Türkiye, ilk yarıda 4,8 milyar dolar uluslararası yatırım aldı

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, Türkiye'ye bu yılın ilk 6 ayında 4,8 milyar dolar düzeyinde uluslararası doğrudan yatırım girişi olduğunu belirtti.

Bu yatırımların 2,5 milyar doları birleşme, satın alma veya sıfırdan gibi yatırım sermayesi girişleri oldu (AA)
Bu yatırımların 2,5 milyar doları birleşme, satın alma veya sıfırdan gibi yatırım sermayesi girişleri oldu (AA)
TT

Türkiye, ilk yarıda 4,8 milyar dolar uluslararası yatırım aldı

Bu yatırımların 2,5 milyar doları birleşme, satın alma veya sıfırdan gibi yatırım sermayesi girişleri oldu (AA)
Bu yatırımların 2,5 milyar doları birleşme, satın alma veya sıfırdan gibi yatırım sermayesi girişleri oldu (AA)

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Engin Aksoy, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin küresel uluslararası doğrudan yatırım akımlarından yüzde 1,5 pay alma hedefi bulunduğunu ifade ederek, mevcut rakamların Türkiye'nin potansiyelini tam olarak yansıtmadığını söyledi.

Türkiye'ye bu yılın ilk 6 ayında 4,8 milyar dolar düzeyinde uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleştiğini bildiren Aksoy, "Bu yatırımların 2,5 milyar doları birleşme, satın alma veya sıfırdan gibi yatırım sermayesi girişleri. YASED üst yöneticilerine yönelik gerçekleştirdiğimiz PULSE anketimizin haziran dönemi sonuçlarına dayanarak önümüzdeki 6 ayda makroekonomik istikrar ve düzenleyici çerçevede yaşanabilecek iyileşmelerin en az 7,1 milyar dolarlık ek bir yatırım sermayesi girişini tetikleyebileceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu.

2002 yılından bu yana Türkiye'ye gelen tüm yatırımlar içerisinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yüzde 59 pay ile ilk sırada yer aldığını aktaran Aksoy, şunları kaydetti:

 

Bu yılın ilk 6 ayında da aslında bu genel eğilimin korunduğunu görüyoruz. AB ülkeleri, yüzde 56 pay ile Türkiye'ye gelen sermaye girişlerinde birinci kaynak bölge olmaya devam etti. Ülkeler düzeyinde bakıldığında, Hollanda'nın toplam yatırım sermayesi girişlerinin yüzde 23'ünü oluşturduğunu, Hollanda'yı, yüzde 15 ile Rusya, yüzde 13 ile BAE, yüzde 7 ile Almanya ve yüzde 7 ile İrlanda'nın izlediğini görüyoruz. Toptan ve perakende ticaret, elektrik üretimi 2023'ün ilk 6 ayındaki yatırım sermayesi girişlerinde öne çıkan sektörler oldu. Bu sektörlere ek olarak, geçen sene de öne çıkan alanlardan biri olan bilgi ve iletişimde yatırım girişlerinin devam ettiğini görüyoruz.

Uluslararası firmaların yatırım yapacakları ülkeyi seçerken pazar büyüklüğü, iş ortamının sofistikasyonu, insan kaynağı, maliyetler, altyapı ve lojistik, vergi ve teşvikler, düzenleyici çerçeve, yatırım yeri uygunluğu, ekonomik ve politik risk göstergelerindeki performansı göz önünde bulundurduğunu ifade eden Aksoy, "2018'den beri düzenli olarak yenilediğimiz Türkiye'nin Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Açısından Rekabetçilik Analizi çalışmamızda, Türkiye ile birlikte yatırım kararlarında kısa listeye alınan ülkelerin performanslarını, bu kategorilerin her biri özelinde yakından takip ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye, Polonya ve Macaristan gibi ülkelere kıyasla maliyetlerin daha düşük olduğu bir ülke"

YASED Başkanı Aksoy, Türkiye'nin; içerisinde bulunduğu bölgede nüfusu ve Gümrük Birliği'nin de katkısıyla yoğun ticaret ilişkileri içerisinde olduğu AB pazarına yakınlığı ile önemli bir yatırım destinasyonu olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin, rekabet içerisinde olduğu Polonya ve Macaristan gibi ülkelere kıyasla maliyetlerin daha düşük bir ülke olduğunu belirten Aksoy, "Genel olarak vergi ve teşvikler, kıyaslanan ülkelere göre Türkiye'de halen bir cazibe unsuru. Her ne kadar potansiyelinin tamamını kullanamasa da Türkiye'nin avantajlı olduğu diğer alanlar ise insan kaynağı ve altyapı" şeklinde görüş belirtti.

Bununla birlikte risk göstergeleri ve düzenleyici çerçeve açısından Türkiye'de halen iyileşme alanlarının mevcut olduğunu, bunun için başta Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'na (YOİKK) önem verdiklerini belirten Aksoy, aktif katkı sağladıkları istişare platformlarında, öncelikli gündem konularını kamu otoriteleriyle birlikte takip ettiklerini, yakın zamanda açıklanması beklenen Orta Vadeli Program'da da YASED için önemli olan gündem konularının takibini yapacaklarını söyledi.

"Yatırım Ortamı Mevzuat Paketi'nde bu konuları neticelendirme imkanı bulabilirsek önemli mesafe katedeceğimizi düşünüyorum"

Engin Aksoy, YASED olarak Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırımlar açısından rekabetçiliğinin artırılmasında en önemli rol oynayan iki temel unsurun, hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı öngörülebilir bir düzenleyici çerçevenin temini ve ülkeyi yüksek gelirli ülkeler grubuna taşıma vizyonuna sahip makroekonomik istikrarın sağlanması olduğunu düşündüklerini ifade etti.

