Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye kendi 5. nesil savaş uçağını üretme yolunda çok kritik bir eşiği geride bıraktı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, kendi 5. nesil savaş uçağını üretme yolunda çok kritik bir eşiği daha geride bıraktı. Bugün milli muharip uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi" dedi

Recep Tayyip Erdoğan (AA)
Recep Tayyip Erdoğan (AA)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye kendi 5. nesil savaş uçağını üretme yolunda çok kritik bir eşiği geride bıraktı

Recep Tayyip Erdoğan (AA)
Recep Tayyip Erdoğan (AA)

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Zafer Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu.

Erdoğan, partisince Zafer Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Afyonkarahisar'ın milli mücadelede vatanın istiklali, milletin bekası için canını ortaya koyarak borcunu ödemiş bir şehir olduğunu belirtti.

Kocatepe'de destan yazan, istiklalin düğümünü çözen Afyonkarahisar için ne söyleseler eksik kalacağını ifade eden Erdoğan, şahsı ve Cumhur İttifakı adına kente teşekkür borçlarının olduğunu söyledi.

Mayıs ayında yapılan seçimlerde cumhurbaşkanlığında ve milletvekilliğinde yüzde 64 gibi rekor bir oyla kendilerine destek verdiği için Afyonkarahisarlılara teşekkür eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dün milli mücadelede vatan müdafaasıyla destan yazan Afyon, bugün de milli iradeye sahip çıkarak yeni bir destana daha imza attı. Rabb'im muhabbetimizi, dayanışmamızı daim eylesin. Biliyorsunuz, biz partimizi kurarken nereden yola çıktık? Afyonkarahisar'dan yola çıktık. Hamdolsun bugüne kadar girdiğimiz tüm seçimlerde sizlerin güçlü ve sarsılmaz desteğini hep yanımızda hissettik. Bizi yalnız bırakmadınız, önümüze çıkartılan engelleri sizlerle birlikte aştık. Demokrasimizi, vesayetçilere karşı birlikte koruduk, emperyalistlerin oyunlarını sizlerle bozduk. Terör örgütlerinin başını sizlerle ezdik, Türkiye Yüzyılı'nın temellerini yine sizlerle attık.

"Afyon'un yeni bir destanla yine farkını göstereceğine inanıyorum"

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne 38 günün kaldığını ve bir kez daha sandık başına gidileceğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

Tıpkı 14-28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi yine çok kritik tercihlerde bulunacağız. Afyon'un 31 Mart seçimlerinde yeni bir destanla yine farkını göstereceğine inanıyorum. Merkezi ve ilçeleriyle Afyon bir kez daha tercihini AK Parti'den ve Cumhur İttifakı'ndan yana yapacaktır, buna inanıyorum. Milli Mücadele'yi nasıl Cumhuriyetimizle taçlandırdıysak, birer yıl arayla yaşadığımız seçimlerle de Türkiye Yüzyılı'nın başladığını tüm dünyaya müjdeliyoruz. Cumhuriyetimizin ilk yüz yılı, kuruluş ve sonrasında yaşadığımız sancıların asrıydı. Geçtiğimiz 21 yılda, ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla bu ilk asrın eksiklerini önemli ölçüde telafi ettik. Türkiye Yüzyılı adını verdiğimiz Cumhuriyetimizin ikinci asrı ise sadece yükselişin değil ülkemizi ve milletimizi zirvede hak ettiği yere çıkartmanın asrı olacaktır.

"Memnuniyet esaslı yönetimlerle şehirlerimizi geleceğe hazırlayacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı yürüyüşlerini şehirlerdeki belediyecilik hizmetlerini de kapsayacak şekilde gerçekleştirmek istediklerini dile getirdi.

Vatandaşların önüne "gerçek belediyecilik" dedikleri bir programla çıktıklarına dikkati çeken Erdoğan, bu programın öncelikle afetlere dayanıklı, dirençli, sağlam yerleşim yerleri inşa etmek üzerine kurulu olduğunu ifade etti.

