Türkiye'nin Orta Doğu ve Körfez ülkelerine ihracatı 27 milyar dolara dayandı

Türkiye'nin Orta Doğu ve Körfez ülkelerine ihracatı, ocak-ekim döneminde 26,7 milyar dolara ulaşırken, en fazla dış satım 7,8 milyar dolarla Irak'a gerçekleşti

(AA)
(AA)
TT

Türkiye'nin Orta Doğu ve Körfez ülkelerine ihracatı 27 milyar dolara dayandı

(AA)
(AA)

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Filistin, Irak, İran, İsrail, Katar, Kuveyt, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan, Umman, Ürdün ve Yemen'den oluşan Orta Doğu ve Körfez ülkelerine ihracat, yılın 10 ayında 26,7 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye'nin geleneksel pazarları arasında yer alan Orta Doğu ülkeleriyle ikili ticaret bu yılın 10 ayında da etkin bir şekilde devam etti. Bölge ülkeleriyle karşılıklı ticaret ve yatırım alanında atılan adımlarla Türk ürünlerine olan yüksek talep devam etti.

Geçen ay Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar ve Suudi Arabistan'a yönelik Körfez ülkeleri programı kapsamında temaslarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Türkiye: Your Resilient Partner programında 200'ün üzerinde yatırımcı ve finans dünyası temsilcisine ülkemizdeki yatırım fırsatlarını anlattık.'' ifadelerini kullanmıştı.

Ocak-ekim döneminde, Orta Doğu ve Körfez ülkeleri kapsamında en fazla ihracat 7,7 milyar dolarla Irak'a gerçekleşti. Irak'ı, 4,4'er milyar dolarla BAE ve İsrail, 2 milyar dolarla İran, 1,8 milyar dolarla Suudi Arabistan izledi.

Aynı dönemde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine (KKTC) 1,3 milyar dolarlık, Suriye ve Lübnan'a 1,1'er milyar dolarlık, Yemen'e 716 milyon dolarlık, Katar'a, 591,6 milyon dolarlık, Ürdün'e 579,8 milyon dolarlık, Kuveyt'e 454,8 milyon dolarlık, Umman'a 248,1 milyon dolarlık, Bahreyn'e 122,9 milyon dolarlık, Filistin devletine ise 103,9 milyon dolarlık dış satım gerçekleşti.

Böylece KKTC ve Filistin'e tüm zamanların en yüksek ocak-ekim ihracatı yapılmış oldu. Bölgedeki jeopolitik risklere ve gerilimlere karşın Türkiye'nin Filistin ile ticari ilişkilerini güçlendirmeye devam ettiği görüldü.

Hububat ve kimya sektörü öne çıktı

Orta Doğu ve Körfez coğrafyasına yılın 10 ayında en fazla ihracatı 3,7'şer milyar dolarla "hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri" ile "kimyevi maddeler ve mamulleri" sektörleri gerçekleştirdi.

Bu sektörleri, 2,6 milyar dolarla mücevher, 2,3 milyar dolarla çelik, 1,9 milyar dolarla mobilya, kağıt ve orman ürünleri izledi.

Orta Doğu ve Körfez ülkelerine bu dönemde gerçekleştirilen ihracatın iller bazında dağılımına bakıldığında, başı 11,8 milyar dolarla İstanbul çekti. Megakent bu tutarla, Orta Doğu ve Körfez ülkelerine gerçekleştirilen dış satımın yüzde 44,2'sini sırtladı.

TİM verilerine göre, 2023 Ocak-Ekim döneminde Orta Doğu ve Körfez ülkelerine gerçekleştirilen ihracat miktarı (bin dolar) şöyle:



Ortadoğu’daki kaos Çin’i endişelendiriyor: Rusya’yla boru hattı tekrar gündemde

Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)
Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)
TT

Ortadoğu’daki kaos Çin’i endişelendiriyor: Rusya’yla boru hattı tekrar gündemde

Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)
Sibirya'nın Gücü hattı, Gazprom tarafından 2019'da faaliyete geçirilmişti (Reuters)

İsrail-İran çatışmaları, Çin’in uzun süredir duraklamış olan Sibirya’nın Gücü 2 boru hattı projesini yeniden gündeme almasına yol açtı.

Wall Street Journal’ın haberinde, Çin’in doğalgazının yüzde 30’unu Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Ortadoğu ülkelerinden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) halinde ithal ettiği belirtiliyor.

Çin’in özellikle İran’dan gönderilen düşük maliyetli ham petrole büyük ölçüde bağımlı hale geldiği aktarılıyor. İran’ın petrol ihracatının yüzde 90’ından fazlasının Çin’e gittiğine işaret ediliyor.

Ancak son gelişmelerle bölgede artan öngörülemezdik, Çin’i Hürmüz Boğazı üzerinden sevkıyatlara alternatif arayışına soktu. İsrail’le 12 gün süren çatışmalara ABD’nin de dahil olmasıyla Tahran yönetiminin boğazı kapatma tehlikesi doğmuştu. İran henüz bu yönde bir adım atmadı.

Berlin merkezli düşünce kurulu Carnegie Rusya Avrasya Merkezi’nden Alexander Gabuev, “Ortadoğu’daki askeri durumun öngörülemezliği, Çin liderliğine karasal boru hattı arzının jeopolitik faydalarını gösterdi” diyor.

Pekin yönetiminin, uzun süredir askıya alınmış Sibirya’nın Gücü 2 doğalgaz boru hattını yeniden değerlendirdiği belirtiliyor.

Çin’e yılda 50 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesine sahip olacak boru hattı projesi, fiyat anlaşmazlıkları başta olmak üzere bazı sorunlar nedeniyle ilerlememişti.

Pekin’in politikası kapsamında tek bir ülkeden yapılan petrol ve doğalgaz ithalatı yüzde 20’yle sınırlandırılıyor ancak Moskova bu oranın üstüne çıkılmasını talep ediyor.

İki ülke arasında kurulan Sibirya’nın Gücü hattı 2019’da devreye alınmıştı. İkinci hattın inşasının yaklaşık 5 yıl sürmesi öngörülüyor.

WSJ, Çin lideri Şi Cinping’in eylülde Rusya’yı ziyaret etmeyi planladığını, boru hattı projesinin detaylarının da gündeme geleceğini yazıyor.  

Diğer yandan Washington’ın, Pekin’le Moskova’nın yakınlaşmasını engellemek isteyeceğine dikkat çekiliyor. Ancak Trump dünkü açıklamasında Çin’in Amerikan ambargosuna rağmen İran’dan petrol almaya devam edebileceğini söyleyerek kafa karışıklığı yaratmıştı. Cumhuriyetçi lider, Pekin yönetimine ABD’den petrol alma çağrısında da bulunmuştu.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Reuters