Merkez Bankası rezervleri 128,6 milyar dolarla şubattan bu yana en yüksek seviyeye çıktı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 10 Kasım haftasında bir önceki haftaya göre 194 milyon dolar artışla 128 milyar 614 milyon dolara çıkarak 40 haftanın en yüksek seviyesine ulaştı

(AA)
(AA)
TT

Merkez Bankası rezervleri 128,6 milyar dolarla şubattan bu yana en yüksek seviyeye çıktı

(AA)
(AA)

TCMB tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.

Buna göre, 10 Kasım itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 700 milyon dolar artışla 84 milyar 644 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervler, 3 Kasım'da 83 milyar 944 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu.

Söz konusu dönemde altın rezervleri 506 milyon dolar azalarak 44 milyar 476 milyon dolardan 43 milyar 970 milyon dolara indi.

Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 10 Kasım haftasında bir önceki haftaya oranla 194 milyon dolar artışla 128 milyar 420 milyon dolardan 128 milyar 614 milyon dolara çıktı.

Toplam rezervlerde mayıs sonundan 10 Kasım ile biten haftaya kadar geçen sürede artış, 30 milyar 156 milyon dolar olurken, söz konusu artış yüzde 30,6'ya karşılık geldi.

Bu dönemde toplam rezerv, 15 hafta üst üste artarak 1987 başlangıçlı veri tarihindeki en uzun artış rekorunu kaydetmişti.



Depremin yaralarını sarmak için sağlanan dış finansman 2,4 milyar doları buldu

Mehmet Şimşek (AA)
Mehmet Şimşek (AA)
TT

Depremin yaralarını sarmak için sağlanan dış finansman 2,4 milyar doları buldu

Mehmet Şimşek (AA)
Mehmet Şimşek (AA)

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin sağladığı dış finansman kaynaklarına ilişkin AA'ya konuştu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin yol açtığı hasarların giderilmesi ve bölgenin yeniden inşası amacıyla dış finansman temini çalışmalarının devam ettiğini belirten Şimşek, bu kapsamda Asya Altyapı Yatırım Bankasının Türk Eximbank'a 100 milyon dolar finansman sağladığını ifade etti.

Şimşek, söz konusu finansmanla depremden etkilenen illerdeki altyapıların onarımı ve geliştirilmesine yönelik ihracat sektöründe faaliyet gösteren firmalara destek olunmasının amaçlandığına işaret ederek, "Ayrıca İslam Kalkınma Bankasından da Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasına 100 milyon dolar tutarında finansman sağladık." dedi.

Bu kaynağın, depremden etkilenen bölgede ve bu bölgeyle ilişkide bulunan işletmelere yönelik tarımsal ürünler ve gıda güvenliği projelerinin finansmanı için kullanılacağını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

Deprem bölgesinin kalkındırılması amacıyla bu yıl Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankasından olmak üzere yaklaşık 2,4 milyar dolar tutarında dış finansman sağladık. Hem yıl sonuna kadar hem de önümüzdeki yıl içinde uygun koşullu dış finansman sağlama girişimlerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Sağlanan bu finansman imkanlarıyla depremden etkilenen illerdeki ihracatçı firmalar ile bu bölgedeki işletmelerin tarım ve gıda projeleri desteklenecek.

Şimşek, daha önce de Avrupa Yatırım Bankasından deprem yaralarını sarmak ve kentlerin yeniden inşasına katkı sağlamak amacıyla 400 milyon avro finansman sağlandığını açıklamıştı.


S&P, Türk ekonomisindeki yeniden dengelenmeyi "pozitif" değerlendirdi

(AA)
(AA)
TT

S&P, Türk ekonomisindeki yeniden dengelenmeyi "pozitif" değerlendirdi

(AA)
(AA)

Kredi derecelendirme kuruluşu, internet üzerinden "Gelişmekte Olan Piyasalara Bakış: Türkiye 2024 Görünümü" başlıklı bir toplantı düzenledi.