Türkiye Yüzyılı şehirlerini yeni nesil dijital teknolojilere uygun altyapılarla yöneteceklerine işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

Çocuklar, yaşlılar, engelliler, gençler ve kadınlar başta olmak üzere vatandaşlarımızın tamamının hayatına dokunan hizmetler, elbette bizim vazgeçilmez adımlarımız olacaktır. Bunun için tüm unsurlarıyla aile müessesesini güçlendireceğiz. Evlatlarımızı çağın her türlü sapkın akımlarından koruyacak, milli ve manevi değerlerimize teçhiz edilmiş nesiller yetiştirecek bir anlayışla programlarımızı hayata geçireceğiz. Şehirlerimizi çevreye ve tabiata duyarlı, estetikle biçimlenmiş, tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri korunmuş, huzurlu, güvenli yerleşim yerleri olarak geliştireceğiz. Katılımcı, kaliteli, memnuniyet esaslı yönetimlerle şehirlerimizi geleceğe hazırlayacağız. Türkiye Yüzyılı bayrağını, siyasi, ekonomik, askeri her alanda yükseltirken şehirlerimizin de buna ayak uydurmasını sağlayacağız. Önümüzdeki 31 Mart seçimlerinde milletimizin tercihini gerçek belediyecilikten yana yaparak Türkiye Yüzyılı vizyonumuza destek vereceğine inanıyorum.

Muhalefetin parti içi iktidar kavgaları dışında hiçbir şeyle ilgilenmediğini, dün baş tacı ettiğini bugün yerin dibine sokmaktan çekinmediğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye'nin sorunlarına çare olacak, şehirlerimizin sıkıntılarını giderecek doğru düzgün tek bir önerileri dahi yok. Milletten ve siyasetin temel değerlerinden öyle kopuklar ki belediye başkan adaylarını dahi vatandaşa değil, nereye soruyorlar? Yapay zekaya soruyorlar. Yapay zeka kimi uygun görürse, kimi seçerse, bunlara neyi emrederse bu acemiler de milletin karşısına 'işte adayımız' diyerek onu çıkarıyorlar. Sonra bir de utanmadan millete, 'adaylarımıza tıpış tıpış oy vereceksiniz' dayatmasında bulunuyorlar. Ne diyelim, Allah bunlara akıl fikir, CHP'li kardeşlerimize de sabır versin. Bırakın yeni projelerle milletin huzuruna çıkmayı adaylarını bile ellerine, yüzlerine bulaştırmadan belirleyemeyenlerden ne ülkeye hayır gelir ne de genel başkanı oldukları partiye hayır gelir. Nitekim bir önceki seçimlerde yaptıkları gibi gittiler Kandil güdümünde siyaset yapanlarla iş tuttular, al gülüm ver gülüm pazarlığa giriştiler. Hatalarından ders almak yerine sırf şahsi kariyerleri için bölücü örgütün uzantılarıyla demlenmeyi tercih ettiler.

(AA)
(AA)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde milletin sandıkta verdiği mesajı okumayanların 31 Mart'ta bu sefer milletin tokadını yemekten kurtulamayacaklarını söyledi.

Kelime oyunlarıyla gerçekleri gizleyebileceklerini zannedenlerin, milletin ferasetini hafife almanın ne demek olduğunu 31 Mart'ta sandıklar açılınca bir kez daha göreceğini belirten Erdoğan, "Biz de kelime hokkabazlıklarının arkasına saklanmaya çalışılan hakikatleri insanımıza anlatmaktan geri durmayacağız." diye konuştu.

"Milletimizin bağrına basacağına yürekten inanıyoruz"

"AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak rakiplerimizin bu içler acısı haline bakıp da asla rehavete katılmıyoruz" diyen Erdoğan, bu tablonun sorumluluklarını daha da arttırdığını ve kendilerine oy verenlerle birlikte siyasi tercihi farklı vatandaşlara da el uzatmaya, onların da hislerine tercüman olmaya, sesine kulak vermeye, beklentilerini karşılamaya çalıştıklarını vurguladı.

