Küresel piyasalarda gözler, Fed Başkanı Powell'ın açıklamalarına çevrildi

Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın açıklamaları ve yoğun veri gündemine odaklanırken, Fed yetkililerinin gelecek dönem politikalara ilişkin temkinli değerlendirmeleri risk iştahını törpülüyor

(AA)
(AA)
TT

Küresel piyasalarda gözler, Fed Başkanı Powell'ın açıklamalarına çevrildi

(AA)
(AA)

ABD'de dün açıklanan makroekonomik veriler, Fed'in gelecek yılın ilk yarısında faiz indirimine başlayabileceği beklentilerini desteklemeye devam ederken, bugün Fed Başkanı Jerome Powell'ın yapacağı açıklamalardan alınacak sinyallerin varlık fiyatlarında oynaklığı artırması bekleniyor.

ABD'de kişisel tüketim harcamaları ekimde yüzde 0,2 artış kaydetti. Fed'in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi, aynı dönemde aylık bazda yüzde 0,2 ve yıllık bazda yüzde 3,5 ile beklentiler doğrultusunda arttı.

Analistler, kişisel tüketim harcamalarına ilişkin verilerin talepteki soğumaya işaret ettiğini, bu durumun da Fed'in faiz artırım döngüsünde zirveye ulaştığına yönelik beklentileri güçlendirdiğini ifade etti.

ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı geçen hafta 218 bine yükselirken, söz konusu veri, piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti. Süregelen işsizlik maaşı başvuru sayısı ise 86 bin kişi artarak 1 milyon 927 bin oldu ve Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Ülkede, bekleyen konut satışları endeksi ise ekimde yüzde 1,5 azalarak 2001'den sonraki en düşük seviyesini kaydetti.

Analistler, Fed'in ileriye yönelik sıkılaştırma eğilimini ortadan kaldırmak için henüz çok erken olabileceğini anımsatırken, Fed yetkililerinin temkinli açıklamalarının piyasaların yön bulmasını zorlaştırdığını aktardı.

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, son enflasyon verilerinin cesaret verici olduğunu ancak erken zafer ilan edilmemesi gerektiğini belirtti.

New York Fed Başkanı John Williams da para politikasını bir süre kısıtlayıcı tutmanın uygun olacağını, Fed'in faiz oranı hedefinde zirvede veya zirveye yakın olduğunu kaydetti. Enflasyon baskısı devam ederse Fed'in yeniden faiz artırımına gidebileceğine işaret eden Williams, enflasyonun 2025'te yüzde 2'ye yaklaşacağını söyledi.

Öte yandan, dün Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun günde yaklaşık 900 bin varillik arz kesintisini kabul etmesine rağmen Brent petrolün varil fiyatı, yüzde 3,2 azalışla günü 80 dolardan tamamladı. Şu dakikalarda ise önceki kapanışının yüzde 0,7 üzerinde 80,7 dolarda bulunuyor.

Analistler, söz konusu düşüşün, yatırımcıların bu arz kesintisinin uygulanacağına yönelik şüphelerinin olduğuna işaret ettiğini söyledi.

Altının ons fiyatı, dün yüzde 0,4 azalışla günü 2 bin 36 dolardan tamamlarken, şu sıralarda önceki kapanışına göre yüzde 0,2 yükselişle 2 bin 40 dolar seviyesinden işlem görüyor.

Dolar endeksi, dün yüzde 0,7 artışla günü 103,5 seviyesinden tamamlamasına karşın aylık bazda yüzde 3 azalışla son 1 yılın en sert aylık düşüşünü kaydetti.

New York borsasında dün teknoloji hisselerindeki düşüş dikkati çekti. Uzun zamandır beklenen Cybertruck'ın ilk teslimatları için ABD'nin Texas eyaletindeki fabrikasında etkinlik düzenleyen Tesla'nın hisseleri yüzde 2'ye yakın değer kaybetti.

İşlem gününü, Nvidia hisseleri yüzde 3, Alphabet hisseleri yüzde 2 ve Meta hisseleri yüzde 1,5 kayıpla tamamladı.

Beklenenden iyi kazanç ve gelir bildiren bulut yazılım şirketi Salesforce'un hisselerinde gerçekleşen yüzde 10'a yakın artış, Dow Jones endeksinin pozitif seyrinde etkili oldu.

New York borsasında dün Nasdaq endeksi yüzde 0,23 azalış kaydederken, S&P 500 endeksi yüzde 0,38 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,47 artış kaydetti. ABD'de endeks vadeli kontratlar, yeni güne karışık seyirle başladı.