Bu ön koşullara ilave olarak da küresel rekabet ortamının güncel dinamikleri olan ve rekabetçiliğin kaldıraçları olarak nitelendirdikleri konular bulunduğunu aktaran Aksoy, şunları kaydetti:

Bunlar; küresel tedarik zincirlerine entegrasyonun artırılması, dijital dönüşümün gerçekleştirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın benimsenmesi ve insan sermayesinin geliştirilmesi. Bu alanlarda Türkiye'nin ve firmalarının küresel düzeyde değişen rekabet yarışında öncü olmalarına destek olacak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede bu dönemdeki en önemli gelişmelerden birisi Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz başkanlığında, 15 Ağustos'ta, yatırımlarla doğrudan ilgili bakanlarımız ve başkanlarımızın da katıldığı toplantıda, YOİKK'in yeni dönem eylem planına yönelik YASED'in önerilerini ayrıntılı bir şekilde sunma imkanım oldu. Başta kişisel verilerle ilgili mevzuatın geliştirilmesi, emisyon ticaret sisteminin kurulması ve özellikle dijital dönüşümü hızlandırmak amacıyla siber güvenlik, 5G, fiber internet, veri merkezleri gibi alanlarda yatırımların önünü açacak düzenlemelerin yapılmasına dair birçok konuda YOİKK üyelerinin sergilediği olumlu yaklaşımlar bizleri memnun etti. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da özellikle belirttiği, ekim ayında meclis gündemine sunulması planlanan Yatırım Ortamı Mevzuat Paketi içinde bu konuları neticelendirme imkanı bulabilirsek ülkemizin uluslararası doğrudan yatırım rekabetçiliğini artırma konusunda önemli bir mesafe katedeceğimizi düşünüyorum. Türkiye'nin şirketleri olan YASED üyelerinin ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına yüksek katma değerli yatırımları ile hizmet etmeye devam edeceğini ve yatırım ortamına yönelik her iyileşmenin mevcut ve yeni yatırımlarda net artış olarak döneceğini de ayrıca ifade etmek isterim.



Tesla, ABD’de en az güvenilen elektrikli araç markası seçildi

Tesla'nın ABD ve Avrupa'daki galerilerinin önünde protestolar düzenleniyor (Reuters)
Tesla'nın ABD ve Avrupa'daki galerilerinin önünde protestolar düzenleniyor (Reuters)
TT

Tesla, ABD’de en az güvenilen elektrikli araç markası seçildi

Tesla'nın ABD ve Avrupa'daki galerilerinin önünde protestolar düzenleniyor (Reuters)
Tesla'nın ABD ve Avrupa'daki galerilerinin önünde protestolar düzenleniyor (Reuters)

Elon Musk yönetimindeki Tesla'nın tarihi düşüşü, yeni bir ankete göre elektrikli araç üreticisinin ABD'de en az güvenilen elektrikli araba markası olarak sıralanmasına yol açtı.

En son Elektrikli Araç Bilgi Raporu'na katılanların neredeyse yarısı Tesla'ya güvenmediklerini belirtirken, üçte birinden fazlası olumsuz bir algıya sahip olduklarını söyledi.

Gündem yaratan birkaç kazanın ardından şirket, büyük elektrikli araba üreticileri arasında en düşük güvenlik algısı puanına sahip oldu.

Tesla'nın marka itibarı, Donald Trump yönetimi altında tartışmalı Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nı (DOGE) kuran Musk'ın ABD Başkanı'yla ilişkisinden olumsuz etkilendi.

Tesla patronu mayısta bu görevden ayrıldığından beri ikilinin ilişkisi bozuldu ancak Musk, Avrupa'daki aşırı sağcı politikacıları desteklemeye devam ediyor ve yeni bir siyasi parti kurarak ABD siyasetinde kalma niyetini ortaya koydu.

Raporda, "Elon Musk, Trump yönetimindeyken Tesla'nın itibarının zarar gördüğünü ve bunun zamanla unutulacağını vaat ederek siyasetten çekilmeye hazır görünüyordu" dendi.

Ancak Musk'ın 'Amerika Partisi'nin kurulmasıyla Tesla'nın tüketici algısı düzelmedi.

Ankete katılanların sadece dörtte biri Tesla hakkında olumlu görüş bildirdi, buna karşılık üçte birinden fazlası olumsuz algıya sahip olduğunu belirtti.
 

y6u78ı

Mayısta Axios Harris'in yaptığı farklı bir ankette, Tesla'nın ABD'li yetişkinler arasındaki marka itibarının 2022'de "çok iyi"yken 2025'te "kötü"ye düştüğü ortaya çıkmıştı.

Tesla'nın itibarındaki düşüş, ABD ve Avrupa'daki satışların azalmasına katkıda bulunmuş gibi görünüyor. Şirketin son çeyrek raporu, müşteri teslimatlarının yılın ikinci çeyreğinde yüzde 14 düştüğünü ortaya koydu.

Bu, şirket tarihinde bir çeyrekte kaydedilen en kötü düşüş ve Tesla'nın küresel teslimatlarda Çinli rakibi BYD'nin çok gerisinde kaldığı anlamına geliyor.

asdfrgty

Bazı piyasa analistlerine göre bu zayıf performans, yılın geri kalanında da devam edecek ve Checkpoint Research'ün tahminlerine göre 2025'te satışlarda yıllık yüzde 10 düşüş yaşanacak.

Bu durum, Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre son yıllarda küresel elektrikli araç satışlarının rekor seviyelere ulaşarak hızla artmasına rağmen ortaya çıkıyor.

Independent Türkçe