Sadece seçim beyannamelerini değil, milletin huzuruna çıkaracakları başkan adaylarını tespit ederken de bu hassasiyetle hareket ettiklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

Kuşatıcı, kucaklayıcı, nitelikli, vizyoner ve toplumun tüm kesimlerini temsil eden adaylar olmasına özellikle dikkat ettik. Milletimizin de belediye başkan adaylarımızı bağrına basacağına yürekten inanıyoruz. Şimdi burada öyle bir ses vermenizi istiyorum ki Ege'den Akdeniz ve Karadeniz'e kadar duymayan kalmasın.

Alandakilere "31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız? Seçim akşamı Afyon ile birlikte Türkiye haritasını Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız?" diye soran ve "Evet" yanıtını alan Erdoğan, "Rabb'im hepinizden razı olsun." dedi.

"Belediyecilik hesap kitap işidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim meydanının er meydanı olduğunu vurgulayarak, "İster genel seçim ister yerel seçim olsun milletimiz, karşısına çıkan adaylara bakar, sandıkta da kararını ortaya koyar. Adayları değerlendirirken tabii sadece boyuna posuna bakmayıp, bu adayların şehrine ve kendi hayatına ne gibi katkısı olacağının, eser ve hizmet konusunda nasıl performans sergileyeceğinin hesabını yapar." dedi.

Türk siyasetinde geçmişte kaldığını ümit ettikleri ama hala kalıntılarına şahit oldukları kötü alışkanlıklar bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

Milletimizin karşısına çıkan adaylardan bazıları öyle hesapsız, kitapsız, öyle ölçüsüz vaatlerle kendini göstermeye çalışıyor ki bazen insan şaşıp kalıyor. Türkiye bir önceki seçimlerde, her konuda atıp tutan, sonra da verdiği sözleri inkar eden zübük siyasetçi tiplerini gördü, tanıdı. Eski Türkiye'de ülkemizin hazine değerindeki yıllarını heba ve imkanlarını çarçur edenleri de en iyi sizler biliyorsunuz. Aynı şekilde belediyelerde de şehrine yıllar kaybettiren başkanlar oldu. Halbuki belediyecilik hesap kitap işidir, bütçeniz bellidir, ihtiyaçlar bellidir, imkanlar bellidir, hepsini bir araya getirip en ideal eser ve hizmet planlamasını yaparsınız. Hükümet olarak biz de elinde doğru dürüst programı, projesi olan belediyeleri, bakanlıklarımız vasıtasıyla destekleriz. Afyon'dan 81 vilayetimizdeki vatandaşlarımızın tamamına sesleniyorum. Her konuda atıp tutan adayları kendi haline bırakın. Varsın onlar kendi tiyatrolarını çevire dursunlar, Afyon'da başka, Ankara'da başka konuşanlardan bu şehre hayır gelmez. Siz, sandıktan şehrinize aşkla hizmet edecek, eser kazandıracak adayları çıkarmaya bakın. Günümüzde vakit en kıymetli hazine haline geldi.

(AA)
(AA)

"Ülkemizin de şehirlerimizin de kaybedecek tek bir günü yoktur"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK gençler ve AK kadınlarla gurur duyduğunu belirterek, "Biz buralara sizlerle geldik. Ülkemizin de şehirlerimizin de kaybedecek tek bir günü yoktur. Kimin geçmişte ne olduğu değil, asıl bugün nerede durduğu önemlidir. Şehirlerimize herhangi bir eser veya hizmet kazandırmak yerine sırf bize kaybettirmek amacıyla ortaya dökülen enaniyet abidelerine itibar etmeyin." dedi.

