Suudi Arabistan: Petrol dışı ekonomik faaliyetler üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 arttı

Suudi ekonomisi gelişme göstermeye devam ediyor (SPA)
Suudi ekonomisi gelişme göstermeye devam ediyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Petrol dışı ekonomik faaliyetler üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 arttı

Suudi ekonomisi gelişme göstermeye devam ediyor (SPA)
Suudi ekonomisi gelişme göstermeye devam ediyor (SPA)

Suudi Arabistan'da petrol dışı ekonomik faaliyetler, ikinci çeyreğe göre düşüş göstermesine rağmen bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,6 arttı. Gelir kaynaklarını petrolden uzaklaştırma politikası devam eden Suudi Arabistan’da bu başarının 2030 Vizyonu kapsamında geldiği ifade edildi.

Genel İstatistik Kurumu'nun Salı günü yayınladığı tahminler, petrol faaliyetlerindeki yüzde 17,3'lük daralmanın bir sonucu olarak gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) üçüncü çeyrekte 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 4,5 azaldığını gösterdi.

Gayri safi yurt içi hasılanın bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1,2'ye ulaştığı hatırlatılırken, Suudi ekonomisi 2021'in ilk çeyreğinden bu yana ilk kez daraldı.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış gayri safi yurt içi hasıla, bu yılın üçüncü çeyreğinde ikinci çeyreğe göre yüzde 3,9 oranında azalırken, bunda, petrol faaliyetlerindeki yüzde 8,4'lük düşüşün yanı sıra kamu faaliyetlerindeki yüzde 5,3'lük düşüş, petrol dışı faaliyetlerin ise yüzde 5,3 oranında azalması etkili oldu.

Suudi Arabistan'da petrol dışı ekonominin 2023'ün ikinci çeyreğinde yüzde 6,1 oranında büyümesi, Krallığın ikinci çeyrekte GSYİH büyümesine ilişkin tahminlerini önceki ön tahminlerdeki yüzde 1,1'den yüzde 1,2'ye yükseltmesine neden oldu.

Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed El Cedan geçen hafta yaptığı açıklamada, Krallığın artık gayri safi yurt içi hasıla rakamlarına değil, petrol dışı sektörün gelişimine odaklandığını ve ekonomiyi 2030 Vizyonu doğrultusunda çeşitlendirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Bakan Cedan, petrol dışı GSYİH'nın bu yılı yaklaşık yüzde 6'lık bir büyüme oranıyla tamamlamasını beklediğini belirterek, "Gelecek yıl ve sonrasında büyümenin bu rakam civarında devam edeceğini umuyoruz" dedi.

Krallık'ta petrol dışı GSYİH büyümesinin ‘sağlıklı’ bir şekilde devam ettiğini ve orta vadede de muhtemelen böyle devam edeceğini vurguladı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı'nın son tahminlerinde, bakanlığın ekonomik büyüme beklentilerini 0,03'e düşürdüğü bir dönemde, petrol dışı faaliyetlerin cari yılda yüzde 5,9 oranında büyüyeceği belirtildi.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, geçtiğimiz Eylül ayında Amerikan Fox News kanalına verdiği röportajda, petrol dışı sektörün Krallığın gayri safi yurt içi hasılasına yaptığı katkının gelişmesine dikkat çekerek, bunun Suudi ekonomisinin 2022 yılında ülkeler arasında en yüksek büyüme oranına ulaşmasına yardımcı olduğunu kaydetti.

Uluslararası Para Fonu (IMF), yakın zamanda Krallığın 2030 Vizyonu çerçevesinde uyguladığı reformlara övgüde bulunarak, yatırımlardaki artış ve küresel ekonomik kriz ışığında genel büyümedeki düşüşe rağmen petrol dışı sektördeki büyüme ivmesinin devam ettiğini kaydetti.

IMF ayrıca, Suudi Arabistan'daki petrol dışı ekonomik sektörlerin, petrol üretimindeki düşüşe bakılmaksızın 2023 yılında yüzde 4,9'a varan güçlü bir büyüme oranını sürdürmesini bekliyor.



İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?

Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
TT

İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?

Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)

Ortadoğu'da İsrail ile İran arasındaki çatışma şiddetlenirken, dünya bu gerilimin olası ekonomik yansımaları konusunda endişe duyuyor. Bu hayati bölgede yaşananlar sadece çatışan ülkeleri değil, aynı zamanda birkaç kilit kanal aracılığıyla tüm küresel ekonomiyi etkiliyor; finansal ve ticari istikrarı tehdit ediyor.

cshy
Tahran'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bir binanın enkazında çalışan arama-kurtarma ekipleri (AFP)

İsrail-İran çatışmasının küresel ekonomi üzerindeki temel etkileri neler?

* Enerji fiyatları... Enflasyonu ateşleyecek bir kıvılcım

Ortadoğu küresel enerjinin can damarıdır ve petrol ve gaz tedarikinin büyük bir kısmı Hürmüz Boğazı gibi hayati önem taşıyan su yollarından geçmektedir. İster petrol tesislerine doğrudan saldırılar isterse seyrüsefere yönelik tehditler yoluyla olsun, bu kaynakların kesintiye uğraması kaçınılmaz olarak petrol ve gaz fiyatlarında bir artışa yol açacaktır. İran, dünya petrolünün yaklaşık yüzde 3'ünü ve gazının yüzde 7'sini üreterek küresel enerji piyasasında önemli bir oyuncu konumunda.

tyu7
Tacoma'daki American Oil and Refining Company (EPA)

Enerji fiyatlarındaki bu artış bölgeyle sınırlı kalmayacak, doğrudan küresel enflasyona dönüşerek tüm mal ve hizmetleri etkileyecek. Küresel olarak artan üretim ve nakliye maliyetleri, merkez bankalarının enflasyonu kontrol altına almak için daha uzun süre yüksek faiz oranlarını sürdürmesini zorlaştıracak ve bu küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açacak.

* Tedarik zinciri kesintisi: Ticaret darboğazı

Küresel tedarik zincirleri büyük ölçüde Ortadoğu'daki hayati deniz yollarına dayanır ve herhangi bir aksama dalga etkisi yaratır:

Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz'e yönelik tehdit: Hürmüz Boğazı, dünya ham petrolünün yaklaşık yüzde 20'sinin geçtiği hayati bir tıkanma noktasıdır. Bu boğazı kapatmaya yönelik herhangi bir tehdit, hatta boğazdaki gemilere yönelik tehditler, nakliye şirketlerini gemilerini Afrika'daki Ümit Burnu çevresine yönlendirmeye zorlayacaktır. Bu yönlendirme basit bir değişiklik olmayıp, nakliye sürelerinde ve maliyetlerinde büyük bir artış anlamına gelmekte, malların varışını geciktirmekte ve son tüketiciye ulaşma fiyatlarını yükseltmektedir. Daha yüksek navlun sigortası primleri şirketler üzerindeki mali yükü artırmakta ve bu da genel maliyetlere yansımaktadır.

Bu transferler limanlar ve küresel dağıtım ağları üzerinde büyük lojistik zorluklar yaratır. Bu da belirli malların kıtlığına ve temel bileşenlerin endüstrilere tesliminde gecikmelere yol açarak küresel üretim zincirlerini sekteye uğratabilir.

u7ı8
Hürmüz Boğazı'ndan geçen bir petrol tankeri (Reuters)

Analiz firması Kpler tarafından yayınlanan verilere göre, geçen hafta İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından navlun oranları yükseldi. Arap Körfezi'nden Çin'e giden tanker navlunlarının cuma günü yüzde 24 artarak varil başına 1,67 dolara yükseldiği belirtildi. VLCC (Çok Büyük Ham Petrol Taşıyıcısı) navlunlarındaki artış yıl başından bu yana görülen en büyük günlük hareketi yansıtıyor ve bölgede algılanan risk düzeyini vurguluyor.

