Bakan Bolat: Türkiye ile Suudi Arabistan ticaret hacmindeki artış sürecek

Ticaret Bakanı Bolat, Türkiye ile Suudi Arabistan ticaret hacmindeki artışın süreceğini belirterek, "Orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolarlık karşılıklı ticaretimiz için var gücümüzle çalışacağız." dedi.

AA
AA
TT

Bakan Bolat: Türkiye ile Suudi Arabistan ticaret hacmindeki artış sürecek

AA
AA

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğince (MÜSİAD) Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad’da gerçekleştirilen 27. IBF Türkiye-Suudi Arabistan İş Forumu kapsamında düzenlenen Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nın açılışında konuştu.

Bolat, kongrenin ve fuarın Türk ve Suudlu iş dünyası üyelerine ticaret ve yatırım açısından çok büyük faydalar sağlayacağına işaret ederek, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında var olan kardeş ve dostça ilişkilerin siyaset, ekonomi, ticaret, yatırım, turizm ve kültür gibi her alanda çok daha ileri seviyelere yükselmesine büyük katkılar sunacağını vurguladı.

Ticaret Bakanlığı olarak Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nın gerçekleştirilmesine destek verdiklerini dile getiren Bolat, Türk firmalara yurt dışı fuarlara katılmaları için sundukları desteklerden bahsetti.

İhracatçılara hem yurt dışında hem de Türkiye'de sundukları desteklerin devam edeceğinin altını çizen Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü.

"Bugünkü Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nda yapı ve inşaat, kapı ve pencere, iklimlendirme, elektrik, aydınlatma, gıda, kozmetik, makine, ambalaj, mobilya tekstil, sağlık, mutfak ekipmanları ve hizmetler alanlarında Türk firmalar ürünleri sergiliyor. 27. IBF Türkiye-Suudi Arabistan İş Forumu ise dünyanın diğer ülkelerinden gelen Müslüman iş insanlarının Suudi Arabistanlı ve Türk meslektaşlarıyla buluşmalarına ve iş yapmalarına büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler çok iyi düzeyde ilerlemektedir."

Bolat, iki ülke liderinin karşılıklı ziyaretlerinden bahsederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz ile Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın bu konudaki kararlı ve yüksek iradesine işaret etti.

"Orta vadede 10 milyar dolar karşılıklı ticaret için var gücümüzle çalışacağız"

Bakan Bolat, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ticaret hacminde yaşanan artışa değinerek, Suudi Arabistan Ticaret Bakanı Macid el-Kasabi ve diğer mevkidaşlarıyla yaptıkları görüşmelerde çok önemli projelerin gündeme geldiğini söyledi.

Ticaret hacmindeki artışın süreceğini dile getiren Bolat, "2024, Allah'ın izniyle, Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ilişkilerde altın bir yıl olarak yerini alacaktır. Zaten yılın ilk 2 ayında da Türkiye olarak bizim ihracatımızda yüzde 56'lık bir artış gerçekleşmiştir. Orta vadede 10 milyar dolar, uzun vadede de 30 milyar dolarlık karşılıklı ticaretimiz için var gücümüzle çalışacağız." diye konuştu.

Bolat, özellikle inşaat, inşaat malzemeleri ve savunma sanayisi ürünlerinde, muhtelif projelerin devreye alınmasıyla beraber, karşılıklı ticaret ve yatırımlarda çok büyük bir sıçrama yaşanacağını söyledi.

İki ülke arasında son yıllarda gerçekleşen ekonomik ziyaretlerden ve etkinliklerden bahseden Bolat, çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdiklerini, iş forumları, iş konseyi toplantıları ve alım heyeti gibi programlar düzenlendiğini anlattı.

"İslam ülkeleri ile ticaretimiz 2023'te 132 milyar dolara yükseldi"

Ticaret Bakanı Bolat, tüm dünyada olumsuzluklar ve sıkıntılar yaşanırken Türkiye'nin ihracatını artırmaya ve büyümeye devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin gayrisafi milli hasılanın tarihte ilk defa 1 trilyon doları aşarak 1 trilyon 119 milyar dolara yükseldiğini kaydetti.