Partiyi kurduklarında hangi heyecan ve azimle yola çıktılarsa bugün de aynı şekilde yola devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, yolunu kaybedenlerin, yolunu değiştirenlerin, yolunu şaşıranların tercihlerinin kendilerini ilgilendirdiğini, bunları, nazarıdikkate almadıklarını sadece işlerine odaklandıklarını, Türkiye Yüzyılı'nın hazırlıklarını yaparken en büyük güç kaynaklarının 21 yılda ülkeye ve şehirlere kazandırdıkları olduğunu kaydetti.

Erdoğan, partisince Zafer Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, bugün Türk savunma sanayinin gurur günlerinden birinin daha yaşandığını, Milli muharip uçağı KAAN'ın ilk uçuşunu bu sabah başarıyla gerçekleştirdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "KAAN'ı görüyorsunuz değil mi? Daha neler gelecek neler? İnsansız uçakları yaptık mı? Akıncı'yı yaptık mı? Daha durun bakalım, neler gelecek neler? Kızılelma'yı yaptık mı? Bu Kızıl Elma var ya F16'nın taşıdığı bombayı taşıyor. Eyvallah, daha yapacağız." ifadelerini kullandı.

KAAN'ın F16 gibi olduğunu dile getiren Erdoğan, "Böylece Türkiye, kendi 5. nesil savaş uçağını üretme yolunda çok kritik bir eşiği daha geride bıraktı. Ne demişlerdi? 'Yapamazlar.' Bu özgüven fukaralarına, 'parçası kalorifer peteğine benziyor' diyen hazımsızlara, ilk andan itibaren KAAN projesini baltalamaya çalışan işbirlikçilere rağmen milli muharip uçağımız hamdolsun bugün göklerle buluştu. Rabb'im emeği geçen herkesten razı olsun. Dosta güven düşmana korku salan KAAN'ımızın diğer testlerini de süratle tamamlamak için çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Önümüzdeki dönemde savunma sanayinde milletimize yeni müjdeler vermeyi sürdüreceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, daha sonra kentte, 21 yılda yapılan güncel rakamla 139 milyar lira tutarındaki yatırımları anlattı.

Eğitimde 3 bin 54 adet yeni derslik inşa edildiğini, ikinci devlet üniversitesi olarak Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesinin kurulduğunu belirten Erdoğan, 11 bin 217 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları yaptıklarını kaydetti.

Erdoğan, 59 spor tesisi yapıldığını, sosyal yardımlarda Afyonkarahisarlı ihtiyaç sahibi vatandaşlara toplam 5 milyar lira tutarında kaynak aktarıldığını ifade etti.

Sağlıkta yatak kapasitesi 1885'i bulan 23 hastane dahil 53 sağlık tesisi yapıldığını belirten Erdoğan, Bolvadin ve Emirdağ Devlet Hastaneleriyle birlikte 9 sağlık tesisinin yapımının sürdüğünü dile getirdi.

(AA)
(AA)

"Afyon-Uşak yolu onarımını seneye inşallah tamamlıyoruz"

TOKİ'nin 10 bin 456 konutu tamamlayıp vatandaşların hizmetine sunduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

1820 sosyal konutun yapımına devam ediyoruz. Afyon'daki 11 millet bahçesinden üçünü bitirdik, beşinin yapımı, üçünün projelendirmesi sürüyor. Kentsel dönüşümde, şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 2 bin 159 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. İktidara geldiğimizde Afyon'da sadece bir adet atık su arıtma tesisi varken bugün 16 adet atık su arıtma tesisiyle belediye nüfusunun yüzde 86'sına hizmet veriyoruz. Fakat ulaştırmada 2002 yılına kadar Afyonkarahisar'a 54 kilometre bölünmüş yol yapılmıştı. Biz bunu 592 kilometreye çıkardık. Afyon'u Denizli, Uşak, Burdur, Isparta, Kütahya ve Konya ile bölünmüş yollarla bağladık. Yapımı süren pek çok yol projemiz var. Ayrıca Afyon-Uşak yolu onarımını seneye inşallah tamamlıyoruz. Şehir sınırları içerisindeki demir yollarının tamamını yeniledik, gar binasını restore ettik. Ankara-Afyonkarahisar-İzmir yüksek hızlı tren hattının yapımı devam ediyor. Etap etap hizmete girecek bu hattın tamamı bittiğinde Afyonkarahisar-Ankara arası 1,5 saate, Afyonkarahisar-İstanbul arası 3,5 saate Afyonkarahisar-İzmir arası iki saate düşecek. Tarım ve ormanda, Afyonkarahisar'a 43 baraj, 28 gölet, 56 içme suyu tesisi, 95 sulama tesisi, 2 arazi toplulaştırma projesi, 232 taşkın koruma tesisi, 3 yer altı depolama ve 4 atık su arıtma tesisi kazandırdık.

