İstanbul Adliyesine terör saldırısında saldırganların amacının kamu görevlilerini rehin almak olduğu değerlendirildi

İstanbul Adliyesine yönelik terör saldırısı soruşturmasının detaylarına ulaşıldı. Savcılığın sevk yazısında, saldırganların amacının kamu görevlilerini rehin almak olduğu belirtildi.

AA
AA
TT

İstanbul Adliyesine terör saldırısında saldırganların amacının kamu görevlilerini rehin almak olduğu değerlendirildi

AA
AA

İstanbul Adliyesi önündeki polis kontrol noktasına yönelik terör saldırısına ilişkin soruşturmada savcılığın sevk yazısına ulaşıldı.

İstanbul Adliyesine yönelik terör saldırısı soruşturmasında 48 şüpheli tutuklandı

Sevk yazısında, terör örgütü DHKP/C'nin yapısı, örgüt şeması, Grup Yorum ve İdil Kültür Merkezi ile Halkın Hukuk Bürosu'nun yapılanması anlatıldı.

Yazıda, örgüt yöneticilerinin örgüt üyeleri arasında iş bölümü yapma, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda yapılacak eylem, gösteri yürüyüşü ve propaganda faaliyetlerine ilişkin talimat verdiği ve hiyerarşiyi belirledikleri aktarıldı.

Sevk yazısında, saldırganlar Emrah Yayla ve Pınar Birkoç'un 6 Şubat günü saat 11.32 sıralarında İstanbul Adliyesi'nin karşısında bulunan E-5 yan yol üzerindeki İETT durağında otobüsten indikleri ve metrobüs üst geçidini kullanarak adliye yönüne geçtikleri belirtildi.

Adliyenin D Blok kapısına yaklaştıklarında Birkoç'un polislerin yanına giderek, yüzlerine 2-3 saniye boyunca biber gazı sıktığı anlatılan yazıda, diğer saldırgan Yayla'nın da polisin göğsünü hedef alarak silahını ateşlemeye çalıştığı ancak ilk etapta silahın ateş almadığı kaydedildi.

Yazıda, saldırganın yeniden silahını ateşlemesi sonucu polis memurunun ayağından yaralandığı, polislerden biri adliye binası, diğeri adliyenin C kapısı istikametine doğru giderken iki saldırganın da polisleri hedef alarak ateş ettiği bildirildi.

Bu sırada adliyenin önündeki yaya yolunda yürüyen sivil vatandaşların C kapısı yönüne doğru koşmaya başladığı belirtilen yazıda, maktul Dilfiraz Karataş'ın saldırganlar tarafından açılan ateş sonucu sırt kısmından giren iki mermiyle yaralandığı ve hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi.

Yazıda, adliyenin C kapısı önündeki nöbet kulübesine doğru gelen polis memuruna silahla ateş eden Yayla'nın, kulübedeki polislerin karşılık vermesi üzerine etkisiz hale getirildiği, ardından ateş eden Birkoç'u da görevli polislerin etkisiz hale getirdiği belirtildi.

Saldırıda 1 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği, 3 sivil ile 3 polis memurunun yaralandığı aktarılan yazıda, saldırganların üzerinden ele geçirilen örgütsel dokümanlara da yer verildi.

Yazıda, saldırının ardından yapılan aramada teröristlerin yanında, saldırıda kullandıkları 2 adet silah, turist hattı takılı 2 adet cep telefonu, çok sayıda plastik kelepçe, sahte bomba düzeneği, mermi, yedek şarjörler, falçata ve biber gazı bulunduğunun tespit edildiği bildirildi.

Yayla'nın üzerinden çıkan kağıt parçasında bazı gazeteci ve milletvekillerinin isim, soy isim ve telefon numaralarını içeren not kağıtları bulunduğu aktarılan yazıda, diğer saldırgan Birkoç'un çantasından örgüte ait olduğu tespit edilen manifestonun çıktığı, içeriğinde ise ''DHKP/C terör örgütüne üye olmak'' suçundan yargılanan ve hükümlü bulunan örgüt mensuplarının serbest bırakılmasına dair taleplerin yer aldığının belirlendiği kaydedildi.

Sevk yazısında, saldırganlardan Birkoç'un kardeşi Necmiye Birkoç'un saldırının gerçekleştiği gün saat 11.00'de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan yargılandığı davanın duruşması olduğu, Necmiye Birkoç'un özellikle mahkeme huzurunda hazır bulunup savunma yapmak istediğine dair dilekçe verdiğinin tespit edildiği belirtildi.

Duruşma salonunda, örgüte yardım ettikleri belirlenen şüphelilerin de izleyici olarak dağınık düzende oturduklarının belirlendiği aktarılan yazıda, saldırının ardından terör örgütü DHKP/C'nin örgüte eleman devşirme ve eylem planlama merkezi olarak kullandığı İdil Kültür Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu yapılanması, Halkın Mühendis ve Mimarlar yapılanması, TAYAD ve Grup Yorum yapılanmasına yönelik operasyonlar düzenlendiği kaydedildi.

Saldırganların amacının kamu görevlilerini rehin almak olduğu değerlendirildi

Yazıda, saldırganlar Yayla ve Birkoç’un amacının, silahla adliyeye girerek yanlarındaki malzemelerle birlikte, örgüt yöneticileri tarafından verilen talimat doğrultusunda, duruşma bahanesiyle içeri giren ve eylem için hazır bekleyen şüpheliler Elif Ersoy, Diyar Ersoy, Necla Birkoç ve Ercan Güneş'in yardımlarıyla kamu görevlilerini rehin almak olduğu anlatıldı.