Toplantıda, Türkiye'nin son dönemde ekonomik istikrarın artırılması amacıyla atılan adımların etkilerini değerlendiren Gill, "Türkiye ekonomisinin aslında yeniden dengelendiğine dair artan kanıtları yansıtacak şekilde Türkiye'nin B kredi notunu korurken, kredi notunu olumlu yükselttik." dedi.

Türkiye’nin bu yılın üçüncü çeyrek büyüme verisine ilişkin değerlendirmede bulunan Gill, “Genel olarak, ekonomide özellikle Ortodoks para politikasının yeniden uygulamaya konmasının, ekonominin yeniden dengelenmesi, yurt içi tasarrufların artması, tüketimin yavaşlaması ve dolayısıyla ithalatın da azalması açısından fayda sağlamaya başladığı yönünde işaretler olduğunu düşünüyoruz.” İfadelerini kullandı.

Türkiye ekonomisin genel görünümünü de değerlendiren Gill, "Temel senaryomuz Türk ekonomisinin yumuşak inişten faydalanacağı yönündedir." diye konuştu.

Türkiye’nin ilerleyen dönemde kredi notunun yükseltilebilmesi için aranacak koşullara da değinen Gill, “Ödemeler dengesi sonuçlarının iyileşmesi, yurt içi tasarrufların artması, Türk lirasındaki artış, Türkiye'nin kullanılabilir döviz rezervlerinin yükselmesi durumunda notu da yükseltebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıda Türk bankalarının görünümünü değerlendiren S&P EMEA Finansal Kuruluşları Direktör Yardımcısı Anais Ozyavuz da Türk bankalarının yeterli sermaye tamponlarına sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

Tabii ki para biriminin daha fazla değer kaybetmesi nedeniyle bankalarda bir miktar sermaye kaybı bekliyoruz. Ama bunun yönetilebilir (koşullar) olacağını düşünüyorum. Ayrıca bankaların çoğunun son iki yıldır ihtiyaç halinde kullanabilecekleri ücretsiz provizyon ayırması da rahatlatıcı bir unsur.


Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

(AA)
(AA)
TT

Ekonomiye ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda

(AA)
(AA)

Teklif üzerine partisi adına söz alan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına değinerek "İsrail işgalcidir, vahşidir, canidir, siyonizmin tetikçisi ve siyonist bir terör örgütüdür. Aksini iddia ve ifade etmek şuur eksikliğidir. Siyonist İsrail, Filistin'de dünden bugüne gözümüzün önünde işgalini sürdürüyor ve terörün şiddetini artırıyor." dedi.

İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, torba kanun şeklinde yapılan düzenlemelerin Türkiye'nin sorunlarına çözümler üretmekten uzak bir yöntem olduğunu söyledi.

Kaya, "Türkiye artık bu tür düzenlemelerle yönetilecek bir ülke değildir. Biz kanun hazırlama sürecinde neye izin verildiğini, kime ne çıkar sağlandığını, kime ne mali yükler getirildiğini ve yapılan düzenlemenin devlet bütçesine ne kadar yük getirdiğini tam olarak görmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ise teklifin bazı vergi, istisna ve indirim uygulamalarının kaldırılması, ülkeye döviz girişinin teşvik edilmesi, vergi işlemlerinin kolaylaştırılması, idari para cezalarının güncellenmesi, Anayasa Mahkemesi kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi ve bazı süre uzatımlarına ilişkin düzenlemelerden oluştuğunu kaydetti.

Aksu, "Teklifle bazı uygulamaların elektronik ortama taşınması yönünde düzenlemeler yapılarak vatandaşlarımızın hayatının kolaylaştırılması, hem vergiye uyumun hem de ihalelere katılımın artırılması öngörülmektedir. Bu kapsamda, menkul malların fiili hacizlerinde kullanılan haciz zaptının elektronik ortamda düzenlenerek işlemlerin etkin ve dinamik bir yapıda yürütülmesi, özelleştirme ihalelerinin elektronik ortamda yapılmasına imkan sağlanarak iş ve işlemlerin daha hızlı, geniş katılımlı ve rekabetçi bir ortamda yapılması amaçlanmıştır." diye konuştu.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, teklifte Meclis'in asli yetkisinin cumhurbaşkanına devredilmesine dair düzenlemeler gördüklerini söyledi.