Son 20 yılda inşa edilen sulama projeleriyle Afyonkarahisar'da 732 bin dekar araziyi sulamaya açarak yıllık 5,5 milyar lira zirai gelir artışı sağladıklarını ifade eden Erdoğan, yapımı süren 8 barajla 25 bin dekar araziyi daha suya kavuşturacaklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afyonlu çiftçilerimize 41 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdik. Sanayi ve teknolojide Afyon'a 3 yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, bir araştırma geliştirme merkezi kurduk. İstihdamı desteklemek için Afyon'daki işverenlere toplam 3 milyar lira tutarında prim teşviki verdik. Enerjide 137 bin abonesi bulunan ilimizin 19 ilçe ve beldesine doğal gaz arzını sağladık. Önümüzdeki dönemde Bayat, Kızılören ve Hocalar'ın da aralarında olduğu 14 ilçe ve beldemize doğal gaz arzını sağlayacağız." dedi.

Daha sonra yapılan yatırımlara ve hizmetlere ilişkin video gösterildi.

Konuşmasına devam eden ve yerel seçimlere 38 gün kaldığını hatırlatan Erdoğan, "31 Mart akşamı Afyon ne diyecek? Ben size güveniyorum. Size inanıyorum." diye konuştu.

Şehre yapılan yatırımların anlatmakla bitmediğini dile getiren Erdoğan, "Mevlana Hazretleri ne güzel söylemiş, 'Kamil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.' Biz de milletimizin gönlünde eserlerimizde, hizmetlerimizde, projelerimizde, hoş bir seda bırakmak için çalıştık, çalışıyoruz. Unutmayın Ziya Paşa ne diyor, 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Eser ve hizmet yarışında kimse bizimle boy ölçüşemez." ifadelerini kullandı.

(AA)
(AA)

Erdoğan, ilerleyen yıllarda ülkenin tamamıyla birlikte, Afyonkarahisar'ı da yeni yatırımlarla güçlendirmeyi, kalkındırmayı sürdüreceklerini belirtti.

İl ve ilçe belediye başkan adaylarını belirlerken, gelecekte Afyonkarahisar'ı ulaştırmak istedikleri hedeflere en büyük katkıyı verecek isimler olmasına özellikle hassasiyet gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

Biz de her zaman adaylarımızın yanında yer alacak, belediye başkanlarımızı destekleyeceğiz. Kardeşlerim unutmayın, şu anda Cumhur İttifakı iktidar mı? Bir belediye düşünün ki kiminle hareket edecek? Cumhur İttifakı'yla. Demlenenler varsın demlensin. Biz işimize bakacağız. Sizlerin adaylarımıza merkezde ve ilçelerde, beldelerde çok güçlü destek vereceğinize inanıyorum.

"31 Mart'ta gerçek belediyecilikle yola devam diyor muyuz? Cumhur İttifakı'na destek veriyor muyuz?" sorularına alandakilerin verdiği "evet" yanıtının ardından Erdoğan, "Rabb'im hepinizden razı olsun." dedi.