Kpler'deki analistler, deniz savaşı risk primi şu ana kadar değişmemiş olsa da, aşırı istikrarsızlık devam ettikçe navlun oranlarının daha da yükselmesini bekliyor.

* Çalkantılı gökyüzü

Mevcut çatışma ortamı, hava sahasının kapanmasının ardından yolcularını ve mürettebatını korumak için acil önlemler almak zorunda kalan küresel havayolu şirketlerini uçuşlarını yeniden yönlendirmeye ya da iptal etmeye zorladı. Bu da yolcular için büyük aksaklıklara ve zorlukla toparlanan seyahat ve turizm sektörü üzerinde doğrudan bir etkiye neden oldu. Bu durum, daha fazla yakıt tüketimi gerektiren daha uzun rotalar nedeniyle operasyonel maliyetlerde artışa yol açarak bilet fiyatlarına yansıyabilir ve özellikle ekonomik zorluklarla mücadele eden şirketler üzerinde ek mali baskı yaratabilir.

tyu7
Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı'nda boş bir giden yolcu salonu (EPA)

* Finansal piyasalar ve yatırımcı güveni: Volatilitenin dehşeti

Jeopolitik gerilimler finans piyasaları için bir kâbustur. Çatışmalar arttıkça yatırımcılar altın ve ABD doları gibi güvenli varlıklara yönelir, bu da borsalarda ve para birimlerinde keskin dalgalanmalara neden olur. ‘Güvenli limana sığınma’ aynı zamanda bölgeden sermaye kaçışına yol açarak bölgesel sermaye piyasalarını zayıflatabilir ve doğrudan yabancı yatırımları azaltabilir. Ülkelerin kredi itibarları da kötüleşerek borçlanma maliyetlerini artırabilir ve bütçelerine yük getirebilir.

* Yavaşlayan ekonomik büyüme: Resesyon hayaleti

Yüksek enflasyon, yüksek navlun maliyetleri ve düşük yatırımcı güveninin bir araya gelmesi, küresel ekonomik büyümede yavaşlama için bir reçetedir. Çatışmanın uzun sürmesi ve yayılması, özellikle de tedarik zincirlerinin tamamen kesintiye uğraması ve enerji fiyatlarının görülmemiş seviyelere ulaşması halinde, dünyayı bir durgunluğa, hatta bir depresyona itebilir. Bölgesel istikrara ve yakıt fiyatlarına büyük ölçüde bağlı olan turizm ve havacılık gibi sektörler bu durumdan ilk etkilenenler arasında yer alacaktır.

frgty
Almanya'nın DAX endeksi Frankfurt Borsası'nda düştü. (Reuters)

* Güvenlik harcamaları: Bütçeler üzerinde bir yük

Riskler arttıkça, bölgedeki ve dünyadaki hükümetler kendilerini savunma ve güvenlik harcamalarını arttırmak zorunda bulabilirler. Kaynakların üretken yatırımlardan güvenlik harcamalarına kayması, hükümet bütçeleri üzerinde ek bir baskı oluşturarak temel hizmetleri ve kalkınma planlarını etkileyebilir.

* Merkez bankaları altınla korunuyor

Jeopolitik gerilimler ve belirsizlik, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarını, kriz zamanlarında rezervlerin değerini koruyan güvenli bir liman olarak altın rezervlerini önemli ölçüde artırmaya itiyor. Bu eğilim son üç yılda önemli ölçüde arttı ve Dünya Altın Konseyi önümüzdeki beş yıl içinde daha fazla merkez bankasının altın varlıklarını dolar aleyhine arttırmasını bekliyor.

Sonuç olarak, İsrail-İran anlaşmazlığı küresel ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sadece bölgesel bir anlaşmazlık değil, küresel ekonominin gölüne atılabilecek ve iç içe dalgalara neden olabilecek bir taştır. Bakalım uluslararası toplum bu gerilimi kontrol altına alabilecek ve dünyayı bunun yıkıcı ekonomik sonuçlarından koruyabilecek mi?