İhracatta ve dış ticarette son 20 yılda yaşanan gelişmeleri ve ilerlemeleri anlatan Bolat, mal ihracatının 256 milyar dolara, hizmet ihracatının ise 100 milyar dolara yükseldiğini söyledi.

Bolat, "2028 için vizyonumuz mal ihracatında 375 milyar dolar, hizmetler ihracatında da 200 yüz milyar dolara ulaşmak. Tüm üreticilerimizle ve ihracatçılarımızla var gücümüzle çalışacağız." dedi.

Geleneksel pazarları arasında yer alan AB, ABD ve OECD ülkelerinin yanı sıra İslam ülkeleri ile ihracatı geliştirme ve uzak ülkeler stratejisi sayesinde bu hedefe ulaşmak için çalıştıklarını dile getiren Bolat, Türkiye'nin İslam ülkeleri ile gerçekleştirdiği ticaret konusunda verileri paylaştı.

Bolat, 2002'de 10,7 milyar dolar olan Türkiye'nin bütün İslam ülkeleri ile ticaretinin 2023'te 12 kat artışla 132 milyar dolara yükseldiğini vurguladı.

Suudi Arabistan ile ekonomik ilişkilerde geçen yıl bir sıçrama yaşandığını ifade eden Bolat, şunları kaydetti:

"Körfez-Arap İş Birliği Konseyi’nden ülkemize gelen doğrudan yabancı yatırımlar 2002’de 227 milyon dolar iken, 2022’de 16,2 milyar dolara; İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan ülkemize gelen yatırımlar ise 2002’de 296 milyon dolar iken, 2022’de 21,4 milyar dolara yükselmiştir. Öte yandan ülkemizden Körfez-Arap İşbirliği Konseyi’ne doğrudan yabancı yatırımlar 2002’de 22 milyon dolar iken, 2022’de 171 milyon dolara; İslam İşbirliği Teşkilatı’na yatırımlarımız 2002’de 1,4 milyar dolar iken, 2022’de 5,4 milyar dolara yükselmiştir. Bunun yanında Türkiye Suudi Arabistan’dan 2 milyar dolardan fazla yatırımı çekmeyi başarmıştır. Ayrıca geçen ay İstanbul’da gerçekleşen Türkiye-Suudi Arabistan Yatırım ve İş Forumu'nda eğitimi desteklemek amacıyla Suudi Kalkınma Fonu ve Hazine ve Maliye Bakanlığımız arasında 55 milyon dolarlık kalkınma kredisi anlaşması imzalanmıştır."

"Suudi Arabistan’daki müteahhitlik hizmetleri 2023 yılında 3 milyar dolara ulaştı"

Türkiye’deki uluslararası sermayeye sahip şirket sayısının 2002 yılında 5 bin 600 iken 2023 yılında 80 bin 500’e yükseldiğini belirten Bolat, Türkiye’ye yapılan yabancı yatırımların ise 2003-2023 yıllarında 262 milyar dolara, Türkiye’den yurt dışına yabancı yatırımların da 60 milyar dolar seviyelerine ulaştığını aktardı.

Bolat, Türkiye'nin Körfez-Arap İş Birliği Konseyi ülkelerinde 716 proje ile 74 milyar dolarlık müteahhitlik hizmeti verdiğini, Suudi Arabistan’daki müteahhitlik hizmetlerinin ise 2023 yılında 16 proje ile yaklaşık 3 milyar dolara ulaştığını söyledi.

Türkiye'nin turizm açısından Arap bölgesi için önemli bir destinasyon olduğunu vurgulayan Bolat, Suudi Arabistan’dan ülkeye gelen turist sayısının 2023 yılında 820 binin üzerine çıkarak önemli bir seviyeye geldiğini belirtti.

Açılış konuşmalarının ardından Bakan Bolat ve Suudi Arabistan Ticaret Bakanı el-Kasabi ile beraberindekiler Türk İhraç Ürünleri Fuarı’nın açılış kurdelesini kesti. Açılışın ardından bakanlar ve beraberindeki heyet fuar alanını ziyaret etti. Türk ihracatçı ve üreticileriyle sohbet eden Bolat, iş insanlarıyla fotoğraf çektirdi.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.