Anayasa'da cumhurbaşkanına bazı yetkilerin verildiğini ancak bunun her vergi düzenlemesi için Anayasa'ya konulmadığını dile getiren Arı, "İhtiyaç halinde 'Cumhurbaşkanı tarafından uygulansın' diye getirilen bir düzenleme artık neredeyse günlük uygulamaların bir parçası oldu. Bu, TBMM'nin saygınlığına gölge düşüren bir uygulamadır." şeklinde konuştu.

AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, 6 Şubat depremlerinin toplam ekonomik maliyetinin 120 milyar dolar civarında olduğunu söyledi.

Yaşanan afetin çok büyük olduğuna işaret eden Uslu, "Ülkemiz ekonomisi bir yandan yüzyılın felaketi denebilecek depremlerin diğer yandan da dünyada ciddi kırılmalar ve krizler yaşandığı bu süreçte ciddi bir dayanıklılık göstermiştir. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz atılımlar, aldığımız tedbirler, ekonomiyi büyüten adımlarla kırılmaların vatandaşımıza etkisini minimize etmeye çalıştık. Görüştüğümüz kanun teklifini de bu bakış açısıyla hazırladık." dedi.

Meclis Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, teklifin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi. Karaca, aranın ardından komisyonun yerinde olmaması üzerine birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.


Suudi Arabistan, COP28’de petrol kullanımının kademeli olarak azaltılması konusunda anlaşmaya varılamayacağını açıkladı

Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)
Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, COP28’de petrol kullanımının kademeli olarak azaltılması konusunda anlaşmaya varılamayacağını açıkladı

Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)
Suudi Arabistan, küresel iklim hedeflerine ulaşmak için Afrika ülkelerine 50 milyar dolar ayırdı (Reuters)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) sırasındaki iklim görüşmelerinde, petrol gibi fosil yakıtların kullanımının kademeli olarak azaltılması konusunda anlaşmaya varılamayacağını söyledi.

Suudi Bakan, Bloomberg’e verdiği röportajda, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin böyle bir adımı kabul etmeyeceğini dile getirerek, “Kesinlikle hayır. Sizi temin ederim ki hükümetlerden bahsediyorum, tek bir kişi bile buna inanmıyor” dedi.

Bakan ayrıca, Batı’nın yeni bir iklim kaybı ve hasar fonuna yaptığı bağışları ‘küçük bir değişiklik’ olarak nitelendirdi. Ayrıca, Riyad’ın gelişmekte olan ülkelere finansman sağlama yönünde verdiği sözlerin önemine odaklandıklarını vurguladı.

Suudi Bakan, Dubai’de COP28 ile birlikte üçüncüsü düzenlenen 2023 Yeşil Suudi Arabistan Girişim Forumu’nun etkinlikleri sırasında yayınlanan videoda şunları söyledi:

“Gelişmiş ülkelerdeki ortaklarımızdan kayıp ve hasar için teklif edilen küçük paranın aksine Suudi Arabistan, geçen ay Riyad’daki Suudi Arabistan-Afrika Zirvesi’nde 50 milyar dolara kadar tahsisat yapacağını duyurdu. Bu, doğrudan Suudi paydaşlar aracılığıyla Afrika kıtasında dayanıklı bir altyapı oluşturmaya, iklim direncini ve adaptasyonu güçlendirmeye yardımcı olacak.”

Prens Abdulaziz, Suudi Arabistan’ın enerji kaynaklarını yenilediğini, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaptığını ve ekonomisini 2030 yılına kadar karbondan arındırmaya çalışırken enerji verimliliğini artırdığını da sözlerine ekledi.