Avrupa borsalarında dün alış ağırlıklı bir seyir izlenirken, bugün bölge genelinde açıklanacak Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri yatırımcıların odağına yerleşti.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, dün Brüksel'de düzenlenen Avrupa Parlamentosu (AP) Ekonomik ve Mali İşler Komitesi'nin "Parasal Diyalog" başlıklı oturumunda gerçekleştirdiği konuşmada, enflasyonun gerilemeye devam ettiğini ancak halen çok uzun süre yüksek kalmasının beklendiğini söyledi.

ECB'nin, son toplantısında faiz oranlarını 25 baz puan artırma kararı aldığını anımsatan Lagarde, faiz oranlarının yeterince uzun bir süre mevcut seviyelerde sürdürülmesi halinde enflasyon hedefinin yakalanabileceğini belirtti.

Öte yandan, dün açıklanan verilere göre, Avro Bölgesi'nde işsizlik ekimde yüzde 6,5 seviyesini korurken, aynı dönemde Almanya'da işsizlik oranı yüzde 5,8'den yüzde 5,9'a yükseldi.

Dün yüzde 0,8 azalışla 1,0884 seviyesinden günü tamamlayan avro/dolar paritesi, kasımda aylık bazda yüzde 2,9 artışla son 1 yılın en güçlü yükselişini gerçekleştirdi. Parite, şu sıralarda önceki kapanışının yüzde 0,2 üzerinde 1,0910 seviyesinde bulunuyor.

Dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,30, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 0,16, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,59 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,41 artış kaydetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar, yeni güne ise karışık bir seyirle başladı.

Asya piyasaları yeni günde negatif bir seyir izlerken, Çin'de açıklanan Caixin imalat sanayi PMI'ın beklentileri aşması ekonomik aktiviteye ilişkin endişeleri sınırlı da olsa azalttı.

Çin'de kasım Caixin imalat sanayi PMI, 50,7 ile öngörüleri aşarken, Japonya'da işsizlik oranı yüzde 2,6'dan yüzde 2,5'e geriledi.

Öte yandan, dolar/yen paritesi dün yüzde 0,6 artışla 148,2 seviyesinden günü tamamlarken, kasımda aylık bazda yüzde 2,3 düşüşle son 1 yılın en kötü aylık performansını sergiledi. Parite, şu sıralarda önceki kapanışının yüzde 0,1 altında 148,1 seviyesinde bulunuyor.

Kapanışa yakın, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,1, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,6, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,1 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,9 azalış kaydetti.

Yurt içinde, dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,76 değer kaybıyla 7.948,60 puandan tamamladı.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), dün Türkiye'de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi görünümünü revize etti. S&P, Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirdi.

Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bankacılık sistemini, Türk lirasını (TL) cazip kılacak şekilde dönüştüren adımlarına kararlılıkla devam ederken, TCMB'nin konuya ilişkin tebliğleri, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Buna göre, bankalar, döviz dönüşümlü kur korumalı hesaplara politika faizinin altında faiz verebilecek ancak bu oran, politika faizi olan 1 hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 85'inden daha düşük olamayacak. Böylece standart TL mevduat desteklenirken döviz dönüşümlü kur korumalı mevduata verilen faizin cazibesi azaltılacak.

Dolar/TL, dün yüzde 0,2 azalışla günü 28,8699'dan kapatmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 28,9060 seviyesinden işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde imalat sanayi PMI, yurt dışında ise Fed Başkanı Powell'ın sözle yönlendirmelerinin yanı sıra dünya genelinde imalat sanayi PMI verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.000 ve 8.100 seviyelerinin direnç, 7.900 ve 7.800 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

10.00 Türkiye, kasım ayı imalat sanayi PMI

11.55 Almanya, kasım ayı imalat sanayi PMI

12.00 Avro Bölgesi, kasım ayı imalat sanayi PMI

12.30 İngiltere, kasım ayı imalat sanayi PMI

17.45 ABD, kasım ayı imalat sanayi PMI

19.00 ABD, Fed Başkanı Powell'ın konuşması



Çin’den Suudi Arabistan, Mısır, Fas ve Türkiye'de elektrikli otomobil üretim hedefi

Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)
Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)
TT

Çin’den Suudi Arabistan, Mısır, Fas ve Türkiye'de elektrikli otomobil üretim hedefi

Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)
Çin'in merkez doğusunda bulunan Jiangsu eyaletinin Suzhou şehrindeki Taikang Uluslararası Konteyner Terminali’nde gemilere yüklenmeyi bekleyen binlerce BYD elektrikli araç, 8 Şubat 2024 (AFP)

Şerif Muhammed

Ortadoğu ve Kuzey Afrika pazarı, Çinli şirketlerin bölgede elektrikli araç üretmesi için cazip bir coğrafya olsa da bu yükselen trendin arkasında başka bir neden daha yatıyor; o da artan gümrük vergileri. Avrupa Birliği (AB) geçtiğimiz temmuz ayında, mevcut yüzde 10'luk gümrük vergisinin yanında Çin'de üretilen elektrikli araçlara, otomobil üreticilerinin Pekin'den aldıkları sübvansiyonların yüzdesine bağlı olarak, yüzde 17,4 ila 37,6 arasında ek gümrük vergisi getirme planını açıkladı.