Mitingden notlar

Miting alanında, "Hazırız, kararlıyız", "Türkiye Yüzyılının mimarı, Afyonkarahisar sana sevdalı" yazılı pankartlar ile AK Parti ve Türkiye Yüzyılı amblemleri yer aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ilçe belediye başkan adaylarını alfabetik sıraya göre çağırarak tanıttı.

Mitinge, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Hüseyin Ceylan Uluçay, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile milletvekilleri katıldı.

Erdoğan, mitinglerde kullandığı tırın içerisinde yer alan haritada, Afyonkarahisar'ın üzerini raptiyeyle işaretledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitingin ardından Afyonkarahisar Valiliğine ziyarette bulundu. Erdoğan, ziyarette Vali Kübra Güran Yiğitbaşı'ndan kentte yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.



Esed, Erdoğan ve bölgedeki yeni dönüşüm

Esed, Erdoğan ve bölgedeki yeni dönüşüm
TT

Esed, Erdoğan ve bölgedeki yeni dönüşüm

Esed, Erdoğan ve bölgedeki yeni dönüşüm

İbrahim Hamidi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, son yıllarda Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Arap ülkeleriyle veya Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkilerini normalleştirmesi arzusunu gizlemiyor.

Arap ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesi daha kolay oldu. Şam, geçen yılın ortasında Arap Birliği'ne geri döndü ve Esed son iki Arap zirvesine katıldı.

Türkiye ile normalleşme meselesi ise birçok nedenden dolayı daha karmaşık. Belki de en önemli neden, Türk ordusunun doğrudan veya gruplar aracılığıyla Suriye'nin (toplam yüzölçümü 185 bin kilometrekare olan) yaklaşık yüzde 10'unu kontrol etmesidir. Bu alan, Lübnan’ın iki katı büyüklüğündedir. Ankara ayrıca 2012'den bu yana silahlı gruplara askeri ve istihbarat desteği sağlıyor ve yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor.

Putin daha önce Esed ve Erdoğan'ı istihbarat, askeri ve siyasi yetkilileri arasında toplantılar düzenlemeye ikna etmeyi başarmıştı. Nitekim eski MİT Başkanı (şu anki Dışişleri Bakanı) Hakan Fidan ve (şu anda Cumhurbaşkanlığı Ulusal Güvenlik Danışmanı) olan Milli Güvenlik Dairesi Başkanı Tümgeneral Ali Memluk, 2020’nin başında Moskova'da yapılan aleni toplantının ardından Şam ve Ankara'da karşılıklı gizli-dostane ziyaretlerde bulundular.

Esed, görüşme için Türkiye'nin çekilmesi önkoşulunu kaldırdı, Ankara’da artık çekilmek için siyasi çözümü şart koşmuyor

Ne zaman Esed ile Erdoğan arasında bir görüşmeden bahsedilse, müzakereler tek bir sorunla karşılaşıyordu; Suriye Devlet Başkanı, Türk tarafının, kuvvetlerinin geri çekilme tarihini deklare eden veya geri çekilmeye ya da geri çekilmenin ne zaman başlayacağına dair net bir zaman çizelgesi ilan eden bir ön açıklama yapmasını talep ediyordu. Suriye tarafına göre “düğüm", "işgalci bir ülkenin" başkanıyla görüşmekti.

Türk tarafının cevabı ise her zaman Ankara'nın 2254 sayılı karara bağlı kaldığı ve Suriye'nin kendi toprakları üzerindeki tam egemenliğine saygı gösterdiği, ancak çekilme meselesinin siyasi çözüm ve kuzey Suriye'nin Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaması için güvenliğin sağlanmasıyla bağlantılı olduğu şeklindeydi. Türk tarafı için "düğüm", "gayri meşru" bir başkanla görüşmekti.

Bu iki düğüm karşısında Rusya'nın çabaları statükoyu koruma noktasında durdu. Yani Şam'ın İdlib'e gitmesini engelledi. Fırat'ın doğusunda Türkiye ile düzenlemelerde bulundu, ortak devriyeler düzenledi, kolaylıklar sağladı. Zaman zaman hava saldırıları düzenledi.