Petrolde tavan fiyat uygulaması Rusya'ya 34 milyar avroya mal oldu

(AA)
(AA)
TT

Petrolde tavan fiyat uygulaması Rusya'ya 34 milyar avroya mal oldu

(AA)
(AA)

Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi, G7 ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri olmak üzere bazı Batı ülkelerinin yaptırım ve tavan fiyat uygulamasının Rusya'nın petrol ihracatına etkileri konusunda hazırladığı çalışmayı yayınladı.

Rus ham petrolüne varil başına 60 dolar tavan fiyat uygulaması ve ithalat yasağının 5 Aralık 2022'de yürürlüğe girdiği anımsatılan çalışmada, petrol yaptırımlarının Kremlin'in savaştaki kararlılığını azaltmadığı belirtildi.

Çalışmada, Batı ülkelerinin tavan fiyat ve kısıtlayıcı tedbirlerinin "Rusya'nın petrol ihracat gelirlerini 34 milyar avro azalttığı", AB'nin petrol ithalat yasağının ve G7 tavan fiyatının ülkenin petrolden elde ettiği geliri yüzde 14 düşürdüğü ifade edildi.

Söz konusu etkinin beklentinin altında kaldığı, yaptırımların Rusya'nın petrol ihracat gelirlerini yılın ilk yarısında ciddi ölçüde etkilediği ancak tavan fiyatı uygulama, güçlendirme ve sürekli izleme konusundaki başarısızlığın Rusya'nın yılın ikinci yarısında bu etkiden kurtulmasını sağladığı belirtildi.

Çalışmada, "Petrol tavan fiyat politikasının yeterince izlenmemesi ve uygulanmaması nedeniyle yaptırımların etkinliği azaldı. Bu, Rusya'nın petrolünü belirlenen tavan fiyat seviyesinin üzerinde satmasına olanak sağladı." ifadesi kullanıldı.

Rafine petrol ürünleri açısından da yasal boşluklar olduğu belirtilen çalışmada, Rus ham petrolünden üretilen petrol ürünlerinin yasal olarak yaptırım uygulayan ülkelere girebildiğine işaret edildi.

Çalışmada, petrol tavan fiyatı aşağı çekilerek Rusya'nın ihracat gelirlerinin daha da düşürülebileceği, varil başına 30 dolarlık bir tavan fiyatın Rusya'nın gelirlerini ciddi ölçüde azaltacağı, yaptırım ihlallerine ilişkin cezaların da katılaştırılabileceği vurgulandı.

Rus ürünlerine tavan fiyat uygulaması

AB ülkelerinin Rusya'dan deniz yoluyla taşınan petrole yönelik ithalat yasağı ve varil başına 60 dolar tavan fiyat kararları 5 Aralık'ta uygulamaya girmişti.

Bu kapsamda, Rus petrolünün üçüncü ülkelere belirlenen fiyattan daha yüksek bir seviyede satılması durumunda G7 ve AB ülkelerindeki şirketler, bu petrole nakliye, sigorta ve aracılık gibi çeşitli hizmetleri sunamıyor. Söz konusu hizmetlerin sağlanabilmesi için Rus petrolünün tavan fiyatın altında işlem görmesi gerekiyor.

AB'nin, Rusya'dan deniz yoluyla taşınan dizel ve sıvı yakıt (fuel-oil) gibi çeşitli rafineri petrol ürünlerine yönelik ithalat yasağı ve bu ürünlere tavan fiyat uygulaması ise 5 Şubat'ta başlamıştı.

AB ülkeleri arasında müzakereleri devam eden 12'nci yaptırım paketinde petrol tavan fiyatı uygulamasının sıkılaştırılmasını içeren unsurların da yer alması bekleniyor.


Suudi Arabistan Enerji Bakanı: OPEC Plus kesintileri gerekirse ilk çeyrekten sonra da devam edebilir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman
TT

Suudi Arabistan Enerji Bakanı: OPEC Plus kesintileri gerekirse ilk çeyrekten sonra da devam edebilir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, OPEC Plus’taki petrol üretim kesintilerinin gerekirse ilk çeyrekten sonra ‘kesinlikle’ devam edebileceğini söyledi ve bu kesintilerin tamamen uygulanacağının sözünü verdi.