Kasım ayında yapılacak oylamanın ardından uygulamaya geçecek olan bu geçici korumacı hamle, AB otomobil modellerinin Avrupa pazarlarında ABD’li SAIC ya da Çinli Geely gibi üreticilerle rekabet edebilmesini sağlamayı amaçlıyor. Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi olan Çin'de teknoloji, kaynak ve enerji maliyetlerinin düşük olması, Çinli otomobil üreticilerine, elektrikli otomobilleri genellikle Çinli muadillerinden çok daha yüksek fiyatlı olan Mercedes-Benz ve Volkswagen gibi Avrupalı devlere karşı avantaj sağlıyor.

Ancak AB’nin gümrük vergileri, BMW ve Tesla da dahil olmak üzere Çin’de araç üreten Batılı otomobil üreticileri için de maliyetleri arttırıyor. Bu yüzden söz konusu hamle, Çin'in yanı sıra Avrupa ve ABD’de bazı çevreler tarafından muhalefetle karşılandı.

“ABD'nin Çin’de üretilen elektrikli araçlara uyguladığı ve şu an yüzde 100 olan gümrük vergisi oranlarını dört katına çıkarması Çinli otomobil üreticilerini gelişmekte olan pazarlara doğru itiyor.

Çinli otomobil üreticiler, doymuş bir iç pazar ve yurtiçindeki ekonomik yavaşlama nedeniyle yurtdışına açılırken, gümrük vergilerinden kaçınmanın bir yolu olarak elektrikli araçları Batı ülkelerinden uzak yerlerde üretmeye yöneliyor.

Çin'in merkez doğusundaki Jiangsu eyaletinde bulunan BYD fabrikasındaki elektrikli araç montaj hattında çalışan iki işçi, 6 Temmuz 2020 (AFP)Çin'in merkez doğusundaki Jiangsu eyaletinde bulunan BYD fabrikasındaki elektrikli araç montaj hattında çalışan iki işçi, 6 Temmuz 2020 (AFP)

AlixPartners Otomotiv ve Sanayi Eş Başkanı Andrew Bergbaum, Al Majalla’ya yaptığı açıklamada gümrük vergilerinin Çin'den ithal edilen ürünlerin satışını azaltacağını, ancak Çin'de fabrika kurulmasını hızlandıracağını düşünüyor. Avrupa’nın fazla üretim kapasitesine sahip doymuş bir pazar olduğunu belirten Bergbaum, “Gelişmekte olan pazarlar daha büyük yatırım fırsatları sunuyor. Yakında aralarında Çinli şirketlerin de olduğu otomobil üreticileri tarafından dünyanın farklı yerlerinde en az dokuz yeni elektrikli araç fabrikası kurulacak” dedi.

Suudi Arabistan’ın sanayileşme ve ihracat için sunduğu fırsatlar

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın küresel üretim portföyünün bir parçası olması muhtemel. Bölge, yılda 4 ila 5 milyon ünitelik bir pazara sahip ve bu da onu tek başına cazip kılıyor.

“Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu çerçevesinde 2026 yılında 150 bin ve dört yıl sonra 500 bin elektrikli araç üretme hedefi de dahil olmak üzere ekonomisini çeşitlendirmeye çalışıyor.

Suudi Arabistan'ın elektrikli otomobil satışları açısından büyük bir pazar olduğunu ve on yılın sonunda yılda bir milyon araca yaklaşacağını belirten Bergbaum, Suudi Arabistan'ın kendi tedarikçi tabanını ve gerekli altyapıyı oluşturmaya çalıştığını vurguladı.

Suudi Arabistan’ın ayrıntılı yatırım politikasının da onu cazip bir ülke kıldığını ifade eden Bergbaum, “Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu çerçevesinde 2026 yılında 150 bin ve dört yıl sonra 500 bin elektrikli araç üretme hedefi de dahil olmak üzere petrol gelirlerine bağımlı olan ekonomisini çeşitlendirmeye çalışıyor” dedi.

