ECOWAS ülkelerinin genelkurmay başkanları Nijer için bir araya geliyor

Nijer'de darbeden sonra halk sokakta (AA)
Nijer'de darbeden sonra halk sokakta (AA)
TT

ECOWAS ülkelerinin genelkurmay başkanları Nijer için bir araya geliyor

Nijer'de darbeden sonra halk sokakta (AA)
Nijer'de darbeden sonra halk sokakta (AA)

Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS) üye ülkelerin genelkurmay başkanları, Nijer’deki darbeyi görüşmek üzere 2-4 Ağustos tarihlerinde Nijerya’nın başkenti Abuja’da bir araya geliyor.

Afrika’da 15 ülkenin oluşturduğu ECOWAS, Nijer’deki darbenin ardından geçtiğimiz Pazar günü Abuja’da olağanüstü toplanarak darbeyi kınadı.

Darbeciler tarafından alıkonulan Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’un serbest bırakılması ve görevine geri getirilmesi için 1 hafta süren veren ECOWAS, taleplerin bir hafta içerisinde karşılanmaması halinde, Nijer’de anayasal düzenin yeniden tesis edilmesi için güç kullanımı da dahil gerekli tüm tedbirlerin alınacağı konusunda uyardı.

ECOWAS liderleri, grubun taleplerini iletmek üzere Nijer’e bir temsilci atanacağını da duyurdu.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan Nijer’den bir askeri yetkiliye ve ECOWAS’tan üst düzey bir yetkiliye göre, Nijerya eski Devlet Başkanı Abdusselam Abubakar başkanlığındaki bir heyetin bugün Nijer’i ziyaret etmesi planlanıyor.

Darbecilerden birinin dün ulusal televizyonda yaptığı açıklamaya göre, seçilmiş Cumhurbaşkanı Bazoum’u deviren darbenin ardından kapatılan 5 sınır ülkesiyle kara ve hava sınırları yaklaşık bir hafta sonra yeniden açıldı.

Söz konusu askeri yetkili, “Cezayir, Burkina Faso, Libya, Mali ve Çad ile kara ve hava sınırları bugünden itibaren yeniden açıldı” dedi.



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC