Türkiye'nin ihracatı eylülde 22 milyar 490 milyon dolar oldu

Türkiye'nin ihracatı eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalatı yüzde 14,6 düşerek 27 milyar 501 milyon dolar oldu

(AA)
(AA)
TT

Türkiye'nin ihracatı eylülde 22 milyar 490 milyon dolar oldu

(AA)
(AA)

Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan eylül ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri açıklandı.

Buna göre, Genel Ticaret Sistemi (GTS) kapsamında ihracat, eylülde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalatı yüzde 14,6 gerilemeyle 27 milyar 501 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Dış ticaret açığı eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 47,8 azalarak 9 milyar 607 milyon dolardan 5 milyar 12 milyon dolara geriledi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı Eylül 2022'de yüzde 70,2 iken geçen ay yüzde 81,8'e yükseldi.

Ocak-eylül döneminde ise geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat yüzde 0,5 azalarak 187 milyar 204 milyon dolara gerilerken ithalat yüzde 1,2 artarak 274 milyar 432 milyon dolar oldu.

Dış ticaret açığı, ocak-eylül döneminde yüzde 4,9 artışla 83 milyar 142 milyon dolardan 87 milyar 228 milyon dolara çıktı.

İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Eylül 2022'de yüzde 69,3 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 68,2'ye geriledi.

Enerji ve altın hariç dış ticaret

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, eylülde yüzde 2,3 azalarak 20 milyar 746 milyon dolardan 20 milyar 260 milyon dolara geriledi. Eylülde enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat da yüzde 1,5 düşerek 20 milyar 598 milyon dolardan 20 milyar 280 milyon dolara düştü.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret açığı eylülde 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 1,9 azalarak 40 milyar 540 milyon dolara geriledi. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99,9 oldu.

İmalat sanayisinin payı yüzde 94,1 oldu

Ekonomik faaliyetler incelendiğinde, ihracatta eylülde imalat sanayisinin payı yüzde 94,1, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 4, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,4 oldu.

Ocak-eylül döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayisinin payı yüzde 94,5, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,5, madencilik ve taş ocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 olarak kaydedildi.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta eylülde ara mallarının payı 71,3, sermaye mallarının payı yüzde 14,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 13,7 olarak hesaplandı.

Ocak-eylül döneminde ise ara mallarının payı yüzde 73,5, sermaye mallarının payı yüzde 13,9 ve tüketim mallarının payı yüzde 12,5 oldu.

Eylül ayında Almanya ihracatta, Çin ithalatta ilk sırada

Eylülde ihracatta ilk sırayı 1 milyar 746 milyon dolarla Almanya aldı. Bu ülkeyi 1 milyar 201 milyon dolarla ABD, 1 milyar 196 milyon dolarla Irak, 1 milyar 96 milyon dolarla İtalya ve 1 milyar 69 milyon dolarla Birleşik Krallık izledi. Söz konusu ayda ilk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,1'ini oluşturdu.

Ocak-eylül döneminde de ihracatta ilk sırada Almanya yer aldı. Bu ülkeye 15 milyar 904 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Almanya'yı 11 milyar 7 milyon dolarla ABD, 9 milyar 156 milyon dolarla İtalya, 9 milyar 87 milyon dolarla Birleşik Krallık ve 8 milyar 933 milyon dolarla Irak takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,9'una karşılık geldi.

Eylülde ithalatta ilk sırayı Çin aldı. Çin'den yapılan ithalat 3 milyar 728 milyon dolar olurken bu ülkeyi 3 milyar 134 milyon dolarla Rusya, 2 milyar 357 milyon dolarla Almanya, 1 milyar 249 milyon dolarla ABD, 1 milyar 175 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,3'ünü oluşturdu.

Ocak-eylül döneminde ise ithalatta ilk sıra Rusya'nın oldu. Bu ülkeden yapılan ithalatın tutarı 34 milyar 705 milyon dolar olarak gerçekleşti. Rusya'yı 34 milyar 397 milyon dolarla Çin, 21 milyar 190 milyon dolarla Almanya, 16 milyar 563 milyon dolarla İsviçre, 11 milyar 840 milyon dolarla ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 43,3'üne tekabül etti.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, eylülde bir önceki aya kıyasla ihracat yüzde 1,7 artarken ithalat yüzde 6,5 azaldı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise eylülde geçen yılın aynı ayına kıyasla ihracat yüzde 2 artarken ithalat yüzde 12,7 azalış gösterdi.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, "ISIC Rev.4" sınıflaması içinde yer alan imalat sanayisi ürünlerini kapsıyor. Eylülde bu sınıflamaya göre imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,1 oldu. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,1 olarak kayıtlara geçti.

Ocak-eylül döneminde "ISIC Rev.4"e göre imalat sanayisi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,5 hesaplandı. Aynı dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,6 oldu.

Eylülde imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 83,6 olarak belirlendi. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,5 olarak kaydedildi.

Ocak-eylül döneminde imalat sanayisi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,7 oldu. Söz konusu dönemde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,2 olarak kayıtlara geçti.

Özel Ticaret Sistemi verileri

Özel Ticaret Sistemi'ne göre eylülde ihracat, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 0,8 azalarak 20 milyar 452 milyon dolara, ithalat da yüzde 14,8 gerileyerek 25 milyar 723 milyon dolara düştü.

Eylülde dış ticaret açığı yüzde 44,9 azalarak 9 milyar 568 milyon dolardan 5 milyar 271 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı Eylül 2022'de yüzde 68,3 iken bu yılın aynı ayında yüzde 79,5'e yükseldi.

Özel Ticaret Sistemi'ne göre ihracat ocak-eylül döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,7 azalarak 170 milyar 172 milyon dolar olurken ithalat yüzde 0,4 artışla 256 milyar 717 milyon dolara çıktı.

Ocak-eylül döneminde dış ticaret açığı yüzde 7,2 artarak 80 milyar 722 milyon dolardan 86 milyar 545 milyon dolara yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı Ocak-Eylül 2022'de yüzde 68,4 iken bu yılın aynı döneminde yüzde 66,3 oldu.



Trump'ın ayrılmasının ardından... Şi ve Lee'nin görüşmesi, Çin'in APEC zirvesindeki ‘etkisini’ ortaya koydu

Sağda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, solda Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung (AP)
Sağda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, solda Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung (AP)
TT

Trump'ın ayrılmasının ardından... Şi ve Lee'nin görüşmesi, Çin'in APEC zirvesindeki ‘etkisini’ ortaya koydu

Sağda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, solda Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung (AP)
Sağda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, solda Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae-myung (AP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Güney Kore'de düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesinin son günü olan bugün (cumartesi), Güney Koreli mevkidaşı Lee Jae-myung ile bir araya geldi. ABD Başkanı Donald Trump'ın yokluğunda Çin, baskın güç olarak öne çıktı.

Şi Cinping, Güney Kore'nin Gyeongju kentinde düzenlenen APEC liderler zirvesi öncesinde perşembe günü ABD Başkanı’yla 2019'dan bu yana ilk kez yüz yüze görüştü.

Dünyanın en büyük iki ekonomisinin liderleri, şiddetli ticaret savaşında bir ateşkese vardılar. Buna göre Washington, Çin’e uygulanan bazı gümrük vergilerini düşürmeyi kabul etti; buna karşılık Pekin, Çin’e ait nadir toprak elementleri üzerindeki kısıtlamaları kaldırmayı ve Amerikan soya fasulyesi alımlarını artırmayı taahhüt etti.

Donald Trump, görüşmelerin bitiminden hemen sonra Washington'a döndü ve Şi Cinping, APEC zirvesinde tüm dikkatleri üzerine çekti. Şi Cinping, zirvede Pekin'i ‘hegemonyaya’ karşı çok taraflılığın savunucusu olarak tanıttı ve bu açıklamasıyla açıkça ABD'ye atıfta bulundu.

Bugün zirvede yaptığı kapanış konuşmasında Şi Cinping, Çin'in gelecek yıl güneydeki Shenzhen kentinde APEC zirvesine ev sahipliği yapacağını duyurdu.