Şimdi yeni olan, bu geri çekilme veya siyasi çözüm “düğümlerinin” çözülmüş olması. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin öncülük ettiği ve Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev’in kaptığı arabuluculuk sonunda, Suriye tarafı, görüşme için Türk ordusunun geri çekilmesi önkoşulunu geri çekti. Ankara da artık geri çekilme için siyasi çözümü, muhalefetin katılımını, terörle mücadeleyi ve mültecilerin geri dönüşüne yönelik düzenlemeleri şart koşmaktan vazgeçti. Yani iki taraf arasındaki görüşme, önkoşulsuz olacak.

Esed ve Erdoğan, Fırat'ın doğusundaki "Kürt varlığının" Suriye ve Türkiye'nin birliğine yönelik varoluşsal bir tehdit olduğuna inanıyor

Peki, Esed ve Erdoğan'ın pozisyonlarındaki bu büyük değişikliğin nedeni nedir?

Neden, PKK lideri Abdullah Öcalan yani Kürt dosyasıdır. Ankara ve Şam, Fırat Nehri'nin doğusundaki Kürt kurumsal varlığının, yani “özerk yönetimin” artık Suriye ve Türkiye'nin birliğine varoluşsal bir tehdit oluşturduğuna inanıyorlar.

Merhum Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esed'in, Türk askeri saldırısından kaçınmak için Ekim 1998'de Öcalan'ı korumaktan vazgeçtiği biliniyor. Daha sonra Türk istihbaratı Öcalan'ı 1999 yılı başlarında Afrika'da yakaladı ve o günden beri Türkiye’de cezaevinde tutuluyor. Bunun ardından Suriye ile Türkiye arasında istihbari, siyasi ve ekonomik ilişkiler gelişti, Esed ve Erdoğan karşılıklı aile ziyaretlerinde bulunarak sınırları açtılar. Öyle ki Şam, Kürt liderleri Ankara'ya teslim etti ve PKK’nın birçok mensubunu hapse attı.

2011'den sonra Erdoğan ile Esed arasındaki ilişkiler tepetaklak oldu ve Şam, Türkiye'yi tehdit edecek şekilde Kürt parti ve oluşumlarının kuzeydoğu Suriye'de yayılmasının önünü açtı. Ancak ABD'nin 2014'ten sonra DEAŞ’ı yenmek için Kürt savaşçılara güvenme kararı almasının ardından Türkiye’ye karşı kullandığı silah, kendisini tehdit etmeye başladı. Dahası, Washington liderliğindeki uluslararası koalisyon, Kürt yönetimini kurumsallaştırmak ve Şam'a karşı desteklemek için ona hava desteği de sağladı.

Şam, Kürtlerle ilişkilerinde müzakereler ve tehditler arasında gidip gelirken, Türkiye birçok kez askeri müdahalede bulundu, Halep kırsalındaki askeri bölgeleri işgal etti ve Kürt varlığını “parçalara ayırmak” için İdlib'deki gruplara destek verdi. Öncelikle Kürt varlığının Akdeniz'e ulaşarak nefes almasını engelledi, ardından Fırat Nehri'nin her iki yakasını coğrafi olarak birbirine bağlamasını engelledi.

Fırat'ın doğusundaki Kürtlere yönelik ortak operasyon için Suriye-Türkiye görüşmeleri sürüyor

Öcalan’ın çeyrek asır önce Şam’daki karargahından ayrılarak bilmeden oynadığı rolü, şu anda Türkiye'deki hapishanesinden yine bilmeden “oynadığı” aşikâr. O da Öcalan'ın Suriye'deki gölgesi olan, Fırat'ın doğusundaki ABD destekli SDG’nin omurgasını oluşturan YPG’dir. Öcalan ve Kürtlerin neden olduğu kaygılar Esed ve Erdoğan'ı tek hedefte, Suriye'de, Türkiye Kürtlerine ve PKK’ya ilham verebilecek bir Kürt oluşumunun kurulmasına karşı birlikte çalışmak hedefinde buluşturuyor.