Lucid Group Suudi Arabistan'daki ilk otomobil fabrikasını açtı (Lucid Group)Lucid Group Suudi Arabistan'daki ilk otomobil fabrikasını açtı (Lucid Group)

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF), önümüzdeki yıl üretime başlayacak ve ülkede otomotiv sektörüne öncülük edecek elektrikli otomobil üreticisi Ceer'i kurmak için Tayvan merkezli Foxconn ile ortak bir girişim başlattı.

Rhodium Group'un Çin Kurumsal Danışma Ekibi'nde kıdemli araştırmacı olan Gregor Sebastian, Körfez ülkeleri arasındaki en zengin ülke olan Suudi Arabistan’ın lüks otomobil sektörü için büyük bir endüstriyel potansiyele sahip olduğunu, ancak işgücü maliyetinin elektrikli araç endüstrisi için bir engel oluşturabileceğini düşünüyor.

“Çin'in en büyük otomobil üreticisi olan BYD, Türkiye'de yılda 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç üretim tesisi için imza attı.

Öte yandan BYD ile Türkiye arasında, 2026 yılının sonlarında üretime başlaması ve 5 bin kişiye doğrudan istihdam sağlanması planlanan 1 milyar dolarlık bir otomobil fabrikası kurulması için anlaşmaya varıldığı açıklandı.

Geçtiğimiz ay duyurulan anlaşmaya göre Çin'in en büyük otomobil üreticisi olan BYD, temmuz ayında elektrikli araç üretimini yılda bir milyon araca çıkarmak için 5 milyar dolarlık bir teşvik paketi açıklayan Türkiye'de, yılda 150 bin araç kapasiteli elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araç üretim tesisi için imza attı. Bir diğer Çinli elektrikli araç üreticisi Chery de Türkiye’de bir fabrika kurmak için Türk yetkililerle görüşmelerini sürdürüyor.

Mısır ve Fas da bu alanda birer cazibe merkezi

Bergbaum, Mısır ve Fas gibi Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki diğer ülkelerin de gelişen otomotiv endüstrilerine sahip olduklarını, bu nedenle altyapı, tedarik tabanı ve eğitimli işgücünün halihazırda bulunduğunu belirterek, bu ülkelerin üretim için cazibe merkezleri olduklarını vurguladı. Bergbaum’a göre Mısır’ın para biriminin son aylarda değer kaybetmesi ve göreceli olarak istikrarlı bir ülke olması, bazı yabancı şirketleri cezbedebilir. Ortadoğu'nun en kalabalık nüfusuna sahip olan ülke, bir kez daha baş gösteren likidite kriziyle mücadele ederken para birimi lira mart ayında neredeyse yüzde 40 değer kaybederek 2022 yılından bu yana dördüncü devalüasyonunu gördü.

“Mısır temiz enerjiye olan bağımlılığını artırmaya ve elektrikli araç yatırımları için cazip olabilecek sanayisini geliştirmeye çalışıyor.

Mısır aynı zamanda temiz enerjiye olan bağımlılığı arttırmak ve özel sektör yatırımları için cazip olabilecek sanayi sektörünü canlandırmak istiyor. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığı habere göre hükümetin son birkaç yıldır Çinli bir şirketle yerel olarak elektrikli otomobil üretmek üzere ortaklık kurma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.

Mısır merkezli otomobil şirketi GV Investments geçtiğimiz mayıs ayında, Mısır'da elektrikli araç modellerinin montajı ve üretimi için Çinli FAW Group ile bir anlaşma imzaladı. General Motors’un (GM) ortağı Al-Mansour Automotive de Mısır'da batarya ile çalışan araçlar üretmeyi planlıyor.    

Fas'ın Tanca kentinin doğusundaki Renault-Nissan fabrikasında otomobil parçalarının montajından bir kare, 12 Mart 2018 (AFP)Fas'ın Tanca kentinin doğusundaki Renault-Nissan fabrikasında otomobil parçalarının montajından bir kare, 12 Mart 2018 (AFP)

Öte yandan otomotiv sektörü geçtiğimiz yıl yaklaşık 14 milyar dolar değerinde olan ülke ihracatının büyük bölümünü üreten Fas'ta bir Renault-Nissan fabrikası bulunuyor. Fabrika yılda yaklaşık 400 bin otomobil üretim kapasitesine sahip, ancak henüz Çinli otomobil şirketlerini ağırlamış değil.

Çin'in Avrupa'ya açılan kapısı Fas

Kuzey Afrika ülkelerinden Fas, şu sıralar elektrikli batarya üreticilerinin ilgisini çekmeye çalışıyor. Çinli otomobil aküsü üreticileri Hailiang ve Shinzoom tarafından her biri 900 milyon dolardan fazla değerde iki fabrika ve diğer benzer projeler kurulacak.

“Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin Avrupa'ya yakınlığı, burayı Avrupa pazarlarına elektrikli araç ihracatı için potansiyel bir merkez haline getiriyor.

İç talep ve düşük işletme maliyetleri, bölgenin Avrupa'ya yakınlığı ve AB ile ticaret anlaşmaları gibi bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi ülkelerindeki elverişli koşullar, bölgeyi Avrupa pazarlarına elektrikli araç ihracatı için potansiyel bir merkez haline getirirken, gümrük vergilerinden kaçınmak için bir arka kapı olarak da görülebilir.

Elektrikli araçlar son on yılda Avrupa'da yaygın olarak kullanılmaya başlarken, son yıllarda Almanya ve Fransa gibi ülkelerde yıllık satış rakamları yüz binlerle ifade ediliyor.

AB’nin önümüzdeki on yılın ortalarına kadar benzinle çalışan otomobilleri aşamalı olarak kullanımdan kaldırma planı, Avrupa'daki elektrikli araç satışlarının yaklaşık dörtte birine hâkim olan Çinli otomobil üreticilerini bölgeye yönlendirebilir.

AB’nin ABD merkezli Tesla ile kıyasıya rekabet eden BYD'ye uygulamaya hazırlandığı yüzde 17,4'lük yeni gümrük vergisi, Çinli şirketin Türkiye'deki yeni fabrikasını Avrupa pazarlarına ihracat yapmak için kullanabileceği spekülasyonlarına yol açtı. Son iki yılda satılan toplam elektrikli otomobillerin yaklaşık yüzde 9'unu Türkiye'de satan BYD, fabrikayı Avrupa'ya hitap etmek için kullanma niyetinde olup olmadığına dair herhangi bir açıklamada bulunmadı. Ancak Türkiye'nin Avrupa Birliği ile yaptığı gümrük anlaşması yoluyla kıtaya önemli bir otomobil ihracatçısı olması, Türkiye’de fabrika açma hamlesini cazip kılıyor.

Otomobil ihracatının büyük çoğunluğunu Akdeniz'in diğer yakasındaki Avrupa ülkelerine yapan Mısır ve Fas'ın da AB ile ticaret anlaşmaları bulunuyor.

“Rhodium Group'tan Gregor Sebastian: Çinli otomobil şirketlerinin Çin dışındaki ülkelerde üretim yapma ve Avrupa'ya ihraç etme eğilimi ters etki yaratabilir.

Bloomberg'in haberine göre FAW Group'un Mısır'daki üretiminin 2025'in ilk çeyreğinden itibaren, önümüzdeki beş yıl içinde Avrupa pazarları da dahil olmak üzere çeşitli noktalara ihraç edilmesi planlanıyor. 

Riskli bir hamle

Rhodium Group'tan Gregor Sebastian’a göre bu hamlenin tüm yararlarına rağmen Çinli otomobil şirketlerinin Çin dışındaki ülkelerde üretim yapma ve Avrupa'ya ihraç etme eğilimi ters etki yaratabilir.

Avrupa Komisyonu’nun bu konuyu yakından inceleyeceğine inandığını ifade eden Sebastian, “Avrupa Komisyonu’nun daha önce Çin'deki üretim faaliyetlerine karşı önleyici vergiler uygulamak zorunda kaldığı durumlar oldu. Bu vergiler, denizaşırı elektrikli araç fabrikaları sadece montaj için kullanılsa ve batarya ve şasi gibi temel bileşenler Çin'den ithal edilse bile uygulanabilir” şeklinde konuştu.

Sebastian, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Elektrikli otomobil sektörünün en öne çıkan sektör olduğu açık, ancak Avrupa yeni sübvansiyon düzenlemelerinin tamamını Çin'in güneş ve rüzgâr projelerini engellemek için kullandı. Ayrıca değerlendirmemize göre BYD gibi şirketler, bu yeni gümrük vergileriyle bile Avrupa'ya karlı bir şekilde ihracat yapabilir. Bu durum, en azından mevcut jeopolitik koşullar altında, Çinli otomobil üreticileri için gümrük vergilerini aşmayı gereksiz hale getiriyor.”

Sebastian, ABD pazarını dışarıya daha kapalı hale getirebilecek olan ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden seçilme ihtimalinin yüksek olmasının, Çin'i AB ile büyük ölçekli bir ticaret savaşından uzaklaştıracağı değerlendirmesinde bulundu.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.