Ekonomik kriz, emekli maaşları ve Gazze savaşı Türk seçmeninin öncelikleri arasında

Suriyeli mülteci konusu ise yerel seçim gündeminde pek yok

Erdoğan Pazar günü İstanbul’da destekçilerinden oluşan büyük bir kalabalığa hitap ediyor (Cumhurbaşkanlık)
Erdoğan Pazar günü İstanbul’da destekçilerinden oluşan büyük bir kalabalığa hitap ediyor (Cumhurbaşkanlık)
TT

Ekonomik kriz, emekli maaşları ve Gazze savaşı Türk seçmeninin öncelikleri arasında

Erdoğan Pazar günü İstanbul’da destekçilerinden oluşan büyük bir kalabalığa hitap ediyor (Cumhurbaşkanlık)
Erdoğan Pazar günü İstanbul’da destekçilerinden oluşan büyük bir kalabalığa hitap ediyor (Cumhurbaşkanlık)

Türkiye’de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere bir hafta kala, partiler arasındaki büyük mücadele sürüyor.

Seçimler için geri sayım başlarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üç büyük şehir İstanbul, Ankara ve İzmir’i geri almak amacıyla CHP’yi hedef alan söylemlerini artırdı.

Erdoğan, dün Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen Yeniden Büyük İstanbul Mitingi’nde yaptığı konuşmada, “Bu kadim şehri CHP zulmünden 31 Mart’ta kurtarmamız gerekiyor. İstanbul yeniden sahiplerine kavuşsun” dedi.

Önemli konular

Seçim kampanyaları, başta ekonomik durum ve emeklilerin maaşları olmak halkın gündemini meşgul eden bir dizi konuya odaklanıyor.

Gazze savaşı da önemli konuların başında gelirken, Erdoğan’ın tüm konuşmalarında Gazze’ye destek ifadeleri kullanmasına rağmen, İsrail ile ticaretin devam etmesine dikkat çekiliyor.

Geçtiğimiz Mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin odak noktası olan Suriyeli mülteci meselesi ise, bu seçim kampanyasında partilerin gündeminde neredeyse hiç yok.

FOTO: Cumhurbaşkanı Erdoğan dün İstanbul’da destekçilerine seslendi (AFP)
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün İstanbul’da destekçilerine seslendi (AFP)

Erdoğan’ın bu seçimde de Cumhur İttifakı’nı genişletme çabaları başarısızlıkla sonuçlandı.

Cumhur İttifakı’nın Mayıs ayındaki ortaklarından olan, Fatih Erbakan liderliğindeki Yeniden Refah Partisi, yerel seçimlere kendi logo ve adaylarıyla katılacaklarını belirtti.

Erdoğan, Yeniden Refah Partisi’ni bazı büyük il ve belediyelerde AK Parti adaylarının zaferini engellemeye çalışmakla suçladı.

Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde katıldığı bir mitingte, Yeniden Refah Partisi’nin eski danışmanı olan Şanlıurfa milletvekili Kasım Gülpınar’ı Şanlıurfa’da aday göstermesine değinerek, “Hiç kimsenin Cumhur İttifakı’nın, AK Parti’nin, şahsımızın gölgesinde yürüyerek sırf bize seçim kaybettirmek için ortada dolaşmasına rıza gösteremeyiz” dedi.

Fatih Erbakan ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bize kaybettirmek istiyorlar” sözlerine yanıt verdi.

Erbakan dün Zeytinburnu’nda düzenlenen mitingte, “Size biz kaybettirmiyoruz, size İsrail’le ticaret kaybettiriyor. Size rantçı belediyecilik anlayışınız, 22 senedir uyguladığınız borç-faiz-zam-vergi ekonomisi, emekliyi, emekçiyi, dar gelirliyi içine düşürdüğünüz durum kaybettiriyor” diye konuştu.

Son iki hafta içinde, Yeniden Refah Partisi ve diğer partilerden bazı destekçilerin, Erdoğan’ın mitingleri sırasında ‘İsrail ile ticareti kesin’ yazılı pankart açtıkları için gözaltına alındığı iddia edildi.

Kürt oyları

Son seçimlerde ana partiler artık Kürt oyları için yarışıyor.

Kürtler, dengeyi bir partinin lehine, özellikle de 2019’da bundan yararlanan CHP’nin lehine çevirebilecek bir oy bloğu oluşturuyor.

FOTO: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ikinci kez belediye başkanlığını kazanmak için kampanyasını sürdürüyor (X’teki hesabından)
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ikinci kez belediye başkanlığını kazanmak için kampanyasını sürdürüyor (X’teki hesabından)

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM), Ankara ve İstanbul dahil çeşitli belediyelerde aday çıkarmasına rağmen, bu partiye yeterli oranda Kürt oyu gideceği düşünülmüyor.

Çünkü Kürt seçmenin eğilimleri farklı olduğundan, bu oylar CHP ve AK Parti arasında dağılıyor.

Bu nedenle partiler, her seçim döneminde olduğu gibi Kürt seçmenlerin oylarını kazanmaya çalışıyor.

Ekonomik durum ve Suriyeli mülteciler

Ali Babacan liderliğindeki DEVA ve Temel Karamolaoğlu liderliğindeki Saadet Partisi gibi bazı muhalif partiler, Türkiye Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yüzde 50’ye çıkarma kararının ardından Erdoğan hükümetine eleştirilerde bulundu ve ekonomik krizle baş edememekle suçladı.

FOTO: İstanbul’da dün düzenlenen seçim etkinliğine katılan Erdoğan destekçileri (Reuters)
İstanbul’da dün düzenlenen seçim etkinliğine katılan Erdoğan destekçileri (Reuters)

Yerel seçimlerin son aşamasında, Suriyeli mülteci sorununun, İyi Parti ve Zafer Partisi gibi bazı milliyetçi partiler dışında pek gündeme getirilmemesi dikkat çekti.

Gözlemciler bunu, Mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde muhalefetin bu konuya odaklanarak herhangi bir kazanım elde edememesine bağladı.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.