Enerji Bakanı, Bloomberg’e verdiği röportajda, geçen hafta açıklanan günlük iki milyon varilden fazla üretim kesintisinin, sadece piyasa koşulları dikkate alındıktan sonra, kademeli bir şekilde sona erdirileceğini dile getirdi.

Kesintilerin gerçekleşeceği konusunda şüpheci olanlara yanıt veren Prens Abdulaziz, bu şüphecilerin yanılacağını söyleyerek, 2,2 milyon varillik bir azalma sağlanacağına gerçekten inandığını ekledi.

Rusya’daki azalmanın üretimden değil ihracattan kaynaklandığını ifade eden Prens Abdulaziz, üretimde azalma görmeyi tercih edeceğini söyledi.

Suudi Bakan, “Rusya’nın kışın üretimi azaltmasının son derece zor olduğunu da biliyoruz” diyerek, Riyad ile Moskova arasındaki güven düzeyine vurgu yaptı.

Prens Abdulaziz, Rusya’nın üretimde kesintiye gitmese de ihracat kısıtlamaları uygulayacağını sözlerine ekledi.


Moody's, Çin'in kredi notu görünümünü negatife çevirdi

(AA)
(AA)
TT

Moody's, Çin'in kredi notu görünümünü negatife çevirdi

(AA)
(AA)

Kredi derecelendirme kuruluşunun açıklamasında, Çin’in “A1” seviyesinde olan yerel ve döviz cinsinden uzun vadeli kredi notlarının teyit edildiği, ülkenin kredi notu görünümünün ise durağandan negatife düşürüldüğü belirtildi.

Moody’s açıklamasında, “Not görünümündeki değişiklik, mali açıdan stres altındaki bölgesel ve yerel yönetimlere ve Kamu İktisadi Teşebbüslerine hükümet ve kamu sektörü tarafından mali destek sağlanacağına dair artan bulguları yansıtmaktadır.” ifadesi yer aldı.

Çin’in kredi notu görünümündeki aşağı yönlü revizyonun, aynı zamanda orta vadede yapısal ve kalıcı olarak düşük büyümeye ilişkin riskleri ülkenin emlak sektöründe devam eden daralmaya ilişkin yükselen riskleri yansıtmakta olduğu kaydedildi.

Açıklamada, "Görünüm değişikliği aynı zamanda yapısal ve kalıcı olarak düşük orta vadeli ekonomik büyüme ve emlak sektöründe devam eden daralmayla ilgili artan riskleri de yansıtıyor." değerlendirmesine yer verildi. Açıklamada, “(Ülkede yaşanan) son gelişmeler, Moody's'in, ülkenin mali gücü üzerinde olumsuz etkiler yaratacak şekilde koşullu yükümlülük risklerinin arttığı yönündeki değerlendirmesiyle tutarlıdır.” yorumuna yer verildi.

Çin ekonomisinde gelecek yıl ve 2025'te yüzde 4 seviyesinde büyüme beklendiğinin belirtildiği açıklamada, ülkede ekonomik büyümenin 2026 ve 2030 yılları arasında ise ortalama yüzde 3,8 seviyesinde kaydedilmesinin öngörüldüğüne vurgu yapıldı.

Açıklamada, ülkede zayıflayan demografiyi de içeren yapısal unsurların, Çin’in ekonomik büyümesinin potansiyel olarak 2030 yılında yüzde 3,5 seviyesine kadar gerilemesine neden olabileceğine dikkat çekildi.