Saldırganların yakalanmamak için yanlarında taşıdıkları sahte bomba görünümlü düzenek ile hukuksuz talepler içeren manifestolarını okuyacaklarının tespit edildiği kaydedilen yazıda, terör örgütü DHKP/C'den ceza alan teröristler Ali Osman Köse ve Ercan Kartal'ın serbest bırakılmasını istemeyi amaçladıkları aktarıldı.

Yazıda, saldırganlar Yayla ve Birkoç'un üzerlerinden ele geçirilen listede yer alan gazeteci ve milletvekillerinden oluşan 9 kişilik sözde müzakere heyeti aracılığıyla taleplerini kamuoyuyla paylaşarak kabul ettirmeyi amaçladıkları, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise 31 Mart 2015'te savcı Mehmet Selim Kiraz'ı şehit ettikleri gibi rehin aldıkları kişilere de sözde cezalandırma eylemi yapmayı hedefledikleri anlatıldı.

Eylemin, örgüt yöneticilerinin talimatıyla tasarlanarak gerçekleştirildiğine vurgu yapılan yazıda, 48 şüphelinin tutuklanması talep edildi.

Şüpheliler emniyette örgütün talimatlarıyla hareket etti

Yazıda, gizli tanık ifadesi ve etkin pişmanlık beyanında bulunan Kerim Kaya ve Cem Ömür'ün ifadelerine göre şüphelilerin örgütün hiyerarşik yapılanması içerisinde yer aldıkları, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda gerçekleştirilecek eylemlere katıldıkları kaydedildi.

Şüphelilerin emniyet sorgusunda hiçbir evraka imza atmadıkları, açlık grevine gittikleri, parmak izi vermedikleri ve saldırganlar Yayla ile Birkoç lehine sık sık slogan attıkları belirtilen yazıda, örgütün yayın organlarında bu durum yayınlanarak şüphelilerin sahiplenildiğine yönelik paylaşımlar yapıldığı aktarıldı.

Yazıda, şüphelilerin söz konusu eyleminin örgütün "Gözaltına Alındığınızda Ne Yapmalısınız?" kitabında yer alan talimatlara uygun olduğu ve buna göre hareket ettiklerinin değerlendirildiği anlatıldı.



PKK silah bırakıyor… Şimdiye kadar ne oldu?

Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentindeki Casene Mağarası’nda bir grup PKK'lı sembolik silah bırakma töreni düzenledi. (Rudaw)
Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentindeki Casene Mağarası’nda bir grup PKK'lı sembolik silah bırakma töreni düzenledi. (Rudaw)
TT

PKK silah bırakıyor… Şimdiye kadar ne oldu?

Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentindeki Casene Mağarası’nda bir grup PKK'lı sembolik silah bırakma töreni düzenledi. (Rudaw)
Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentindeki Casene Mağarası’nda bir grup PKK'lı sembolik silah bırakma töreni düzenledi. (Rudaw)

Yaklaşık elli yıllık bir isyanın ardından PKK bugün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) kuzeyindeki Süleymaniye kentinde sıkı güvenlik önlemleri altında sembolik silah bırakma töreni düzenledi. Sabahın erken saatlerinden bu yana tarihi olayı takip eden gazeteciler, PKK'nın ilk silahlı grubunun Kandil Dağı'ndaki (Irak-Türkiye-İran üçgeninde) mevzisinden, Süleymaniye ile doğudaki turistik Dukan beldesi arasındaki yol üzerinde bulunan Casene Mağarası olarak bilinen bölgeye nakledildiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat'a konuşan Kürt kaynaklar, Süleymaniye'deki etkili Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) partisine bağlı özel bir güvenlik biriminin PKK militanlarının Kandil'deki üslerinden mağara bölgesine naklini denetlediğini belirtti.

Kdjjd
Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentine bağlı Dukan beldesindeki bir otelin önünde bulunan gazeteciler, PKK'nın silahlarını teslim etmesini bekliyor. (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat'a konuşan Kürt gazeteci Rahman Garib, ‘grubun silahlarını mağara bölgesinde, PKK’nın medyasını ve resmi Türk kurumlarını temsil eden sınırlı sayıda gazetecinin huzurunda bıraktığını’ söyledi.

Saha kaynakları, yerel saatle 12'de PKK mensubu 30 militanın Irak ve Türk güvenlik güçlerinden oluşan bir kalabalığın önünde silahları teslim ettiğini bildirdi.

Devir teslim törenine katılan bir Kürt yetkili ve bir gazeteci, militanların mağara bölgesinde özel olarak hazırlanmış bir platformdan indikten sonra silahlarını bir çöp konteynırına attıklarını ve ateşe verdiklerini söyledi.

Barış ve Demokratik Toplum Grubu adlı grup, Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine bugün Süleymaniye kırsalında bulunan Casene Mağarası'ndaki tören sırasında silahlarını kendi ‘özgür iradeleriyle’ imha ettiklerini belirtti.

Kdkdk
 Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentine bağlı Dukan beldesindeki bir otelin önünde bulunan gazeteciler, PKK'nın silahlarını teslim etmesini bekliyor. (Şarku’l Avsat)

Yerel haberlere göre, görgü tanıkları Türk güvenlik ve siyasi heyetlerini taşıyan araçların bugün şafak vakti silahsızlanma alanına doğru yola çıktığını bildirdi. Türkiye dün yaptığı açıklamada, PKK'nın silahsızlandırılmasının denetlenmesine dışarıdan herhangi bir tarafın katılmasını kabul etmeyeceğini duyurmuştu.

Şarku’l Avsat'ın konuştuğu Kürt yetkililer, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üç üst komite kurmasını bekliyor: Bunlar, militanlar için genel af çıkarılması ve Türkiye-Irak ve Türkiye-İran sınırındaki militanların ülkelerine geri dönmesi konularını ele alacak.