Şi Cinping dün Kanada Başbakanı Mark Carney ile 2017'den bu yana iki liderin ilk resmi görüşmesinde bir araya geldi.

Çinli lider, ‘Çin-Kanada ilişkilerini yeniden rayına oturtma’ isteğini dile getirdi ve Liberal başbakanı Çin'i ziyaret etmeye davet etti.

Carney ise görüşmelerin ilişkilerde bir ‘dönüm noktası’ olduğunu vurgulayarak, Pekin ile dış müdahale gibi hassas konuları gündeme getirdiğini belirtti.

Şi, Çin'i uzun süredir eleştirmesiyle tanınan Japonya'nın yeni Başbakanı Sanae Takaichi ile de ilk görüşmesini gerçekleştirdi.

Takaichi, ‘Çin ve Japonya arasında karşılıklı yarar sağlayan stratejik ilişkiler’ arzusunu dile getirirken, gazetecilere Çin lideriyle ‘açık ve samimi bir diyalog’ içinde birçok tartışmalı konuyu ele aldığını söyledi.

Çin lideri bugün, geçen yaz göreve başlayan Güney Kore Başbakanı’yla ilk görüşmesini gerçekleştirdi.

Güney Kore'nin Yonhap ajansı, Lee'nin geleneksel kıyafetler giymiş askerlerin katıldığı bir törende Şi'yi karşıladığı görüntüleri yayınladı.

Pekin'e güven vermek

Seul, ana ticaret ortağı ve güvenliğinin garantörü olan Washington ile Pekin arasında her zaman bir denge kurmuştur.

Ancak, Güney Kore'nin ABD'nin THAAD füze savunma sistemini konuşlandırmayı kabul etmesinin ardından 2016 yılında Çin ile ilişkiler bozuldu. Pekin, Güney Koreli şirketlere kısıtlamalar getirerek ve Güney Korelilerin toplu olarak kendi topraklarına seyahat etmesini yasaklayarak sert ekonomik misilleme önlemleriyle yanıt verdi.

Kısa süre önce ABD ile ihracatına uygulanan gümrük vergilerinin azaltılmasını öngören milyarlarca dolarlık bir ekonomik anlaşma imzalayan Güney Kore, komşusuyla ticarete büyük ölçüde bağımlı olmaya devam ediyor.

Harvard Üniversitesi Asya Merkezi'nde araştırmacı olan Sung Hyun Lee'ye göre, Lee Jae-myung, ‘Güney Kore'nin ABD ile ittifakının Çin ile pragmatik ekonomik iş birliğini engellemediğini’ göstererek Pekin'e güven vermeye çalışacak.

Sung Hyun Lee AFP’ye verdiği demeçte, Güney Kore liderinin ‘bir dereceye kadar ekonomik istikrar ve ikili ilişkiler için daha net bir temel’ istediğini söyledi.

Seul'un Pekin ile ilişkileri, resmi olarak güney komşusu ile halen savaş halinde olan Kuzey Kore ile Çin'in yakın bağlarından da etkileniyor.

Şarku’l Avsat’ın Güney Kore Devlet Başkanlığı Ofisi’nden aktardığına göre, Devlet Başkanı Lee, Şi Cinping ile Kore yarımadasındaki barış çabalarını görüşmeyi planlıyor.

Toplantı öncesinde Pyongyang, Kuzey Kore'nin nükleer silahsızlanma olasılığının ‘ne kadar sık konuşulursa konuşulsun asla gerçekleşmeyecek uçuk bir hayal’ olduğunu açıkladı.


Karadeniz'de Nutella açmazı: Fındık alımları durduruldu

Türkiye'de tekelleştiği gerekçesiyle fındık üreticileri tarafından eleştirilen Ferrero, 8 yıl içinde cirosunu ikiye katlamayı hedefliyor (Reuters)
Türkiye'de tekelleştiği gerekçesiyle fındık üreticileri tarafından eleştirilen Ferrero, 8 yıl içinde cirosunu ikiye katlamayı hedefliyor (Reuters)
TT

Karadeniz'de Nutella açmazı: Fındık alımları durduruldu

Türkiye'de tekelleştiği gerekçesiyle fındık üreticileri tarafından eleştirilen Ferrero, 8 yıl içinde cirosunu ikiye katlamayı hedefliyor (Reuters)
Türkiye'de tekelleştiği gerekçesiyle fındık üreticileri tarafından eleştirilen Ferrero, 8 yıl içinde cirosunu ikiye katlamayı hedefliyor (Reuters)

Türkiye'deki fındık satıcılarıyla Nutella'nın üreticisi Ferrero karşı karşıya geldi.

Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Financial Times'ın (FT) haberinde,  Türkiye'de ilkbaharda yaşanan don ve haşere istilası nedeniyle fındık miktarının azaldığı, yaz başından bu yana fiyatların neredeyse iki katına çıktığı belirtiliyor.

Türkiye yılda 600 bin ila 700 bin ton fındık hasat ediyor, bu da toplamda yaklaşık 1,1 milyon ton olan küresel arzın neredeyse üçte ikisine denk geliyor. Uzmanlar, bu yıl üretimin 500 bin ton veya daha altına düşebileceğini, bunun da zaten küçük olan pazarı daha da daraltabileceğini söylüyor.

Tarım Bakanlığı'nın il bazlı çalışmalarına göre rekoltenin 450 bin ton civarında olması bekleniyor. Ancak Ulubey Fiskobirlik Başkanı Cemil Temiz, FT'ye açıklamasında "Gerçek rakamın 300 bin tonu geçeceğini sanmıyorum" diyor.

Londra merkezli gıda ürünleri tedarikçisi CH Hacking& Sons'ın kurucusu Giles Hacking, temmuzda tonu 9 bin dolar olan kabuksuz fındık fiyatının 18 bin dolara yükseldiğine dikkat çekiyor.

Analizde, küçük üreticilerin fındık stokladığı ve Ferrero'nun düşük fiyattan satın alma tekliflerine yanaşmadığı ifade ediliyor. Öte yandan İtalyan şirketin de fiyatların düşmesini beklediği için satın alımları geçici olarak durdurduğu yazılıyor.

Ferrero'nun fındık tedarikinden sorumlu biriminin başındaki Marco Botta, Samuel Beckett'ın ünlü oyunu Godot'yu Beklerken'e gönderme yaparak, şirketin "Türkiye'deki fındık kralları için Godot'ya dönüştüğünü" söylüyor.

Botta, tedariki şimdilik Şili ve ABD'den sağladıklarını belirtiyor. Şirket, bu ülkelerdeki fındık üretim kapasitesini son iki yıldır artırıyor. Yetkili, Toprak Mahsulleri Ofisi'yle yazılı anlaşmaları olmasa da Türkiye'de uzun vadeli yatırımlar yapmaya kararlı olduklarını ifade ediyor.

Ordu'da yarı zamanlı çiftçilik yapan Saadettin Irmakçı, normalde bahçesinden yılda 1,5 ton fındık topladığını ancak miktarın bu sene 30 kiloya indiğini söylüyor. Irmakçı, "Fındık fiyatı yükseliyor ama olması gereken yerde. Karadeniz'de balıkçılar bir günde bizim bir yılda kazandığımızı kazanıyor" diye ekliyor.

Türkiye'nin en büyük 5 fındık ihracatçısından biri olan Poyraz Poyraz Fındık'ın ihracat direktörü Fırat Bakıcı da piyasaya dair şunları söylüyor:

Türkiye'nin pazar payını kaybedeceği yönünde bir paranoya var. Şili agresif şekilde büyüyor, hasatlarını 200 bin tona çıkarmayı hedefliyorlar. Bunu 5 ila 10 yıl içinde başarabilirler.

Bakıcı, yükselen işçilik maliyetlerinin Türkiye'nin rekabet gücünü zayıflattığını belirterek, şöyle devam ediyor:

Fındık, kuruyemişler arasında kuzu eti gibidir, yüksek kaliteli ve sofistike bir aromaya sahiptir. Ancak Türkiye markalaşmayı başaramadı, hep Avrupa için taşeronluk yaptı.

Tedarikle ilgili bu açmazın Nutella fiyatlarını yükseltebileceği de düşünülüyor. Ferrero olası fiyat değişimlerine dair yorum yapmayı reddetti.
Independent Türkçe, Financial Times, Straits Times 


Suudi Arabistan, Suriye ekonomisini geleceğe taşıyor

Prens Muhammed bin Selman, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’yı karşılarken, Donald Trump Jr.’ın dün Riyad'da düzenlenen Gelecek Yatırım Girişimi konferansına katıldığı görüldü (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’yı karşılarken, Donald Trump Jr.’ın dün Riyad'da düzenlenen Gelecek Yatırım Girişimi konferansına katıldığı görüldü (SPA)
TT

Suudi Arabistan, Suriye ekonomisini geleceğe taşıyor

Prens Muhammed bin Selman, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’yı karşılarken, Donald Trump Jr.’ın dün Riyad'da düzenlenen Gelecek Yatırım Girişimi konferansına katıldığı görüldü (SPA)
Prens Muhammed bin Selman, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’yı karşılarken, Donald Trump Jr.’ın dün Riyad'da düzenlenen Gelecek Yatırım Girişimi konferansına katıldığı görüldü (SPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın dün Riyad'da düzenlenen Gelecek Yatırım Girişimi konferansına katılarak yaptığı açıklamalar, Riyad'ın önceliklerinden biri haline getirdiği Suriye ekonomisinin geleceğine ışık tuttu.

Şara, ülkesinin ‘anahtarı bildiğini’ söyleyerek Suudi Arabistan'ı ‘ekonominin merkezi’ olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın bölge için büyük önem taşıdığını ve ülkesine sağladığı desteğin ‘Suriye'nin dünyaya ve kalkınmaya açılan kapısı’ olduğunu vurgulayan Suriye Cumhurbaşkanı, Suudi Arabistan Başbakanı ve Savunma Bakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın da katıldığı konferansta, ‘güvenlik ve istikrarın ekonomik kalkınmayla bağlantılı olduğunu ve Suudi Arabistan’ın şu anda bunu temsil ettiğini’ sözlerine ekledi.

Şara, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Suudi Arabistan, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın önderliğindeki yeni vizyonuyla, ekonomistler için bir ekonomik pusula ve mıknatıs haline geldi. İlk ziyaretimizde, dünyanın anahtarının burada olduğunu anladık.”

Ülkesinin bölgedeki istikrarın temel direği olduğunu söyleyen Suriye Cumhurbaşkanı, Suriye’nin istikrarının ekonomik kalkınma ile bağlantılı olduğunu belirterek, dünyanın başarısızlığını ve bunun yol açtığı stratejik riskleri yaşadığını kaydetti.

Konferans salonlarında dikkat çekici bir katılımın yaşandığı ve ikinci günün oturumlarının çoğuna yapay zeka (AI) teknolojisinin hakim olduğu bir ortamda, Kamu Yatırım Fonu (PIF) Başkanı ve Gelecek Yatırım Girişimi Mütevelli Heyeti Başkanı Yasir er-Rumayyan, PIF’in değerinin 2025 yılı sonlarında 2015 yılındaki değerinin dört katı olan bir trilyon dolara ulaşacağını açıkladı.

Yeni stratejinin hedeflediği altı ana sektör olduğunu belirten Rumayyan, bunları tek bir sistem olarak seyahat, turizm ve eğlence ve bağımsız bir sistem olarak kentsel gelişim ve yaşam kalitesi, hassas üretim ve inovasyon, endüstri ve lojistik hizmetleri, temiz enerji ve yenilenebilir altyapı olarak sıraladı. Rumayyan bunun her alana aynı öncelikle yatırım yapmak istemedikleri için belli bir takvime göre sermaye dağıtımına öncelik vermelerine yardımcı olacağını söyledi.

Öte yandan Şarku’l Avsat’a konuşan Dünya Enerji Konseyi Genel Sekreteri Dr. Angela Wilkinson, Suudi Arabistan'ın küresel sahnede önemli bir diplomatik rol oynadığının altını çizerken Çin merkezli Lenovo şirketinin Finans Direktörü Winston Cheng, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Riyad'da dünyanın en büyük ve en kapsamlı fabrikalarından birinin inşaatının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.