Kasımda en çok satılan otomobil markaları belli oldu

(AA)
(AA)
TT

Kasımda en çok satılan otomobil markaları belli oldu

(AA)
(AA)

Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, kasım ayında otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen yılın kasım ayına göre yüzde 39,8 artarak 115 bin 40 oldu. Otomobil satışları söz konusu dönemde yüzde 54,4 artışla 91 bin 424, hafif ticari araç satışları da yüzde 2,3 yükselişle 23 bin 616 seviyesinde gerçekleşti.

Geçen ay binek ve hafif ticari olmak üzere toplam satışlarda 16 bin 5 adetle Fiat ilk sırayı aldı. Fiat'ı, 12 bin 970 adetle Renault, 7 bin 862 satışla da Volkswagen takip etti.

Ford, 7 bin 433 satışla dördüncü ve Toyota 7 bin 265 satışla beşinci sırada yer aldı.

Otomobil satışları

Otomobil satışları ele alındığında kasım ayında en fazla satış gerçekleştiren marka 11 bin 471 ile Renault oldu. Ardından 8 bin 581 satışla Fiat ve 6 bin 699 satışla Volkswagen izledi.

Hyundai, 5 bin 373 satışla dördüncü sırada konumlanırken, Toyota, 5 bin 71 satışla beşinci sırada yer aldı.

Togg'un kasım teslimatları 4 bin 401 oldu

Toplam 51 markanın yer aldığı ODMD'de listesinde geçen ay Seres ve Smart hariç tüm markalardan satış yapıldı.

Togg'un teslimatları kasım ayı için 4 bin 401 adet olarak gerçekleşirken, Tesla'nın satışları ise 900 adette kaldı.

Lüks otomobil grubunda kasımda 66 Porsche, 52 Lexus, 16 Maserati, 15 Jaguar, 3 adet Lamborghini, 2 Ferrari, 1 Bentley ve 1 adet de Aston Martin satışı gerçekleştirildi.

Türkiye pazarına yeni giriş yapan Çinli elektrikli otomobil üreticisi BYD'nin tek modeli Atto 3 ile satışları 552 ve Çinli lüks otomobil markası HONGQI'nin ise 3 adet olarak kayıtlara geçti.

Hafif ticarinin ilk 5'i

Hafif ticari araç segmentine bakıldığında, geçen ay 7 bin 424 satışla Fiat listenin ilk sırasında yer aldı. Fiat'ı, 3 bin 973 satışla Ford ve 2 bin 194 satışla Toyota izledi.

Peugeot, 2 bin 108 satışla dördüncü ve Renault 1499 satışla beşinci oldu.


JP Morgan'dan "yüksek faiz oranlarıyla ilgili sıkıntıların yönetilebilir olacağı" değerlendirmesi

(AA)
(AA)
TT

JP Morgan'dan "yüksek faiz oranlarıyla ilgili sıkıntıların yönetilebilir olacağı" değerlendirmesi

(AA)
(AA)

JP Morgan Private Bank, 2024 Küresel Yatırım Görünümü Raporu'nu yayımladı.

Raporda, enflasyonun gelecek yıl muhtemelen yatışacağı, yine de buna karşı önlem alınması gerektiği belirtildi.

Yüksek faiz oranlarının kredi alımını zorlaştırdığına değinilen raporda, gelecek yıl kredi zorluğundan dolayı belirli sektörlerde daha fazla sıkıntı yaşanmasının beklendiği aktarıldı.

Hassas sektörlerin ticari gayrimenkul kredileri, kaldıraçlı krediler ve tüketici kredisi ile yüksek getirili kurumsal kredinin bazı alanlarını içerdiği belirtilen raporda, bilançolarındaki borç seviyeleri göz önüne alındığında, küçük ölçekli hisse senetlerinin yüksek faiz oranlarından benzer şekilde etkilenebileceği kaydedildi.

Raporda, "Ancak yüksek faizlerin sebep olduğu bu sıkıntıların yönetilebilir olacağını ve daha da önemlisi 2024 yılında ekonomide bir resesyona yol açmayacağını düşünüyoruz." ifadesi kullanıldı.

