Sahte şarkı yükleyerek Spotify'dan ayda 1200 dolar kazanmak mümkün mü?

JPMorgan'a göre platformdaki şarkıların yüzde 10'u ödeme sistemini kandırmak için oluşturulmuş

Spotify'ın dünya genelinde 220 milyon ücretli abonesi bulunuyor (Reuters)
Spotify'ın dünya genelinde 220 milyon ücretli abonesi bulunuyor (Reuters)
TT

Sahte şarkı yükleyerek Spotify'dan ayda 1200 dolar kazanmak mümkün mü?

Spotify'ın dünya genelinde 220 milyon ücretli abonesi bulunuyor (Reuters)
Spotify'ın dünya genelinde 220 milyon ücretli abonesi bulunuyor (Reuters)

Spotify CEO'su Daniel Ek, kullanıcıların platforma yükledikleri 30 saniyelik şarkıları sürekli dinleyerek para kazanabileceği yönündeki iddiaları yalanladı.

Önceki günlerde Birleşik Krallık merkezli Financial Times gazetesinin yayımladığı JPMorgan analizinde, Spotify'a 30 saniyelik bir parça yükleyip bunu 24 saat boyunca çalmaya programlamanın ayda 1200 dolar gelir getireceği öne sürülmüştü.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ek, "Ödeme sistemimiz bu şekilde çalışmıyor. Bu doğru olsaydı, 'Daniel'ın 30 saniyelik şarkısı' isimli listem sürekli çalıyor olurdu" ifadelerini kullandı.

Spotify son aylarda platformdaki sahte şarkı sayısında yaşanan artışla gündeme geliyor. İsveç merkezli internet devi son olarak platformdan yapay zeka üretimi on binlerce şarkının silindiğini açıklamıştı.

JPMorgan'ın analizine göre, Spotify'ın ödeme sistemini kandırmak için üretilen şarkıların oranı yüzde 10'a kadar ulaştı.

Geçen hafta İsveç gazetesi Svenska Dagbladet, ülkedeki suç örgütlerinin para aklamak için Spotify'ın ödeme sistemini kullandığını öne sürmüştü.

Spotify'ın websitesinde yer alan bilgilere göre, sanatçılar platformdan ayda bir kez ödeme alıyor ancak ödeme miktarı yapılan anlaşmalara ve şarkıların dinlenme durumuna göre değişiyor. Platformdan ödeme alınabilmesi için bir şarkının en az 30 saniye dinlenmesi gerekiyor.

Endüstrinin önde gelen markalarından Universal Music ve Deezer geçen haftalarda ortak bir yayın platformu kuracaklarını ve sanatçılara daha yüksek ödemeler yapmayı hedeflediklerini duyurmuştu. 

Yeni girişimin başarılı olması durumunda Spotify ve Apple Music gibi servislerin de ödeme modellerinde değişikliğe gitmesi bekleniyor.

Independent Türkçe



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”