı.

Vizyonların uyumu

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Hallaf’ın açıklamasına göre iki ülkenin Dışişleri Bakanları Abdulati ve Fidan, ikili ve genişletilmiş görüşmelerde ‘ortak ilgi alanına giren en önemli bölgesel ve uluslararası dosyaları’ ele aldı.

Abdulati, Türk mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında, “Mısır ve Türkiye arasında bölgesel krizlerle başa çıkma yolları konusunda görüş birliği var” dedi. Filistinlilerin yerinden edilmesinin hiçbir koşulda kabul edilemez bir kırmızı çizgi olduğunu vurgulayan Abdulati, sistematik açlık ve soykırım politikasının devam etmesinin çatışmayı körüklediği, nefret duygularını derinleştirdiği ve bölgede aşırılığı yaydığı uyarısında bulundu. Ayrıca, Filistin devleti kurulmadan İsrail'in ve bölgenin güvenliği ve istikrarının sağlanamayacağını bir kez daha ifade eden Abdulati, Mısır'ın Katar ve ABD ile ortaklaşa yürüttüğü ateşkes anlaşması ve insani, tıbbi ve acil yardımların ulaştırılmasına yönelik çabaları değerlendirdi.

dfrgt
Abdulati-Fidan görüşmesinden bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Öte yandan Dışişleri Bakanı Fidan “Filistinlileri yerlerinden etmek için yapılan her türlü girişim boşuna ve başarısız olacaktır” dedi. Filistinlileri yerlerinden etmek için yapılan girişimlere karşı Mısır'ın yanında durmaya devam edeceklerini belirten Fidan, İsrail'in Gazze'de ateşkes çabalarını engellediğini ve bölgede katliamlar yaptığını söyleyerek “Durmak yok, pes etmek yok, İsrail'in planlarına karşı koyacağız” dedi. Fidan, İslam ülkelerinin birleşmesi ve İsrail'in Gazze Şeridi’ni kontrol altına alma planına karşı uluslararası toplumu harekete geçirmesi gerektiğini vurguladı. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bu konuda acil bir toplantı çağrısı yaptı. Bölgedeki meseleler konusunda Mısır ile görüşlerin uyumlu olduğunu belirtti.

Mısır ve Türkiye arasındaki normalleşme sürecinin hızlanması

Mısır ve Türkiye arasındaki normalleşme süreci, Sisi'nin 2022 Katar Dünya Kupası açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile tokalaşmasından bu yana hız kazandı. Bu yakınlaşma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2024 yılının şubat ayında Kahire'yi ziyaret etmesiyle zirveye ulaştı ve aynı yılın Eylül ayında Sisi'nin Ankara'ya yaptığı benzer ziyaretle iki ülke arasında ‘yeni bir iş birliği dönemi’ başladı.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı, Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Reha Ahmed Hasan, Fidan'ın Mısır ziyaretinin önemini vurguladı. Fidan'ın ziyaretinin, bölgede gelişmelerin yaşandığı ve uluslararası anlaşmaları ve yasaları ihlal eden İsrail'in uygulamalarının devam ettiği bir dönemde gerçekleşmesini onu daha da önemli kıldığını ifade eden Hasan, iki ülke arasında çeşitli bölgesel konularda işbirliği ve koordinasyonun, krizlerle mücadele ve hatta bunların çözümü için çözümler üretilmesine katkıda bulunacağını ve İsrail üzerinde baskı unsuru oluşturabileceğini de sözlerine ekledi.

Demokrasi Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı ve bölgesel meseleler uzmanı Kerem Said de bu görüşe katılıyor. Said, ziyaretin özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etme kararının ardından bölgedeki çatışmaları çözmek için tutumları koordine etmek amacıyla yapıldığına dikkati çekti.

Türkiye ile Mısır arasında yapılan geniş kapsamlı istişarelerde, Sudan'daki durum da dahil olmak üzere bölgedeki çeşitli konuların ele alındığını ifade eden Said’e göre iki taraf “ateşkesin sağlanması ve yardımların ulaştırılmasının önemi’ üzerinde durdu.

Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati, Suriye'deki duruma ilişkin değerlendirmesinde ‘Mısır'ın Suriye halkının güvenliğini, huzurunu ve istikrarını tehlikeye atacak her türlü hareketi reddettiğini’ vurguladı.

Görüşmelerde ayrıca Afrika Boynuzu bölgesindeki gelişmeler ele alındı. Abdulati, ‘Somali'nin egemenliği, birliği ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve iç işlerine müdahale edilmesinin reddedilmesi, böylece ülkenin güvenliği ve istikrarının korunması’ gerektiğini teyit ederken ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğünün sağlanması’ gerektiğini de belirtti.

frgty7u
Abdulati ve Fidan, dün el-Alameyn'de ortak basın toplantısı düzenledi (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır-Türkiye görüşmeleri bölgesel meselelerle sınırlı kalmadı, ikili ilişkiler de görüşmelerin önemli bir bölümünü oluşturdu. Sisi, Fidan ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin güçlendirilmesine devam edilmesinin önemini vurguladı. Bu bağlamda, özellikle 2024 yılının şubat ayında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantılarının yeniden başlatılması ve bu toplantıların iki ülkenin cumhurbaşkanları düzeyine yükseltilmesi konusunda ortak bildirinin imzalanmasından sonra Mısır-Türkiye ilişkilerinde yaşanan niteliksel gelişmeye dikkati çekti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Şenavi, görüşmede ekonomik alandaki iş birliğinin güçlendirilmesi, 15 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşılması ve Türk şirketlerinin doların yaklaşık 48 cuneyh olduğu Mısır'daki yatırım projelerine katılımının artırılması gerektiği konusunda karşılıklı mutabakat sağlandığını söyledi.

Her iki ülkenin dışişleri bakanları, özellikle bu yılın Mısır ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıldönümü olması nedeniyle, çeşitli alanlarda ikili iş birliğini güçlendirmeye yönelik ortak kararlılıklarını vurguladılar.

Bölgesel meseleler uzmanı Said, iki ülke arasındaki yatırımlarda ve ekonomik ilişkilerde bir sıçrama yaşandığını ve her iki tarafın da iş birliğini artırmaya özen gösterdiğini değerlendirdi.

Müslüman Kardeşler dosyasına değinen Said, bu dosyanın halen bir zorluk teşkil etmesine rağmen, çıkarların daha büyük olduğunu ve bu nedenle iki ülkenin bu konuyu pragmatik bir şekilde ele aldığını söyledi. Mısır’ın, Türkiye'den aranan kişilerin iadesini talep etmek için yasal yollara başvuracağını belirten Said, Ankara’nın ise aranan kişileri iade ederek veya başka ülkelere sınır dışı ederek bu dosyanın yükünden kademeli olarak kurtulmaya çalışacağını söyledi.

Mısır-Türkiye ilişkileri, 30 Haziran 2013'teki gösterilerin ardından Mısır'da yasaklanan Müslüman Kardeşler örgütüne Ankara'nın verdiği destek nedeniyle bir on yıl süren kopukluk ve gerginliğin ardından normalleşme yönünde bir eğilim gösterdi. Ankara, 2021 martında Mısır ile diplomatik ilişkilerini yeniden başlatacağını duyurdu. Türk yetkililer, Mekameleen, Vatan ve eş-Şark isimli Müslüman Kardeşler'e yakın üç televizyon kanalını ‘Mısır'a karşı kışkırtıcı programlarını durdurmalarını veya Türkiye topraklarından yayın yapmayı tamamen bırakmalarını’ talep etti.