JP Morgan'ın raporunda, ekonominin bazı sektörlerinin ise artan faiz oranları karşısında beklenenden daha iyi performans gösterdiği belirtildi.

Gelecek yıl ve sonrasında daha anlamlı enflasyon beklentisiyle başa çıkmak için yatırımcıların öncelikle hisse senetlerine bakabileceği belirtilen raporda, halka açık şirketlerin hem fiyatlandırma gücünü hem de marjlarını korumaya devam edebileceği aktarıldı.

Raporda, bu yıl tahvil sahipleri için sancılı bir dönem yaşandığı, yeni faiz rejiminin tahvil piyasası fiyatlamasında bir sıfırlamayı temsil ettiği ve çekirdek tahvillerin artık ileriye dönük güçlü getiriler sağlamaya hazır olabileceği kaydedildi.

JP Morgan'ın raporunda, "Hisse senetlerine kıyasla tahviller, Küresel Finansal Kriz öncesinden bu yana bu kadar çekici görünmemişti." değerlendirmesi yer aldı.

Yapay zeka ivmesiyle hisse senetlerinin yeni zirvelere doğru ilerliyor gibi göründüğüne işaret edilen raporda, hisse senetlerinin 2024'te anlamlı kazanç potansiyeli sunduğu, yüksek faiz oranlarının olduğu bir dönemde ekonomik büyüme yavaşlasa bile büyük sermayeli özsermaye kazançlarının büyümesinin hızlanabileceği ve gelecek yıl hisse senedi piyasalarını daha yüksek seviyelere taşıyabileceği ifade edildi.


Moody's: Küresel bankalar için 2024'te emlak stresi ve negatif görünüm riski var

AA
AA
TT

Moody's: Küresel bankalar için 2024'te emlak stresi ve negatif görünüm riski var

AA
AA

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s'in, küresel bankacılık sektörü görünümüne ilişkin yayımladığı raporda, küresel ekonomide görülen zayıflık ve borçluların kredi ödemelerini gerçekleştirememelerinin bankaların karlılıkları üzerinde baskı oluşmasının beklendiği, bunun da bankaların 2024 yılında negatif bir görünüm ile karşı karşıya kalması anlamına geldiği ifade edildi.

Raporda, merkez bankalarının gerçekleştirdiği faiz artışlarının ve gelişmiş ekonomilerde artan işsizlik oranlarının küresel bankaların varlık kalitelerini zayıflatabileceği belirtildi.

Moody’s raporunda, ABD ve Avrupa'daki gayrimenkul sektörü pozisyonlarının küresel bankaların gelecek seneye ilişkin görünümü açısından artan bir risk oluşturduğu da vurgulandı.

Parasal politikanın önümüzdeki yıl sıkı kalmasının beklendiği belirtilen raporda, bunun da merkez bankalarının ileride faiz indirimlerine gideceği yönündeki mevcut öngörülere rağmen küresel ekonomide yavaşlamaya neden olacağı kaydedildi.

Raporda, “Çin'in büyümesinin, (gelecek sene) tüketicilerin ve işletmelerin durgun harcamaları, zayıf ihracatı ve devam eden emlak krizi nedeniyle yavaşlaması bekleniyor.” ifadesine yer verildi.

Moody’s raporunda, küresel bankaların gelecek sene karlılıklarının ise yüksek finansman maliyetleri, düşük kredi büyümesi ve potansiyel temerrütleri karşılamak için bankaların rezerv birikmesi nedeniyle büyük olasılıkla baskılanacağı öngörüsüne yer verildi.

Raporda değerlendirmelerine yer verilen Moody’s Kıdemli Kredi Yetkilisi Felipe Carvallo, “(Gelecek sene) Finansman ve likidite (sektör açısından) zorluklar yaratsa da organik sermaye üretimi ve ılımlı kredi büyümesinden yararlanarak ve ABD'nin en büyük bankalarından bazılarının sermaye biriktirmesinin de etkisiyle bankaların sermayelendirmesi istikrarlı kalacak." değerlendirmesinde bulundu.