Gerçekten de Şam ile Ankara arasında, ana bileşenini Kürtlerin oluşturduğu, SDG’ye yönelik askeri operasyon başlatılması yönünde gizli görüşmeler yapılıyor ve görüşmelerde bazı sorulara yanıt aranıyor; operasyon tarihi ne zaman olacak? Bir Suriye-Türkiye ortak kara operasyonu mu yoksa kara harekâtı ayağını Suriye ordusunun gerçekleştireceği, Türk savaş uçakları ve insansız hava araçlarının havadan destek vereceği bir operasyon mu olacak? Kürtlere ABD seçimlerinden önce mi saldırılacak? Putin ve Erdoğan'ın dostu, Kürtlerin düşmanı Donald Trump'ın seçilmesi mi beklenmeli? 2019'da tehdit ettiği gibi kuzeydoğu Suriye'den çekilme sözü veren ve Türkiye'nin Tel Abyad ile Resulayn arasındaki harekâtı nedeniyle, Amerikan kuvvetlerinin kısmen çekilmesinin önünü açan Trump'ın seçilmesini beklemek mümkün mü?

Kürt varlığına ilişkin endişeler Esed ve Erdoğan'ın bir araya gelip "Kürt varlığını parçalamak" ve "ekonomi arterlerini açmak" için birlikte çalışmasının önünü açıyor.

Bu soruların yanıtları sadece Suriye ile Türkiye arasındaki müzakere odalarında değil, Umman Sultanlığı'nın başkenti Maskat'ta Suriyeli ve Amerikalı heyetler arasında yapılan gizli görüşmelerde, ayrıca Türk ve Amerikan tarafları arasında Ankara ve Washington'da yürütülen güvenlik ve politik müzakerelerde de ele alınıyor. Bu görüş alışverişleri daha önce, Ankara ve Şam bu seçimleri iki ülkenin birliğine yönelik stratejik bir tehdit olarak gördüğü için Washington'un Kürt Özerk Yönetimi'ni 11 Mayıs'ta yapılması planlanan seçimleri ertelemeye zorlamasını sağlamayı başarmıştı.

Kuzeydoğu Suriye'de Kürtlere karşı askeri harekata hazırlık yapılırken, Suriye'nin kuzeybatısında da ortak düzenlemeler yapılması müzakere ediliyor. Bu düzenlemeler kapsamındaki çalışmalar, Halep-Lazkiye yolu ile Türkiye’nin sınır şehri Gaziantep’ten Ürdün sınırındaki Nassib köyünün merkezine kadar uzanan yolun açılması için ortak askeri devriyeleri ve düzenlemeleri içeriyor. Böylece ekonomik ve ticari ilişkiler güçlendirilecek ve Suriye yeniden Türkiye için Körfez'e açılan bir ticari geçiş noktası olacak.

Karşılıklı açıklamalar, medyada karşıt kampanyaların durdurulması ve Esed'e yönelik tekrarlanan çağrılar, Erdoğan'ın bölgeyle ilişkilerinde "sıfır sorun"a ulaşmak için gerçekleştirdiği yeni "dönüşümün” bir parçası. Bir kez daha Öcalan ve Kürt varlığına ilişkin endişeler, iki devlet başkanı arasında ve Çar’ın himayesinde, Suriye'nin tüm zenginliklerinin bulunduğu Fırat'ın doğusundaki "Kürt varlığını parçalamak", Suriye’nin kuzeybatısındaki ekonomi arterlerini Türkiye’nin zenginliklerine açmak için birlikte çalışmayı ele alacakları bir zirvenin taşlarını döşüyor.

*Bu analiz Şarku'l Avsat trafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.